Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/75 E. 2020/589 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/75 Esas
KARAR NO : 2020/589
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı aracın, 09/09/2018 tarihinde, 16:55 sıralarında İstanbul ili Fatih ilçesi, davalıya ait katlı … Otoparkında, davalının çalışanı olan dava dışı sürücü … …’ın kontrolsüz geri manevra yaparak aracın arka kısmını otopark kolonuna çarpması sonucu hasarlandığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde davalıya ait katlı otopark çalışanı … …’ın tam kusurlu olduğunu bu nedenle doğan zarardan davalının sorumlu olduğunu, söz konusu kazada müvekkilin … plakalı aracı, davalı çalışanın haksız fiili ve tam kusuru nedeniyle hasarlandığını, buna ilişkin olarak tarafça ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, söz konusu kaza nedeniyle müvekkile ait araca 1.400,00-TL değer kaybı meydana geldiğini, söz konusu meblağdan davalının sorumlu olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin her ne kadar TBK m.66 da yer alan adam çalıştıranın sorumluluğu esasına göre kusursuz olarak sorumlu olduğunun iddia edildiğini, müvekkili, çalışanını işe alırken işin koşullarına ve niteliklerine uygun olmasına dikkat ettiğini, kaç yıllık ehliyet sahibi olduğu, tecrübesi, ehliyetin hangi sınıf olduğu gibi hususlar ve işe girişte referansları kontrol edilerek özen yükümlülüğüne uygun davrandığını, bu sebeple müvekkilin haksız dava açısından taraf sıfatı bulunmadığını, bu hususun Yargıtay kararlarına konu olduğunu, davacı tarafça zarar veren kişinin isminin biliniyor olmasına rağmen müvekkilden daha kolay tahsil edebilecek olması düşüncesiyle müvekkil aleyhine takip başlatıldığını ve bu yönüyle TMK madde 2’ye aykırı hareket ettiğini, davanın reddini, karşı taraf aleyhine yargılama giderlerine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı araç değer kaybı (1.400-TL) / araç mahrumiyeti (500-TL) ve ekspertiz ücreti (240-TL) yönünden alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyası celp edilmiştir.
Ekspertiz raporları, fatura, tescil kayıtları ile tramer kayıtlarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada istemin 09/09/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı araç değer kaybı (1.400-TL) / araç mahrumiyeti (500-TL) ve ekspertiz ücreti (240-TL) yönünden alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali olduğu,
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı vekilinin 12/08/2020 tarihli dilekçesi ve 18/11/2020 tarihli celse sırasındaki beyanı kapsamında davanın açılmasından sonra davalı tarafından ödeme yapıldığı saptanmış olup bu hali ile davanın konusuz kaldığı, ayrıca davanın açılmasından sonra davalı tarafından borç ödemiş olup işbu nedenle davalı yanın dava açılmasına sebep olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan ettiği gibi davalı yanın da borcun ödendiğini beyan ettiği, dolayısıyla davaya konu uyuşmazlığın ortadan kalkarak davanın konusuz kaldığı, davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın ödeme bağlamında davalı taraf olmakla davacı yararına vekalet ücreti ile davacının yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; HMK’nın 331. maddesi uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar tesisine yer olmadığına,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafın yatırmış olduğu, 54,40-TL peşin harç ve 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 108,80-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 741,90-TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.140-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır