Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/742 E. 2021/365 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/742 Esas
KARAR NO : 2021/365
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 01/09/2020 tarihinde MERSİS sistemi üzerinden kendisinin kurucusu, Yönetim Kurulu Başkanı ve münferiden temsile yetkili olduğu … Alacak Yönetimi Danışmanlık Ve Destek Hizmetleri Anonim Şirketi’nin kuruluş başvurusunun yapıldığını, davalı …’nün 08/12/2020 tarihli yazısı ile başvuruyu ” … kurulmak istenen şirket esas sözleşmesinin anılan 4. maddesinde yer alan ” gerçek ve tüzel kişilerin gecikmiş yasal alacaklarını temlik almak, temlik aldığı alacakların tahsiline yönelik sulh ve diğer yasal işlemleri yapmak” şeklindeki hükmün sözleşmeden çıkarılması ve Alacak Yönetimi Danışmanlığı’nın unvanda kullanılabileceğine ilişkin BDDK’dan olumlu görüş alınması halinde tescil başvurunuzun yeniden değerlendirilebileceği bilgilerinize sunulur” gerekçesi ile reddettiğini, red yazısının müvekkiline 11/12/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süre içerisinde karara itiraz ettiklerini, müvekkilin başvurusunu yaptığı şirketin ana sözleşmesindeki maddelerin bulunduğu daha önce tescil edilmiş birçok şirket bulunduğunu, tescil edilmiş ve aktif bir şekilde faaliyetine devam eden işbu şirketlere ait ana sözleşmeleri de içerir ticaert sicil gazetesi çıktıklarının ekte sunulduğunu, işbu alacak yönetimi şirketlerinin …, … gibi birçok kurumların alacaklarını temlik aldıklarını, başvurusu yapılan şirket SPK mevzuatına bağlı olmayıp, red kararında bahsedilen varlık yönetim şirketleri ile de alakasının bulunmadığını beyanla Anayasanın eşitlik ilkesine, usul ve yasaya aykırı davalı …’nün 08/12/2020 tarihli red kararının kaldırılarak müvekkil şirketin ana sözleşmesinin başvurulan şekilde tesciline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nün TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, kurulmak istenen şirketin esas sözleşmesinin amaç ve konusu ile unvanının TTK madde 32’ye aykırı olduğunu, kurulmak istenen şirket esas sözleşmesinin 4. maddesinde “gerçek ve tüzel kişilerin gecikmiş yasal alacaklarını temlik almak, temlik aldığı alacakların tahsiline yönelik sulh ve diğer yasal işlemleri yapmak” hükmü yer almakta olup anılan hüküm 6102 sayılı TTK madde 32’ye aykırı olduğunu ve söz konusu hükmün sözleşmeden çıkartılması gerektiğini, temlik alınan alacakların tahsiline yönelik sulh ve diğer yasal işlemleri yapma yetkisi, yalnızca Avukatlık Kanunu kapsamında görev yapan avukatlar tarafından kullanılabilecek bir yetki olup; sözleşmenin anılan 4. maddesinin, bu bakımdan mevzuata ve kamu düzenine aykırılık taşıdığını ve 3. kişileri yanıltıcı nitelikte olduğunu, kurulmak istenen şirketin meşgalesi ile varlık yönetim şirketlerinin meşgalesi, yani faaliyet alanları arasında da önemli bir fark bulunmadığını, şirket unvanında doğrudan varlık yönetimi ifadesi bulunmasa da, özü itibariyle varlık yönetimi şirketinin iştigal ettiği alanda hizmet vereceğini, davacının tescil edildiğini örnek olarak gösterdiği şirketlerin sicil dosyasında inceleme yapılması halinde de, bu şirketlerin bakanlık izni sonrası kurulduğu veyahut da kuruluş sonrası şirket esas sözleşmesinin amaç ve konusunu değiştirdiği ya da yine, söz konusu şirketlerin meşgalelerinin daha farklı formüle edildiğinin saptanabileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 34. maddesi uyarınca … ‘nün tescil talebinin reddine ilişkin kararına itiraza ilişkindir.
Davacı tarafından, kurucu sıfatıyla “… Alacak Yönetimi Danışmanlık ve Destek Hizmetleri Anonim Şirketi” unvanlı şirketin, ana sözleşmesi ile kuruluş belgelerinin 11/11/2020 tarihinde davalı … ‘ne ibraz edilerek şirketin sicile tescilinin talep edildiği, davalı tarafından, şirket ana sözleşmesinin amaç ve konu başlıklı 3/4 maddesinde yer alan “gerçek ve tüzel kişilerin tahsili gecikmiş yasal alacaklarını temlik almak, temlik aldığı alacakların tahsiline yönelik sulh ve diğer yasal işlemleri yapmak” hizmetinin avukatlık mesleğinin icrası kapsamında olması sebebiyle mevzuata ve kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği ve üçüncü kişileri yanıltıcı nitelikte olduğu ayrıca şirket unvanında yer alan “Alacak Yönetimi Danışmanlığı” ibaresinin varlık yönetimi şirketi olduğu hususunda yanılmaya sebep verdiği ve bu unvanın kullanılması hususunda BDDK’dan olumlu görüş alınması gerektiğinden bahisle 08/12/2020 tarihli yazı ile başvurunun reddine karar verildiği, kararın davacı tarafa 11/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun “İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.” hükmünü havi 34. maddesi uyarınca davanın yasal süre içerisinde açıldığı ve davalı … ‘nün adresi itibariyle Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır. BDDK’ya tescili istenen şirketin unvanında yer alan “Alacak Yönetimi Danışmanlığı” ibaresinin kullanılması için taraflarınca olumlu görüş verilmesi gerekip gerekmediği ile davacı tarafça bildirilen şirketlere tescil aşamasında, bu şekilde bir izin verilip verilmediği hususunda yazılan yazıya cevaben, kurumun yetkisi dahilinde olan şirketlerin varlık yönetimi şirketleri olduğu, alacak yönetimi şirketlerinin yetki ve sorumluluk alanları dahilinde olmadığı, alacak yönetim şirketi olarak faaliyet gösterecek şirketler tarafından ticaret unvanında, ilan ve reklamlarda veya işyerlerinde münhasıran varlık yönetim şirketi izlenimi yaratacak kelime, deyim ve işaret kullanılmaması gerektiği, bildirilen şirketlerin kurumun gözetim ve denetimi altında olmadığı beyan edilmiştir.
Mahkememizce TTK’nın 34/2 maddesi kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; davacı tarafça tescili talep edilen “… Alacak Yönetimi Danışmanlık ve Destek Hizmetleri Anonim Şirketi”nin unvanında yer alan “Alacak Yönetimi Danışmanlığı” ibaresinin, üçüncü kişiler nezdinde varlık yönetimi şirketi olduğuna dair bir izlenim yaratmadığı ve kurulacak şirketin varlık yönetimi şirketi olmaması sebebiyle BDDK’nın iznine tabi olmadığı, davalı … sicil müdürlüğünün tecil isteminin reddine dair gerekçesinin bu yönden haksız olduğu ancak kurulacak şirketin ana sözleşmesinin 3/4 maddesinde yer alan “alacakların tahsiline yönelik sulh ve diğer yasal işlemleri yapmak” hizmetinin avukatlık ve arabuluculuk mesleğine mensup kişilerce ifa edilecek bir hizmet ve bu kapsamda bir yetki olması sebebiyle mevzuata aykırı ve üçüncü kişiler nezdinde yanıltıcı nitelikte olduğu, davalı … sicil müdürlüğünün red gerekçesinin bu yönden haklı olduğu anlaşılmakla şirketin anılan unvanı ile tescili mümkün ise de mevcut ana sözleşmesi ile tescili mümkün olmadığından davacının itirazının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’den peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
03/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸