Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/80 E. 2020/56 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/80 Esas
KARAR NO : 2020/56
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2019
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

Mahkememizde Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davası nedeniyle yürütülen açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mah. … Sok.No: … adresinde bulunan ve tapunun 67 pafta, … ada, … parsel numarasında kayıtlı, 2055,40 m2 yüzölçümlü 25/100 arsa paylı kargir binanın 1.kat 2 numaralı bağımsız biriminin maliki olduğunu, müvekkilinin kat mülkiyeti tapusunu 23.12.2004 tarihinde “turistik lokanta” nitelikli satın aldığını, dava konusu taşınmazın halihazırda 22/07/1983 onanlı, 1/1000 ölçekli boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi uygulama imar planında ve 13/06/2011 onanlı sayısallaştırmış ve güncelleştirilmiş plan paftalarında “günübirlik tesis (gazino+restoran) alanında bir kısmı da yol alanında” kalmakta olduğunu, söz konusu parselin her ne kadar tapu kayıtlarında “turistik lokanta ve altında akaryakıt istasyonu olan 2055,40 m2 kargir bina” olarak kayıtlı ise de zemin kattaki 1 nolu bağımsız bölümdeki akaryakıt satış istasyonuna ait ruhsat … İdare Mahkemesinin 01/12/2008 gün ve … E. … K.sayılı kararıyla iptal edildiğini, kararın 20/10/2009 tarihinde kesinleştiğini, akaryakıt satış istasyonu ruhsatının iptali ve yangın raporu verilmemesine ilişkin işlemler dolayısıyla davalıların kusurlu olduklarını, belirtilen zararlar dışında müvekkili şirketin lokantanın işletilmemesi halinde günlük cirosu 10-15 bin TL olup, çalışmama halinde bu miktarın ileride davanın kazanılması durumunda davalının idari yönünden telafisi güç ve imkansız tazminatı oluşturacağının açık bir olgu olduğunun ihtarında bulunduğunu, imar durum belgelerinde sabit olduğu gibi, imar planlarında akaryakıt satış ve servis istasyonu olarak tahsis edilmediği halde, belediyenin hukuka aykırı olarak ruhsat vermesi üzerine davalının 45 yıl hukuka aykırı olarak taşınmazı akaryakıt satış ve servis istasyonu olarak çalıştırdığını, imar adası sakinleri tarafından değişik zamanlarda müteaddit defa belediyelere şikayet dilekçeleri verildiği halde belediyenin yıllarca davalıyı koruduğunu ve akaryakıt satış ve servis istasyonunu hukuka aykırı olarak çalışmasına müsaade ettiğini, ortak alanların otopark olarak kullanılarak müvekkilinin zarara uğratıldığını, müvekkiline ait bağımsız bölümün hukuka aykırı olarak yıkılmış olup, bu hususta da her iki davalının kusurlu olduğunu, 2004 yılından bu yana işletilmemesi neticesinde müvekkilinin en az 100.000.000,00 TL kar kaybı olduğunu, … Turizm şirketinin mal sahibi … …’a kira sözleşmesinde belirtilen kira bedellerini taşınmazı amacında kullanamadığı halde ödemek zorunda kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin asıl alacağı olan 120.000.000,00 TL kar kaybı + sigorta primleri ve ödenen maaşlar +20.000.000,00 TL otopark gelirinden müvekkilinin hissesine tekabül eden kısmı+Mels şirketinin … ‘a ödediği kira bedelleri dekorasyon ve tadilat giderleri+ … Turizm müvekkiline ait hissesini 1 Ekim 2010 yılında … A.Ş.’ye kiralamasından dolayı … A.Ş.’den aldığı kira bedelinin hissesine tekabül eden kısmı olmak üzere toplam alacağının şimdilik 3.000.000,00 TL’sinin 26/01/2004 tarihinden itibaren işleyen ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının gerçeği yansıtmayan kötü niyetli, mesnetsiz iddialarının kabulünün mümkün olmayıp haksız ve hukuka aykırı davanın reddinin gerektiğini, müvekkili idarece davaya konu taşınmazla ilgili gerçekleştirilen tüm işlemlerin mevzuata uygun olup mahrum kalındığı iddia edilen kar ve zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin haksız ve hukuka aykırı bir eylemi bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili adına açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davacı tarafça mahkememizin … esas sayılı dosyası üzerinden … İşletmesi A.Ş. aleyhine açılan davada, dosya taraflar yönünden tefrik edilerek iş bu esas numarası altında … yönünden açılan dava ele alınmıştır.
Taraflar arasındaki dava, davacı şirketin kiracısı olduğu iddia edilen iş yerine 2019/355 esas sayılı dosyada davalı şirketin şikayeti ile davalı belediye tarafından yangın ruhsatı verilmemesinden kaynaklı iş yerinin çalıştırılamaması neticesi ortaya çıktığı iddia edilen zarar ile yine imar mevzuatı kapsamında davacının kullanımındaki iş yerinin davalı idare tarafından … esas sayılı dosyada davalı şirkete hukuka aykırı olarak verildiği iddia edilen akaryakıt istasyonuna yönelik yapı kullanım belgesi kapsamında akaryakıt istasyonu üzerinde turistik lokanta olamayacağından bahisle yıkılması neticesinde meydan geldiği iddia olunan zararın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 114. maddesinde esas yargılamaya geçilmeden önce mahkemenin varlığını yahut yokluğunu araştırması gereken dava şartları düzenlenmiştir. HMK’nun 114/1-b maddesine göre “yargı yolunun caiz olması” bir dava şartı olup, yargı yolu; bir davanın hangi yargı kolundaki mahkeme tarafından görüleceğine ilişkindir.
İYUK 2/1-b maddesinde idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava olarak tanımlanmıştır. Davalı … bakımından, yangın ruhsatı verilmemesi, 2019/355 esas sayılı dosyadaki davalı lehine akaryakıt istasyonu yapı kullanım belgesi verilmesi ve davacıya ait taşınmazın yıkılması gibi belediyenin idari fiil ve işlemleri nedeniyle zarar gördükleri iddiası kapsamında davacı tarafça talepte bulunulmuş olup, özel hukuk kapsamında davalının haksız fiil vs. sorumluluğundan kaynaklı bir talep mevcut olmadığından iş bu davanın tam yargı davası olarak idari yargıda açılması gerektiği anlaşılmış, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı gerekçe ile;
1-HMK’nun 114/1-b ve 115/2 maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından, dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza