Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/84 E. 2020/576 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/84 Esas
KARAR NO : 2020/576
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/06/2016
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakiye alacağın tahsili amacı ile …. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı yanca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı tarafın icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen cevap lahiyası ibraz edilmemiş ve duruşmalara katılım sağlanmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesine dayalı cari hesap alacak istemine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı takip dosyası, cari hesap ekstresi, fatura suretleri, davacı tarafın ticari defterlerinin dosyada mübrez olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişinin ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu raporunda; ”…Davacı firmanın defterleri üzerinde yapılan incelemede 2015 yılına ait envanter defterinin açılış tasdikinin zamanında yapıldığı, firmanın 2015 yılı yevmiye ve büyük defter kayıtlarının elektronik defter kapsamında tutulduğu, defterlerin zamanında oluşturularak Maliye Bakanlığı’ndan açılış ve kapanış yerine geçen beratlarının zamanında alındığının tespit edildiği, cari hesap borcunu oluşturan faturalar ve tahsilat kayıtlarının ticari defter kayıtlarına gününde geçtiğinin tespit edildiği, davacıya ait kayıtların 20/01/2015 tarihinde 1593 TL fatura ile başlayarak 13/06/2015 tarihli 600,01 TL fatura ile sonlandığı, cari hesapta ilk aylardaki ödemelerin düzenli yapıldığı, sonrasında ödeme yapılmadığı, beşinci ayın sonunda düzenlenen faturaların tahsilatlarının aynı gün yapıldığının görüldüğü, önceki borçların kapatılmadığının saptandığı, davacının 31/12/2015 tarihinde davalıya ait 4.738,98 TL hesabı tek düzen hesap planı çerçevesinde şüpheli alacaklar hesabında takip edilmek amacıyla bu hesaba aktardığı, dosyada bulunan cari hesap içerisindeki kayıtlar ve bakiye defter kayıtlarının uyuştuğu, davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde, takibe konu cari hesap bakiyesi olan 4.738,98 TL’nin defter kayıtlarına yansıdığı, dosya kapsamında takip ödeme emri tebliğinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, faiz hesaplamasının ödeme emrinin tebliğinden itibaren yapılabileceği…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2016/733 esas, 2017/797 karar sayılı davanın kısmen kabulü ile … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile, takibin 4.738,98-TL asıl alacak üzerinden takibin aynı koşul ve kayıtlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair kararının … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2018/… esas, 2019/… karar sayılı kararı ile ; ”…Davaya konu takip taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişki kapsamında ödenmeyen fatura bedellerinden kaynaklanmaktadır. Dosyada bilirkişi incelemesi yapılmış, davalı ticari defter ve belgelerini sunmadığı için sadece davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor oluşturulmuştur. Rapora göre davacı defterlerinde 27 adet davacı faturası ve bunlara karşılık kısmi davalı ödemeleri kayıtlıdır. Davacı faturaları irsaliyeli fatura olup bir kısmında (13 adet) teslim alan imzası bulunmaktadır. Diğerlerinde ise teslim alan imzası bulunmamaktadır. Fatura düzenlenmiş olması ve bu faturaların usulüne uygun tutulmuş olsa bile tek taraflı defter kayıtlarında yer alması alacağın varlığını ispata yeterli değildir. İspat külfeti üzerinde olan davacının faturaları veya fatura içeriği mal veya hizmeti karşı tarafa verdiğini ispatlaması gerekir. Davalı taraflar arasındaki ticari ilişkiyi reddetmemiş olup, takibe itirazında takipte istenen kadar borcu olmadığını belirtmiştir. Buna göre davacı takip dayanağı açık hesapta kayıtlı bulunan faturaları veya fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğini ispatlamalıdır. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporu eksik olup karar vermeye yeterli değildir.
Mahkemece, bir kısım davacı faturalarında teslim alan imzası bulunmadığından bu faturaların veya içeriği malların davalıya teslim edildiğine ilişkin var ise davacı delillerini getirterek, gerekmesi halinde davalının kayıtlı olduğu vergi dairesinden davaya ve takibe konu fatura dönemlerine ait davalı BA formları da getirtilerek davalının söz konusu faturaları BA formu ile vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılarak, bir kısım faturalarda teslim alan imzası bulunduğundan bu faturalarla ilgili olarak davalı isticvap edilerek faturada bulunana teslim alan imzaları konusunda beyanı alınmak suretiyle teslimi ispatlanan fatura bedellerinden davacı defterlerinde kayıtlı bulunan davalı ödemeleri düşülmek suretiyle takip tarihi itibarıyla var ise davacı alacağının tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken…” gerekçeleri ile kaldırılması üzerine her ne kadar davalı yanın BA kayıtları Vergi Müdürlüğünden celp edilmiş ise de fatura bedellerinin düşük meblağlı olması karşısında tespiti mümkün olamamıştır. Bununla birlikte davacı vekili tarafından ibraz edilen imzalı irsaliyeli faturalar davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafın isticvap edileceği duruşmada hazır bulunmaması nedeni ile HMK’nın 171/2 maddesi gereğince irsaliyeli fatura ve içerikleri bu nedenle davalı tarafça kabul edilmiş sayılmıştır. Ayrıca davalı şirkete davetiye marifeti ile ihtar edilmesine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme yapılabildiği, ayrıntılı, dosya kapsamına uygun ve gerekçeli olmakla raporun itibar edilir bulunduğu, davacı yanın davalı taraf ile olan ticari münasebetini usulüne uygun tutulan defterleri kapsamında takip ettiği, davalı adına tanzim edilen faturaların bu hesabın borcuna kaydedilmiş olduğu, davacı ticari defterleri kapsamında davalıya ait cari hesabın takip tarihi itibariyle 4.738,98-TL borç bakiyesi verdiği tespit edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği, mal teslim ilişkisine yönelik açıkça bir itirazın da yönetilmediği görülmekle davacı yanın takip tarihi itibari ile davalı şirketten 4.738,98-TL asıl alacak yönünden takibi başlatmakta haklı olduğu, davalı takip borçlusunun asıl alacak yönünden vaki itirazının yerinde olmadığı, dosya kapsamında ödeme emri tebliğinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, bu nedenle davacı yanın takibe konu işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacı yanın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 4.738,98-TL (asıl alacak) alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusu şirketin vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 4.738,98-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 4.738,98-TL takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 947,79-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 323,72-TL ilam harcından peşin alınan 87,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 236,62-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 87,10-TL peşin harç ve 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 116,30-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 228,50-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 212,32-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır