Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/219 E. 2023/333 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/219 Esas
KARAR NO :2023/333

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:26/03/2021
KARAR TARİHİ:21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … no.lu ZMS/Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan davalı … İnşaat Taah. ve İnş. Malz. Tur. Gıda Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu … plakalı aracın; dava dışı ehliyetsiz sürücü … ‘un sevk ve idaresinde iken, 20.10.2019 tarihinde yapmış olduğu kaza neticesinde … plakalı araçta 96 100 kusurlu bir şekilde hasar meydana getirmiş olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün kaza sırasında Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 88/1 maddesi gereğince ehliyetsiz olduğunun anlaşıldığını, … plakalı araçta kaza sebebiyle oluşan ve ekspertiz incelemesiyle tespit edilen 140.410,00 TL hasar miktarının davalı sigortalının % 100 kusuruna tekabül eden tamamının müvekkil şirket tarafından karşı tarafa ödenmiş olduğunu, ehliyetsiz olarak araç kullanılması ile ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının B/4-b maddesi ihlal edilmiş olduğundan, ödenen tazminatın davalı sigortalıdan rücuen tahsili için sigortalı aleyhine icra takibi yapılmışsa da, yapılan itiraz sonucunda takibin durduğunu ve huzurdaki itirazın iptali davasının açılması zaruretinin hasıl olmuş olduğunu, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğunu, ancak davalı şirket ile anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla davalı şirketin itirazının iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına ve ayrıca %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin araç kiralama işi ile intikal ettiğini, müvekkilinin maliki olduğu … plakalı aracın sürücüler … ve …’a 18.10.2019 tarihinde kiralanmış olduğunu, kira sözleşmesine göre, kiralanan aracın dönüş tarihi 21.10.2019 iken 20.10.2019 tarihinde davaya konu kazanın gerçekleşmiş ve söz konusu kaza nedeniyle müvekkiline ait araçta da ağır hasar meydana gelmiş olduğunu, kaza esnasında, sürücünün müvekkili şirket yetkilisi olmadığı gibi, sürücü …’un hukuken geçerli bir ehliyeti olmakla birlikte, KTY. 88./a/1 maddesinde düzenlenen 1 yıllık süresi dolmuş ehliyetinin bulunduğunu, süresi dolduğu için tazminat kapsamı dışında kalan ehliyetin müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, aracı kiralayan-sürücü …’un ehliyetinin süresinin dolmuş olması sebebiyle, müvekkiline açılan işbu davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin, … plakalı aracı kiralamak isteyen sürücüler … ve …’a ait sürücü belgelerini alarak kontrol ettiğini, hukuken geçerli ehliyetlerinin bulunduğunu görerek aracını şahıslara kiralamış olduğunu, kiralama işleminden sonra, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce tutulan … sistemine aracın kiralanma işlemini, sürücüleri, kira süresini girmiş, sistem tarafından hiçbir uyarı verilmeksizin kişilerin … kayıtlarının yapılmış olduğunu, bu nedenle sürücü …’un ehliyetinin geçersiz-süresinin dolmuş olması sebebiyle müvekkili şirkete atfedilebilecek kusur bulunmadığını, KTY. 88. maddesinde yurt dışından alınan ehliyetin Türkiye’de en fazla 1 yıl süreyle kullanılabileceğinin, 1 yıldan fazla süreyle kullanmaya devam edeceklere uygulanacak idari parası KTK. 39. maddesinde düzenlenmiş olduğunu, bu ehliyetlerin geçersiz olduğuna, sürücülerin ehliyetsiz sayılacağına dair ne kanunda ne de yönetmelikte bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle davacının Genel Şartlar B-4/b maddesine dayanarak rücu talebinin yerinde olmadığını, ayrıca, kaza sonrası olaya yerinde tutulan trafik tespit tutanağındaki sürücü …’a ait kusur oranını kabul etmediklerini, nitekim olaydan sonra, müvekkili şirketin … plakalı araçta bulunan GPRS kayıtlarının incelenmesi ve olay yerinde yapılan incelemeler sonrası, müvekkili şirketçe bilirkişilerden alınan uzman görüşlerinde araç sürücüsü …’un kusursuz olduğunun, kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün sebebiyet verdiğinin tamamen ortaya çıkmış olduğunu, davacının icra takibinde talep ettiği faizi de kabul etmenin mümkün olmadığını, nitekim müvekkiline yazılı olarak ödemenin yapıldığının ve rücuen müvekkilinden talep edildiğinin bildirilmediğini, müvekkilinin temerrüde düşürülmemiş olduğundan, hangi tarihten itibaren işletildiği belli olmayan işlemiş faizi kabul etmediklerini, ayrıca alacağın likit olmadığını ve davacının icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, davanın reddini talep ettiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı tarafa yapılan ödemenin genel şartların B.4-b maddesine dayalı olarak davalı sigortalı şirketten rücuen tahsili istemi ile başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Poliçe, hasar dosyası, ödeme belgeleri, ruhsat ve emniyet evrakları, … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı ceza dosyasına ait evraklar celp ve tetkik edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu olan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiş olup davacı tarafından davalı aleyhine 140.410,00 TL asıl alacak ile 10.386,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 150.796,49 TL alacak üzerinden icra takibinin başlatıldığı, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %9 yasal faiz ile birlikte tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça icra takibine, borcun tamamına, ödeme emrine, işlemiş faize ve borcun tüm fer’ilerine itiraz edilerek takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişiler … tarafından hazırlanan raporda özetle; ” … plakalı aracın sürücüsü …’ un 8596 oranında kusurlu olduğu, … plakalı aracın sürücüsü …’ ın 1596 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araçta meydana gelen onarım zararının hasar tarihi itibariyle 179.410,00 TL olduğu, Davacı … Sigorta T.A.Ş. nin talep edebileceği gerçek zarar miktarının % 85 oranında 140.410,00 TL x 0,85 – 119.348,50 TL olduğu, 18.10.2019 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesi ve … İl Emniyet Müdürlüğü’nün 25.06.2021 tarihli cevabi yazısı ekindeki … kaydına göre, … plakalı aracın 18.10.2019-21.10.2019 tarihleri arasında sadece 3 günlük bir süre için kiralanmış olması nedeniyle, aracın uzun süreli kiralanmadığı, dava dışı kiracı şahısların aracın işleteni konumunda olmadığı ve davalı malik … İnşaat Taah. ve İnş. Malz. Tur. Gıda Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin aynı zamanda İŞLETEN konumunda olduğu, Sürücü …’un pasaport fotokopisi dava dosyasında mevcut olmadığından, yurda giriş-çıkış tarihlerinin kesin olarak tespit edilmesi halinde, dava konusu 20.10.2019 tarihli kazasının, sürücü …’un Türkiye’ye giriş yapıldığı tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde meydana gelmiş ise, davacı … Sigorta T.A.Ş.’nin davalı malik şirketten rücuen talep hakkının bulunmadığı, aksi halde trafik kazasının sürücü …’un Türkiye’ye giriş yapıldığı tarihten sonraki 1 yılın sonunda 2. yıl içerisinde meydana gelmiş ve Alman ehliyetinin Türk ehliyeti ile değiştirilmemiş ise, sürücü belgesinin artık Türkiye’de işlevini ve geçerliliğini yitirmiş olması nedeniyle, davacı … Sigorta T.A.Ş.’nin davalı malik şirketten rücuen talep edebileceği… ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Anılı bilirkişiler tarafından hazırlanan ek raporda özetle; “1. … İl Emniyet Müdürlüğü’nün 04.11.2021 tarihli cevabi yazısı ekindeki tablonun tetkikinden, sürücü …’un 22.08.1994 tarihinde … Kapısından Türkiye’den çıkış yaptığı ve 07.09.1994 tarihinde … Kapısından Türkiye’ye giriş yaptığı bilgisinin bulunduğu, tabloda kaza tarihine kadar başkaca giriş ve çıkış kaydı bulunmadığına göre, sürücü …’un 20.10.2019 kaza tarihinde, mevcut olan Alman ehliyetini Türk ehliyeti ile değiştirmeden Türkiye’de araç kullandığının anlaşıldığı,
2. Bu nedenle; KTY.nin 88. maddesine göre mevcut sürücü belgesinin artık Türkiye’de işlevini ve geçerliliğini yitirmiş olması nedeniyle, davalı malik ve işleten şirketin sorumlu olduğu ve davacı … Sigorta T.A.Ş.’nin davalı malik şirketten rücuen talep hakkının bulunduğu,
3. Kök raporda kusur vönünden varılan kanaatin değişmediği…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut kusur incelemesine yönelik mahkememizce alınan rapor ile ceza dosyasında alınan kusur raporu ve uzman görüşleri arasında çelişki oluştuğu ve bu hususta taraf itirazlarının mevcut olduğu saptanmakla; kusur tespitleri yönündeki çelişkilerin giderilmesi ve tüm dosya kapsamının tetkiki ile davaya konu kazanın meydana gelmesinde hangi tarafın kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde hangi oranda kusurlu olunduğunun ayrıntılı, gerekçeli şekilde tetkik edilmesi sureti ile rapor tanzimi amacı ile dosyanın … Üniversitesi makine-trafik kürsüsünde görevli uzman kişilerden oluşacak 3′ lü bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup bilirkişiler … tarafından hazırlanan raporda özetle; “…DEĞERLENDİRME VE KANAAT:
20.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda verilmiş olan kaza krokisi, kaza oluşumunu en net şekilde göstermektedir:
Heyetimiz, mütalaa raporlarındaki kusur tespitlerine katılmamakta, aşağıda açıklanacak sebepler doğrultusunda mahkemenizce alınmış olan 14.09.2021 tarihli bilirkişi raporu ile ceza davasına verilmiş olan 20.10.2021 tarihli bilirkişi raporlarındaki tespitlere iştirak etmektedir.
2918 sayılı KTK’na göre:
Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak:
Madde 52 – Sürücüler:
a) Kavşaklara yaklaşırken,dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorundadırlar.
Buna göre … plakalı araç sürücüsü …, kavşağa yaklaşırken hızını mahal şartlarına göre azaltmamış, yukarıdaki mezkur maddeyi ihlal ederek aniden kavşağa girmiş olan … plakalı aracın sol arka kısımlarına çarpmış olmakla kazanın oluşumunda alt düzeyde tali kusurlu olduğu görüş ve kanaati oluşmuştur.
Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller:
Madde 84 – Araç sürücüleri trafik kazalarında;
f) Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma,…
h) Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,….
Hallerinde asli kusurlu sayılırlar.
Genel Kurallar
Karayollarında trafiğin akışı :
Madde 46 – Karayollarında trafik sağdan akar.
Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler:
b) Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek,
c) Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek zorundadırlar.
Trafik işaret ve kurallarına uyma zorunluluğu
Madde 47 – Karayollarından faydalananlar aşağıdaki sıralamaya göre;
c) Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorundadırlar.
Buna göre, … plakalı araç sürücüsü …, sevk ve idaresindeki aracı ile tali yoldan 2 şeritli bölünmüş devlet yoluna çıkarken, kendisine hitaben bulunan ‘DUR’ levhasına itibar etmemiş, Devlet Yolu üzerinden kavşağa yaklaşmakta olan araçların geçişini beklememiş, tali yoldan anayola geçerken, dar bir kavis ile iki şeritli bölünmüş yolda sağ şeride geçmesi, Devlet Yolu üzerinden kavşağa yaklaşmakta olan … plakalı aracın geçişini beklemesi gerekirken, sol şerit üzerinden geniş bir kavis ile kavşağa tehlikeli bir şekilde girerek … plakalı aracın önünü kesmiş olmakla kazanın oluşumunda %85 oranda asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatimiz oluşmuştur.
SONUÇ:Nihai hukuki takdir sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere
Dava konusu trafik kazasının oluşumunda
… plakalı araç sürücüsü …’un %85 oranda asli kusurlu
… plakalı araç sürücüsü …’ın %15 oranda tali kusurlu olduğu…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki dava; zorunlu mali sorumluluk sigorta ilişkisinden kaynaklanan genel şartların B.4-b maddesine dayalı rücu talepli icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup taraflar arasında zorunlu mali sorumluk sigorta poliçesinin mevcut ve ihtilafsız olduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı sigortalı tarafından kira sözleşme ilişkisi nedeni ile işleten sıfatının bulunmadığı savunulmuş ise de bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Bu nedenle davalı sigortalının husumet itirazının yerinde olmadığı açıktır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 39.maddesinde ”Sürücü belgelerine ait esaslar” başlığı altında sürücü belgesi sahiplerinin sürücü belgelerinin sınıfına göre sürmeye yetkili oldukları araçlar ile Türk vatandaşlarının ve yabancıların dış ülkelerden aldıkları sürücü belgelerinin ülkemiz sürücü belgeleri ile değiştirilmesine ve dış ülkelerden aldıkları sürücü belgeleri ile ülkemizde araç kullanmalarına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlık yönünden kaza tarihi olan 20/10/2019 tarihinde yürürlükte olan (2020 değişikliğinden önceki düzenleme kapsamında) Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 88. maddesinin birinci fıkrasının a bendinde yer alan “Türk vatandaşlarının dış ülkelerden aldıkları sürücü belgeleri ile ülkemizde araç kullanmaları; 1) Dış ülkelerden alınan sürücü belgeleri ile ülkemize giriş yapıldığı tarihten itibaren en fazla 1 yıl süreyle araç kullanılabilir. 2) Altı aydan fazla ülkemizde bulunanların, araç kullanırken sürücü belgelerinin dış temsilcilikler veya noter tarafından onaylanmış Türkçe tercümelerini sürücü belgesi ile birlikte yanlarında bulundurmaları zorunludur. 3) Bir yılın sonunda ülkemizde araç kullanılabilmesi için dış ülkelerden alınan sürücü belgelerinin ülkemiz sürücü belgesi ile değiştirilmesi zorunludur.” şeklinde düzenlenmiş olup aynı maddenin b bendinde yer alan’ yabancıların dış ülkelerden aldıkları sürücü belgeleri ile ülkemizde araç kullanmaları: “1) Dış ülkelerden alınan sürücü belgeleri ile ülkemize giriş yapıldığı tarihten itibaren en fazla altı ay süreyle araç kullanılabilir. 2) Altı ayın sonunda ülkemizde araç kullanılabilmesi için dış ülkelerden alınan sürücü belgelerinin ülkemiz sürücü belgesi ile değiştirilmesi zorunludur.” hükümleri ışığında değerlendirme yapılması gerekmiştir. Ayrıca davalı yanın cevap dilekçesi içeriğinde, dava dışı sürücü …’un hukuken geçerli bir ehliyeti olmakla birlikte yönetmeliğin 88. maddesinde düzenlenen 1 yıllık süresi dolmuş ehliyetinin bulunduğunun belirtildiği görülmekle bu hususun ihtilaf dışı kaldığı saptanmıştır. Bu kapsamda sürücü …’un 20/10/2019 kaza tarihinde, mevcut olan Alman ehliyetini Türk ehliyeti ile değiştirmeden Türkiye’de araç kullandığının anlaşıldığı, KTY’nin 88. maddesine göre mevcut sürücü belgesinin artık Türkiye’de işlevini ve geçerliliğini yitirmiş olması nedeniyle, davalı malik /sigortalı şirketin sorumlu olduğu ve davacı sigorta şirketinin davalı malik/sigortalı şirketten rücuen talep hakkının bulunduğu anlaşılmıştır. Bir sonraki aşamada talep edilmesi mümkün tazminat miktarının tayini noktasında sigortalı aracın dava dışı sürücüsü …’un kazanın meydana gelmesindeki kusur oranının tayin edilmesi gerekmiş olup mahkememizce alınan rapor ile ceza dosyasında alınan kusur raporu ve uzman görüşleri arasında çelişki oluştuğu ve bu hususta taraf itirazlarının mevcut olduğu saptanmakla; kusur tespitleri yönündeki çelişkilerin giderilmesi ve tüm dosya kapsamının tetkiki ile davaya konu kazanın meydana gelmesinde hangi tarafın kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde hangi oranda kusurlu olunduğunun ayrıntılı, gerekçeli şekilde tetkik edilmesi sureti ile rapor tanzimi amacı ile dosyanın … Üniversitesi makine-trafik kürsüsünde görevli uzman kişilerden oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiştir. Bu kapsamda düzenlenen raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime uygun ve dosya kapsamına uygun olup mevcut çelişkileri giderdiği kanaatine varılmakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu sonucuna varılmıştır. Bu hali ile kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’un %85 oranda asli kusurlu olması ve ödeme tarihinden itibaren davacı sigorta şirketinin işlemiş faiz talep etmesinin mümkün olması nedeni ile davanın kısmen kabulü ile, …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 119.348,50 TL asıl alacak, 8.801,95 TL işlemiş faiz toplam olmak üzere toplam 128.150,45-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vâki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 119.348,50-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine, alacak likit olmadığından, tahkikat işlemleri ile bilirkişi incelemesi neticesinde kusur ve zarar miktarının tayin edilmesi nedeni ile yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 119.348,50 TL asıl alacak, 8.801,95 TL işlemiş faiz toplam olmak üzere toplam 128.150,45-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 119.348,50-TL takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 8.753,96 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 2.575,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.178,73 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan 4.856,5 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 4.127,17 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 20.222,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
7- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
9- Davacı tarafça peşin yatırılan 2.575,23 TL harç ile 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.634,53 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10- Devletçe karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.121,77 TL ‘sinin davalı taraftan, bakiye 198,23 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır