Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/272 E. 2022/448 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/209 Esas
KARAR NO : 2022/372

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından sigortalanmış olan … SAN. ait … plakalı aracın, 30/12/2019 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarparak ve … ilinin … ilçesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu davacıya ait… plakalı araçta meydana gelen hasar, bağımsız eksper … tarafından KDV dahil toplam 8.507,68-TL. olarak tespit edildiğini, Somut olayda Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğünce 23.09.2010 tarihinde yayımlanan 2010/30 nolu sektör duyurusu uyarınca; bağımsız eksper tarafından araçta oluşan hasar onarım miktarının tespiti yapıldığını, 5634 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin 17. fıkrasınca “Maddi hasarla sonuçlanan trafik kazaları için yetkili sigorta eksperleri tarafından düzenlenmiş, örneği İçişleri Bakanlığınca tespit olunacak rapor, sigorta tazminatının ödenmesinde Karayolları Trafik Kanununun 99 uncu maddesindeki kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı hükmündedir. Eksperler tarafindan düzenlenen raporlar delil niteliğindedir”” hükmüne göre, bağımsız eksper tarafından düzenlenen raporların birinci dereceden delil niteliğinde olduğunu, kazadan sonra düzenlenen eksper raporunu ekte sunduklarını, Söz konusu kaza neticesinde davacının aracında meydana gelen hasar onarım bedelinin tazmini amacıyla 11/09/2020 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna … E. Sayılı dosya ile başvuruda bulunulduğunu, 04/02/2021 tarih ve… K,. Sayılı karar ile sayın hakem dosyanın usulden reddi ile el çekilmesine karar verdiğini, işbu sebeple dava açma zorunluluğu meydan geldiğini, her ne kadar bağımsız eksper tarafından hasar bedeline ilişkin bir tespitte bulunulmuşsa da, yargılama sırasında celb edilecek belge, resim ve sair deliller doğrultusunda yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrasında hasar onarım alacağın miktarı belirlenebilir hale geleceğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, TBK’nın 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” olduğunu, mevcut durumda davalının sigortalısının, müvekkili kusuruyla ve hukuka aykırı bir fiille zarara uğrattığı ve bunu tazminle yükümlü olduğunun açık olduğunu, kazaya sebebiyet vere taraf veya somut olayda olduğu gibi sigorta Şirketi; kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğundan oluşan hasar onarım bedelinin tazmin edilmesinin gerektiğinin açık olduğunu, davalıya 28/07/2020 tarihinde ihtarname gönderilmiş ve 2913 sayılı Kanunun 97. maddesi uyarınca 15 gün içinde yazılı cevap verilmesi veya ihtarnamede belirtilen hesap numarasına yatırılması, aksi halde her türlü yasal yollara başvurulacağı bildirilmiş olmasına rağmen hasar onarım bedelini ödenmediğini, bu sebeple kaza sebebiyle oluşan 100 TL hasar onarım bedelinin davalı sigorta şirketinden, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili bedel arttırım dilekçesi ile; …bakiye hasar onarım bedeline ilişkin 1.182,31-TL’nin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazmini talep etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının, sahte belge düzenleyerek sigorta şirketinden tazminat almak suçundan dosyadaki ekspertiz bürosunu ve avukatları savcılığa şikayet ettiğini, davacı tarafın sunmuş olduğu ekspertiz raporu delil olarak değerlendirilemeyeceğini, kazaya sebep olan araçların kusur durumlarının tespitini talep etiklerini, aracın onarımı eksiksiz tamamlanmış ve servisten teslim alınmış olup davacı tarafından aracın onarımı için ekstra bir ödeme yapıldığı somut delilleri ile ispat edilemediğini, TBK ve TTK gereği gerçek zarar, aracın normalde kaç tl’ye onarılacak olmasına göre değil somut olarak ödenen onarım bedeline göre belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın aracının onarımı
tamamlanmış servisten teslim aldığını, bu durumda araçta yapılan işlemler somut olarak tespit edilebilecek nitelikte olduğunu, bu nedenle işçilik için ödenen, yedek parça için ödenen tutarların belirli olduğunu, artık taktir ile tespite gerek olmadığını, davalı sigortacıya ihbar edilmeden davacı, aracını kendi seçmiş olduğu serviste aracın onarımını tamamlatmış olup, hasar gören parçaların tedariki davacı tarafın talepleri doğrultusunda servis tarafından yapıldığını, daha sonra aracın onarımı bittikten sonra zararın davalı sigortacıdan talep edildiğini, bu nedenle artık “ben aracımın orijinal parçalar kullanılarak yapılmasını istiyordum” deme hakkı olmadığını, orijinal parça kullanılarak yaptırma imkanı olan davacı
tarafın bu hakkını kullanmayarak aracın onarımının tamamlamış olduğunu, bu nedenle bakiye çıkmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın ihbarda bulunmadan aracını kendisi tamir ettirmiş olup bilgisi dahilinde aracın parçaları tedarik edilmiş ve servis tarafından montajının yapıldığını, artık orijinal parça ile aracını yaptırmak istediği iddiasının yersiz olduğunu, artık gerçek zararın aracın mevcut onarım bedeli olduğunu, davacı tarafından dosyaya hasarlı parçaların değişim yapıldığını gösterir hiçbir evrak sunulmadığını, davacı tarafa ait araçta meydana gelen hasar ve araçta yapılan işlemlerin tespiti için bilirkişi tarafından aracın fiziken görülmesi, inceleme yapılması gerektiğini, davalı sigortacı tarafından trafik sigortası genel şartları b.2 tazminat ve giderlerin ödenmesi başlığı altında bulunan 2.2. Bendi gereğince hesaplama ve ödeme yapıldığını, zarar görenin makul tedbirler almak suretiyle kendi davranışı ile kaçınabilecek olduğu bir zararın tazminini zarar verenden talep edemeyeceğini, davacı tarafın inceleme yaptırmayarak davalı sigortacı tarafından hasarlı parça tedariklerinin yapılması, alınan onarımı için teklifleri göz önüne alındığında daha uyguna onarımının
yapılmasının önüne geçilmiş olduğundan (kabul anlamına gelmemek üzere) davacı tarafından zararın artmasına kendisinin neden olduğunu, davacı tarafın aracını kendisi yaptırmaya diretmeyip, davalı sigortacı ile koordineli şekilde yaptırmış olsaydı yedek parçalar orijinal tedarik edilecek ve işçilik ücretlerinin daha makul olacağını, davalı sigortacıya ihbar etmeden işlemleri sonlandırmış olan davacı taraf zararın artmasına kendisinin neden olduğunu, yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanması gerektiğini, davalı sigortacının sorumluluğunun, kaza tarihini itibari ile benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları’na ilişkin tebliğ’in “b.2. Tazminat ve giderlerin ödenmesi” başlıklı maddesinin; 2.1 fıkrasının iptali için Danıştay’a başvuruda bulunulmuşsa da Danıştay 15. Hukuk Dairesi tarafından 2015/6111e., 2018/6093k sayılı dosyasında 27.06.2018 tarihinde verilen kararın 12. Sayfasından görüleceği üzere ilgili maddenin iptali talebinin reddine karar verdiğini, faturalar dosyasına sunulmadan onarım bedelinin KDVsinden müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin reddi gerektiğini, en yüksek temerrüt faizi diye bir faiz türü olmadığını, faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek devam ettiği dilekçesinde sonuç olarak davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı aracında meydana gelen hasar bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların kusur durumu, araçta meydana gelen hasar ve tutarı ile bundan davalının ne oranda sorumlu olacağı hususlarında bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak;
. SONUÇ: Ayrıntılı Şekilde Dosya İncelendi Araçla İlgili Kişi–Kurum-Kuruluşlardan Elde Edilen Bilgilerden Değerlemesinde Maliyet Ve Emsal Karşılaştırma Yöntemleri Birlikte Kullanılarak Aracın Rapor Tarihli Değerinin Hesaplamaları Yapılmış . Araç İçin Üretici Firmalar Ve 2.El Piyasada Aracı,Bilen Firma/Kişiler İle Görüşülmüş, Aracın Maliyet Değeri ,Marka, Tip, Modeli, İmal Yılı, Teknik Özellikleri, Kapasite Bilgileri, Ekonomik Ömrü Ve Yıpranma Payı, Kullanım İle Hasar Fotoğrafları İle İlgili Bilgiler (Tramer) Paylaşılarak Ve 2.El Piyasa Değerleri İle Alıcısı Az/Satışı Güç” Olarak Değerlendirilmiş. İlgili Görüşleride Alınmıştır. Günümüz Ekonomik Piyasa Koşulları Da Dikkate Alınmıştır, Araca Ait Fatura Dosyada Olmadığından Mülkiyet Tespiti Yapılamamıştır.
.1. Davacı tarafından dosyaya hasarlı parçaların değişimi ile ilgili Fatura veya belge sunulmadığı Değişimlerin ve onarımın Servistemi yapıldığı orijinal parça olup olmadığı hususunda belge ve bilgi bulunmadığı bilirkişi tarafından aracın fiziken görülmesi, inceleme yapılması nın olay tarihinin 30/12/2019 olması nedeni ile üzerinden 2 yıl 4 ay geçtiği Bu nedenle değişen parçaların ve işçiliğin orijinal servistemi yoksa dışardamı yapıldığı hususunda araştırmanın mümkün olmayacağı , yapılan hasar tepitinde hakkaniyet oranında gerek iskonto düşülmediği iddiası gereksede parçaların fatura veya belgesi olmadığı iddiası incelenerek hesaplama tarafımdan yapıldığı nedenle tarafların itirazları doğrultusunda dosya değerlendirilerek Maliyet Ve Emsal Araştırmaları ile aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
KDV HESABI İÇİN FATURA GEREKİR
Tamir Masrafı Belli Olan Araç Bakımında Tbk’da Tanımlanan Zarar Kavramına Aykırılık Oluşturur. Nasıl Ki Onarım Ücretinin Kdv’siz Olamayacağı Kabul Ediliyorsa Kdv Ödenen Bir Yerde De Makbuz Düzenlenmiş Olması Gerekliliği De Aynı
Şekilde Kabul Edilmelidir. Ayrıca Bir Çok Kişinin Daha Düşük Bedel Ödemek İçin Kdv’siz Bedel Üzerinden Anlaşmaları Toplumumuz Gerçeği Olduğundan Onarımın Kdv’siz Bedel Üzerinde Anlaşılması İmkan Dahilinde Olup Kdv Alınmamasının
Cezaya Bağlanması da Aslında Her Durumda Kdv Alınmadığının Kanun Koyucu Tarafından Kabul Edildiğinin Göstergesidir.
Buna Karşın Kdv Ödenen Bir Yer De Mutlak Surette Makbuz Düzenlenmiş Olmalıdır.
Nitekim, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 18.04.2005 Tarihli, E.2005/4760, K.2005/4077 Sayılı Kararı “…Davacı Taraf Fatura İbraz Etmemiştir. Bu Durumda, Parça Ve İşçilik Ücretlerine Kdv Eklenerek Hüküm Kurulması İsabetli Görülmemiştir.
Bilirkişiden Parça Ve İşçilik Konusunda Kdv İndirilmek Suretiyle Ek Rapor Alınarak Sonucuna Göre Karar Vermek Gerekir.” Yönündedir. Yargıtay Kararlarına Göre Değerlendirildiğinde Bu Durumda Başvuran Tarafından Kdv Ödemesi Yapılmış İse Bir Faturanın Olacağı Tartışmasızdır. Yerleşik Yargıtay Kararları Gereği Onarımı Yapılan Araçlar İçin Fatura Kesilmesi Zorunlu Kabul Edildiğinden, Davacı Tarafından Da Aracın Onarımı Yapıldığından Eğer Kdv Ödenmiş İse Faturaların Dosyasına Sunulması Gerekmektedir. Faturalar Dosyasına Sunulmadan Onarım Bedelinin Kdv’sinden Müvekkil Şirket Sorumlu Değildir.
KDV HESABI FATURA GEREKTİRMEZ
Yargıtay 17 Hukuk Dairesi E 2015/2185 K . 2015/11238,T26.10.2015 ;3065 sayılı KDV kanunu 1. Msi ne göre Türkiyede yapılan sinai,ticari,ziari faaliyet ve serbest meslek failiyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV ye tabidir.
Kesinleşen hasar bedeline ait fatura ibraz edilmese dahi davacı lehine KDV dahil edilerek hasar bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Dosyada yer alan fotoğraflar ve örtüşen taraf iddiaları,tespit tutanağı,ve exper raporu (Uzman Görüşü) yapılan ödeme ile kabuller (1656,49) sonucunda vardığım kanaat ile Hasar miktarı Kdvli olarak 3.138,8 Tl olacağını
hesapladım. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında yer aldığı şekli ile yapılan hasar hesaplamasında KDV dahil ve KDV Hariç olarak iki türde hesap. yapılmıştır.
Sayın mahkemenin takdirindedir.
KUSUR HESABI: … sevk ve idaresindeki … plakalı araca Sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç sağ yan kısmından çarpması şekli ile oluşan kazada yer alan anlaşmalı kaza tespit
tutanağı ve exper raporunda yer aldığı şekli ile … adlı sürücünün Ktk 53/b ve tam kusurulu,ASLİ oranda kusurlu olacağı Mehmet Gündoğdu adlı sürücünün kusursuz olacağı hesaplanmıştır.
(Taleple bağlılık ileksi gereği Değer Kaybı Dava Dilekçesinde Yer Almadığından Hesap Yapılmamıştır. (ARD) 133250 Tl (Yüzotuzüçbin ikiyüzellilira) olarak bulunur ve hasar oranı ile karşılaştırıldığında hasarın makul olacağı değerlendirilmiştir.
Davalı Sigortacının, düzenlemiş olduğu Sigorta Poliçesinde tanımlanan … motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde (maddi kazalarda araç başı azami 39.000.-TL) karşılamakla yükümlü olduğu, Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlı olduğu, Davalı Sigortacının farklı 3 ödeme dekontundan anlaşılacağı üzere, davacı müvekkiline toplam 1.956,49 TL ödeme yaptığı, ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama Kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacının maliki olduğu … plakalı araç ile davalı tarafça sigortalı …plakalı aracın çarpışması sonucu davacı aracında hasar meydana geldiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, KDV dahil hasar bedelinin 3.138,80 TL olduğu ve bu miktarın da makul olduğu hususlarının belirlendiği, davalı tarafın kusur oranına yönelik tespitlere açıkça bir itirazının olmadığı, davadan önce zorunlu olarak davalı sigorta şirketine başvuru yapılarak ödeme talep edildiği, İstanbul BAM 9. HD’nin 2020/1000 Esas ve 2022/687 karar sayılı ilamında da değinildiği üzere KDV dahil bedel üzerinden davacı zararının giderilmesi gerektiği, davalı tarafça davacıya ödenen 1.956,49 TL nin düşümü sonucu kalan 1.182,31 TL hasar bedelinden davalının sorumlu olduğu, sigortalı aracın kullanım amacının ticari olması nedeniyle işleyecek faizin ticari faiz olması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne dair miktar itibariyle kesin nitelikte aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
1.182,31-TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 13/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 80,76 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,46 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 1.630,10 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 1.182,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine YEROLMADIĞINA,
7- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
8-Devletçe karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
9- Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç ile 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 118,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır