Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/713 E. 2021/195 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/713 Esas
KARAR NO : 2021/195
DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ile müvekkili … arasında 05/03/2018 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, yapılan sözleşmeye göre kira bedelinin euro değeri üzerinden ödenmesi kararlaştırıldığını, fakat sözleşme yapıldıktan sonra söz konusu yabancı paranın Türk Lirası karşısında öngörülemeyen bir biçimde değer kazanması ile edimler arasındaki dengenin büyük oranda bozulduğunu ve kiracının aşırı ödeme güçsüzlüğüne düştüğünü, sözleşme yapıldığı sırada 4,6920 Türk Lirası olan euronun değerinin şuan 9,33 Türk Lirası olduğunu, sözleşme yapıldığı andaki ve şuandaki değer arasında fahiş bir fark söz konusu olduğunu, sözleşme yapıldığı sıradaki borç iki yıl içerisinde iki katına çıktığını ve bu değerin her geçen gün artmasından dolayı borçlunun borcunu ödeyemediğini ve davalı tarafından icra takipleri başlatıldığını, açıklanan nedenlerle öncelikle 6098 sayılı yasanın 138.maddesi gereğince sözleşmenin geçersiz olduğununun tespitini, bu talep yerinde görülmezse bilirkişi marifetiyle sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasını ve aylık taksitler halinde sözleşme tarihinden beri fazladan ödediği miktarın tespiti ile mevcut krediden mahsup edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından arabuluculuk yoluna başvuru dava şartının yerine getirilmediğini, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacı vekilinin dilekçesinde dava değerini belirtmediğini, HMK’nin 119/2 maddesi kapmasında eksiklikler bulunduğunu, davacının talep sonucunun belli olmadığını, davacı davasını açarken taleplerini şüpheye mahal vermeyecek şekilde açıkça belirtmek zorunda olduğunu, uyarlama talebi kapsamında TBK mad.138 gereği sözleşmenin geçersizliğine karar verilmesi yönünde bir talep mevzu bahis olmadığını, finansal kiralama sözleşmelerinin, 6361 sayılı finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri kanunuyla düzenlenen özel sözleşme tipi olup Türk Borçlar Kanunu kapsamında bir sözleşme olmadığını, bu sebeple TBK hükümleri uyarınca finansal kiralama sözleşmelerinin uyarlanmasının talep edilemeyeceğini, esasen bir tacir olan davacının basiretli davranmak yükümlülüğü bulunduğundan , imzaladığı sözleşme hükümlerinin değişen şartlara uyarlanmasını isteyebilmesinin kural olarak mümkün de olmadığını, uyarlama talep eden tarafın temerrüde düşmemiş olması gerektiğini, ancak davacının 28/12/2020 tarihinde davayı açmadan evvel 22/07/2019, 21/11/2019, 06/02/2020 ve 08/12/2020 tarihlerinde temerrüde düştüğünü, neticeden sözleşmeden doğan borcunu ödemede temerrüde düşmüş olan davacının aynı sözleşme için uyarlama talep etmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, izah edilen veçhile ile davacı tarafından ticari davalarda dava şartı aralubulucuğun yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine, davanın usulden reddedilmemesi halinde, dava esas değeri hakkındaki itirazların nazara alınarak eksik harcın ikmaline, gerçekle bağdaşmayan iddialarla açılmış davanın esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacı uhdesine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tahkikat, Deliller, Gerekçe:
Dava; Taraflar arasındaki sözleşmenin TBK 138 madde kapsamında aşırı ifa güçlüğü nedeniyle uyarlanması ve fazla ödenen bedelin davacının mevcut kredi bedelinden mahsubu talebine ilişkindir.
Mahkememizce, dava dosyası öncelikle dava şartları noktasında incelenmiş ve davacı tarafa tensip zaptı ile birlikte arabuluculuğa başvurup başvurmadığı, başvurmuş ise arabululuk son tutanağının mahkememize sunması için 1 haftalık süre verilmiş aksi halde davanın usulden reddedileceği ihtar edilmiştir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile; “Dava şartı olarak arabuluculuk” ”MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
İzah edilen nedenlerle; davanın sözleşmenin uyarlanması ile birlikte davacı lehine bakiye oluşması halinde bunun davacının mevcut kredisinden mahsubu talebi de bulunduğu bu haliyle bir miktar paranın da talep konusu olduğu, bu dava bakımından zorunlu arabuluculuk dava şartı mevcut olmakla davacının davadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurmadığı anlaşılmakla; 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2 maddesi ile 115/2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesi ile 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırması gereken 59,30-TL peşin harçtan, yatırılan 54,40 TL‘nin mahsubu ile eksik kalan 4,90-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …

Hakim …