Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/122 E. 2021/366 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/122 Esas
KARAR NO : 2021/366
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin … ve San. Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğunu, şirketin … tarafından 09/10/2015 tarihinde ticaret sicil kaydından resen terkin edildiğini, … ve San. Tic. Ltd. Şti.’nin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden alacak davasının devam ettiğini ve dosyanın 02/02/2021 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara karar gereğince işbu ihya davasını açma zorunluluğu hasıl olduğunu beyanla … ve San. Tic. Ltd. Şti’nin ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK’nın 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin Ticaret Siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı mercii gibi hareket etmediğini, müvekkilinin davaya konu resen terkin işleminin TTK’nın geçici 7. Maddesi, Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesi, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1. maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluş ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında olduğunu ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamında alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak, buna ilişkin ispat edici belgeleri Ticaret Sicil Müdürlüğüne ibraz etmeleri ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmeleri, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde yazılı beyanı Ticaret Sicil Müdürlüğüne vermeleri gerektiğini, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğini ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait mal varlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını ve bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen şirketin derdest dava bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesi uyarınca tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu hallerde, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini (ihyasını) isteyebilmeleri mümkündür. Eldeki davada ihyası talep edilen … ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin celp ve tetkik edilen ticaret sicil dosyasında merkezinin ” … Mahallesi, … Caddesi, … Apartmanı, … Blok, No:…, Daire: … İstanbul” adresinde bulunduğu, söz konusu adresin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkisi kapsamında kaldığı, mezkur maddede düzenlenen yetki kuralının kesin olduğu, HMK’nın 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetkinin dava şartı olduğu ve dava şartlarının yargılamanın her aşamasında Mahkemece re’sen incelenmesi gerektiğinden Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK’nın 116/1-a maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında yetkili mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …