Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/249 E. 2022/24 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/249 Esas
KARAR NO : 2022/24

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkile ait ve davalı sigorta şirketine ZMM poliçesi ile sigortalı … plakalı otobüsün 01/09/2009 tarihinde maruz kaldığı kaza neticesinde muavini …’nun vefat ettiğini ve davalı sigorta şirketinin mirasçılarına poliçe kapsamında ödeme yapmadığından müvekkil aleyhine açılan dava neticesinde ölenin eşine 114.010 TL, kızına ise 43.791,44 TL olmak üzere yargılama giderleri ile birlikte toplamda 224.858 TL ödeme yaptığını, bu miktarın davalıdan tahsili için yapılan takibe vaki davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, kaza tarihinde poliçe teminatının 150.000 TL olduğunu, müvekkilinin 7.801 TL’si anapara olmak üzere toplam 13.239 TL ödeme yaptığını, aracın … Ltd. Şti’ye kiralandığının sabit olduğunu ve davacının işleten sıfatının sona erdiğini, davacı şirkete karşı kaza tarihinden itibaren faiz işletilmekle birlikte, müvekkil şirketin kaza ile temerrüde düştüğünün kabulünün mümkün olmadığını, temerrüt süresinin kaza tarihinden itibaren değil, delillerin tümünün müvekkil şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine sigorta tazminatından kaynaklı alacağına istinaden 224.858,00 TL asıl alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda aktüerya uzmanı …ile borçlar hukukçusu Prof. Dr…. marifetiyle inceleme icra edilerek SGK,…Sigorta ve sair ödemelerin mahsubunun gerekip gerekmediğinin, yine davalı sorumluluğunun tartışılarak var ise; davacı alacağının ferileri ile birlikte hükme esas, Yargıtay denetimine uygun olacak şekilde belirlenmesi için rapor alınması ve konuya ilişkin 01/07/2015 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu raporlarında özetle;
“Kazaya karışan … plakalı araç davalı sigorta şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile dava dışı… Şirketi tarafından Zorunlu Taşımacılık Sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır. Yine söz konusu araç … Sigorta A.Ş tarafından Karayolu Yolcu Taşımacüığı Zorunlu Ferdi Kaza Koltuk Sigorta Poliçesi ile sigortalanmıştır.
Destekten yoksun kalma nedeniyle uğranılan zarardan öncelikle aracı zorunlu taşımacılık sigorta poliçesi ile sigortalayan şirket, zararın söz konusu poliçedeki limiti aşması halinde ise aşan kısım için aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan sigorta şirketi sorumlu olacaktır.
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Ferdi Kaza Koltuk Sigorta Poliçe kapsamında talep edilen tutarın, destekten yoksun kalma İle bir ilgisi bulunmaması ve poliçe limitinde yer alan tutarın maktu olarak ölenin geride kalan hak sahiplerine miras payları oranında ödenmesi gerektiğinden; somut olayda da aracı Ferdi Kaza Koltuk Sigorta poliçesi ile sigortalayan … Sigorta tarafından hak sahiplerine yapılan ödemenin işbu davaya bir etkisi olmayacaktır.
Diğer yandan;Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, soz konusu poliçe kapsamında araçta bulunan yolcuların zararları teminat altına alınmış olup, genel şartların A.5.b maddesinde ‘b. Sürücü, hizmetliler ve sigortalının eylemlerinden sorumlu tutulduğu diğer kişiler ile yolcu bileti olmayan kişilerin talepleri” kapsam dışında olan haller arasında sayılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik} Sigortası Genel Şartları ile belirlenen ve teminat dışında kalan haller arasında araçta hizmetli olanlar sayılmamıştır.
Dava konusu olayda araçta muavin olarak çalışan… vefat etmiş olup, söz konusu kişinin hak sahiplerinin poliçe genel şartlarının A.5.b maddesine göre aracı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalayan dava dışı … Sigorta A.Ş ‘e başvuru haklan bulunmamaktadır. Bu durumda da, kazada vefat eden muavinin geride kalan hak sahiplerine karşı aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı sorumlu olacaktır.
Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; yukarıda arz ve izah edilen hususlara göre davacının, kazada vefat eden hak sahiplerine destekten yoksun kalma nedeniyle yapmak zorunda kaldığı maddi tazminatlardan aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan davalının da sorumlu olduğu ve buna göre de davacının ödediği tutarı, poliçe limitleri içinde davalıdan talep edebüeceği esasına göre davacının talep edilebilir alacak tutar belirlenerek takdire sunulacaktır.
Ankara … İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile … hak sahipleri tarafından açılan maddi manevi tazminat davası sonucu yapılan yargılama sonucunda; eş …’nın destek zararı = 139.994,21TL
Kızı Betül’ûn destek zaran – 43.791,44 TL olarak belirlenmiştir.
Talep bağlı kalınarak eş Fatma için 114.010,00 TL vç kızı Betül için 43.791,44 TL maddi tazminat hüküm altına alınmıştır.
Ankara …İş Mahkemesince yapılan yargılama sonucu olayda vefat eden…’nun geride kalan hak sahiplerinin destek zararları belirlenmiş olup, kesinleşen mahkeme ilamı karşısında yeniden destek zarar hesabı yapılmaksızın belirlenen tutarlar işbu raporda da aynen esas alınacaktır.
Olayda vefat eden …’nun geride kalan hak sahipleri lehine hüküm altına alman destek zararı toplamı (114.010,00+43.791,44)= 157.801,44 TL.dır.
Olaya tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı sigorta şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 150.000,00 TL-dır. Bu durumda hüküm altına alınan tutar limiti aştığından davalının sorumluluğu 150.000,00 TL.lık limit ile sınırlı olacaktır. Ancak;
Davalı tarafından davacıya daha önce 7.801,00 TL ana para ödemesi yapılmış olup, söz konusu tutarın poliçe limitinden tenzili sonucu davalının bakiye sorumluk limiti (150.000,00 * 7.801,00)* 142.199,00 TL olarak devam edecektir.
Ankara … İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile açılan dava, davalı sigorta şirketine ihbar edilmiştir Aynı şekilde olayda vefat eden hak sahipleri tarafından yapılan başvuru sonucu sigorta şirketi tarafından 13.10.2009 tarihinde yapılan başvuru talebi reddedilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunim 99. maddesinde; Mad. 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırlan içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…* demektedir. Bu durumda;
Hak sahipleri tarafından yapılan 13.10.2009 başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 23.10.2009 tarihinde Cuma günü mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalının en erken bir sonraki iş günü olan 26.10.2009 tarihinde temerrüde düşmüş olacağı kanaatine varılmıştır.
Ekli Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2011/11660 ile 2005/3213 E. sayılı kararlarında özetle;
Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı, bu savsaması nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini ve kararların kesinleşmesinden sonra gelen sürenin faizini isteyemez../ demektedir. Bu durumda;
Davalı 142.199,00 TL bakiye poliçe limitinin, 26.10,2009 temerrüt tarihinden Ankara…İş Mahkemesinin …E sayılı dosyası ile verilen kararının, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 13.05.2013 tarihli onama karan ile kesinleştiği tarihe kadar geçen süredeki yasal faizi ile davalıya karşı sorumlu olacaktır. Buna göre davacının talep edilebilir faiz alacağı aşağıdaki gibidir;
Tarihler Asıl Alacak Oran Süre Faiz tutarı
26.10.2000 13.05.2013 142.199,00 TLx 9% x 1295 / 365 = 45.406,26 TL
Her ne kadar yukarıda asıl alacak için talep edilebilir faiz tutan 45.406,28 TL olarak belirlenmiş ise de; icra dosyasında talep edilen tutar 42.409,00 TL olduğundan ve usul hukuku açısından talebin aşılması mümkün olmadığından talep bağlı kalınarak faiz alacağı 42.409,00 TL olarak esas alınacaktır.
Ankara …1ş Mahkemesinin … E, sayılı dosyası toplam 157.801,44 TL maddi tazminat hüküm aluna alınmıştır. Davalının olay tarihindeki sorumluluk limiti 150.000,00 TL. dır.
Hüküm altına alınan maddi tazminatlar nedeniyle toplam (11.170,80+5,067,06)= 16.237,86 TL avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Bu durumda;
Sigorta şirketinin avukatlık ücretinden sorumluluğu limit ile sınırlı olup hüküm altına alınan avukatlık ücretinin limite isabet eden tutan (150.000,00 x 16.237,86/İS^CSOI,44)= 15.435,09 TL.ye tekabül etmektedir.
Ankara …İş Mahkemesinin… E. sayılı dosyası ile verilen karara istinaden davacı tarafından 2.092,15 TL yargılama gideri ödenmiş olup, toplamda maddi ve manevi tazminat olarak 207.801,44 TL.nm hüküm altına alındığı dikkate alındığında yargılama giderlerinin poliçe limitine isabet eden tutan (150.000,00×2.092,15/207.801,44)= 1.510,20 TL.ye tekabül etmektedir.
Ankara …İş Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası ile açılan dava, davalı Sigorta şirketine ihbar edilmesine karşın, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle; yargılama gideri île avukatlık ücretinin poliçe limitine isabet eden tutan (15,435,09 + 1.510,20)=16.945.29 TL.dır. Ancak;
Her ne kadar yukarıda poliçe limitine isabet eden avukatlık ücreti ile yargılama gideri tutarı 16.945.29 TL olarak belirlenmiş ise de; icra dosyasında talep edilen tutar toplamı (14.150,00+1.650,00)= 15.800,00 TL olduğundan ve usul hukuku açısından talebin aşılması mümkün olmadığından taleple bağlı kalınarak avukatlık ücreti ile yargılama gideri alacağı 15.800,00 TL olarak eaas alınacaktır.
Ekli Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2011/11660 ile 2005/3218 E. sayılı kararların göre; davalının Ankara … İş Mahkemesinin … E sayılı dosayısın da taraf olmaması ve buna göre de söz konusu mahkemece verilen kararın kendi kusurlu davranışı ile icraya düşmesine yol açan davacının icra giderleri ile avukatlık ücretini rücu hakkının bulunmadığı kabul edilerek alacak hesabında icra giderleri dikkate alınmayacaktır.” şeklinde mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce;davacı şirket tarafından Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Taşıma Sigortacısı … Sigorta A.Ş aleyhine İstanbul … ATM’nin…esasına açılan davanın yapılan yargılaması neticesinde;policenin yolcu zararlarını teminat altına aldığı,sigortalı araçta çalışanların zararlarının Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Taşıma genel şartları gereğince teminat altında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği görülmüştür.
Dava; kazaya karışan sigortalı araçta muavin olarak çalışan dava dışı müteveffa …’nun geride kalanlarına Ankara … İş Mahkemesinin … esas ve … sayılı kararı gereğince ödenen maddi tazminatın davalı ZMM sigortacısından rucuen tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davalı yan;davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacı yanın maliki olduğu otobusün karıştığı kazada ölen çalışanının mirasçılarına iş mahkemesi kararı ile ödenen maddi tazminatın ZMM sigortacısı davalıdan talep edilip edilemeyeceği, ZMM sigortacısının zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davalı yan;davacının aracı dava dışı … Turizm kiraya verdiğini,işleten olmadığını savunmuş ise de;öncelikle davacı ile işleten sıfatıyla poliçe düzenlediği, ayrıca Ankara … İş mahkemesinin konuya ilişkin kesinleşen kararı ile davacı yanın işleten sıfatının sabit olduğu,aksinin davalı sigorta şirketince kanıtlanamadığı anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.Davacı yan,işleten sıfatıyla dava konusu ödemeyi yapmakla ZMM sigortacısından talep etmekte aktif husumete sahip olduğundan talebin esastan incelenmesine geçilmiştir.
Davalı yan;öncelikle Zorunlu Karayolları Taşımacılık Mali Mesuliyet sigortacısının sorumlu olduğunu savunmuş isede;Zorunlu Karayolları Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası genel şartlarının A.5.b maddesi gereğince araçta çalışanlar teminat kapması dışında olduğundan ve bu yönde ZKM mesuliyet sigortacısına karşı İstanbul … ATM’ye açılan ve reddedilen dava keşinleşmekle davalı yanın bu yöndeki savunmasına da itibar edilmemiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; mahkememizce denetlenen ve benimsenen mübrez raporla da belirlendiği üzere Ankara … İş mahkemesinin … esas sayılı dosyasına istinaden davacı yanın ödemek zorunda kaldığı 142.199 TL asıl alacak,14.150 TL ilam vekalet ücreti,1650 TL yargılama gideri,42.409 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 200.408 TL’nin davalıdan talep edilebileceği, davacı yanın icra takibine maruz kalması kendi kusurundan kaynaklandığından bu yöndeki giderleri talep edemeyeceği kanaati hasıl olduğundan davanın kısmen kabulü ile, İst. 21 İcra müdürlüğünün 2014/8416 esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan 200.408 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalı yanın likit olan alacak nedeniyle %20 icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair verilen hükmünün davalı vekilinin vaki temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/4063 esas, 2020/3399 karar sayılı, 15/06/2020 tarihli kararı ile;
“1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un geçici 1.maddesi gereği, kanunun yürürlük tarihinden önce açılan davaların, açıldığı mahkemelerde görülmeye devam edileceği hükmü ve eldeki davanın tarihi dikkate alındığında, mahkemenin davada görevli olmasına; dava dışı 3.kişinin zararından davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu olan davacının ödediği bedeli, davalı ile aralarındaki poliçe hükümleri gereği rücuen talep etmekte haklı olduğuna ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, araç işleteni sıfatıyla dava dışı 3.kişiye ödeme yapan davacının ödediği bedelin, aracın trafik sigortacısı olan davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının dava dışı 3.kişiye ödediği ve sigortacısı olan davalıya rücu edebileceği tazminatın üst sınırını, davacının ödediği bedel oluşturmakta ise de; davacı tarafından ödenen bedelin yerinde olup olmadığı hususunun denetlenmesi, bu denetlemenin sağlanması bakımından da konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir. Mahkeme tarafından bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmadığı; hükme esas alınan 29.06.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadan (kesinleşen İş Mahkemesi dosyasında alınan raporla tazminatın hesaplandığı gerekçesiyle), sadece davalının poliçesindeki bakiye limite göre sorumlu olacağı tazminat ve fer’ileri için oranlama yapılmak suretiyle belirlemeye gidildiği görülmektedir.
Mahkemenin benimsediği raporda tazminat hesaplaması yapılmamasına gerekçe kabul edilen İş Mahkemesi dosyasındaki tazminat hesap raporu dosya içinde bulunmamakla birlikte; İş Mahkemeleri tarafından alınan tazminat raporlarının TRH 2010 Tablosu’na göre düzenlendiği ve Dairemizin yerleşik uygulamalarındaki ilkelere uygun olmadığı da dikkate alındığında, tazminat hesap raporu alınmadan karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davacının dava dışı 3.kişiye ödediği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından, konusunda uzman aktüerya bilirkişisinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 Esas- 1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak desteğin ve hak sahiplerinin muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; desteğin muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması ilkelerini de gözeten, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; davacı ödemesinin dayanağı hükmün verildiği Ankara … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı sigorta şirketinin taraf olmadığı; davalının ölenin hak sahiplerine yaptığı kısmi ödeme nedeniyle limitini kısmen tükettiği ve limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olan davalının sorumlu olduğu miktarların hesaplanması için bilirkişi incelemesinin gerekli olduğu dikkate alındığında, alacak likit olmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmemiş olması da doğru değildir.” şeklinde gerekçesi ile bozulmuş bu defa davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/12080 esas, 2021/1687 karar sayılı, 22/02/2021 tarihli kararı ile;
“1-Dosya içeriğine, davalı tarafından düzenlenen ZMSS poliçesi kapsamında 3.kişilere yaptığı kısmi ödemeyle poliçe limiti düşen ve ancak kalan limitle sınırlı biçimde rücu edilebilecek olan davalının sorumlu olduğu miktarın bilirkişi raporuyla tespit edilebileceği (alacağın likit olmadığı) dikkate alındığında, icra inkar tazminatına ilişkin karar düzeltme isteminin yerinde görülmemesine; mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan sair karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davaya konu kaza nedeniyle zarar gören 3.kişilere ödenmesi gereken destekten yoksun kalma tazminatının PMF 1931 Yaşam Tablosu kullanılarak hesaplanması konusunda bilirkişi raporu alınması için mahkeme kararı bozulmuştur.
Davacının ölenin hak sahiplerine ödediği ve davaya konu edilen gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Desteğin ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda, Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncel ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacının dava dışı 3.kişiye ödediği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından, konusunda uzman aktüerya bilirkişisinden, Dairemizin içtihat değişikliği de gözetilmek suretiyle, TRH 2010 Tablosu esas alınarak desteğin ve hak sahiplerinin muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi; desteğin muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması ilkelerini de gözeten (davacı ödemesinin dayanağı olan İş Mahkemesi dosyasındaki hesap raporu tarihi verileriyle) hesaplamanın yapılması; daha sonra da davalının bakiye poliçe teminat limitine göre rücu edilebilecek alacak ve fer’ilerinin hesaplanması için denetime elverişli bir rapor alınması gerektiğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.” gerekçesi ile dosya mahkememize gönderilmiş ve dosya mahkememizin … esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce de usul ve yasaya uygun bozma ve karar düzeltme ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda rapor alınmak üzere dosya önceki raporu sunan aktüer bilirkişiye tevdii edilmiş olup, bilirkişi… tarafından düzenlenen 12/10/2021 tarihli ek raporda özetle;
“a)Davacı tarafından işletilen araçta muavin olarak çalışan ve 01.09.2009 tarihinde meydana gelen trafik kaza sonucu vefat eden …’nun geride kalan hak sahiplerinin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5.b maddesine göre aracı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalayan dava dışı … Sigorta A.Ş’ye başvuru hakları bulunmadığından, sorumluk sıralamasına göre kazada vefat eden muavinin geride kalan hak sahiplerine karşı aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan davalının sorumlu olacağı ve buna göre de Ankara …İş Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile verilen karara istinaden maddi tazminat olarak yapılan ödemeler ile buna bağlı olarak oluşan faiz, yargılama giderleri ile ilam vekalete ücretini davacının, davalıya rücu hakkının bulunacağı kanaatine varıldığı,
b) Sayın Mahkemece de davacının talebinde haklı olduğunun kabulü halinde; İstanbul… İcra Müdürlüğünün… E. sayılı icra takip dosyası ile ilgili olarak davacının talep edilebilir alacağının aşağıdaki gibi;
a)Asıl alacak = 142.199,00TL
b)Yargılama gideri ve vekalet ücreti = 15.800,00TL
c) Faiz alacağı = 42.409.00TL
TOPLAM = 200.408,00TL” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay karar düzeltme ilamı uyarınca hesaplama yaptırılarak ek rapor alınmış olup, gerekçeli ve denetime elverişli bulunan ek rapor benimsenerek hükme esas alınmıştır. Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca davalının tarafı olmadığı Ankara … İş Mahkemesinde verilen karar üzerine kararın takibe konu edilmesi ile icra vekalet ücreti ve harcı ödeyen davacının, bu bedeli ve kararın kesinleştiği tarihten sonra asıl alacağa işleyen faizi talep edemeyeceği ancak dava sebebiyle ödediği yargılama vekalet ücreti ve giderini davalıdan isteyebileceği, davalının temerrüt tarihinden İş Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihe kadar işleyen faizin davacı talebinin üzerinde olduğu, yine hesaplanan yargılama vekalet ücreti ve giderinin de davacının takipteki talebini aştığı anlaşıldığından bu kalemler bakımından talep nazara alınarak, icra vekalet ücreti ve harcı yönünden talebin yukarıda açıklandığı üzere reddi suretiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 142.199,00 TL asıl alacak, 14.150,00 TL yargılama vekalet ücreti, 1.650,00 TL yargılama gideri ve 42.409,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 200.408,00 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 13.689,87 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 3.840,05 TL’nin mahsubu ile 9.849,82 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 3.840,05 TL peşin, 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.865,25 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 22.478,56 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 189,20 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 2.189,20 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesap edilen 1.990,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 136,80 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesap edilen 12,44 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır