Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/701 E. 2021/109 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/701 Esas
KARAR NO : 2021/109

DAVA :Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin…Ticaret Odası’na…sicil no ile kayıtlı bulunan davalı … Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de toplam % 40 hisse sahibi olduklarını, diğer hissedarların Yönetim Kurulu Başkanı… ve… vekili … olduğunu, müvekkillerinin hisselerin % 20’sini müteveffa murisleri …’nın vefatı nedeniyle intikalen devraldıklarını, % 20 hissenin ise müvekkillerinden …’ya babası tarafından yaşarken satıldığını, müvekkillerinin şirketin % 40 gibi büyük bir hissesine sahip olmalarına rağmen, murislerinin vefatından bu yana geçen yaklaşık 5 yıllık sürede hiç bir şekilde şirketle ilgili karar alma mekanizmalarına dahil edilmediklerini, genel kurul toplantılarına çağırılmadıklarını, şirketin işleyişi ile ilgili olarak kendilerine hiç bir belge ve bilgi verilmediğini, müvekkillerinden …’nın babası hayatta iken şirket nezdinde çalışan durumunda olmasına rağmen akabinde işten çıkarıldığını, davalı şirket yöneticilerinin 08/04/2019 tarihinde gerçekleştirdikleri genel kurula müvekkillerini davet etmedikleri gibi imzalarını da taklit ederek karar aldıklarını, bu genel kurulun iptali için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile genel kurul kararlarının butlan nedeniyle iptali için dava açıldığını, müvekkilleri ile davalı şirketin diğer ortak ve yöneticileri arasında derin bir güven problemi oluştuğunu, açık iyiniyet yoksunluğu ve TMK’nın 2. maddesi anlamında dürüstlüğe aykırı hal ve davranışlar oluştuğu için ortaklığın devamının imkansız, müvekkilleri açısından tahammül edilmez ve çekilmez bir hale geldiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2. maddesi çerçevesinde davacı müvekkilleri için ortaklıktan çıkma haklı sebeplerinin oluştuğunu, TTK’nın 641. maddesi ile ;”Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir” şeklinde düzenleme getirildiğini, bu düzenleme uyarınca limited şirket ortaklarının şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkına sahip olduklarını, ortaklıktan haklı sebeple çıkma kararı yanında ayrıca davalı şirketin karara en yakın tarihteki gerçek değeri üzerinden müvekkillerinin hisseleri oranında ayrılma akçesi de ödenmesini talep ettiklerini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/4748 Esas, 2015/11693 Karar sayılı kararında bir ortak hakkında çıkma kararı verildiğinde ayrılma akçesinin yanında ayrıca kâr payının da hesaplanarak ödenmesi gerektiği konusunda karar verildiğini, müvekkillerinin ortak oldukları davalı şirketten hiç kâr payı alamadıklarını, bu nedenle Yargıtay kararları ve TTK’nın 608. maddesi uyarınca alamadıkları kâr payını talep ettiklerini beyanla müvekkillerinin haklı sebep nedeniyle…Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil no ile kayıtlı bulunan davalı şirketten çıkmalarına izin verilmesine, karara en yakın tarih itibariyle davalı şirketin gerçek piyasa değeri üzerinden hesaplanacak ayrılma akçesinin ve bu zamana kadar ödenmemiş kâr payının davalı şirketten alınarak müvekkillerine ödenmesine, ayrılma akçesi ve kâr payına dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin beş ortaklı bir aile şirketi olduğunu, turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacıların şirket ortaklarından…’nın mirasçıları olduklarını, …’nın 18/03/2016 tarihinde vefatına kadar şirket işlerinin içinde olduğunu, vefattan önce olduğu gibi sonrasında da mirasçıları olan davacıların şirket işlerine hiç ilgi duymadıklarını, müdahil olmadıklarını, şirketin işleyişi ile ilgili olarak müdahil olmak ve karar mekanizmalarına katılmak insiyatiflerinde olmasına rağmen bunu yapmadıklarını, bu davranışları karşısında şirketin işleyişi ile ilgili bilgi ve belge verilmediği iddiasının ve şirketin bilanço, kayıt, kar-zarar durumu, defter vb. herhangi bir evraka ulaşmalarına ne şekilde engel olunduğunun açıklanmasını istediklerini, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki iddiaların bu davada da haklı neden olarak ileri sürüldüğünü, o davanın sonucunun huzurdaki dava bakımından etkili olacağından bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, çağırılmadıklarının iddia edildiği genel kurul toplantısının TTK’nın 414. maddesine göre yazılı gündemle yapılmasına oy birliği ile karar verildiğini, kararın ve gündemin İstanbul … Noterliğince tasdik edildiğini, olağan genel kurul toplantısına davet ile ilgili ilan metni, toplantıya çağrıya dair yönetim kurulu kararının Ticaret Sicil Gazetesi’nde 19/03/2019 tarihinde yayınlandığını, her ortağa iadeli taahhütlü olarak bildirim yapıldığını, genel kurul toplantısının usule uygun yapıldığını, davacıların iddialarının yersiz ve dayanaksız olduğunu, imzalarının taklit edilerek karar alındığı iddiasının soyut ve gerçek dışı olduğunu, davacılardan …’nın şirkette babası yaşarken çalışıyor olmasına rağmen sonrasında işten çıkarıldığı iddiasının da gerçekliği yansıtmadığını, davacının kayden şirkette çalışıyor gözükmesine rağmen fiilen çalışmadığını, işten çıkışının 2016 yılındaki darbe girişiminden sonra bütün işçilerle birlikte yapıldığını, davacı şirket tarafından beş yıllık süre içerisinde davacılara yapılan herhangi bir isim ve nam altında en ufak bir ödeme mevcut olmadığı iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davacılara 18/03/2016 tarihinde İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nde genel kurul kararının iptali davası açılıncaya kadar 268.646,92 TL kayıtlı ödeme yapıldığını, şirket yönetiminde bulunan ortakların kar payı dağıtım kararı almadıkları, karı uhdelerinde tuttukları, örtülü kazanç temin ettikleri, yönetici ve diğer ortakların nasıl bir istismarları olduğunun bilinmediği konularının da gerçek dışı ve dayanaksız olduğunu, şirkette kar payı dağıtımı kararı alınmamasının son beş yıla özgü bir durum olmadığını, kuruluşundan itibaren bu durumun böyle olduğunu, davacıların murisinin imzalı onayı doğrultusunda, kanuna ve şirket esas mukavelesine de uygun olarak genel kurulun kar payı dağıtımı yapmadığını, karı yedek akçelere ayırdığını, davacıların murisinin imzasını havi kararların haksızlık olarak davaya dayanak gösterilmesinin çelişkili olduğunu, ekonominin kırılgan, sektörün mevsimsel niteliği ve gidişatının belirsizliği gibi konular ile öngörülmeyecek nitelikteki küresel salgının yöneticilerin ihtiyatlılık politikası sonucu şirkete olumsuz etkilerinin minimum düzeyde tutulduğunu, basiretli bir yönetim sergilendiğini, karın yöneticilerin uhdesinde tutulması ve örtülü kazanç elde edilmesi konularının afaki olduğunu beyanla haksız açılan davanın reddine, aksi halde ileri sürülen iddialarla orantılı başka uygun bir çözüm yoluna hükmedilmesine, talep gibi bir hesaba gidilecekse öncelikle müteveffa ortağın vefat tarihinden itibaren önceki zamanların hesap dışı bırakılmasına, TTK’nın ilgili amir hükümleri ile şirket ana sözleşmesindeki ilgili hükümler nazara alınarak davacı hisselerinin rayiç değerinin tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2. maddesi uyarınca haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılma, 641. maddesi uyarınca ayrılma akçesi ile ödenmediği iddia olunan kar payının şirketten tahsili taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce davalı …’nin sicil dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; 08/07/1986 tarihinde kurulduğu, faaliyet alanının turizm ve eğlence sektörü olduğu, yönetim kurulu başkanının …, başkan vekilinin … ve üyesinin …, müştereken yetkili temsilcilerinin ise … ile… oldukları, şirket esas sermayesinin 500.000,00 TL olduğu, davacı …’nın %25 (125.000), davacı …’nın %5 (25.000), davacı …’nın %5 (25.000), davacı …’in %5 (25.000), dava dışı …’nın %20 (100.000), …’nın %20 (100.000) ve …’nın %20 (100.000) pay sahibi oldukları anlaşılmıştır.
Davacılar, murisleri …’nın vefatından sonra şirketin karar alma süreçlerine dahil edilmediklerini, genel kurul toplantılarına çağrılmadıklarını, taraflarına şirket işleyişiyle ilgili bilgi verilmediğini, genel kurulda imzaları taklit edilmek suretiyle karar alındığını, kar payı dağıtılmadığını, davacı …’nın işten çıkarıldığını ve benzeri sebeplerle davalı şirketin diğer hissedarları ile aralarında derin bir güven problemi oluştuğunu, ortaklığın devamının kendileri için imkansız hale geldiğini iddia ederek TTK’nın 638/2. maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmalarına, 641. maddesi uyarınca ayrılma akçesinin tespiti ile taraflarına ödenmesine ve dağıtılmayan kar payının tespiti ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, davalı şirket ise davanın reddini savunuştur.
Türk Ticaret Kanunu’nun, Ticaret Şirketlerini düzenleyen ikinci kitabının altıncı kısım beşinci bölümü limited şirketin sona ermesi ve tasfiyesine dair hükümleri içermekte olup çıkma ve çıkarılma başlıklı 638. maddesinde ” Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir.
Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” denilmek suretiyle limited şirket ortaklarına haklı sebeplerin varlığı halinde şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilmesini dava etme, 641. maddede ise ortağın şirketten ayrılması halinde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini talep etme hakkı tanınmıştır. Kanunun 644. maddesi limited şirketler hakkında anonim şirketlere ilişkin uygulanacak maddeleri içermektedir. TTK’nın ikinci kitabının dördüncü kısmında düzenlenen anonim şirketlerin sona ermesi ve tasfiyesi ise 531 ve devamı maddeleri kapsamaktadır. 531. maddede; ” Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” denilmek suretiyle anonim şirkette sermayenin belli bir kısmını temsil eden pay sahiplerine haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshini talep hakkı tanınmış, doğrudan şirketten çıkarılmayı talep hakkı ise tanınmamıştır. Sermayenin belirli bir kısmını oluşturan pay sahiplerinin haklı sebeplere dayanarak açacakları bir fesih davasında, haklı sebeplerin var olduğunun ispatı halinde Mahkemeye, fesih yerine davacı pay sahiplerinin şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilmesi hususunda takdir yetkisi verilmiştir. Eldeki davada, davacıların pay sahibi oldukları davalı şirket bir anonim şirket olup TTK’nın anonim şirketlerin sona erme ve tasfiyesini düzenleyen 531 ve devamı maddelerinde pay sahiplerine şirket ortaklığından çıkarılmalarını talep etme hakkı tanınmamış ve mezkur kanunun anonim şirketleri düzenleyen kısmında, limited şirketler için uygulanan hükümlerin anonim şirketler hakkında da uygulanacağına dair bir düzenleme de yer almadığından, davacıların limited şirketler hakkında uygulanan 638. maddeye dayanarak davalı şirket ortaklığından çıkarılmalarını ve 641. madde uyarınca taraflarına ayrılma akçesi verilmesini talep edemeyecekleri anlaşılmakla bu talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Anonim Şirketlerde kar ve tasfiye payı hakkı TTK’nın 507. maddesinde düzenlenmiş olup şirket ortaklarının kar payı talep edebilmeleri için öncelikle şirket genel kurulu tarafından kar payı dağıtılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Davalı şirketin 2019 yılında yapılan 2015-2016-2017-2018 yılları olağan genel kurul toplantısında şirketin kar payı dağıtmaması yönünde karar alınmış ve söz konusu kararın iptali için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açılmış olduğundan davacıların doğmuş kar payı alacaklarının bulunmadığı anlaşılmış olmakla bu taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’den peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile kalan 4,90 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
04/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır