Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/739 E. 2022/776 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/739 Esas
KARAR NO : 2022/776
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/12/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … …’ın eşi, müvekkiler …, … ve …’ın babaları diğer müvekkillerin ise kardeşi olan müteveffa … … 17.07.2020 günü saat 12.00 sıralarında sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile kavşaktan karşıya geçmek isterken davalı … …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, 17.07.2020 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; kazanın oluşumunda davalı sürücü … … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nunda belirtilen sürücü kusurlarından; kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek kuralını (KTK md. 57/1-a) ihlal ettiğini, dava konusu trafik kazasına ilişkin soruşturma … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… sayılı soruşturma dosyası ile derdest olduğunu, müvekkili …’ın ev hanımı herhangi bir gelirinin bulunmadığını, müteveffa eşinin maddi desteği ile hayatını idame ettirmekte olduğunu, kaza tarihinde müteveffa … …’ın çocukları; … 5 yaşında, … 3 yaşında, … ise henüz 3 aylık olduğunu, davalının asli kusurlu olduğu kaza sonucunda müteveffanın eşi ve çocukları onun maddi desteğinden yoksun kaldığını, manevi tazminat yönünden müteveffa … …’ın henüz 37 yaşında olması, geride 29 yaşında bir eş ve en büyüğü 5 yaşında olan üç tane çocuk bırakmış olması müteveffanın genç yaşta ölümü nedeniyle müvekkillerin yaşadığı travma ve üzüntü, davalı sürücünün kusuru talep ettiğimiz manevi tazminat miktarının düşüklüğü de dikkate alınarak manevi tazminat talebimizin tamamı üzerinden karar verilmesini ölümle sonuçlanan kazada kazada davalı sürücü … …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç davalı … Sigorta A.Ş.’nin … poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine 14.09.2020 tarihli dilekçe ile başvurulmuş olup sigorta şirketince … numaralı hasar dosyası açıldığını, davalı sigorta şirketince tazminatın ödenmemesi nedeniyle dava şartı arabuluculuk kapsamında arabuluculuğa başvurulduğunu, 2020/100340 arabuluculuk dosyasından anlaşmaya varılamadığını, müvekkil … … lehine 10.000 TL, … … lehine 5.000 TL, … … lehine 5.000 TL ve … … lehine 5.000 TL olmak üzere şimdilik 25.000 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden diğer davalı yönünden ise kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkil davacılar; … … lehine 80.000 TL, … … lehine 30.000 TL, … … lehine 30.000 TL, … … lehine 30.000 TL, … … lehine 10.000 TL, … … lehine 10.000 TL, … … lehine 10.000 TL, … … lehine 10.000 TL, … … lehine 10.000 TL, … … lehine 10.000 TL, … … lehine 10.000 TL, … lehine 10.000 TL ,olmak üzere toplam 250.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü … …’den tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; 17.07.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında eşi/babaları …’ın vefatı sebebiyle desteğinden yoksun kaldıklarından bahisle , uğradıkları destek zararının … plakalı müvekkil şirket nezdindeki zorunlu mali mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesinden tazminini talep ettiğini, … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde … nolu , 05.08.2019-05.08.2020 vadeli zorunlu mali mesuliyet (trf) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yaralanma ve ölümlerde poliçe kişi başına azami teminatının 390.000,00TL olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, MÜTEVEFFA …’ın Kendi Ölümünde %100 Kusuru bulunduğunu, trafik kazasında vefat eden …’ın kaza esnasında … plakalı aracı ehliyetsiz olarak kullandığı kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, müteveffa ölümüne %100 kusuru ile kendi sebebiyet verdiğini, kazanın oluşumunda ve müteveffanın ölümünde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, müvekkil şirketin dava konusu olay nedeni ile tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, … plakalı araç 05.08.2019 tarihinde mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını beyanla manevi tazminat davasının müvekkil şirket bakımından reddine , maddi tazminat davasının sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusursuz olması sebebi ile reddine , …’ın alt ve üst soyunu gösterir aile nüfus kaydının UYAP sisteminden çıkarılarak başkaca hak sahibinin olup olmadığının tespitine , vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. ( Devrolan … Sigorta A.ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; … Sigorta A.Ş. ’nin … Sigorta A.Ş. ‘yi tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devralması suretiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde iki şirketin birleşmesi işlemi, … tarafından 02.12.2019 tarihinde tescil edildiğini, bu kapsamda … Sigorta A.Ş. tasfiye olmaksızın infisah ettiğini, tescil ile birlikte … Sigorta A.Ş ’nin tüzel kişiliği sona erdiğini, faaliyetine … Sigorta A.Ş. nezdinde devam edileceğini, 17.07.2020 tarihinde meydana gelen ölümlü- yaralanmalı trafik kazası neticesinde müteveffa … …’ın vefat etmesi sebebiyle davacılar tarafından maddi manevi zararlarının karşılanmak üzere işbu davada müvekkil Şirket, … plakalı aracın şirket nezdinde bulunan Kasko Sigorta Poliçesi- İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı sebebiyle işbu davaya ihbar edildiğini, İhbar eden davalı dava dilekçesinin eklerini dava dilekçesi ile birlikte tebliğ ettirmediğini, … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde … nolu , 09/08/2019-09/08/2020 vadeli Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin poliçede yer alan İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı sebebiyle sorumluluğu , sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kaza tarihi itibariyle kaza başı teminatı manevi , maddi ve bedeni zarar ayrımı yapılmaksızın tefriksiz ve poliçe limiti 100.000TL ile sınınrlı olduğunu, beyanla İhbar eden davalı dava dilekçesinin eklerini dava dilekçesi ile birlikte tarafımıza tebliğ ettirmediğini, dava aşamasında alınan tazminat sorumluluğuna ilişkin raporlar ve ilgili belgelerin de tebliğine dek, esasa dair sair hususlardaki beyan hakkımızı saklı kaymak kaydıyla, İşbu davada taraf olmamamız sebebiyle, ihbar olunan sıfatıyla aleyhimizde hüküm kurulması mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı olarak taraf olduklarını, görev ve yetki alanına giren ve davanın ihbarında gönderilecek belgelere tarafımızca karar verilmediğini, ihbar olun sigorta vekilinin beyanlarının reddi gerekmekte olup kendilerine bu hususta yeniden süre verilmesine de muvafakatlerinin bulunmadığını, ihbar edilen şirket vekili kendilerinin sorumluluğunun dava sonunda sıralı sorumluluk esasına göre zorunlu mali mesuliyet sigortasından sonra olduğunu belirttiğini, zorunlu mali mesuliyet sigortasının yalnızca maddi tazminattan sorumlu olduğu, manevi tazminattan ise sorumlu olmadığını, müvekkilinin tam da bu nedenle yani doğabilecek manevi zararların riskinin de giderilmesi için Kasko sigortası yaptırdığını ihbar edilen sigorta şirketinin manevi tazminat yönünden sıralı değil asıl olarak sorumlu olduğunu, İhbar edilen şirket vekili kendilerine başvuru yapılmadığını, bu nedenle kaza sebebiyle ölen ve yaralananların tespit edilemediğini belirttiğini, kaza sonrasında müvekkil kazayı gecikmeksizin Kasko şirketine haber vermiş ve sigorta dosyası da açıldığını, kasko şirketi kazayı ve diğer ayrıntılardan gecikmeksizin haberdar olduğunu, bu yöndeki beyanlarının da reddinin gerektiğini, İhbar edilen şirket kendilerinin davada taraf olmadıklarını ve bu nedenle aleyhlerinde hüküm kurulmamasını talep ettiğini, müvekkilin kasko şirketi olan ihbar oluna şirket işe yapmış oldukları poliçede manevi tazminat klozu da bulunduğunu, bu nedenle kasko şirketinin davanın tarafı olduğu kanunun gereği olduğu gibi aynı zamanda müvekkiller aralarındaki kasko sözleşmesinin gereği olduğunu, bu nedenle bu yöndeki beyanların da reddi gerektiğini, beyan dilekçemizin kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLER:
… İl Emniyet müdürlüğüne yazılan müzekkeremizle istenilen kaza tarihi olan 17/07/2020 itibariyle kazaya karışan … plakalı ve … plakalı araçların trafik tescil kayıtları uyap üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumu hakkında İlçe Emniyet müdürlüklerine yazılan müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
… ne yazılan müzekkeremizle dava konusu kaza nedeniyle davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının bildirir cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesine ait 2021/… Esas sayılı dosyası uyap üzeriden dosyamız arasına alınmıştır. Bu dosyada ATK trafik ihtisas dairesinden alınan 07/10/2020 tarihli raporda ; şüpheli sürücü … …’in asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü … …’ın asli kusurlu olduğu yönünde rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Sigorta şirketine yazılan müzekkere ile hasar dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Davacılar vekilinin 06/04/2022 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. İle maddi tazminat yönünden sulh olunduğunu, manevi tazminat yönünden taleplerinin devam ettiğini bildirir dilekçe sunduğu görüldü.
Dosya kapsamında alınan mahkememiz ara kararı gereğince tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde … trafik kürsüsünden seçilen bilirkişiler …, … …, … ‘ın marifetiyle hazırlanan 13/07/2021 tarihli raporda özetle; “davalı sürücü … … %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu, davacılar murisi motosiklet sürücüsü … … %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu, davacılar murisi motosiklet sürücüsü … …ın kask takmamış olması nedeniyle ortaya çıkan müterafik kusurunun mahkemenin taktirinde olduğu” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında mahkememiz ara kararı gereğince, dosya kapsamına alınan kök ve ek kusur raporlarında müteveffanın %25, davalı … …’in %75 kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği ancak ceza soruşturması sırasında alınan ATK trafik ihtisas dairesi raporunda müteveffa ile … …’in her ikisinin de asli kusurlu olduğunun belirtildiği görülmekle, kusur raporları arasında çelişki hasıl olduğundan çelişkileri giderir rapor tanzimi hususunda dosyanın Karayolları Fen Heyetinden oluşan bilirkişi kurulundan alınan raporda özetle; “13.07.2021 tarihli … bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaate heyetimiz katılmış olup, 07.10.2019 tarihli ATK bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaat olayın oluşuna uygun düşmediğinden heyetimiz katılmamıştır. 17.07.2020 tarihinde meydana gelen, ölümlü ve maddi hasarla sonuçlanan olayda; … Plakalı araç sürücüsü … …’in dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz davranış ile, K.T.K. 52/a, 57/c-2 ve 84/h maddelerine göre, %75(Yüzde Yetmiş Beş) oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü … …’ın; dikkatsiz, kontrolsüz ve tedbirsiz davranışı ile, K.T.K. 52/a-b maddelerine göre, %25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında tali kusurlu olduğu” yönünde mütalaada bulunuluğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan dava; müteveffa … …’ın 17/07/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile hayatını kaybetmesi sonucu müteveffanın yakınları davacıların maddi tazminat ile manevi tazminatın davalı sürücü ve ZMSS’yi düzenleyen davalı sigorta şirketinden (davalı sigorta şirketinden yalnızca maddi tazminat talep edilmiştir) tahsili isteminden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığıönlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi;”Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi; “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1.Cenaze giderleri.
2.Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3.Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinin; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesinin ise; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde düzenlemiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda anılan kanuni düzenlemeler ışığında tüm dosya kapsamı incelendiğinde;
Maddi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede:
Davacılar her ne kadar maddi tazminat isteminde bulunmuşlar ise de 06/04/2021 tarihli ön inceleme celsesinde davacı veklilinin “maddi tazminat istemi yönünden sigorta şirketi ile sulh olduk, maddi tazminat talebimiz kalmamıştır, manevi tazminat talebimiz yönünden sürücüye karşı davamız devam etmektedir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Davacı vekilinin beyanı doğrultusunda davaya manevi tazminat istemi yönünden devam edilmiş ve maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede:
Dosya kapsamında öncelikle manevi tazminat isteminin değerlendirilmesi için kusur hususunda araştırma yapılmış ve tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde … trafik kürsüsünden seçilen bilirkişiler …, … … , …’ın marifetiyle hazırlanması istenmiş ve13/07/2021 tarihli raporda özetle; “davalı sürücü … … %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu, davacılar murisi motosiklet sürücüsü … … %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu, davacılar murisi motosiklet sürücüsü … …ın kask takmamış olması nedeniyle ortaya çıkan müterafik kusurunun mahkemenin taktirinde olduğu” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür. Sonrasında ceza soruşturmasında alınan rapor ile işbu rapordaki kanaatlerin çelişkili olduğu görüldüğünden Karayolları Fen Heyetinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş ve alınan raporda özetle; “13.07.2021 tarihli … bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaate heyetimiz katılmış olup, 07.10.2019 tarihli ATK bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaat olayın oluşuna uygun düşmediğinden heyetimiz katılmamıştır. 17.07.2020 tarihinde meydana gelen, ölümlü ve maddi hasarla sonuçlanan olayda; … Plakalı araç sürücüsü … …’in dikkatsiz, tedbirsiz ve kontrolsüz davranış ile, K.T.K. 52/a, 57/c-2 ve 84/h maddelerine göre, %75(Yüzde Yetmiş Beş) oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın; dikkatsiz, kontrolsüz ve tedbirsiz davranışı ile, K.T.K. 52/a-b maddelerine göre, %25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında tali kusurlu olduğu” yönünde mütalaada bulunuluğu görülmüştür. Akabinde … Asliye Ceza Mahkemesine ait 2021/… Esas sayılı dosyasında verilen karar kesinleşme şerhli örneği ile birlikte dosyamıza alınmış olup karar incelendiğinde davalı sürücünün asli, müteveffanın ise tali kusurlu olduğuna kanaat getirildiği görülmüş bu hali işbu dosyada alınan kusur raporu ile kesinleşen ceza mahkemesinde kusur yönünden yapılan değerlendirmenin de aynı yönde olduğu anlaşılmıştır.
Kusur yönünden yapılan tahkikat sonrası davacıların manevi tazminat istemi ele alınmış ve manevi tazminat istemi hakkında TBK’nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinin; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşımaktadır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Bu nedenle tazminatın miktarının amacına göre belirlenmesi gerekmiş olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara göre değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda ölümlü trafik kazası neticesinde dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, dosya içeriğine göre meydana gelen kazada taarfların kusur oranı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda mahkemece manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı müteveffanın eşi için 60.000 TL, davacı müteveffa çocukları için ayrı ayrı 25.000’er TL, müteveffanın kardeşleri için ayrı ayrı 5000’er TL’nin davalı sürücü için temerrüt tarihi olan 17/07/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücüden tahsili ile davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat talebi konusuz kaldığından maddi tazminat talebi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacılar tarafından manevi tazminat yönünden davalı …’e açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
A- Davacı … … için toplam 60.000,00 TL Manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
B- Davacılar …, … ve … … için ayrı ayrı 25.000,00’er TL (toplam 75.000 TL) Manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı davalı … …’den tahsili ile davacılara ödenmesine,
C- Davacılar … …, … …, … …, … …, … …, … …, … … ve … … için ayrı ayrı 5.000,00 TL (toplam 40.000,00 TL) Manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 11.954,25 TL karar-ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan (939,27TL -54,40TL) 884,87TL harcın düşümü sonucu kalan 11.069,38‬ TL harcın davalı … …’den tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden; davalı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı … …’e ödenmesine,
5-Manevi tazminat yönünden; davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 27.250,00 TL vekalet ücretinin davalı … …’den alınıp davacılara ödenmesine,
6-Manevi tazminat yönünden; davalı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 12.000 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı … …’e ödenmesine,
7-Tüm talepler birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça yapılan bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.974,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.782,15 TL yargılama giderinin davalı … den tahsili ile davacılara ödenmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Tüm talepler birlikte değerlendirildiğinde; davalı … … tarafından yapılan 1.850 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 555 TL yargılama giderinin davacılardan alınıp davalı … …’e ödenmesine, kalan kısmın davalı … … üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
10-Devletçe karşılanan 1.360,00TL arabuluculuk ücretinin, davanın kabul oranına göre hesaplanan 952,00 TL ‘sinin davalılardan, bakiye 408,00TL’sinin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip … Hakim …20609
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır