Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/146 E. 2023/93 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/146 Esas
KARAR NO : 2023/93

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/09/2012 tarihinde …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Konya İli Karatay İlçesi Aslanlıkışla Caddesi üzerinde hızlı ve dikkatsiz hareket ederek seyir halindeyken…’ın sevk ve idaresindeki… plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili yönünden yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde tedbirsiz hareket etmesi sonucunda … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olup , müvekkilinin kazadan dolayı hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin çeşitli yerlerinden yaralandığını, ağır travma geçirdiğini, uzunca süre hastanede hayati tehlike altında tedavi gördüğünü, ameliyat olduğunu, müvekkilinin vücudunda kemik kırıkları, çökmeleri ile organ doku kaybı ve iş gücü kaybı meydana geldiğini beyanla cismani zarar nedeni ile şimdilik 5 TL sürekli iş göremezlik , 5 TL geçici iş göremezlik ve ilerde belirlenecek tazminat miktarlarının 24/09/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak 2 haftalık kanuni cevap verme süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Davalı vekili tarafından dosya kapsamına sunulan 30/06/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli Trafik Sigorta Poliçesinin olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek rapor aldırılması gerektiğini, kaza sırasında motosiklet türü aracı kullanmakta olan davacının bu tarz araç kullandığı sırada alması gerekli güvenlik önlemlerini almaması sonucu yaralandığını, Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmeliğe göre kişinin kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespitinin gerektiğini, aynı yönetmeliğin eklerinde yer alan kas iskelet sistemi ile ilgili yaralanma modeli veya tanı ilişkili değerlendirme kriterlerine göre, davacının tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacının kaza tarihinde emekli sandığına bağlı olarak çalıştığının anlaşıldığını, memur statüsündeki kişilere çalışamadığı döneme ilişkin ödeme yapıldığından müvekkili kurumun bu döneme ilişkin tazminat yükümlülüğünün bulunmadığını, Güvence Hesabı’nın sorumluluğunun kaza tarihindeki poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 24/09/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı şirkete yazı yazılarak hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacıya davaya konu trafik kazası nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin kurum kayıtları ve araç tescil kaydı celp edilmiştir.
Tedavi evraklarının celbine müteakip davacıya ait maluliyet raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekilinin maaş bordro evrakları ile SGK hizmet dökümlerini içerir delillerini ibraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 13/12/2021-… karar numaralı raporunda özetle;”…1. … Tıp Fakültesi Hastanesinin 24/09/2012 tarihli genel adli muayene rapor fotokopisinde; genel durum iyi şuur açık oryante koopere ta: 120/80 mm/hg nabız: 72/ dak. Bb:sağ alında şişlik kızarıklık pupiller izokorik ır+/+, kvs: doğal ritmik ekses üfürüm yok sol. Sis: hihtsek ral yok ronkus yok, batın:rahat defans rebouond yok hassasiyet yok organomegali yok güs: kvah yok. Vertebra Muayenesi: hassasiyet yok. Ekstremiteler: sağ dirsekte ağrı, sağ dizde abrazyon, nabızlar açık duyu kusuru yok ptö:-/-, nörolojik muayene: lateralize bulgu yok serebellar testler becerikli duyu muayenesi normal.
2. … Fakültesi Hastanesinin düzenlediği hayat raporu fotokopisinde; giriş ve çıkış tarihi 25/09/2012. Tanı, sağ radius distal uç kırığı, kısa kol atel uygulandığı, 25/09/2021 tarihinden itibaren 45 (kırkbeş) gün istirahatinin uygun olduğu,
3. … Adli Tıp Anabilim Dalının düzenlediği 2020/315 tarih ve Bila sayılı rapor fotokopisinde; “Sonuç, 03/02/1984 doğumlu, … numaralı …’nın 24.09.2012 tarihinde maruz ası sonucu yaralanması nedeniyle oluşan arızası mevcut tıbbi belgeler kapsamında; 11.10.2008 gün ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre ve meslek grup numarası işçi kabul edilerek (Grup 1) değerlendirildiğinde; l) * Gri VIII (2Aa 20) A %24, takdiren 1/4= %6, E cetvelinde yaşına göre (olay tarihindeki yaşı:28); maluliyetinin %5.1 oranında sayılacağı, II) 24.09.2012 tarihinden itibaren kişinin iyileşme süresinin 3 AYA kadar uzayabileceği, bu süre zarfınca %100 malul sayılması gerektiği kanaatini bildirir rapordur” şeklinde olduğu,
4. Selçuk üniversitesi tıp fakültesi ortopedi ve travmatoloji polikliniğinin düzenlediği 27/08/2021 tarihli raporda; 2012’de trafik kazası sonucu sağ el bileği travma hikayesi olan hasta. Dış merkezde 45 gün alçı ile takip edilmiş. Hastanın güncel grafisinde patoloji saptanmadı. Yapılan muayenesinde el bileği fleksiyonu sağ taraf: 80 derece sol taraf:90 derece ekstansiyon her iki el bileğinde 90 derece. … her iki el bileğinde 45 derece. Radial deviasyon sağ taraf:20 derece, sol taraf 30 derece olarak ölçüldü. Nörolojik defisit saptanmadı.
5. Dosyaya ekli grafilerin incelemesinde; 24/09/2012 tarihli grafilerde, sağ radius distal epifizometafizer gölgede lineer kırık. 27/08/2021 tarihli sağ el bilek grafisinde; sağ radius distal uçta kaynamış kırık sekeli ile uyumlu hafif kortikal düzensizlik, el bilek eklem yüzde skleroz tespit edildiğine göre;
SONUÇ: Mevcut belgelere göre,
1. Ramazan oğlu, 1984 doğumlu …’nın 24/09/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr 1 VIII (2Aa…..20)A %24×1/10=%2.4
E cetveline göre: %1.3 (yüzdebirnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği…” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan kusur bilirkişisi …ve aktüerya bilirkişisi… tarafından hazırlanan 10/08/2022 tarihli raporda özetle; “….KUSUR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME VE KANAAT : Dosyada bulunan 24.09.2012 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda, sürücü … idaresindeki … plakalı otomobili ile … Caddesini takiben Fetih Caddesi istikametinden Ereğli Yol Kavşağı istikametine doğru seyrederken No:!44… binası önüne geldiğinde, yolda işaretleme ve uygun şekilde yol daraltma yaparak emniyet kemeri kontrolü yapan …kod nolu ekip görevlileri tarafında yeterli mesafeden uygulama depolama noktasına doğru işaret verildiği esnada, panikleyip sağa doğru manevra yaptığı sırada, aracının sağ ön kısımları ile sağında bulunan ve aynı yöne doğru seyreden sürücü … idaresindeki …plakalı motosikletin sağa doğru devrilip, sürüklenerek sağda uygulama depo noktasındaki görevli Polis Memuru …’ya ve depolama noktasında kontrol amaçlı durdurdukları …plakalı otonun arka tamponuna çarparak durduğu kazada sürücü … 2918 sayılı KTK’nunda yer alan Madde 84 (Manevraları düzenleyen şartlara uymamak) kuralını ihlal ettiği, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın ise bir kusurunun bulunmadığı, görüş ve kanaati ifade edilmiştir.
Dosyada Trafik Kazası Tespit Tutanağı dışında kaza ile ilgili bir ifade, görsel ya da başka bir belge bulunmamaktadır. Bu durumda eldeki verilere göre:
2918 sayılı KTK’na göre:
Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller:
Madde 84 – Araç sürücüleri trafik kazalarında;
a) Kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme,
b) Taşıt giremez trafik işareti bulunan karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme,
c) İkiden fazla şeritli taşıt yollarında, karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girme,
d) Arkadan çarpma,
e) Geçme yasağı olan yerlerde geçme,
f) Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma,
g) Şeride tecavüz etme,
h) Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,
i) Kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymama,
j) Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama,
k) Yerleşim birimleri dışındaki karayolunun taşıt yolu üzerinde, zorunlu haller dışında park etme veya duraklama ve her durumda gerekli tedbirleri almama,
l) Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma Hallerinde asli kusurlu sayılırlar.
… plakalı otomobil sürücüsü …, yukarıda mezur kanun maddesine uymayarak, kontrol noktasına dikkatsiz, tedbirsiz yaklaşarak, sağında seyir halinde olan motosikleti dikkate almada manevra yaparak, …plakalı motosiklet sürücüsü …’ın motosikletine aracının sağ ön kısımları ile çarptığı kazada, %100 asli kusurlu olduğu, görüş ve kanaati oluşmuştur. … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın bir kural ihlali yapmamış olduğu, bu sebeple kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, görüş ve kanaati oluşmuştur.
…’ın, kaza anında kişisel koruma ekipmanı (kask) takıyor olup olmadığı ile ilgili dosya kapsamında bir bilgiye rastlanılmamış olduğundan bu konuda bir görüş beyan etmemiz mümkün olmamıştır.
TAZMİNAT HESABI YÖNÜNDEN İNCELEME
İşbu kaza 01.06 2015 tarihinden önce meydana geldiği 01.06.2015 tarihinde değişen poliçe genel şartlarının uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Kaldı ki;
Anayasa Mahkemesinin 2019/40 sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunun 90.maddesine ilişkin verilen iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2019/3292 E sayılı emsal kararında özetle; “…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” demekte olup, buna göre de 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarında ki hesap ilkelerinin uygulanma imkanı da ortadan kalkmıştır.
Her ne kadar 7327 sayı ve 09.06.2021 tarihli Kanunun 18.maddesi ile Karayolları Trafik Kanunun 90.maddesinde: “..c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, hesaplanır..” şeklinde düzenleme yapılmış ise de;
Anılan yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/14963 E, 2021/2953 K ve 14.06.2021 tarihli kararında özetle; “…. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, tazminat hesaplamalarında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınması, hesaplamaların TRH 2010 Tablosuna göre ve progresif rant yöntemiyle yapılması ilkeleri Dairemizce benimsendiğinden, tazminat hesap biçimine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir….” demektedir. Bu durumda;
Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere işbu kazanın 09.06.2021 tarihli yasal düzenlemeden önce meydana gelmiş olması ve yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay kararı dikkate alınarak; Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi %10 artış ve iskonto esasına(progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılacaktır.
I-KUSUR VE SORUMLULUK DURUMU
a)Kusur değerlendirmesinde kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı araç sürücüsü Mehmet Kamçı’nın %100 kusurlu olduğu belirlenmiştir.
b)Güvence Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddeleri aşağıdaki gibidir;
Hesaba başvurulabilecek haller
MADDE 9 – (1) (Değişik: RG-19.06.2009-27263) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için başvurulabilir.
c)Güvence Hesabı yönetmeliğine göre, davalı kaza tarihi itibariyle geçerli trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde davacının uğradığı bedensel zararlardan sorumlu olduğundan somut olayda davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır.
II-MADDİ ZARAR HESABI YÖNÜNDEN TESPİTLER
A)DAVACININ GEÇİCİ İŞGÖRMEZLİK DÖNEMİ
a)Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 4 ay olduğu belirlenmiştir.
b)Dosyada mevcut belgelere göre davacı polis olup, devlet memuru olarak çalışmaktadır. Devlet memuru olarak çalışan davacının iyileşme süresinde çalışmaksızın normal ücretleri tam olarak ödenmektedir.
SGK hizmet dökümünden de davacının 4 aylık iyileşme dönemindeki ücretlerinin tam olarak tahakkuk ettiği gözükmektedir. Bu durumda;
Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; memur olan davacı iyileşme döneminde herhangi bir efor sarf etmeksizin ücretini tam olarak almaya devam ettiğinden ve buna göre de iyileşme dönemi için bir kazanç kaybı söz konusu olmadığından bu konudaki Yargıtay kararlarına uygun olarak geçici iş göremezlik dönemi için zarar hesabı yapılmayacaktır.
c)Davacı iyileşme döneminden sonra aynı işi emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek yapacağından, iyileşme süresinin bitimi olan 24.01.2019 tarihinden itibaren maluliyetiyle orantılı olarak maddi zararı tespit ve hesaplanacaktır.
B)DAVACININ SÜREKLİ İŞGÜCÜ KAYBI VE MALULİYET DURUMU
a)Yargıtay 17. ve 4. Hukuk Dairesinin bu konudaki emsal kararlarında özetle; Maluliyete ilişkin alınacak raporlarda “… kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” demektedir.
b)İşbu kaza 24.09.2012 tarihinde meydana gelmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %1,3 olarak belirlenmiş olup, anılan maluliyet oranın üzerinden davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı hesaplanacaktır.
C)KAZALININ YAŞI VE BAKİYE ÖMÜR SÜRESİ
a)03.02.1984 doğumlu davacı, 24.09.2012 olay tarihinde 28 yıl, 7 ay, 21 günlük olup, 29 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (45)yıl ve muhtemelen (74)yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Her ne kadar Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında kural olarak aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte ise de; somut olayda davacı polis memuru olup, polislerde zorunlu emeklilik yaş sınırının 55 olması nedeniyle kazalının aktif çalışma hayatının (55)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, bakiye aktif hayat süresi (55-29)= 26 yıl ve pasif devresi (74-55)= 19 yıldır.
D)KAZANÇ DURUMU İLE BİLİNEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
a)Davacı vekili tarafından davacının ücretine ilişkin SGK hizmet dökümü ibraz edilmiş olup bunun dışında ücrete ilişkin bir belge bulunmamaktadır. SGK hizmet dökümünde gözüken aylık ortalama brüt gelirlerden yasal kesintiler yapılınca davacının kaza tarihinden günümüze kadarki aylık net kazançları aşağıdaki gibi belirlenmiştir.
¸
b)SGK hizmet dökümü esas alınarak belirlenen net kazançlar dikkate alınarak;
Davacının 24.09.2012-24.11.2022 tarihleri arası geçen (10) yıllık işlemiş aktif devredeki net kazançları tespiti aşağıdadır.

¸
E)BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve ıskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
6.166,99 x 12 Ay = 74.003,88 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Kazalı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına net asgari ücretin yıllık tutarı olan (5.500,35 x 12 )= 66.004,20 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
d)PEŞİN DEĞER
(35)yıllık işleyecek ıskontolu aktif ve pasif devrenin peşin değeri
¸
IV-DAVALININ SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ
a)24.09.2012 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk ölüm/sakatlık ve tedavi gideri teminatı bakımından her bir kazalı için ayrı ayrı 225.000,00 TL.dır.
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararı poliçe limiti içinde kalmaktadır.
b)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda;
Davalıya 30.10.2020 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 11.11.2020 tarihinde mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 12.11.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
c)Olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan sigortasız aracın kullanım şekli hususi gözüktüğünden ticari faiz talebine ilişkin takdir Sayın Mahkemeye aittir.
S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 24.09.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1- … plakalı araç sürücüsü Mehmet Kamçı’nın %100 oranında kusurlu olduğu,
2- … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu,
3- Davacı yaya…’nın kusursuz olduğu,
4- Davalının, sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı araç sürücüsünün %100 kusuru oranındaki sorumluluk durumuna göre, davacı …’nın yaralanması nedeniyle;
a)Devlet memuru olarak çalışan davacının iyileşme dönemindeki maaşının tam olarak ödenmesi nedeniyle geçici iş göremezlik dönemi için maddi zararının söz konusu olmayacağı,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%1,3 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 35.994,33 TL. olduğu,
c)Davacının maddi zararının poliçe limitleri içinde kaldığı,
d)Başvuru tarihine göre temerrüdün 12.11.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e)Olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan sigortasız aracın kullanım şeklinin hususi gözükmesi nedeniyle ticari faiz talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan aktüerya bilirkişi … tarafından hazırlanan 04/11/2022 tarihli ek raporda özetle; “…Güvence Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddeleri aşağıdaki gibidir;
Hesaba başvurulabilecek haller
MADDE 9 – (1) (Değişik: RG-19.06.2009-27263) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,…………………… başvurulabilir.
c)Güvence Hesabı yönetmeliğine göre, davalı kaza tarihi itibariyle geçerli trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde davacının uğradığı bedensel zararlardan sorumlu olduğundan somut olayda davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır.
III-MADDİ ZARAR HESABI YÖNÜNDEN TESPİTLER
A)DAVACININ GEÇİCİ İŞGÖRMEZLİK DÖNEMİ
a)Adli Tıp Kurumu tarafından davacının iyileşme(iş göremezlik) süresinin 4 ay olduğu belirlenmiştir.
b)Dosyada mevcut belgelere göre davacı polis olup, devlet memuru olarak çalışmaktadır. Devlet memuru olarak çalışan davacının iyileşme süresinde çalışmaksızın normal ücretleri tam olarak ödenmektedir.
SGK hizmet dökümünden de davacının 4 aylık iyileşme dönemindeki ücretlerinin tam olarak tahakkuk ettiği gözükmektedir. Bu durumda;
Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; memur olan davacı iyileşme döneminde herhangi bir efor sarf etmeksizin ücretini tam olarak almaya devam ettiğinden ve buna göre de iyileşme dönemi için bir kazanç kaybı söz konusu olmadığından bu konudaki Yargıtay kararlarına uygun olarak geçici iş göremezlik dönemi için zarar hesabı yapılmayacaktır.
c)Davacı iyileşme döneminden sonra aynı işi emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek yapacağından, iyileşme süresinin bitimi olan 24.01.2019 tarihinden itibaren maluliyetiyle orantılı olarak maddi zararı tespit ve hesaplanacaktır.
B)DAVACININ SÜREKLİ İŞGÜCÜ KAYBI VE MALULİYET DURUMU
a)Yargıtay 17. ve 4. Hukuk Dairesinin bu konudaki emsal kararlarında özetle; Maluliyete ilişkin alınacak raporlarda “… kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir…” demektedir.
b)İşbu kaza 24.09.2012 tarihinde meydana gelmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %1,3 olarak belirlenmiş olup, anılan maluliyet oranın üzerinden davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı hesaplanacaktır.
C)KAZALININ YAŞI VE BAKİYE ÖMÜR SÜRESİ
a)03.02.1984 doğumlu davacı, 24.09.2012 olay tarihinde 28 yıl, 7 ay, 21 günlük olup, 29 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (45)yıl ve muhtemelen (74)yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Her ne kadar Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında kural olarak aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte ise de; somut olayda davacı polis memuru olup, polislerde zorunlu emeklilik yaş sınırının 55 olması nedeniyle kazalının aktif çalışma hayatının (55)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, bakiye aktif hayat süresi (55-29)= 26 yıl ve pasif devresi (74-55)= 19 yıldır.
D)KAZANÇ DURUMU İLE BİLİNEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
a)Dosyaya 2022 yılına ait ücret bordroları ibraz edilmiş olup, davacının 2022 yılı kazançları bordrolara göre belirlenecektir.
Davacının Temmuz/2022 tarihinden sonraki aylık net geliri 14.955,79 TL olup, bu tutar Temmuz/2022 den sonra yürürlüğe giren net asgari ücretin (14.955,79/ 5.500,35)= 2,71 katıdır. Davacının 2022 yılından önceki kazançları ise net asgari ücretlerin 2,71 katına göre belirlenerek takdire sunulacaktır. Buna göre;
b)Davacının 24.09.2012-24.11.2022 tarihleri arası geçen (10) yıllık işlemiş aktif devredeki net kazançları tespiti aşağıdadır.
¸
E)BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve ıskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
14.955,79 x 12 Ay = 179.469,48 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Kazalı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına net asgari ücretin yıllık tutarı olan (5.500,35 x 12 )= 66.004,20 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
d)PEŞİN DEĞER
(35)yıllık işleyecek ıskontolu aktif ve pasif devrenin peşin değeri
¸
¸
IV-DAVALININ SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ
a)24.09.2012 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk ölüm/sakatlık ve tedavi gideri teminatı bakımından her bir kazalı için ayrı ayrı 225.000,00 TL.dır.
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararı poliçe limiti içinde kalmaktadır.
b)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda;
Davalıya 30.10.2020 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 11.11.2020 tarihinde mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 12.11.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
c)Olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan sigortasız aracın kullanım şekli hususi gözüktüğünden ticari faiz talebine ilişkin takdir Sayın Mahkemeye aittir.
S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 24.09.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; Davalının, sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı araç sürücüsünün %100 kusuru oranındaki sorumluluk durumuna göre, davacı…’nın yaralanması nedeniyle;
a)Devlet memuru olarak çalışan davacının iyileşme dönemindeki maaşının tam olarak ödenmesi nedeniyle geçici iş göremezlik dönemi için maddi zararının söz konusu olmayacağı,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%1,3 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 60.933,02 TL. olduğu,
c)Davacının maddi zararının poliçe limitleri içinde kaldığı,
d)Başvuru tarihine göre temerrüdün 12.11.2020 tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e)Olayda sürücüsü %100 kusurlu bulunan sigortasız aracın kullanım şeklinin hususi gözükmesi nedeniyle ticari faiz talebine ilişkin takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
HMK’nın 107. maddesine dayalı olarak belirsiz alacak davası şeklinde ikame edilen dava kapsamında davacı vekilinin talep attırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde 5,00-TL olarak gösterilen sürekli iş göremezlik alacak istemini 60.928,02-TL arttırmak sureti ile 60.933,02-TL maddi tazminatın 30/10/2020 başvuru tarihi itibari ile ticari faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, anılı dilekçenin davalı vekiline tebliğ edildiği, işbu dilekçeye karşı davalı tarafça herhangi bir beyan/itiraz dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Somut olaydaki uyuşmazlığın; 24/09/2012 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe uğrayıp uğramadığı, geçici iş göremezlik zararının karşılanıp karşılanmadığı, davacı yanın iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının bulunup bulunmadığı, davacının dava ve talep arttırım sureti ile talep ettiği maddi tazminattan davalı güvence hesabının sorumlu olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabı’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alındığı görülmüş olup tedavi evraklarının celbine müteakip kaza tarihi (24/09/2012) itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kyabı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş, davacının sürekli iş göremezlik oranının %1.3 , geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğunun tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun hazırlanmakla ve mevcut deliller ile çelişmediği görülmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur bilirkişi raporu kapsamındaki maddi tespitler ışığında, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı yaya olup iki aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile davacıya atfedilmesi mümkün kusurun bulunmadığı saptanmış olup kusur tespitlerinin çelişki arz etmediği ve dosya kapsamına uygun olduğu saptanmakla, yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki; “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…Ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmekle ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile birlikte uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasına yönelik içtihat geliştirildiği ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ve kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre tespit edilen maluliyet raporuna göre hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Anılı kriterler uyarınca; ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına ve kaza tarihindeki yönetmelik hükümleri ile içtihatlara uygun, güncel asgari ücret hesaplamalarına ve maaş bordroları ve SGK hizmet dökümlerine göre hazırlanmakla itibar edilir bulunan ek aktüer bilirkişi raporu kapsamında; davalı tarafın tazmin etmesi gereken davacı yanın sürekli iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 60.933,02-TL olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte somut olayda davacı polis (devlet memuru) olup çalışamadığı dönemde maaşını almaya devam ettiğinden dolayı davacı yanın geçici iş göremezlik dönemi içerisinde maddi zararının bulunmadığı anlaşılmış olmakla geçici iş göremezliğe dayalı maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Emsal ilamlar: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/3682 esas, 2021/5055 karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/4734 esas, 2019/1208 karar sayılı ilamı)
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü noktasında inceleme yapılmış olup 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Güvence Hesabı’nın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup başvuru tarihi olan 30/10/2020 tarihinde temerrütün başladığı, kazaya neden olan aracın hususi nitelikte olması nedeni ile yasal faize hükmedilmesinin gerektiği, talep arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin REDDİNE,
B-Sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebinin KABULÜ ile,
60.933,02-TL maddi tazminatın 30/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.162,33 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 208,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.954,21 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 820,00 TL adli tıp rapor ücreti ve 160,25 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.680,25 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.680,03 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.749,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç ve 148,82 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 267,42 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9- Devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.319,89 TL ‘sinin davalı taraftan, bakiye 0,11 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır