Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/279 E. 2021/681 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/279 Esas
KARAR NO : 2021/681
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile müvekkilinin oğlu … ‘in %50’şer hissesine sahip oldukları … A.Ş.’nin şirket hisselerini 16.01.2019 tarihinde …’e devrettiklerini, şirketin 16.01.2019 tarihinde bütün aktif ve pasifi ile devredildiğini, söz konusu şirketin hisse devir tarihinde … Bankası borcunun bulunduğunu, borcun şahsi kefilinin müvekkili olduğunu, borcun şirket tarafından ödenmemesi nedeni ile müvekkili tarafından ödendiğini, borç miktarının toplam 73.327,06 TL olduğunu, davalı şirkete … Noterliği’nden 22 Şubat 2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini ancak davalı şirketin yine de borcunu ödemediğini, şirket hisselerinin tamamının devredildiğini, …’in de imzasının bulunduğu 23.01.2019 tarihli protokolde müvekkili tarafından …’e devredilen %50 hissenin %25inin davalılardan …’a , %25inin ise davalı …’ya ait olduğunu, bu iki davalıya ait olan şirket kar payının yarısının müvekkiline ödenmesinin davalılar …, … ve … tarafından taahhüt edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını beyanla müvekkilinin şahsi kefaleti nedeniyle ödemek zorunda kaldığı … Bankasına olan … SAN. Ve TİC. AŞ.ne ait 73.337,06 TLlik şirket borcu ile , 23.01.2019 tarihli Protokol gereği şirketin 2019 yılı karının … ve …’ya ait olan kısmının %50sinin yarısı ile 2020 yılına ait şirket karının aynı şekilde yarısının fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
…, … ve … vekilleri cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri gerçek kişilerin davacıya ödenmiş olduğu iddia edilen borç ile ilgili bir taahhütte bulunmadıklarını ve hakikatte böyle bir borç olmadığını, davalı … ve …’ın şirketin ortağı dahi olmadıklarını, şirketin ortağı …’in sadece ortaklığa karşı sorumlu olduğunu, ortaklık borçlarından ötürü kişisel bir sorumluluğu da bulunmadığını, davacıya ödeme yapılması için müvekkili şirketin borcu için kesilmiş 19.03.2019 tarihli çekin aynı tarihte müvekkili …’in çek tutarı kadar …’tan çekmiş olduğu 19.03.2019 tarihinde davacı …’in … hesabına 158.414,00 TL yatırılmış olmasının yapılmış olan ödemeye delil teşkil ettiğini, müvekkili şirketin davacının dayanmış olduğu protokolün tarafı olmadığı için müvekkili şirkete yönelik talebin pasif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini beyanla müvekkillerine yöneltmiş olduğu haksız ve hukuki temelden yoksun bütün taleplerinin usul ve esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiada bulunduğu sözleşmede müvekkilinin imzasının bulunduğunu, sözleşmede, müvekkilinin … A.Ş. Ortağı ve yetkilisi olmadığını, Ortağı ve yetkili olmadığı için adı geçen şirketin temsil ve ilzam yetkisinin de olmadığını, ortak ve yetkilisi olmadığı bir şirkette aktif veya pasif tasarrufta bulunacak yetki ve ehliyeti olmadığını, tasarruf yetkisi ve ehliyeti bulunmadığı için bahsi geçen protokoldeki şartların gerçekleşmesinin imkansız olduğunu, davacının protokol imzalandıktan 2 seneye aşkın süreden sonra borcun tahsili için 22.02.2021 tarihine kadar herhangi bir uyarı veya ihtarname bulunmadığını beyanla davacının yöneltmiş olduğu haksız ve hukuki temelden yoksun bütün taleplerinin, haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın esastan reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile; “Dava şartı olarak arabuluculuk” ”MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Eldeki davada arabuluculuk yoluna başvurunun dava şartı olduğu ancak davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadığı, mahkememizce yapılan tensiple birlikte arabuluculuk son zaptını sunması için davacı tarafa kanunda belirtildiği şekliyle 1 haftalık kesin süre verilmesine rağmen arabuluculuk son zaptının anılı kesin süre içinde mahkememize sunulmadığı anlaşıldığından, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesi ile 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin yatırılan 1.423,02 TL harçtan, 59,30 TL karar ve ilam harcının düşümü sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 1.363,72 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır