Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/129 E. 2022/51 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/129 Esas
KARAR NO : 2022/51
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2021
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, davalı tarafın işletmesinde müvekkilinin sağladığı elektrik enerjisini kullandığını, ancak davalı tarafın kullandığı elektrik enerjisi karşılığı tahakkuk ettirilen faturaları ödemediğini, bu nedenle … 2020/… E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan icra takibi kapsamında ödeme emrine davalı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından 03.01.2019 tarihinde itiraz ettiğini, Sözleşmenin 14.6 no’lu maddesinde yer alan yetki sözleşmesi uyarınca davalıya ait enerji tüketimine ilişkin davalı tarafından ödenmeyen fatura bedellerinin toplamı ve gecikme faizi 8.141,50 TL. üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı taraf her ne kadar borçlu olmadığını iddia etsede yapılan incelemeler neticesinde belirtilen borç miktarının davalıya tahakkuk ettirildiğini, davalının bu borçla ilgili olarak yaptığı herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığını, dava dilekçesi ekinde davalının ödemediği faturaların verildiğini, sözleşme gereği ödenmeyen elektrik faturası olduğunda fatura bedeli ile gecikme faizinin talep edileceğinin yazılı olduğunu, bunun için toplam bedelin 8.141,50 TL. hesaplandığı, bu borcun tahsili için …’nin 2020/… E. sayılı icra dosyası üzerinden takip başlatılarak ödeme talebinde bulunulduğu, sonuç olarak, fazlaya ilişkin her türlü haklar saklı kalmak üzere davalı borçlunun …’nin 2020/… E. sayılı icra dosyası ile yapılan 8.141,50 TLlik takibe, borca, ferilerine, borcun faiz oranına vaki itirazların iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili davalı arasındaki hukuki ilişkinin 2014 yılında imzalanan Enerji Satış Sözleşmesi ile başladığını ve 2017 yılı ortasına kadar devam ettiği, bu ilişkide müvekkilin tüketici konumunda olup bu nedenle davanın yanlış mahkemede açıldığını, müvekkilinin iş adresinin başka bir deyişle elektrik kullandığı adresin Konya ili … ilçesi olduğu, bu nedenle davanın yanlış yerde açıldığı, davacı ile sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra müvekkilinin birkaç ay … A.Ş.’den (…) elektrik aldığı ve sonrasında 31.08.2017 tarihinde de … ile olan sözleşme ilişkisi bitirilerek Ağurstos ayı içersinde … A.Ş. ile Elektrik Satış Sözleşmesi imzalayarak Eylül ayı başından geçerli olmak üzere anılan tedarikçiden enerji alınmaya başlandığını, bu tespitlere göre dava tarihi itibariyle davacı ile olan hukuki ilişkinin yaklaşık 4 sene evvel sonlandığı, ilgili kurum ve şirketlerden alınacak sözleşmeler ile bu durumun belirlenebileceği, İcra takibinin dayanağı olarak gösterilen 2018 ve 2019 yıllarına ait faturalar daha önce müvekkile tebliğ edilmediği gibi bu faturaların düzenlendiği tarih ve dönemlerde de müvekkilin davacı taraftan elektrik enerjisi almadığı ve herhangi bir hukuki ilişkisinin olmadığı, ayrıca müvekkilinin davacı tarafa geçmişten kalan herhangi bir borcunun da bulunmadığı, davacı tarafın müvekkil ile olan hukuki ilişkisi sonra erdikten 1 yıl sonrasında müvekkiline elektrik satışında bulunarak fatura keşide ettiği, buna göre davacının fatura düzenlenme tarihi itibariyle müvekkile elektrik tedariği yaptığı ancak aynı tarihte müvekkilin başka bir tedarikçi ile sözleşmesinin olduğunu, davacı tarafın fatura düzenlenme tarihine müvekkile enerji tedariğini yaptığını ispatlaması gerektiğini, ancak belgelerden davacının hukuki dayanağının olmadığının görüldüğünü beyanla, yukarıda arz ve izah edilen gerekçelerle davalının müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı olmayan davacı tarafın haksız ve hukuksuz davasının usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … Abonelik Sözleşmeleri İcra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 8.141,50 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalı şirketin vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; icra müdürlüğünün yetkisine, ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Davalı taraf serbest müşteri konumundadır. Yani kullandığı elektrik enerjisi belli bir miktarın üzerindedir. Davalı tarafın elektrik sarfiyatı fazla olduğundan en uygun birim fiyatta elektrik enerjisi verebilecek tedarik şirketi ile sözleşme yapma sebestliğine sahiptir. Dikkat edilirse davacı ile yaptıkları sözleşme, davacı tarafın elektrik enerjisinin birim fiyatını normal koşullar dışında olağaüstü hallere dayandırarak 21,4 TL/kWh’e yükseltmek istemesi neticesinde, bu yükseltme davalı tarafa uygun düşmemiştir. Taraflar arasında yapılan yazılı görüşmelerde, davacı taraf mutabakata varılamaması durumunda, davalının 01.08.2017 tarihinden itibaren portföyden çıkışın gerçekleştirileceği, buna görede 01.09.2017 tarihinden itibaren davalının bağlı bulunduğu dağıtım şirketinden (…, sözleşme yapmakla yükümlü görevli perakende şirketi) ya da yeni bir tedarikçiden (… A.Ş. ile sözleşme imzalamış, arada geçiş sürecinde … ile sözleşme imzalanmış) elektrik enerjisi almaya başlanabilmesi için yeni şirkete yeni sözleşme müracatında bulunularak sözleşme imzalanması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Anılan yazıda, davalı tarafa sözleşmenin sonlandırılabilmesi için 60 gün önceden müracatta bulunulması gerektiği ya da yeni birim fiyattaki uyuşmazlığın devam etmesi halinde 10 gün içersinde davalının yazılı müracatta bulunmaması halinde birim fiyattaki mutabakatın sağlanmadığının anlaşılacağı açıkça belirtilmiştir. Ani olarak ortaya çıkan bu yeni fiyat ayarlaması durumunda anılan yazıya göre davalı taraf 10 gün içersinde davacı tarafa müracatta bulunmadığından yeni birim fiyattaki mutabakatın sağlanamadığı anlaşılmaktadır. O halde, bu yazıya göre davalı taraf yeni birim fiyatı kabul ettiği taktirde davacı tarafa bildirim yapması gerektiği görülmüş, davalı taraf herhangi bir bildirim yapmadığından davacı, davalının portföyünden çıkışını yapmak zorunda olup zaten yapmıştır. Bu süreçte davacı taraf davalıya herhangi bir ödenmemiş fatura ya da borç bildirimi yapmamıştır. Davalı taraf serbest tüketici olduğundan istediği şirket ile sözleşme yapma serbestliğine sahip olduğundan yeni tedarikçi arayışı içindeki geçiş döneminde … ile sözleşme yapmış ve … davalıya herhangi bir süre sözleşmede kalması gerektiği zorunluluğu olduğunu diretmemiştir. Teknik olarakta serbest tüketiciler dağıtım şirketi ya da görevli tedarikçi ile istedikleri zaman sözleşmeyi sonlandırabilmektedirler. Neticede, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde davalının borcu olarak gösterdiği faturalar Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine aykırı olarak düzenlenmiştir. Bu faturalarda elektrik tüketimleri yoktur. Rapor içinde belirtilen büyük meblağlı faturanın nasıl düzenlendiği belli değildir. Bu fatura davacı tarafın davalıya sağladığı indirimleri geri alması için düzenlediği fatura olabilir. Sonuç olarak, davacı taraf davalıyı 01.08.2017 tarihinde portföyünden çıkışını sağlamıştır. Eğer, bir borç olsa bu çıkış sağlanmazdı, sağlansa bile bu koşullu olup hemen icra takibine geçilirdi. Dosyaya konu olan icra takibi çok sonra başlatılmıştır. Rapor içinde verilen tabloda görülen faturaların sayaç okunması neticesinde elde edilen tüketimlere karşılık düzenlenmiş faturalar olmadığı, söz konusu fatura tarihlerinde davalı tarafın … A.Ş.’nin fortföyünde yer aldığı, söz konusu faturaların düzenlenme amaçlarının anlaşılamadığı, bu nedenle davacı tarafın o sırada kendi portföyünde yer almayan davalı için fatura düzenlemesinin mümkün olmadığı, faturaların teknik incelemesinin davalının, davacıya herhangi bir borcunun olmadığını göstermekte olup, davalı adına başlatılan icra takibinin iptal edilmesi gerektiği görüş ve kanaatlerine varılmıştır.”şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Dava, öncelikle dava şartları ile yetki ilk itirazı kapsamında ele alınmış olup, taraflar arasındaki sözleşmelerde HMK’nun 17. maddesine uygun olarak yapılan yetki sözleşmesi ile İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlükleri yetkili kılındığından davalı yanın yetki itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar EPDK mevzuatında davalı tüketici olarak anılmakta ise de, davalı şirket ticaret şirketi olup tacir olduğundan davanın TTK’nun 4/1. maddesi gereğince her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanması nedeniyle ticari dava olduğu ve böylece aynı yasanın 5. maddesi uyarınca mahkememiz görevli olduğundan davalı yanın görev itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki davanın, ödenmeyen elektrik enerjisi tüketim bedellerinin tahsili talebiyle başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali istemi ile açıldığı, davalı tarafça cevap dilekçesi ile anılı fatura dönemlerinde davacıdan elektrik alınmayıp farklı şirketlerle anlaşma yapılmış olduğundan bahisle davanın reddinin talep edildiği, davalı yanın cevaplarına karşı davacı tarafın sunmuş olduğu 03/05/2021 tarihli beyan dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddiaların tekrarı ile birlikte; davalının kullanımlarına istinaden tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafça sözleşmenin sona erdirilmemesi nedeniyle sözleşme hükümleri gereğince sözleşmenin süresinin kendiliğinden uzamış olduğu ve buna istinaden sağlanan elektrik enerjisinin kullanılması ile kullanımlara ilişkin tahakkuk ettirilen faturaların davalının sözleşmedeki adresine gönderildiği, davalı tarafın taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sona ermesinden sonra fatura düzenlendiği iddiasına rağmen yine davalı tarafından sözleşmeyi sona erdirmeye yönelik bir irade beyanını havi belge sunulamadığı gibi hususlar beyan edilmekle, dava konusu faturaların sözleşme dönemi içinde sağlanan elektrik enerjisi karşılığı olduğunun tekrardan ifade edildiği, dosya kapsamına ibraz edilen belgeler ile birlikte müzekkere cevapları ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen 17/07/2017 tarihli yazıda, fiyat artışına ilişkin olarak mutabakat sağlanamaması durumunda 01/08/2017 tarihinden itibaren portföyden çıkış işleminin gerçekleştirileceği ve 01/09/2017 tarihinden itibaren bağlı bulunduğu dağıtım şirketinden ya da yeni bir tedarikçi firmadan hizmet almaya başlayabilmek için gerekli evraklar ile dağıtım şirketine ya da yeni bir tedarikçi firmaya başvuruda bulunarak perakende satış sözleşmesi imzalanması gerektiği hususunun bildirildiği görülmekle, nitekim davalı şirketin davacı şirketin portföyünden çıkarak 01/09/2017 tarihinden itibaren 3 sayaç ile …’ın portföyüne girdiği, dava konusu faturalarda EPDK düzenlemelerine uygun olarak ilk endeks okuma, son endeks okuma, kWh değerlerinin yazılmadığı tespit edildiğinden davacı tarafın faturaların davalının kullanımlarına istinaden tahakkuk ettirildiğine ilişkin iddialarının sübuta ermediği, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile ortaya atılan; faturalardan 6.390,59 TL ve 643,71 TL bedelli olanların eksik tüketimlerin yansıtılması suretiyle oluşturulduğu ve diğerlerinin ise vade farkına ilişkin oldukları iddialarının davacı şirketin dava dilekçesi ile ileri sürdüğü iddialardan farklı olduğu, HMK’nun 141. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi eldeki davada dava dilekçesinin verilmesi ile birlikte başlayan iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı uyarınca davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile birlikte ileri sürdüğü yeni iddiaların ıslah yolu ile ileri sürülmemiş olması ve davalı vekilinin bu yeni iddialara açık muvafakatinin bulunmaması sebepleriyle mahkememizce araştırılamayacağı, tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacı şirketin ödenmeyen elektrik enerjisi tüketim bedeli alacağı bulunduğuna ilişkin davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacı şirketin takip başlatmada kötü niyetli olduğu davalı tarafça kanıtlanamadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan 139,04 TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 58,34 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır