Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/674 E. 2022/523 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/674 Esas
KARAR NO : 2022/523
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/04/2015
KARAR TARİHİ : 14/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça …. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı dosyası ile … İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı dosyaları ile kambiyo senedine müstenit icra takibi yapıldığını, takiplerdeki senetlerin imzanın müvekkiline ait olmadığını beyan ederek, bu takiplere ilişkin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; İİK’nın 72. maddesi uyarınca bonoya yönelik imza inkarına dayalı menfi tespit/istirdat istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyası ile ….İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizin 26/04/2017 tarihli, 2015/… esas, 2017/… karar sayılı kararı ile;
“…Davanın kabulü ile,
… İcra müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyası ve dayanağı olan 08/01/2009 tanzim tarihli 3500TL bedelli bono ile …. İcra müdürlüğütnün 2014/… esas sayılı takip dosyası ve dayanağı olan 08/01/2009 tanzim tarihli 3000TL bedelli bonodan dolayı davacının davalı tarafa borçlu bulunmadığının tespitine,
Yargılama safahatında söz konusu icra dosyaları davacı tarafça ödendiğinden …. İcra müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyası nedeniyle ödenen 8.705,40 TL ve …. İcra müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyası nedeniyle ödenen 16.145,26TL olmak üzere 24.850,66TL nin davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine,
Koşulları bulunmadığından ve davalının kötü niyeti tespit edilemediğinden davacı yararına kötü niyet tazmitına hükmedilmesine yer olmadığına…” dair verilen kararın … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 05/11/2020 tarihli, 2017/… esas, 2020/… karar sayılı ilamı ile; “…Davacı taraf, takiplere konu senetlerdeki keşideci imzasının davacıya ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığına ilişkindir. Hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporunun incelenmesinde, mukayese imzaların 2010, 2012 ve 2015 tarihli olduğu, oysa inceleme konusu senetlerin tanzim tarihlerinin ise 2009 tarihli oldukları görülmüş olup bu şekildeki incelemenin hükme esas alınması doğru değildir. Sağlıklı bir imza incelemesi için senedin tanzim tarihinden önceki tarihleri de içerir mukayese belgelerin de rapor tanziminde değerlendirilmesi gerekir. Açıklanan bu yön itibariyle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde mahkemece yapılacak iş, senetlerin tanzim tarihlerinden önceki tarihleri de içerir mukayese imzalarının bulunduğu belgelerin celbiyle hem bu mukayeselerin hem de dosyadaki diğer mukayeseye esas belgelerin değerlendirilmek suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yapmaktan ibarettir… ” gerekçeleri ile kaldırılması üzerine işbu esas üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Anılı BAM kararı gereğince imza incelemesine yönelik olarak davaya konu bono tanzim tarihleri olan 2009 yılı ve öncesine ait belge asıllarının bulunduğu mahal olarak beyan edilen … Müdürlüğüne yazı yazılarak 01/07/1992 tarihli, İstanbul ili, … İlçesi … Mahallesi ve Tapunun … pafta, … ada, 10 parsel hissedarı olduğu taşınmazın satış/ akit tablosu ile davacının ıslak imzasını içerir resmi belge aslı celp edilmiştir. Yine davacıya ait, 08/01/2009 ve öncesi tarihlere ait imzalarının bulunduğu belge asıllarının celbi amacı ile adresi itibari yetkili bankalar, belediye, trafik tescil şube müdürlüklerine yazı yazılmış ise de 2009 yılı öncesine ait başkaca belge aslına rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında temin edilen 2009 yılı öncesine ait anılı 1 adet belge aslı ile 2009 yılı sonrasına ait belge asıllarının ıslak imza örnekleri ile beraber tetkik edilmesi amacı ile grafoloji uzmanı bilirkişiler görevlendirilmiş olup … marifeti ile hazırlanan 15.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Tetkik konusu 2 adet 3.000 YTL lik ve bir adet 3.500 YTLlik toplam üç adet senette borçlu …’a atfen atılmış imzaların …’a ait mukayese imzalarla karşılaştırılarak aynı el ürünü olup olmadığının tespiti:
Tetkik konusu iki adet 3.000 YTLlik ve bir adet 3.500 YTLlik toplam üç adet senette borçlu …’a atfen atılmış imzaların ( …) yazısı okunur şekilde oluşturulmuş, birbirleriyle şeklen ve diğer grafolojik tanı unsurları bakımından uyum içinde bulunan, kendilerine özgü işleklik ihtiva eden imzalar olduğu, söz konusu dosyada mevcut …’a ait değişik belgelere atılmış geniş zaman dilimlerini kapsayan mukayese imzaların tümünün, kendi aralarında kısmen polimorf, genel şekil itibariyle daha iptidai , (N) harfi ile birlikte oluşturulan keşide çizgisi üzerinde yer alan grama ve bukleli tersimden ibaret imzalar oldukları,
Söz konusu üç adet senette borçlu …’a atfen atılmış ikişer adet imzalar ile …’a ait mukayese imzalar arasında yapılan detaylı incelemede,
İmzaların baş tarafında müşterek olarak mevcut (N) harflerinin karakteristik tersimi, ebadı, eğimi, başlama ve bitirme itiyatlarının farklı olduğu,
Tetkik konusu imzalarda soyadı kısmını içeren bölümde mevcut (…) şeklinde okunan kısmın mukayese imzalarda bulunmadığı, sadece gayrimuntazam şekilde oluşan ark bağlantılı tek grama ve (ş) harfi olması mümkün tersim mevcut olduğu,
İmzaların genel tersim biçimi, ebadı, şekli, itiyatlarının farklı olduğu,
İmzalarda kalem yürütme, yönü ve doğrultularının da farklı olduğu,
İmzaların tümünün tersim biçimi, ebadı, eğimi, yönü ve doğrultularının da farklı olduğu sür’at , istif, alışkanlıklar ve baskı derecesi bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunmadığını tespit ettik.
SONUÇ :
Tetkik konusu iki adet 3.000 YTLlik ve bir adet 3.500 YTLlik toplam üç adet senette borçlu …’a atfen atılmış imzaların dosyada mevcut mukayese imzalara kıyasla, …’ın eli ürünü olmadığı…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; …. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyasına dayanak; davacının keşidecisi olduğu, lehtarının … Ltd Şti. olduğu, 08/01/2009 düzenlenme tarihli, 25/04/2009 ödeme tarihli, 3.000-TL bedelli bono, 08/01/2009 düzenlenme tarihli, 25/05/2009 ödeme tarihli, 3.000-TL bedelli bono ile …. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyasına dayanak; davacının keşidecisi olduğu, lehtarının … Ltd Şti. olduğu, 08/01/2009 düzenlenme tarihli, 25/07/2009 ödeme tarihli, 3.500-TL bedelli bono yönünden yönünden imza inkarına dayalı menfi tespit istemi ileri sürülmüş ve takip bedellerinin ödenmesi nedeni ile yargılama sırasında istirdat istemine dönüştüğü tespit edilmiş olup uyuşmazlığın; bonolar üzerindeki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı, bu nedenle davacı yanın menfi tespit/ istirdat isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/06/2001 tarihli, 2001/12-466 E. – 2001/483 K. sayılı kararında belirtildiği üzere; ”Herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.” Anılı tespitler ışığında yapılan inceleme kapsamında; mahkememizce davaya konu, imza inkarı yöneltilen bono asılları getirtilmiş, davaya ve imza inkarına konu bonoların düzenlenme tarihinden önceki döneme ait 1 adet mukayeseye elverişli belge aslı ile bonoların düzenlenme tarihinden sonraki döneme ait mukayeseye elverişli belge asılları celp edilmiş, davacının mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmış, böylece bonolar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Yapılan incelemede davaya konu bonolar üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığı hususunun grafoloji uzmanlarından oluşan heyet bilirkişi raporu ile tespit edildiği belirlenmiştir.
Davaya konu istemin imza inkarına dayalı sahtelik iddiasına ilişkin olmakla sahtelik def’i, mutlak def’i niteliğinde olup iyiniyetli olsa dahi hamile karşı da ileri sürülebilmektedir. (Yargıtay 19.H.D 2013/18072 esas, 2014/1981 sayılı kararı) İcra takip dosyasına dayanak bonolar üzerindeki imza inkarına dayalı menfi tespit istemli işbu davada ispat külfeti davalı taraf üzerinde olup, keşideci imzasının davacıya ait olduğunu ispat etmek zorunda olan davalı taraftır. (Emsal ilam: Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2096 esas, 2019/4559 karar sayılı ilamı) Bu hali ile davaya konu bonolar üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının belirlendiği, tüm dosya kapsamında bu durumun aksinin, bir diğer ifade ile keşideci imzasının davacıya ait olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmış olup tüm bu nedenlerle; davacının menfi tespit/istirdat isteminin kabulüne dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla; davanın kabulüne, davaya konu bonolar üzerindeki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığının, aralarında temel ilişkinin bulunmadığı davalı tarafça bilinemeyeceği gibi davalının kötüniyetli olduğunu gösterir delillere tüm dosya kapsamında rastlanılmadığı anlaşılmakla; davacı yanın şartları oluşmayan ve yerinde görülmeyen kötüniyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile
A-…. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyasına dayanak; davacının keşidecisi olduğu, lehtarının … Ltd Şti. olduğu, 08/01/2009 düzenlenme tarihli, 25/04/2009 ödeme tarihli, 3.000-TL bedelli bono, 08/01/2009 düzenlenme tarihli, 25/05/2009 ödeme tarihli, 3.000-TL bedelli bono ile …. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyasına dayanak; davacının keşidecisi olduğu, lehtarının … Ltd Şti. olduğu, 08/01/2009 düzenlenme tarihli, 25/07/2009 ödeme tarihli, 3.500-TL bedelli bono yönünden davacının davalı tarafa borçlu bulunmadığının tespitine,
B- Yargılama sırasında söz konusu icra dosyaları davacı tarafça ödendiğinden …. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyası nedeniyle ödenen 8.705,40-TL ve …. İcra Müdürlüğünün 2014/… esas sayılı takip dosyası nedeniyle ödenen 16.145,26-TL olmak üzere 24.850,66-TL’ nin davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine,
C- Koşulları bulunmadığından davacı yanın kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.697,55 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 146,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.550,80 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 2.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 145,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.745,00 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7- Davacı tarafça peşin yatırılan 146,75 TL harç ile 27,70 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 174,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır