Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/137 E. 2021/991 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/137 Esas
KARAR NO : 2021/991
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/01/2014
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketinde kasko sigortalı bulunan müvekkiline ait … plakalı aracın 03/07/2013 tarihinde çalınmış ve 08/07/2013 tarihinde aracın motor şanzıman bazı parçalarının sökülmüş bir vaziyette bulunmuş olduğu, davalı şirkete ihbarının yapılmış ve yapılan ekspertiz sonucunda araçta 74.582,69TL hasar tespit edilmiş olduğunu, davalı … şirketi tarafından aracın tamirine onay verilmemiş olduğndan aracın halen ekspertizin yapıldığı … yetkili servisi olan …’ta bulunduğunu, aracın yetkili serviste yapılmasına onay verilmediği gibi tamir için gerekli bedelin de ödenmiş olduğunu, bu nedenle araçta meydana gelen hasar bedelinin davalıdan tahsili için işbu davanın açılmış olduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla 36.000,00TL tazmitanın rizikonun gerçekleşme tarihi olan 03/07/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı dekili cevap dilekçesinde özetle; davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve ispat yükünün davacı üzerinde olduğu ve aksine yönelik herhangi bir ispat da sunulmadığı dikkate alınarak davanın reddedilmesi gerektiğini, sigortalının aracının çalınmadrığını, aracın bir başkasına satılarak sigorta bedelinin alınması amacıyla çalıntı kaydının oluşturulduğu anlaşıldığından davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı sigortalıya ait aracın çalınması iddiası kapsamında maddi tazminatın davalı … şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Dava açılış tarihi (23/01/2014) itibari ile 6502 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden evvel ikame edilmiş olmakla mahkememizin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
… Şubesine müzekkere yazılarak kurumun lehine dain ve mürtehin kaydı bulunması nedeniyle davaya ve ödemeye muvafakat verilip verilmediği hususu sorulmuş, yazı cevabında muvafakatin verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2014/26 esas, 2018/… karar sayılı gerekçeli kararı ile; “… Davanın kısmen kabulü ile, hasarlı aracın ( … plakalı 2007 model, … marka) üzerindeki takyidatlardan ari olarak davacı tarafından davalı … şirketine teslimi kaydı ile 35.000 TL’ nin 14/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine…” dair verilen kararın … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2018/ … esas, 2021/ … karar sayılı ilamı ile; “…Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre; gerek hareket, gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, TTK’nın 1282. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1281. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5. maddesi ve TTK.’nun 1292/3. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.
İlk Derece mahkemesi gerekçeli kararında “.. kesinleşen ceza mahkemesi dosyası kapsamında davacıya ait kasko sigortalı aracın hırsızlık suçuna konu olduğu ve dava dışı şüphelilerin hırsızlık eyleminin sabit görüldüğü, bu hali ile TTK 1409 maddesi kapsamında gerçekleşen riziko nedeni ile davacının zararından sigortacının sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. ” şeklinde ise de dava konusu aracın çalınması ile ilgili dava dışı kişiler hakkında açılan ceza davası sonucu verilen mahkumiyete yönelik hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinde belirtilen hükümlerden değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, CMK’nın 223.maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, bu tür kararların yasa yararına bozulması durumunda yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan söz edilemeyecektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.05.2011 gün ve 2011/4-61, E., 2011/79 K; 06.10.2009 gün ve 2009/4-169 E, 2009/223 K sayılı ilamları).
Bu durumda İlk Derece Mahkemesince kesinleşen ceza mahkemesi kararına göre değerlendirme yaparak davanın kısmen kabulüne karar vermesi doğru olmamıştır. Dava konusuyla ilgili ceza mahkemesi kararı ve bir kısım ifade tutanakları dosya içine alınmış ise de, kararda tanık beyanlarından söz edildiği ancak mahkemece dinlenip dinlenmediklerinin ceza mahkemesi kararından anlaşılamadığı yine yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde müşteki …’nın 23/06/2015 tarihli ek ifadesinin de yer almadığı anlaşılmakla öncelikle ilgili ceza dosyasının getirtilerek tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak incelenmesi ve tarafların ispat külfetine göre yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir…” gerekçeleri ile kaldırılmasına karar verilmekle yargılamaya devam edilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesine yazı yazılarak mahkemenin 2015/… esas sayılı ceza dosyası fiziken celp ve tetkik edilmiştir.
Huzurdaki dava; kasko sigorta poliçesi kapsamında aracın çalınması iddiası nedeniyle araç rayiç değerinin tazmini istemine ilişkin olup somut olaydaki uyuşmazlığın; rizikonun ihbar edildiği şekilde meydana gelip gelmediği, dolayısıyla hasarın sigorta teminatı dışında olup olmadığı noktasında toplandığı görülmüştür. Kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Olay/riziko tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın 1.5. maddesi ve TTK’nın 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçmektedir. Anılı yasal düzenlemeler ile birlikte fiziken celp ve tetkik edilen ceza dava dosyası, istinaf mahkemesi kararı ışığında tüm dosya kapsamı ile yeniden incelenmiş olup dava konusu aracın çalınması ile ilgili ceza davası kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/05/2011 tarihli, 2011/4-61, E., 2011/79 K; 06.10.2009 gün ve 2009/4-169 E, 2009/223 K sayılı ilamları ışığında CMK’nın 223.maddesinde sayılan hükümlerden olmadığı, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan söz edilemeyeceği kanaatine varılması gerekmiştir. Fiziken tetkik edilen ceza dava dosyası içeriğinde sanık/müşteki/tanık beyanları ile müşteki Abdurrahman Sarı’nın 23/06/2015 tarihli ek ifadesi incelenmiş olup aracın çalındığı iddia edilen tarih ve aracın en son bırakıldığı yer konusunda beyanların birbiri ile örtüşmediği gibi tanık beyanlarının ceza dosyası taraflarının birbirleri tanıdıklarına ve araç satımına ilişkin görüşmelerin olduğuna delalet ettiği, ek ifadenin önceki ifade ile örtüşmediği saptanmış olup bu hali ile ispat yükü üzerine geçen davacının sunduğu başka bir delil de bulunmadığından aracın ihbar edildiği şekilde çalınmadığı kabul edilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. (Emsal ilam: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/11335 esas, 2013/15251 karar sayılı ilamı.)
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 614,80 TL harçtan, 59,30 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 555,50 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı tarafça yapılan 42,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır