Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/192 E. 2023/4 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/192 Esas
KARAR NO : 2023/4
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; … Bankası A.Ş nin alacağı olan … Paz. Şirketinin … 14. Noterliğinin 26.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile … Bankası tarafından … A.Ş ye devir ve temlik edildiğini, temlik eden dava dışı … Bankası A.Ş ile … İnş. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, dava dışı … tarafından bir kısım çeklerin mevcut borcun ifası uğrana ve ödenmesi amacıyla dava dışı … Bankası A.Ş ye devrettiğini, dava dışı temlik eden bankaya verilen çek ile imza sahibi kredi borçlusu ve müteselsil kefillere kullandırılan krediler nedeniyle oluşan temel borç ilişkisinden soyut ve bağımsız bir kambiyo taahhüdü altına girdiğini, söz konusu çekin keşidecisi olan davalı … hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda dava konusu çekteki paraf imzaya yönelik iddiasına ilişkin davalı borçluya ait olmadığını, bu şekilde yapılan değişiklik neticesinde çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğini, çekin kambiyo vasfını kaybettiğinin anlaşıldığını, davaya konu çekin keşidecisi olan davalı borçlu …’ın söz konusu çek bedeli olan 43.500,00-TL’yi fer’ileri ile birlikte ödemekle yükümlü olduğunu beyanla müvekkili şirketin 47.963,16 TL alacağının ticari işlere uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile hesaplanarak kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, dava dışı … Şirketi’nin kendisinden çek alarak dava dışı …Bankası’na teminat olarak vererek kredi kullandığını, kredinin niteliğini bilmediğini, kredilerin yıllık olduğunu ve her seferinde aynı işlemi uyguladıklarını, dava dışı …Bankasının alacaklarını tahsil edememesi üzerine alacaklarını davacıya temlik ettiğini, kendisine ait olan çekin teminat çeki olduğunu, teminat çekinin ifa yerine değil ifa uğrunda verildiğini, güvence oluşturduğu borcun 01.01.2015 tarihine kadar alınmış krediye güvence olduğunu, bu dönemdeki borcun ödendiğini, ancak temlik veren banka ve dava dışı … Şirketi’nin şahsına ait çek üzerinden vade tarihinde sahte paraf atarak yeniden 03.01.2016 tarihine kadar teminat olmak üzere kredi kullanıldırıldığını, işbu bankanın … Şubesi tarafından çekin vadesi gelince ve teminat gösterilen borç ödenince çeki kendisine iade etmesi yerine parafla vade tarihi değiştirilen çekin devam eden krediye teminat olarak almasının bankanın bu hususu bildiğine ispat olduğunu, sahte parafın bankanın bilgisi dışında atıldığının kabul edilemeyeceğini beyanla haksız usul ve yasaya aykırı ayrıca zamanaşımına uğramış bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; kambiyo vasfını kaybeden çekten kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/… esas, 2021/… karar sayılı 22/01/2021 tarihli kararı ile; mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olup dosya mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Davacı/temlik alan vekilinin temlik sözleşme suretini ibraz ettiği görülmüştür.
Dava dışı/temlik eden … Bankasına yazı yazılarak dava dışı … Ltd. Şti ile akdedilen kredi sözleşmeleri, çek tevdi bordroları, hesap özetleri ile mevcut ise ödeme belgelerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabında 23/03/2015 tarihli 4.000.000TL bedelli Genel kredi sözleşmesi, kredi kullandırımına ilişkin kayıtların gönderildiği ancak çek tevdi bordrosuna rastlanılmadığı tespit edilmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
… İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişiler … tarafından hazırlanan raporda özetle;”…1-Davaya konu çekin ; dava dışı … Ltd Şti nin , dava dışı bankaya olan borçlarına mahsubu amacıyla yine … Ltd Şti tarafından verildiği beyan edilmekle birlikte; çekteki ciro silsilesi takip edildiğinde görüldüğü üzere; bu çekin (dava dışı bankaya) … Şirketi tarafından değil (ismi okunamayan) bir firma tarafından cira ile devredildiği,
İsmi ciro okunamayan cirantanın ise bankaya borçlu olup olmadığının (bu konuda bir belge bulunmamakla) belirlenemediği,
2-Davaya konu ( … Bankası … Şubesi üzerine keşideli 03.01.2016 tarihli … seri nolu 43.500 TL bedelli çek) borçlularının;
Keşideci … (davalı)
Emrine çek keşide edilen;
Ciranta … Gıd Pazl Nakl İnş İth İhr Ltd Şti
Ciranta … … Ltd Şti
Ciranta İsmi ( silik ) okunamadı
Hamil … Bankası AŞ olduğu,
3- (1)Davaya konu çekten dolayı (dava dışı – temlik eden) bankanın (çek kendisine/ismi okunamayan cirantadan olan alacaklarına karşılık / alacaklarına mahsup edilmek üzere ) ciro yoluyla devredilmiş olduğunun kabulü halinde; banka kendisi son hamil olmakla; işlem yapılamayan ve arkası yazılan çeki 04.01.2016 tarihinde ibraz etmiş olup;
13.01.2016 tarihi itibariyle
… İcra Müdürlüğü’nün 2016-… Esas sayılı dosyası ile ;
Çek borçluları;
1-)… ….(çek keşidecisi)
2-)… Pazl Nakl İnş İth İhr Ltd Şti (Ciranta)
3-)… .. Ltd Şti….(ciranta) aleyhinde olmak üzere;
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla
Takibe geçmiş olup; takip tarihi itibariyle banka alacağının;
43.500,00 TL asıl alacak,
100,11 TL işlemiş faiz (03.01.2016-11.01.2016)
4.350,00 TL %10 tazminat
13,05 TL %0,03 komisyon
Toplam 47.963,16 TL olduğu, davacının asıl alacak miktarına 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında değişen avans faizi nispetlerinde faiz talep edebileceği,
(2)Bu şartlar altında;
(itiraz edilen imzanın keşideciye ait olduğunun kabulü halinde)
Dava 29.07.2020 tarihi itibariyle banka toplam alacağının
43.500,00 TL asıl alacak,
27.079,47 TL işlemiş faiz
4.350,00 TL tazminat
13,05 TL komisyon
Toplam 74.942,52 TL olarak belirlenmesi gerektiği,
4-)TC … İcra Hukuk Mahkemesi 2018-… Esas ve 2019- … Karar sayılı 21.10.2019 tarihli kararı kapsamında değerlendirme;
(1)Davalı … tarafından;
… İcra Müdürlüğü’nün 2016-… Esas sayılı dosyasından davaya konu çek üzerinden yürütülen takibe; “çek üzerindeki keşide tarihini çizerek düzelten/ keşide tarihini bir yıl sonrasına atan paraf imzanın (kendisine ait olmadığı) imzanın sahte olduğu, dolayısıyla bu çekten dolayı bankaya borçlu bulunmadığı …”nın tespiti talebi ile … İcra Hukuk Mahkemesi ne müracaat etmiş olup; bu müracaat kapsamında , …
(2)… İcra Hukuk Mahkemesi (kesinleşen) 2018-… Esas ve 2019-… Karar sayılı 21.10.2019 tarihli kararında;
“..Davacı borçlunun senetteki paraf imzaya yönelik itirazının alınan bilirkişi raporu neticesinde; “borçlunun eli ürünü olmadığı”na bu şekilde keşide tarihinde yapılan değişiklik neticesinde çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği ve çekin kambiyo vasfını kaybettiği anlaşılmakla, davacının itirazının kabulü ile İİK’nun 170/a.maddesi uyarınca; … İcra Müdürlüğü’nün 2016-… Esas sayılı icra takip dosyasında borçlu … aleyhinde yürütülmekte olan takibin iptaline…” karar verdiği görülmekle,
(3)Bu karar kapsamında; davalı …’ın … İcra Müdürlüğü’nün 2016-… Esas sayılı icra takip dosyası kapsamında aleyhinde yürütülmekte olan ve alacaklı banka tarafından (davacı … AŞne temlik edilen) takipten dolayı, (takip iptal edilmiş olmakla) alacaklıya borcunun bulunmadığının söylenebileceği,
5-)Tarafların sair taleplerinin sayın mahkemenin takdirlerinde olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişiler … tarafından hazırlanan raporda özetle; “…V.-Değerlendirmeler : V.1.- Davacı, Banka ile imzaladığı 26 Aralık 2018 tarihli Temlik Sözleşmesi kapsamında … İcra Müdürlüğü’nün 2016/…-E sayılı dosyasındaki alacağı temlik almıştır. Temlik sözleşmesinin imzalanmasından sonra, 21.10.2019 tarihinde … İHM’nin 2018/…-E ve 2019/146-K sayılı ilamı ile takip, ‘keşide tarihinin değiştirilmesindeki parafın borçluya ait olmadığı, buna bağlı olarak çekin süresinde ibraz edilmediği’ gerekçesiyle iptal edilmiş ve karar kesinleşmiştir.
V.2.- Davacı, verilen karar ile keşide tarihinde tahrifat yapılan, ancak davalı tarafından diğer temel (keşideci imzası,keşide yeri, miktarı, lehtarı.. gibi) unsurlarına itiraz edilmeyen çeke bağlı olarak, iyiniyetli hamil olduğunu, davalının lehtara karşı ileri sürebileceği def’ilerin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek; çek miktarı ve TTK’nın 783 m uyarınca %10 tazminat, 810/1.b uyarınca faiz ve 810/1.d uyarınca %o3 komisyon miktarının oluşturduğu toplam Takip Miktarı olan 47.963.16-TL üzerinden alacak talebinde bulunmuştur.
V.3.- Çekin süresinde ibraz edilmemesinin en önemli sonuçlarından biri, hamilin, düzenleyen dahil, tüm sorumlulara karşı kambiyo hukukundan kaynaklanan başvurma hakkını kaybetmesidir. Bu durumda hamil, tarafı olmak kaydıyla asıl borç ilişkisine dayanabileceği gibi, TK 818/1-(m)’nin yollaması1 ile çekler hakkında uygulanacak olan kambiyo hukukuna özgü sebepsiz zenginleşme davasını da açabilecektir. (TK 732)
V.4.- İbraz süresinin geçirilmesinin diğer sonucu, düzenleyenin geçerli bir şekilde çekten cayabilmesi; bir diğer sonucu ise ibraz süresinin geçirilmesinden sonra yapılacak bir cironun sadece alacağın temliki hükümlerini doğuracak olmasıdır. (TK 793) Uyuşmazlık konusu ‘cayma’ ve ‘ibraz süresinden sonra ciro’ ile ilgili olmadığı için bu konular üzerinde durulmayacaktır.
V.5.- Hukuki takdir tümüyle mahkemeye ait olmak üzere, kambiyo takiplerine özgü başvurma hakkını kaybeden hamilin, temel ilişkiye, yani çek keşidecisi ile lehtar arasında çekin düzenlenmesine neden olan anlaşmaya dayanmayacaksa, başvurabileceği yolun ‘sebepsiz zenginleşme davası’ olabileceği dikkate alınarak sonuçlar çıkarılacaktır. Her ne kadar taraflarca, her ikisi de ‘ifa uğruna’ demekle birlikte, davalının borç için verilmediği iddiasına bağlı olarak temelde ‘ifa yerine’ verildiği iddiasına dayanan tartışma bulunmaktaysa da, bu tartışma temel ilişkiyi ilgilendirmesi nedeniyle ayrıntıya girilmeyecektir. Uyuşmazlığın çeke dayalı bulunması, kredi kat edilmese dahi, hamil tarafından çeke bağlı hukuki hakların kullanılabilecek olması nedeniyle dava dışı firmanın Banka’dan kullandığı kredinin kat’ı üzerinde durulmamıştır.
V.6.- Sebepsiz zenginleşme davasında, çekten doğan başvuru hakkının kaybedilmiş olması, hamilin zarara uğraması bakımından yeterli kabul edilmekte ve çek bedelini ödemekle yükümlü olan düzenleyenin, zenginleşmediğini kanıtlaması aranmaktadır. Hamil, temel ilişkiye dayanmadığı için, temel ilişki kapsamında zenginleşmenin gerçekleşmediğini ispata zorlanamayacak, düzenleyen bu kapsamda zenginleşmenin gerçekleşmediğini kanıtlayacaktır.7 Nitekim, TK 732/4 m ‘de (Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir) bu husus açıkça belirtilmektedir.
V.7.- Hamilin bu dava ile talep edebileceği zarar, çek bedelini talep edememiş olmasına dayalı zarardır. Yani, çekin tahsil edilemeyen bedelidir. Dolayısıyla, hamil bu dava da TK 810 (%o3 komisyon) ve TK 783’te (%10 tazminat) öngörülen diğer kalemleri talep etme hakkına sahip değildir. Ancak, başvurma hakkının düştüğü tarihten itibaren faiz isteyebileceği kabul edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta bu zarar, çekin Banka’ya sunulduğu tarih olan 04.01.2016 tarihindeki 43.500,00-TL’sı ve bu tarihten itibaren işleyecek faizdir; davacının talebine konu olan diğer kalemler (4.350,00-TL %10 tazminat ve 13,05 %o3 komisyon) ise bu dava da istenemeyeceği Mahkemenin takdirindedir
V.8.- Çek, ibraz süresinden sonra bankaya sunulduğunda, karşılığı varsa muhatap (Banka) çeki ödeyebilecektir. Uyuşmazlığa konu çekte ise, muhatap Banka, çek ibraz edildiğinde, 04.01.2016 tarihinde çekin arkasına, ‘çek üzerindeki keşideci imzası ile keşidecinin bankadaki imzalarının tutmadığı gerekçesi ile herhangi bir işlem yapılamadığı’ şerhi düşmüştür. Bu şerh düşülmüş olmakla birlikte uyuşmazlığa konu çekin bu tarihte ödenmediğinin kabulü halinde, zamanaşımının varlığı ve süresi ile dolup dolmadığının takdiri tümüyle Mahkemeye ait olmak üzere, zamanaşımına başlangıç tarihinin, 04.01.2016 tarihi olduğu değerlendirilmektedir.
SONUÇ : Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı ve takdiri tamamen Mahkemeniz takdirlerinde olmak üzere;
1) Uyuşmazlığa konun davanın, çeke bağlı takibi temellük eden davacının, süresinde ibraz edilmeyen çeke bağlı kambiyo takibin iptali ile açılan kambiyo senetlerine özgü ‘sebepsiz zenginleşme davası’ olduğu;
2) Sebepsiz zenginleşme davasının 6102 sK’nun 732.maddesi kapsamında değerlendirileceği ve zamanaşımının bu maddeye göre uygulanacağı;
3) Sebepsiz zenginleşme davasında, lehdar olmayan hamilin temel ilişkiye bağlı değil, çeke bağlı olarak talepte bulunması nedeniyle, ödenmeyen çekin zararını oluşturacağı ve bu kapsamda davacının zararının ödenmeyen çek bedeli 43.500,00-TL ile bu çek bedeline 04.01.2016 tarihinden itibaren 3095 sK’nun 2.2maddesine göre uygulanacak avans faizinden ibaret olduğu;
4) Çek keşidecisinin çeke bağlı borcunun kalmadığını, örneğin hamilin davasından önce lehdara veya diğer cirantalara ödediğini kanıtlamakla borcundan kurtulabileceği;
5) Davanın özelliği nedeniyle banka kayıtları ve kredi ilişkisi konularının ayrıca değerlendirilmediği…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; davacı/temlik alan varlık yönetim şirketi, dava dışı temlik eden banka (… İcra Hukuk Mahkemesi davası kapsamındaki beyanlarında) davaya konu çekin dava dışı … şirketi ile düzenlenen GKS kapsamında kullandırılan kredi borçlarının ifası uğruna alındığını beyan ederken davalı/çek keşidecisi ise çekin ifa uğruna verildiğini ancak 01/01/2015 tarihine kadar kullanılmış kredilere teminat olarak verildiğini savunmuştur. Davacı temlik alan şirket tarafından doğmuş kredi borçlarının ödenmesi amacı ile alındığı belirtilen çek bedeli davaya konu edilmiş olup dava dışı bankadan önceki cironun çek üzerinde silik şekilde görülmesine rağmen örtüşen taraf beyanları kapsamında dava dışı GKS tarafı … şirketine ait olduğu saptanmıştır. Davaya konu … sayılı 43.500-TL bedelli çek üzerindeki ilk keşide tarihinin 07/01/2015 olduğu, paraf ile 03/01/2016 tarihine tahvil edildiği, … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası ile 13/01/2016 tarihinde takibe konu edildiği, davalı çek keşidecisi tarafından açılan … İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyası kapsamında senetteki paraf imzaya yönelik alınan bilirkişi raporu neticesinde; “borçlunun eli ürünü olmadığı”na bu şekilde keşide tarihinde yapılan değişiklik neticesinde çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği ve çekin kambiyo vasfını kaybettiği anlaşılmakla, takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi ticari senet (kambiyo senedi) alacağı da prensip olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren veya elindeki kambiyo senedini devreden ve bu senedi alan herkes, bütün bu hukukî işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Senedi alan şahsın, bu senede sahip olup olmayacağı, yani senette mündemiç hakkı iktisap edip etmeyeceği bu gayeye bakılarak tespit olunur. Dolayısıyla söz konusu gaye, bir kambiyo senedinde (kıymetli evrakta) mündemiç hakkın husulü (doğumu) veya devri açısından hukukî sebebi teşkil eder. Senet bu gaye yönünden “ifa amacıyla”, daha açık bir ifadesiyle “mevcut bir borcu ifa için” veya “mevcut borcun yerine kaim olmak üzere” verilmiş olabilir. Senedin teminat amacıyla veya başka bir maksatla verilmesi (mesela kredi sağlamak, hibe vs.) de mümkündür. (Öztan, s. 376)
Kambiyo senedinin düzenlenmesinde en önemli unsur temel alacağın varlığıdır. Ancak temel alacağın senedin tanzimi anında mutlak surette varlığı gerekli değildir. Başka bir deyişle kambiyo senedinin metninde muayyen bir meblağın yazılması gerekli ise de bu husus temel alacağın da muayyen olmasını gerektirmez; temel alacak doğduğu anda, senette yazılı olan miktardan az ise, senet kısmi bedelsizliğe uğrar (İnan, s. 45). Bu itibarla taraflar arasında temel ilişkinin varlığına rağmen, temel alacağı doğmamış ancak doğması mümkün ya da şarta bağlanmış bir alacak için veyahut da cezai şarta ilişkin olarak kambiyo senedi düzenlenebilir. Bu şekildeki bir alacağa bağlı olarak düzenlenen senet, vadesi gelmesine rağmen alacak doğmamışsa, o an için bedelsizdir. Fakat bu bedelsizlik geçici bir süre için olup, alacak doğunca senedin bedelsizliği alacak miktarı kadar ortadan kalkacaktır (Ertekin, Erol/Karataş, İzzet: Uygulamada Ticari Senetler, Ankara, 1998, s. 693). Bu kapsamda kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiası da temelinde bedelsizliğe dayalı bir iddiadır. Ancak kural olarak kambiyo senedinin teminat olarak verilmesi senedin doğrudan bedelsizliğine yol açmaz; teminat altına alınan borcun yerine getirilmesi ve teminat ihtiyacının ortadan kalkması ile senet bedelsiz hâle gelir.
Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kambiyo senedinin teminat amacıyla düzenlenmesi hâlinde borçlu, senet lehtarın elindeyse (ciro görmemişse), teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını (riskin gerçekleşmediğini) ya da alacaklının senedin teminatını oluşturduğu borç miktarını aşan bir talepte bulunduğunu kişisel def’î olarak öne sürebilir. Senet ciro edilmişse hamil senedin teminat senedi olduğunu biliyor ve borçlunun zararına hareket ediyorsa, anılan def’înin hamile karşı da öne sürülmesi mümkündür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/(19)11-449 esas, 2022/569 karar sayılı ilamı.) Bu noktada dava dışı/temlik eden … Bankasına yazı yazılarak dava dışı … Ltd. Şti ile akdedilen kredi sözleşmeleri, çek tevdi bordroları, hesap özetleri ile mevcut ise ödeme belgelerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabında 23/03/2015 tarihli 4.000.000TL bedelli Genel kredi sözleşmesi, kredi kullandırımına ilişkin kayıtların gönderildiği ancak çek tevdi bordrosuna rastlanılmadığı tespit edilmiştir. Bu hâli ile dava dışı bankanın ticari defter ve kayıtları incelenerek dava dışı asıl borçlu … şirketinin çek keşide tarihi itibari ile borçlu olup olmadığının belirlenmesi, davaya konu çekin kredi borcuna teminat olarak verilip verilmediğinin değerlendirilmesi amacı ile iki farklı bilirkişi heyeti marifeti ile inceleme yapılmıştır. Varılan sonuçlarda çekin keşide tarihi olan 07/01/2015 tarihi itibari ile temlik eden bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten kredi alacaklarının bulunduğu tespit edilememiştir. Nitekim çekin keşide tarihi 07/01/2015 olmasına rağmen temlik eden banka ile dava dışı şirket arasındaki genel kredi sözleşmesinin 23/03/2015 tarihli olduğu, kredilerin ise 20/12/2016, 03/03/2017 ve 06/03/2017 vade tarihleri esas alınarak kullandırıldığı, davaya konu çekin dayanak yapıldığı icra takibinin ise 13/01/2016 tarihinde başlatıldığı görülmüştür. Çekin ilk keşide tarihini 03/01/2016 tarihine tahvil eden paraf imzanın davalı keşideciye ait olmadığının yargı kararı ile tespit edilmesi ve yanların bu hususta aksi yönde beyan ve itirazları olmadığından ihtilafsız olması kapsamında çek keşide tarihinin ilk yazılı halinde belirtilen 07/01/2015 tarihi olarak esas alınması gerektiğinden, çek keşide tarihi itibari ile çekin bedelsiz olduğunun kabul edilmesi gerekmiştir. Ayrıca TTK’nın 814. maddesi; ”Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” 732. maddesi ise; ”(1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. (2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir. (3) Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez. (4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” şeklinde düzenlenmiş olup davacı tarafın dava dilekçesinde (kredi alacağı yönünden) temel ilişkiye dayanmakta iken ikinci bilirkişi raporuna beyan aşamasında TTK’nın 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme istemi ile alacak talebinin mevcut olduğunun beyan edildiği görülmüştür. HMK’nın 33. maddesi gereğince hukukun resen uygulanması gerekmekle birlikte davalı keşideci aleyhine açılan huzurdaki dava kapsamında cevap dilekçesinde yer alan zamanaşımı savunmasının da tetkik edilmesi gerektiğinden somut olaya bakıldığında; çek keşide tarihinin 07/01/2015 olduğu, ibraz süresi itibari ile TTK’nın 814. maddesindeki 3 yıllık zamanaşımı süresi (18/01/2018) ile TTK’nın 732. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresinin 18/01/2019 tarihinde sona erdiği, her ne kadar 13/01/2016 tarihli icra takibi ile zamanaşımı kesilmiş ise de yeniden işlemeye başladığı süre itibari ile de dava tarihi olan 29/07/2020 itibari ile anılı sürenin dolduğu anlaşılmakla, tüm bu gerekçeler ışığında zamanaşımı ve temel ilişkiye dayalı bedelsizlik nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davacı varlık yönetim şirketi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-Devletçe karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır