Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/141 E. 2021/826 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/141 Esas
KARAR NO : 2021/826
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini özenli ve ivedilikle yerine getirdiğini, ancak davalının ödemesi gereken ücreti ödemediğini bu nedenle alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini beyanla davalının takibe vaki haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk davet mektubunun müvekkil şirkete ait olmayan bir adrese usulüne aykırı olarak tebliğ edildiğini, bu nedenle dava şartının sağlanamadığını, davacının müvekkil şirkete düzenlendiği faturaların da usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini ve davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 5.474,33 TL alacağın ticari faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir bilirkişi … marifetiyle var ise cari hesap farkına neden olan faturaları tespit ederek fatura ve faturaya konu malların teslim edilip edilmediği/hizmetin verilip verilmediği hususlarını inceleyerek rapor tanzim etmesi istenilmiş ve konuya ilişkin 10/09/2021 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişinin anılı raporunda özetle;
“Taraflar arasından bir ticari ilişkinin var olduğu, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu ödeme emrine konu tüm faturaların e- arşiv faturası olduğu, bu e- arşiv faturalarının; davalı adına kayıtlı … … e-mail adresine tebliğ edildiği,
Davacı şirketin, 2019 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği, davalının ticari defterlerini inceleme günü ve saatinde incelemeye ibraz etmediği, yerinde inceleme de talep etmediği ve ibrazdan kaçındığı, bu nedenlerle; Davacı şirket ticari defterlerinin HMK 222/3 Maddesi gereği lehine delil teşkil edeceği,
Davacı şirketin HMK 222/3 Maddesi gereği lehine delil teşkil eden ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; davacının davalıdan ödeme emri tarihinde, 5.474,33.-TL alacağının olduğu,
…. İcra Dairesi 2020/… Esas sayılı Ödeme emrine, davalı vekili tarafından “Takibin haksız ve hukuka aykırı olduğu, Müvekkilin karşı tarafa hiçbir borcu yoktur ” yönünde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu,
… İcra Dairesi 2020/… Esas sayılı Ödeme emrine; davalı tarafından edilen itirazın, S.474,33.-TL asıl alacak üzerinden iptali ile icra inkar tazminatı hükmünün yüce mahkemenizin takdirinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Dava; açık hesaba dayalı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davalı vekili, arabuluculuk görüşmelerinden müvekkilinin haberdar edilmediğini, anlaşamama tutanağının yokluğunda düzenlendiğini beyan ederek dava şartının yerine getirilmediğinden bahisle itirazda bulunmuş ise de, davacı yanca arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup, taraflara ulaşmak ve görüşmeye davet etmek arabulucunun görevi olduğundan, davacı tarafça dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek anılı itirazın reddine karar verilmiştir. Nitekim işçi alacağı davasında ileri sürülen benzer bir itiraza ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamında “Arabuluculuk tutanaklarında başvurucu tarafından bildirilen adrese gönderilen davet tutanakları iade edilmiş ve bildirilen telefon numarasından telefon görüşmesinin yapılamadığının belirtildiği görülmüştür. Arabuluculuk, 7036 Sayılı Yasada dava açmadan önce başvurulması gereken dava şartı olarak düzenlenmiş olup bir an için, arabulucu tarafından işverenin usulünce toplantıya davet edilmediği kabul edilse dahi, taraflara ulaşmak ve tarafları toplantıya davet etmek arabulucunun sorumluluğunda olduğundan, işçiye yükletilebilecek bir kusurun varlığından söz edilemez. Zira, işçi dava açmadan önce, kanun hükmüne uygun olarak arabulucuya başvurmuş ve sürecin sonlanmasını beklemek suretiyle yükümlülüğünü yerine getirmiştir. O halde, arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk sürecini sonlandırması ihtimalinde “arabulucuya başvurulmuş olma” dava şartının gerçekleşmediği söylenemez. Aksi yöndeki bir kabulün, hak arama özgürlüğünü aşırı derecede zorlaştıracağı açıktır. Keza, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin kanuni düzenlemenin iptali istemiyle açılan davaya ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 11.07.2018 tarihli ve 2017/… esas, 2018/… karar sayılı kararında, düzenlemenin hak arama hürriyeti ve bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına getirilen bir sınırlama niteliğinde olduğu kabul edilmiş, ancak “Arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun, kişilerin hak aramalarını imkânsız hâle getiren veya aşırı derecede zorlaştıran etkisiz ve sonuçsuz bir sürece neden olmadıkça hak arama hürriyetinin özüne dokunduğu söylenemez” şeklinde gerekçeyle bir çeşit sınırlama getirmiştir.” denilerek arabuluculuk başvurusunun yapılmasının söz konusu dava şartının yerine getirilmesi için yeterli olduğu ifade edilmiştir. Nitekim yine de mahkememizce arabuluculuk davet mektubunun verildiği kargo şirketi yurt içi kargoya müzekkere yazılmış olup, yazı cevabında alıcının … olarak kayıtlı olduğu ve alıcı adresinin cevap dilekçesinde davalı şirket adresi olarak belirtilen “… Mah. No: … İstanbul” adresi ile aynı olduğu, kargonun 30/12/2020 tarihi itibarıyla İrem Kahraman adlı kişiye teslim edildiği, SGK yazı cevabına göre ise davalı şirketin kargoyu teslim alan İrem Kahraman adlı çalışanının bulunmamasının yine aynı yazı cevabının davalı şirketin kendi yetkilisi dışında herhangi bir çalışan kaydı içermemesi sebebiyle sigortasız çalışmanın ülkemizde yaygın olması nedeniyle teslim alan kişinin davalı şirket çalışanı olmadığını ispatlamayacağı anlaşıldığından yerinde görülmeyen arabulculuk dava şartına ilişkin itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince, davacı tarafın faturaya dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına karar verilmekle, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2019 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, davalı şirketin mahkememizce tebliğ edilen meşruhatlı davetiyenin tebliğine rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, bu nedenle davacı tarafça ibraz edilen usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerin HMK’nun 222/3. maddesi uyarınca delil vasfını haiz olduğu, dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere; davaya konu e-faturaların davalı yana GİB portalı üzerinden tebliğ edildiği, davalı yanın faturalara 8 günlük süre içinde itiraz ve iade ettiğine dair savunma ve delil ibraz etmediği, sonuç olarak HMK’nun 222/3. maddesi uyarınca defterlerini ibraz etmeyen davalı karşısında davacı yanın usulüne uygun olarak tutulmakla delil vasfını haiz ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamındaki belgelerle davalı yandan olan alacağını ispatladığı kanaatine varılarak, davanın kabulü ile itirazın iptaline, somut olayda istenen faiz türü bakımından TTK’nun 1530. maddesi koşulları bulunmadığından tacir olan taraflar arasındaki alacağa avans faizi işletilmesi suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, açık hesaba dayanmakla likit olan alacağa istinaden başlatılan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 5.474,33 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %15 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranındaki 1.094,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2Alınması gerekli 373,95 TL karar harcından 66,12 TL peşin harcın mahsubu ile 307,83 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 66,12 TL peşin harç ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 125,42 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 831,75 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan tarafça karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza