Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/212 E. 2021/530 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/212
KARAR NO : 2021/530
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, dava dışı … …, … … ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti’nin müşterek ve müteselsil borçlusu oldukları, lehtarı davacı müvekkili olan 22/12/2015 keşide tarihli, 21/07/2016 vadeli ve 625.000 TL bedelli bononun teminat gösterilerek, dava dışı … A.Ş. … Şubesinin … nolu hesabından kredi çekildiğini, kredi veren dava dışı … tarafından belirtilen kredinin ödenmeyen bakiye bedeli olan 376.146,95 TL ve ferilerinin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı dosyası üzerinden, 625.000,00 TL meblağlı bono dayanak yapılmak suretiyle anılan bononun müşterek ve müteselsil borçluları olan; davalı …, dava dışı … …, dava dışı … … ve dava dışı … Tic Ltd Şti ve anılan bononun lehtarı müvekkili davacı şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı dosyasından müvekkili davacı şirket aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinin … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2016 tarihli 2016/… Esas, 2016/… Karar sayılı kararı ile, müvekkil, davacı şirket yönünden iptal edildiğini, anılan iptal kararının … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 13/03/2017 tarihli, 2017/… Esas ve 2017/… Karar sayılı kararı ile onandığını, iptal kararı ile müvekkili davacı şirketin … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı dosyasının borçlusu olmaktan çıktığını, gerek anılan 22/12/2015 keşide tarihli, 21/07/2016 vadeli 625.000 TL bedelli bono ile ilgili olarak ve gerekse davalının ablası dava dışı … …’nun müvekkili davacı şirketin yetkilisi olduğu dönemde aslında kendi şahsi ihtiyaçları için kullandıkları ve fakat müvekkili şirket adına …’tan çekmiş oldukları kredi ile ilgili olarak, müvekkili davacı şirketin davalıya hiçbir borcunun olmadığını, müvekkili davacı şirketin anılan kredi sözleşmesinden dolayı dava dışı …’a borçlu olduğu ve anılan kredi borcu kapsamında davalı tarafından …^’a 525.104,91 TL’nin ödenmiş olduğu varsayıldığında dahi, davalının ve dava dışı şahıslar/şirketin 22/12/2015 keşide tarihli, 21/07/2016 vadeli ve 625.000 TL bedelli bono nedeniyle müvekkili davacı şirkete 21/07/2016 tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödenmek kaydıyla 625.000 – 525.104,91 = 99.895,09 TL bakiye borçlu olduklarını beyanla 99.895,09 TL’nin 21/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont ticari faziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, davalı müvekkilinin 625.000 TL’lik bonoyu bankaya teminat göstererek kredi çektiğini ve bu kredinin müvekkili tarafından kullanıldığını iddia ettiğini, bununla birlikte davalı müvekkilinin davacı şirkete kefil olarak bankaya 525.104,91 TL ödediğini kabul ederek, bu ödemelerin birbirinden mahsup edilmesi suretiyle kendisinin alacağı olduğunu iddia ettiğini, öncelikle dava dışı …’tan alınan kredi sözleşmesinin borçlusunun davacı şirket olduğunu, bu hususun Genel Kredi Sözleşmesinin ilk sayfası ile son sayfasına bakıldığında açıkça görüldüğünü, bu bilgiler ışığında bakıldığında krediyi kullananın davalı müvekkili olmadığını, davacı şirket olduğunu, bu nedenle davalı müvekkilinin kredi kefaleti nedeniyle ödediği 525.104,91 TL’nin kendisi ile alakası olmayan bir borçtan mahsup edilerek borçlu çıkartılmasının mümkün olmadığını, burada mağdurun cebri icra ile kefil olduğu kendisine ait olmayan bir borcu ödeyen müvekkili davalı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, alacak talebine ilişkindir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile 01/01/2019 tarihi itibari ile ticari davalarda “Arabuluculuk” dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda dava alacak talebine ilişkin olup davanın konusunu para alacağı oluşturmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın dava şartı olan arabuluculuk kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Dava dilekçesinden dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’nin peşin alınan 1.723,03 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.663,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 13.535,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır