Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/154 E. 2022/350 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/154 Esas
KARAR NO : 2022/350
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçluya …. Noterliği’ nin 08.10.2020 Tarih ve … no’lu ihtarnamesi çekilerek
müvekkili şirketin alacaklı olduğu 104.185,92 TL nın ödenmesinin istendiğini, müvekkilinin borcundan
dolayı davalı-borçlu aleyhine … Genel İcra Dairesi 2020/ … Esas sayılı dosyasıyla cari
hesap alacağına dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, yapılan takibe borçlu tarafça yetki itirazında
bulunulması üzerine itirazı sadece yetki yönünden kabul ettiklerini, dosyanın yetkili İstanbul İcra
Müdürlüğüne gönderildiğini, … İcra Müdürlüğün de 2020/… esas numarasını alan icra
dosyasından borçluya tekrar ödeme emri çıkarıldığını ve borçlunun haksız olarak itiraz ederek icra
takibini durdurduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, taraflar
arasındaki ticarete dayalı cari hesap ekstresine göre müvekkili şirketin 104.185,92 TL alacaklı olduğunu,
cari hesaba dayalı bu borcun borçlu tarafça alacaklıya ödenmediğini, tarafların ticari defterleri
incelendiğinde ve düzenlenen faturalara bakıldığında davalının takibe konu tutarı davacıya borçlu
olduğunun görüleceğini beyanla icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına
uğrayan taleplerin reddi gerektiğini, müvekkilin davacıya icra takibinde talep edilen tutarda borcu
olmadığı icra takibine yapılan itiraz da haklı olduğunu, tarafların tacir olduğunun sabit olduğunu, her
tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, müvekkili şirket yetkilisi ile davacı arasında yapılmış bir yazılı sözleşme olmadığı gibi müvekkili şirket yetkilisi
tarafından davacı ile sözleşme yapılmasına ilişkin herhangi bir çalışana verilmiş bir yetki de
bulunmadığını, bu kapsamda basiretli tacir gibi davranması gereken tacirin şirket yetkilisi olmayan biri
ile müvekkili şirketi borç altına sokma işlemi yapma yetkisine sahip olmayan kişi ile işlem yapmasının
kabul edilemez olduğunu, asinin kabulü halinde şirket yetkilisi olmayan birine imzalatılan her belgenin
şirketi bağlayacağı sonucu çıkarken bunun kabulünün mümkün olmadığını, fatura düzenlenmiş olması
alacak iddiasının için tek başına yeterli olmayacağını, TTK’ nın 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca
gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş
sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerektiğini, bunun doğal sonucu olarak da faturaya itiraz olunmamasının fatura içeriğini kabul etme sonucunu doğurmayacağını, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’ nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen
karineden kaynaklandığını, buna göre; fatura düzenleyen tacirin alınan karineden yararlanabilmesi
için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunmasını, faturanın
akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerektiğini, faturanın sözleşmesinin kurulması safhasıyla ilgili
olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiğini, ilaveten TTK’ nın 2 ve 3. fıkrasındaki karinenin aksi ispat edilebilen adi bir karine olduğu, ikinci fıkra gereği
sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı
düzenleyen tacirin ispat etmesi gerektiği, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa
düzenlenen belgenin fatura olmayıp, icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacağı, belgeye
itiraz edilmemesinin TTK’ nın 23/2. maddesi anlamında sonuç doğurmasının beklenemeyeceği, bir
satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı
ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorunda olduğunu, davada, davalı sözleşmesel
ilişkiyi, malın kendisine teslim edildiğini ve borcu inkâr ettiği, sözleşmesel ilişkiyi, malların alıcı olan
davalıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğinin ispat yükünün
davacı tarafa ait olduğu, mal teslimi ve/veya hizmet ifalarına ilişkin belge düzeninde sürenin gün
olarak belirlenmesi sebebiyle 7 günlük sürenin hesabının, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı ilk
gün hesaba katılmadan takip eden günden başlaması gerektiğini, davacının süresinde düzenlemediği
fatura hiç düzenlenmemiş sayılacağından bu faturaya dayalı bir hak iddia etmesinin mümkün
olmadığını, süresinde düzenlenmeyen fatura yok hükmünde olduğundan bu faturaya bağlı KDV
talebinin de yerinde olmayacağını, müvekkilin davacıya, icra takibinde talep edilen şekilde ve tutarda
herhangi bir borcu bulunmadığını, talep edilen tutarın haksız ve fahiş olduğu gibi temerrüt faizi talep
edilmesinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafça zaman aşımı defi ileri sürülmüş ise de takibin 2020 yılına kadar olan cari hesap alacağı talebiyle 2020 yılında başladığı ve takip tarihinden itibaren henüz 1 sene dolmadan eldeki davanın ikame edildiği anlaşılmakla zaman aşımı itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememiz dosyası arasına alınan … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasında; … SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tarafından … ANONİM ŞİRKETİ aleyhine icra takibi başlatıldığını, 104.185,92 TL alacağın borçludan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların defter ve kayıtları incelenerek alacak borç dökümünün yapılması amacıyla bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 11/11/2021 tarihli Bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;

..
1. Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın 28/10/2020 tarihinde borçlu aleyhine … Genel İcra Dairesi 2020/… E. sayılı dosyası ile 104.185,92 TL tutarlı cari hesap
alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış
bulunmaktadır.
2. Davalı … A.Ş. vekili vasıtası ile … Genel İcra
Müdürlüğü’ ne sunmuş olduğu 04/11/2020 tarihli dilekçesinde müvekkil şirketin yerleşim
yerinin … Mh. … Cad. No:… İstanbul olması hasebi
ile yetki çerçevesinin İstanbul Adliyesi olduğu, dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü’ ne
gönderilmesine karar verilmesini’ talep etmiş, alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul etmesi
hasebi ile T.C. … Genel İcra Dairesi 2020/… E. Dosyayı 06/11/2020 tarihli yazı ile
İstanbul İcra Tevzi Bürosu’ na göndermiş dosya …. İcra Müdürlüğü 2020/… E.
Dosyasında devam etmiştir.
3.Davalı şirkete ait 2019 ve 2020 yıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK.
İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
4.Rapor muhteviyatında açıklamalar ışığında davacının davalıya (tamamıyla davalı yanın
sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 104.186,22
TL borçlu gözüktüğü,
Tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri
içerisinde kaldığı ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 04/01/2022 tarihli Bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;”.. Davacı tarafın inceleme konusu olan 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde, TTK’nın 64. maddesi gereğince zamanında açılış tasdiklerinin yapıldığı ve sahibinin lehine delil olduğu, Dava konusu faturaların, davacı … Ltd. Şti. ticari defter kayıtlarında olduğu ve cari hesap şeklinde kaydedildiği, Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı fakat 25.04.2018-10.04.2020 aralığında açık-cari hesap şeklince ticari bir ilişkinin bulunduğu, Davacı firmanın, davalı firmadan 2020 yılı itibariyle 104.186,22 TL alacaklı olduğu ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda;
Davacının taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle alacak iddiasıyla başlattığı takibe davalı tarafça yapılan itiraz üzerinde eldeki davanın ikame edildiği, davacı defterlerinde davalının 104.186,22 TL borçlu olduğunun belirlendiği, davalının kendi defterlerinin incelenmesinde de davacıya 104.186,22 TL borçlu olduğu, takip talebi ile davalı defterleri arasındaki 0,30 TL farkın davalının bir fatura tutarını sehven 0,30 TL fazla yazmasından kaynaklandığı, bu durumda davalının kendi kayıtları uyarınca da davacıya 104.185, 92 TL borçlu olduğu ,o halde davacı yanın bu faturalar yönüyle davaya konu hizmeti verdiğini ispatladığı, bu durumda hizmet almadığını ispat yükü davalı yana geçmekle davalı yanın dosya kapsamına ibraz olunan mevcut delillerle hizmet almadığını ispatlayamadığı, esasında davalı tarafın iddialarının açıkça hizmet alınmadığına ilişkin olmadığı, davacının fatura düzenlemesinin yeterli olmadığı, hizmet sağladığını da ispat etmesi gerektiği, faturanın süresinde düzenlenmediği hususlarına yani daha çok ispat yüküne ilişkin olduğu, ancak yukarıda belirtildiği üzere davalı tarafça faturalar iade edilmeyerek kaydedilmiş olmakla davacı yanın bu faturalar yönüyle davaya konu hizmeti verdiğini ispatladığı, davalının ödeme yapıldığı veya bir sebeple ödeme yapılmamasının gerektiği yönünde bir iddiası da bulunmadığı anlaşılmakla sadece asıl alacak tutarı üzerinden ikame edilen işbu davanın kabulüne , alacak faturaya dayalı ve belirlenebilir olmakla icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Sayılı takip dosyasında davalı yanın vâki itirazının iptali ile takibin 104.185,92 TL asıl alacak üzerinden aynı kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacak likit olmakla %20’sine tekabül eden 20.837,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 7.116,94 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 1.258,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.858,63 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 1.677,50 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davanın tam kabul ile sonuçlanması nedeni ile davalı tarafından yapılan 47,75 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 13.847,66 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine YEROLMADIĞINA,
7-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
8-Devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan 1.258,31 TL peşin harç ile 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.317,61 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır