Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/157 E. 2021/425 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/157 Esas
KARAR NO : 2021/425
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin 28/06/1973 tarihinde kurucu ortakları müvekkili …, müvekkili …’un babası (müteveffa) …, annesi (müteveffa) … …, kız kardeşi … … ve … tarafından kurulmuş olan bir aile şirketi olduğunu, şirketin kuruluşundan sonra … …’un evlenerek … soyadını aldığını, …’un vefatı üzerine şirketin aile şirketi olarak devam ettiğini, müvekkili-eşi ve oğlunun … ailesi olarak şirketin %49,5 hissesine sahip olduklarını, müvekkilinin kardeşi … …-eşi ve kızlarının da … ailesi olarak davalı şirketin %49,5 hissesine sahip olduklarını, davalı şirketin altın hisse olarak tabir edilen %1 hissesinin ise müvekkili …’un annesi (müteveffa) … …’a ait olduğunu, davalı şirketin %1 oranındaki altın hissesinin sahibi olan … …’un vefatından önce, davalı şirketin genel kurulunun en son 04/02/2015 tarihinde toplanabildiğini, … …’un vefatından sonra, davacı müvekkili ile … … arasında annelerinin mirasından kaynaklı ihtilaf meydana geldiğini, bu miras ihtilafı nedeniyle karşılıklı olarak çok sayıda dava açıldığını, bu davaların derdest olduğunu, 2015 yılında vefat etmiş olan annelerinin terekesinin tespitinin dahi 6 yıldır halen tamamlanamadığını, bu bağlamda miras ihtilafından kaynaklanan husumetin ailelerine de sirayet ettiğini, davalı şirket hisselerinin sahibi olan … ailesi ile … ailesi arasında da husumet meydana geldiğini, davalı şirketin yönetim organının uzun süreden beri mevcut olmadığını, 04/02/2015 tarihli genel kurulda seçilen son yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin 04/02/2018 tarihinde sona erdiğini ancak yeni yönetim kurulunun seçilemediğini, davalı şirketin genel kurulu 14/05/2018 toplantıya çağrılmış ise de toplantının gerçekleşmediğini, bu nedenle davalı şirketin 3 yıldır organsız kaldığını, uzun süreden beri gayrifaal durumda olduğunu, geçmişte işlettiği Özel … Hastanesi’nin ruhsatının iptal edildiğini, davalı şirketin senelerdir ticari faaliyetinin ve yatırımının olmadığını, vergi cezası ve SGK borcunun bulunduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 530. maddesi uyarınca davalı şirketin uzun süredir kanunen gereli yönetim organının mevcut olmaması ve genel kurulunun da toplanamaması nedeniyle feshi şartlarının oluştuğunu beyanla davalı şirketin feshine ve tasfiyesine, hükmün kesinleşmesi ile birlikte davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hisselerinin nama yazılı basılı hisse senedi ile tespit olunduğunu, davanın görülebilmesi için öncelikle davacıların aktif husumet ehliyeti sahibi olduklarını ispat etmeleri gerektiğini, davacıların müvekkili şirketin ortağı olduklarına dair hisselerini sunmadıklarını, iş bu davanın, davalı müvekkili şirketin %1’lik payına ilişkin davacılar dışındaki pay sahiplerinin açtığı payın izale-i şüyuuna ilişkin davayı akamete uğratmak ve haksız şekilde davalı ortaklığın tasfiyesini sağlayarak şirketin yüksek değerdeki aktif mal varlığından faydalanmak amacıyla kötü niyetli olarak açıldığını, davalıların ortaklığın mal varlığına ve borç durumuna ilişkin iddialarının kesinlikle gerçeği yansıtmamakta olduğunu, davalı ortaklığın kamu borcu bulunmadığı gibi mal varlığının aktif kısmının oldukça yüksek değerdeki aktiflerden oluştuğunu ki davacıların asıl amacının bu aktiflerin tasfiyesini sağlamak olduğunu, davacıların şirket yönetim kurulunda oldukları dönemde müvekkili şirketin devlete olan borçlarını ödemediklerini, maaş ödemelerini yapmadıklarını, ortaklardan … ‘nın kendi şahsi malvarlığından taksitlendirilen kamu borçlarını ödediğini, … Hastanesi’nin ruhsatının askıya alındığı tarihte şirketin yönetim kurulunda …, … ve … …’un bulunduğunu, davacıların bizzat kendi kusurlarıyla davalı şirketin genel kurulunun toplanmasını ve bunun sonucu olarak yönetim kurulunun seçilmesini engellediklerini, yani kasten davalı şirketi kilitlediklerini, davalı şirkete durumu düzeltmek için süre tanınsa dahi aynı tutumu devam ettireceklerini ikrar ederek, kötü niyetlerini açıkça ortaya koyduklarını, davacıların organsızlık nedeniyle fesih talebi ile haklı nedenle fesih talebini birbirine katmakta fakat kasten haklı nedenle feshe ilişkin TTK’nın 531. madde hükmünü hukuki dayanak olarak göstermediklerini, davalı şirketin davacıların kötü niyetli tutumlarına son vererek ortaklığın temel unsurlarından olan ortak amacın gerçekleşmesi uğrunda çaba gösterme yolunda adım atmaları veya %1 oranındaki paylara ilişkin izale-i şüyuu davasının sonuca ulaşması halinde, çok kısa süre içinde faal hale gelebilecek durumda olduğunu beyanla davacıların şirket ortaklığını gösteren nama yazılı hisse senetlerinin asıllarının denetime elverişli şekilde kendilerinden kasaya alınmak üzere celbine aksi takdirde aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine, şartları bulunmaması nedenleriyle organsızlık nedeniyle fesih talebinin reddine, davanın reddi talebi uygun görülmezse, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyası ile derdest durumdaki şirket paylarının kilitlenme durumunu tümüyle çözebilecek olan %1 oranındaki payına ilişkin izale-i şüyuu davasının TTK’nın 530 ve HMK’nın 165. maddesi gereği bekletici sorun yapılmasına, davacıların kayyım taleplerinin hukuken korunacak ve yerine getirilecek bir işlemleri olmadığından ve şartları oluşmadığından reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 530. maddesi uyarınca anonim şirketin organ eksikliği nedeniyle feshi ve tasfiyesi taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketin sicil dosyası, vergi kayıtları celp edilmiş, SGK’dan mevcut borç durumu sorulmuş, … Hastanesi’nin ruhsat iptaline ilişkin karar ve dayanakları, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyası, …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/28 tereke sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Davalı şirketin …’nün … sicil sırasında 125.100,00 TL sermaye ile kayıtlı olduğu, özel sağlık hizmetleri alanında faaliyet gösterdiği, 04/02/2015 tarihli son olağan genel kurul toplantısında … …, … ve … …’nın 3 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyeliğine seçildikleri, 04/02/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısı hazirun cetveline göre davacı …’un 370 adet, davacı …’un 240 adet, davacı …’un 10 adet olmak üzere … ailesinin 620 adet hisseye; dava dışı … …’nın 590 adet, dava dışı … … …’nın 10 adet, dava dışı … …’nın 10 adet ve dava dışı … …’nın 10 adet olmak üzere … ailesinin toplam 620 paya sahip oldukları, davacılar ve dava dışı … ailesinin murisi … …’un 11 adet paya sahip iken vefat ettiği, vefatı üzerine … … tarafından …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyası ile pay üzerindeki ortaklığın giderilmesi talebi ile dava açıldığı, Mahkemece 21/04/2021 tarihli karar ile “murisin davalı şirketteki nama yazılı hisselerinin kendiliğinden mirasçılarına intikal ettiği ve giderilmesi gereken bir ortaklık oluşmadığı”ndan bahisle davanın reddine karar verildiği, davalı şirketin 2014-2015 ve 2016 yılları olağan genel kurul toplantısının 14/05/2018 tarihinde yapılacağının ilan edildiği, gündem maddelerinden birisinin de yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi olduğu, söz konusu olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı, gelen SGK ve vergi kayıtlarına göre davalı şirketin kamu borcunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davanın sebebi organ eksikliği nedeniyle anonim şirketin feshi olup hukuki dayanağı olan Türk Ticaret Kanunu’nun 530. maddesine göre; uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. Davalı şirketin adresinin ” … Mah. … Cad. No: … , K: … Şişli” olması sebebiyle Mahkememiz yetkili olup davacılar, davalı şirkette pay sahibi olmaları sebebiyle iş bu davada aktif dava ehliyetine sahiplerdir. Davacı taraf,, davalı şirketin son yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolduğunu, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilemediğini ve şirketin organsız kaldığını iddia etmektedirler.
Anonim Şirketlerde yönetim kurulu üyelerini seçme görev ve yetkisi genel kurula aittir. (TTK madde 359) Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. (TTK madde 410) Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını talep edebilir. (TTK madde 411). Pay sahipleri çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedilmesi veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmemesi halinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden genel kurulun toplantıya çağrılmasını talep edebilir. (TTK madde 412).
Davalı şirketin son olağan genel kurul toplantısı 04/02/2015 tarihinde yapılmış, bundan sonra genel kurul 14/05/2018 tarihinde toplantıya çağrılmış ancak toplanamamıştır. Bu tarihten sonra her ne kadar 3 yıllık görev süreleri sona ermiş ise de, yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırması mümkün olup davacılar açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında gerek yönetim kurulundan, gerekse Mahkemeden bu yönde bir talepte bulunmamışlardır. Davacı taraf genel kurulun toplanması halinde dahi şirket hisselerini eşit şekilde elinde bulunduran iki aile arasında oluşan husumet nedeniyle yönetim kurulunun seçilmesinin mümkün olmayacağını iddia etmekte ise de, murislerine ait paylar üzerinde ortaklığın giderilmesi talebiyle açılan dava 21/04/2021 tarihinde neticelenmiştir. Bu kararın kesinleşmesi ile birlikte ortakların pay miktarları da kesinleşecektir. Bu aşamada henüz pay miktarları kesinleşmeden, genel kurul yönetim kurulunu seçmek üzere toplantıya çağrılmadan, yalnızca bir kez genel kurulun toplanamamış olması sebebiyle şirketin yönetim organının olmadığından, uzun süredir organsız kaldığından bahsetmek mümkün değildir. Davacı tarafın şirketin ticari faaliyette bulunmadığı, kamu borçlarının bulunduğuna yönelik iddiaları ise haklı sebeple fesih için ileri sürülebilecek sebepler olup bu davada dinlenmesi mümkün değildir. Açıklanan sebeplerle davalı şirketin organ eksikliği nedeniyle feshi şartlarının oluşmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸