Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/184 E. 2021/579 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/184 Esas
KARAR NO : 2021/579
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/09/2018 tarihinde davalıya ait … plakalı … ‘ın sevk ve idaresindeki araç ile, park halinde bulunan … plakalı araca çarptığını, sürücü … Trafik Sigortası genel şartları uyarınca %100 kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, kaza sonucu müvekkili şirketin … numaralı ZMMS Poliçesi kapsamında karşı taraf aracında meydana gelen 39.721,93 TL değer kaybı ve hasar tazminatı ödemesi yaptığını, davalının kısmi ödeme yaptığını ancak müvekkili şirketin … plakalı araç sahibinden 26.500,00 TL alacaklarının bulunduğunu , fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 26.500,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yküsek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ve vekillik ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında ödediği hasar bedelinin davalı sigortalısından rücuen tahsili talebidir.
Yargılamayı yapan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… esas ve 2020/219 karar sayılı ilamı ile”..TTK’nun 4.maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bir kısım davaların mutlak ticari dava olduğu belirtilmiş olup davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın malikine-sigortalısına karşı talepte bulunulmuş olmakla haksız fiile dayalı olarak dava açılsa dahi ZMMS sigortasından doğan davalar yönünden mahkememiz görevli olmadığı..” denilmek suretiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
TTK 4. Ve 5. Maddeler uyarınca bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için ya her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçer. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. 22/03/… tarih 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, bu noktada ilişkinin “Halefiyet” ilişkisi olduğu ve sigortacının, açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır.
Huzurdaki dava sigorta şirketi tarafından karşılanan zararın rücuen tahsili istemine ilişkin olup davacı sigorta şirketinin, sigortalının haklarına halef olduğu ve bunun sonucu olarak sigortalının haklarına tabi olduğu, dava dışı sigortalının ve davalı gerçek kişinin tacir olmadığı, bu hali ile dava kapsamında haksız fiil hükümlerinin tartışılmasının gerektiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarih 37 Esas, 9 Karar R.G.03/07/1944 sayılı kararında da ifade edildiği üzere; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, halefiyete dayanan davaların ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, somut olayda davacı sigorta şirketi olup, halefi olduğu sigortalısının gerçek kişi olduğu, yine davalı tarafın da gerçek kişi olduğu, uyuşmazlığın niteliğine bakıldığında haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenlerle mahkememizin görevsiz olduğu ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; mahkememizin görevsizliğine, … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıktığından HMK’nun 20. maddesine uygun başvuru yapıldığında dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren, istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın her iki mahkeme arasında görev açısından olumsuz görev uyuşmazlığı meydana gelmekle merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır