Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/672 E. 2023/571 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/672 Esas
KARAR NO : 2023/571
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı banka arasında 11.02.2004 tarihinde … Doğrudan tahsilat sözleşmesi imzalandığı, bunun dışında Otomatik Provizyon Sistemine ilişkin ek sözleşme imzalandığı, bu mezkur sözleşmeler kapsamında müvekkil şirketin bayilerine yaptığı satış bedellerinin geri ödenmesine faturaların, davalı banka nezdinde oluşturulan sisteme kayıtları sağlanıp, anılan fatura bedellerinin vade gününde otomatik olarak müvekkil şirket hesabına aktarılmasının düzenlendiği, …’nin 1. Ve 2. Maddesi ile 3. Ve 4. Paragrafı, 3 m. fatura bedeli ödeme koşullarının belirlendiği, işbu maddeler altında müvekkilin bayilerine kestiği fatura bedellerinin davalı banka tarafından ödenmesinin garanti edildiği, davalı banka müvekkilin bayisi dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ile de gerekli olan sözleşmeleri imzaladıkları ve bu bayinin ödeyeceği fatura bedellerinin de davalı bankaca garanti altına alındığı, dava dışı … Lastik firmasının 21 adet faturalarının 14.11.2018 itibariyle — 457.087,54 TL’lık kısmının vade günü gelmiş olmasına rağmen, sözleşmeye aykırı olarak bedellerinin ödenmediği, davalı bankaca müvekkile 21.11.2018 tarihinde gönderilen e-maile göre bu tarih itibariyle, bundan böyle fatura bedellerinin ödenmeyeceğinin bildirildiği, ihbar süresi bitimi 23.11.2018’den sonra sisteme yüklenen fatura bedellerinin ödeme garantisi dışında kaldığı, ancak dava konusu faturalarında bu elektronik posta listesinde mevcut olduğu, davalı banka bahse konu faturaları ödemeyince müvekkil … Noterliğinin 06.12.2018 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ettiği, bu ihtarnameye göre bazı faturalar ödenmiş ise de, dava konusu fatura bedellerinin ödenmediği, davalı bankaca e-mailde ödeneceği bildirilen fatura bedellerinin ödeneceği yazılı olarak deklere edilmesine rağmen, anılan fatura bedellerinin ödenmediği, davalı bankaca dava dışı … firmasının konkordato davası açtığı bahane edilerek davalının taahhütlerini yerine getirmediği belirtilerek, 100.000,00 TL 3095 sayılı K’nun 2/2 m. uyarınca müvekkilin keşide ettiği ihtarname tarihi 13.01.2019’dan itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile 11.02.2004 tarihinde — “Doğrudan tahsilat sözleşmesi “ akdedildiği, işbu sözleşme kapsamında davacının bayisi olan “ … ve Tic. Ltd.Şti. “ ne yapmış olduğu satış işlemlerinden doğan alacaklarının, sözleşmedeki yükümlülük uyarınca müvekkil banka tarafından ödenmediğinin iddia edildiği, ancak bahse konu bayi … ATM 2018/… E. Say.dosya kapsamında konkordato davası ikame ettiği, bu ilan sonrasındaki tüm borçlandırıcı işlemler ve ödemeler mahkemenin atadığı komiserlerin denetimine tabi olduğu, müvekkil banka, davacı ile bayisi arasındaki ticaretin tarafı olmadığı, müvekkil banka bayinin garantörü olmadığını, müvekkil … Noterliğinin 30.09.2020 tarih ve … yevmiye no.lu cevabi ihtarında nedenlerini açıkladığını, davacı, kendi bayisini davada davalı olarak bile göstermediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede müvekkil her durumda bayinin borçlu olduğu faturaları ödeyeceğini kayıtsız şartsız garanti etmediğini, dava dışı bayi ile akdedilen Yetki Belgesi sözleşmesinin 2.10 m. De müvekkil bankanın “ Resmi makamlarca verilecek kararlar ve sair kısıtlar nedeniyle ödemelerin aktarılmaması-geç ya da eksik aktarılmasından sorumlu olmayacağının “ düzenlendiği, bu hüküm müvekkil bankanın garantör sıfatı olmadığı ve kayıtsız şartsız ödeme taahhüdü olmadığını gösterdiği, dava dışı … firması hakkında verilen konkordato kararının borçlandırmayı engellediği, aksine işlem yapanların İİK uyarınca cezai sorumluluğu bulunacağı, müvekkil, mahkemece atanan komiser heyeti ile irtibat kurup, dava dışı bayi adına yapılacak olan ödemelerde gerek kredi kullandırımı ve gerekse de bayi hesaplarından bu ödemelerin yapılmasına onay verilemeyeceği bilgisi alındığını, aksine bir uygulamanın devam ettirilmesi halinde İİK’nun 333 m. uyarınca cezai müeyyide ile karşı karşıya kalınabileceği, müvekkil bankanın konkordato geçici ve kesin mühlet kararı ile komiser onayı hilafına hareket edemeyeceği, işte bu sebeplerle sisteme yüklenen ve işbu davanın konusu yapılan faturalar bakımından ödeme yapılamadığı, davacının bahse konu faturalardan dolayı dosyaya alacak kaydı yaptırıp yaptırmadığı yönünde konkordato dosyası mahallinden sorulması gerektiği, … Maddesi; “ Banka, işbu sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinin , işçi hareketleri, ambargolar, hükümet ve kamu kuruluşlarının kararları, yangın, deprem, sel gibi doğal afetler ve bunlarla sınırlı olmaksızın bankanın kontrolü dışındaki olaylar nedeni ile yerine getirememesi veya geciktirilmesinden ötürü sorumlu tutulamaz “, hükmünü içerdiği, müvekkil bankaya belirtilen gerekçelerle bir kusur izafe edilemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLER:
Taraflarca sunulan deliller dosyamız arasına alınmıştır.
İlgili banka kayıtları celp edilerek dosyamız arasın alınmıştır.
… Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamenin onaylı sureti dosyamız arasına alınmıştır.
… ATM’nin 2018/… Esas sayılı dosya sureti Uyap üzerinden alınarak dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler … , … , tarafından hazırlanan 15/07/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler … tarafından hazırlanan 17/02/2022 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır
Bilirkişiler Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 02/07/2023 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizde görülmekte olan dava; davacı ve davalı banka arasındaki doğrudan tahsilat sözleşmesi kapsamında davacı şirketin dava dışı şirketten olan alacağının, davalı bankaca sözleşme gereğince kendilerine ödenmediğinden bahisle açılan alacak istemine ilişkindir.
Tarafların dava ve cevap dilekçeleri incelendiğinde; davacı, davalı banka ile 11.02.2004 tarihinde doğrudan tahsilat sözleşmesi (…) ve Otomatik Provizyon Sistemine ilişkin ek sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeler kapsamında dava dışı bayilerine yaptığı satış bedellerinin geri ödenmesine ilişkin faturaların davalı banka nezdinde oluşturulan sisteme kayıtları sağlanıp, anılan fatura bedellerinin vade gününde otomatik olarak davacıya şirket hesabına aktarılması gerektiğini ancak davalının, dava dışı bayii … ‘e ait vadesi gelmiş yirmi bir adet 457.087,54 Tl’lik alacağı ödemediğinden bahisle bu davayı açtığını bildirmiştir. Davalı ise taraflar arasında doğrudan tahsilat sözleşmesi imzalandığını ancak dava dışı bayi olan … şirketi için … Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/… Esas sayılı dosyasında konkordato ilan edildiğini su nedenle şirkete ilişkin tüm borçlandırıcı işlemlerin Mahkeme denetimine girdiğini, bankanın garantör sıfatı olmadığını, dava dışı … Şirketi ile imzalanan Yetki Belgesi’nin 2.1. Maddesinde resmi makamlarca yapılacak kısıtlamalardan bankanın sorumlu olmadığını, şirket konkordato sürecinde olduğundan İcra İflas Kanunu gereği davacıya bir ödeme yapamayacağından bahisle davanın reddini savunmuştur. Tarafların dilekçelerinin incelenmesi sonrasında aralarında 11.02.2004 tarihinde doğrudan tahsilat sözleşmesi (…) ve Otomatik Provizyon Sistemine ilişkin ek sözleşme imzalandığına ilişkin bir ihtilaf olmadığı anlaşılmakla taraflar arasındaki uyuşmazlığın; sözleşmeler gereği kurulan doğrudan borçlanma sisteminin sonucu olarak davacının alacaklı olup olmadığı, davalının garantör sıfatı bulunup bulunmadığı, davacı alacaklı ise dava dışı şirketin konkordato sürecinde olmasının davalı tarafından davacıya ödeme yapılmasında hukuki bir engel teşkil edip etmediği noktalarında toplandığı görülmektedir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde inceleme yapılabilmesi için bankacı bilirkişiler … ‘e tevdi edilmiş, bilirkişiler 15/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Doğrudan Borçlandırma Sisteminin işleyiş prosedüre çerçevesinde davalı bankanın 23.11.2018 tarihli e-maili ile davacıya bildirdiği, ödeme garantisi verilmiş faturalar toplamı 734.206,45 TL’den, ödemesi yapılmamış 457.087,55 TL’yi de Doğrudan Borçlandırma Sistemi ödeme garantisi kapsamında ödeme yükümlülüğü altında olduğu, doğrudan borçlandırma sisteminde ödeme garantisi verilen faturaların vade tarihlerinin 13.01.2019 tarihi olarak tanımlanmış olduğundan temerrüdün başlangıcının da bu tarih olması gerektiği, konkordato isteğinin görüldüğü mahkeme tarafından verilmiş, garanti edilen fatura bedellerinin ödenmesini engelleyici yönde alınmış bir tedbir kararı ibraz edilmediğinden Doğrudan borçlandırma sisteminde fatura borcu garanti edilen üçüncü kişinin konkordato mehli almasının, bankanın garanti ettiği fatura bedellerini ödemesini engellemeyeceği,” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Taraf vekillerinin rapora itirazlarının karşılanması amacıyla ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ile Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınmak üzere bilirkişiler … tarafından hazırlanan 17/02/2022 tarihli ek raporunda özetle; daha önce dosyaya sunulan kök bilirkişi raporumuzdaki belirlemelerimizde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 06/06/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava değerini 357.087,85TL artırarak toplam 457.087,55TL’ye ıslah ettiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve kök / ek bilirkişi raporuna yönelik itirazların mevcut olması karşısında dava, cevap dilekçeleri, sözleşmeler, taraf delilleri, banka kayıtları, ilk bilirkişi kök- ek raporu da incelenmesi ve davalının vekilinin itirazlarının da değerlendirilmesi suretiyle davacının davalıdan dava konusu alacağı talep etme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli, mahkememiz ve kanun yolu denetimine olanak verecek şekilde rapor hazırlanmak üzere dosya bankacı-hukukçu Prof. Dr. … , icra iflas hukuku alanında uzman Prof. Dr. …, bankacı …, borçlar hukuku alanında uzman Dr. Öğrt. Üyesi … tarafından hazırlanan 02/07/2023 tarihli raporda özetle; raporumuzun inceleme bölümünde ayrıntısı gösterildiği üzere; Mali İncelemeler Yönünden, doğrudan Borçlanma Sistemi (…) sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasında, esas itibariyle banka, ana firma (satıcı) ve bayi (alıcı) olmak üzere üç taraf bulunduğu,” Dava dışı bayi (alıcı) nın davalı banka nezdinde en az 986.000,-TL den fazla tutarda tahsisli kredisinin mevcut olduğu, ” Davacı ana firma (satıcı) ile dava dışı bayi (alıcı) arasındaki temel borç ilişkisinin ihtilafsız olduğu, ”. Çekişmeye konu: 14.11.2018 tarihli 21 adet fatura bedeli olan 457.087,55 TL den 20 adet fatura bedeli olan 421.992,93 TL nin 15.11.2018 tarihinde, kalan 1 adet fatura bedeli olan 35.094,62 TL nin ise 21.11.2018 tarihinde sisteme yüklendiği, tespitinin yapıldığı, davalı bankanın 21.11.2018 tarihli elektronik postasında tahsisli kredinin 23.11.2018 tarihi itibariyle iptal edildiğinin bildirildiği, Genel Değerlendirme Bakımından, somut olayda hukuki sorunun davacının ödenmediğini iddia ettiği fatura alacaklarının davalı tarafından ödenmesinin koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinden ibaret olduğu, Dava dışı borçlu şirketin tarafı olduğu Doğrudan Borçlandırma Sistemi Yetki Belgesi ve Kredili Otomasyon Provizyon Sistemi (KOPS) Kredisi açılması başlıklı sözleşmelerin, borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi gereği değerlendirme dışında olduğu, sözleşme m.4 hükmünde yer verilen hallerin mücbir sebep olarak tasarlandığı, doktrinde yapılan mücbir sebep tanımından hareketle tacirin, konkordato sürecine girmesinin öngörülemez bir olay olarak değerlendirilemedi dışı şirket hakkında konkordato sürecinin işletilmesinin, davalı bankanın davacıya karşı olan ediminin ifasını öngörülemez ve karşı konulması mümkün olmayan şekilde engelleyen olağanüstü bir olay olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda nihai takdirin Sayın Mahkemede olduğu, davalının …ATM’nin 2018/… sayılı dosyası ile dava dışı şirket hakkında önce geçici, daha sonra kesin konkordato mühleti verildiğini, konkordato komiseri ile iletişime geçildiğini ve komiserin ödeme yapılmasına onay vermeyeceği bilgisinin alındığını, fatura ödemelerinin durdurulmasının konkordato nedeniyle gerçekleştiğinin beyan edildiği, dosyada, komiserin ödeme yapılmasına onay vermediği yönünde bir belgenin tespit edilemediği, Garanti sözleşmesinin bağımsız nitelik taşıdığı, bağımsızlığın bir sonucu olarak garanti verenin, garanti alanla üçüncü kişi arasındaki temel borç ilişkisinden doğan defi veya itirazları ileri süremeyeceği, asıl borç ilişkisinin borçlusu dava dışı şirkete konkordato mühleti verilmesinin, davacı ile davalı arasındaki temel ilişkiden bağımsız garanti taahhüdüne bir etkisinin bulunmadığı, İİK m.296, £.1 modern yeniden yapılandırma hukukunda geçerli olan ilkeler uyarınca; sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin devamının esas olduğu, bu sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümlerin borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmayacağı, sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşmenin borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemeyeceği, bu çerçevede geçici ve kesin mühlet süresince devam eden sözleşmeler nedeniyle borçlanılan edimlerin karşılıklı olarak ifa edileceğini açık şekilde hükme bağlandığı” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar sonrasında davanın toplanan deliller doğrultusunda bir bütün olarak değerlendirilmesinde; taraflar arasında 11.02.2004 tarihinde doğrudan tahsilat sözleşmesi (…) ve otomatik provizyon sistemine ilişkin ek sözleşme imzalandığı buna göre dava dışı … LTD şirketinin davacının bayisi olduğu ve davalı banka tarafından şirket adına bir hesap açıldığı, davacı tarafından dava dışı şirkete lastik satışı yapıldığı bunun faturalandırıldığı ve faturaların … gereği davacı tarafından davalı bankaya gönderildiği ancak bankanın dava konusu yirmi bir adet faturanın ödemesini yapmadığı, gerekçe olarak da dava dışı şirketin konkordato sürecine girdiğini bu süreçte şirket için alınan tedbirler nedeniyle davacıya ödeme yapmalarının hukuken mümkün olmadığını belirttiği dosyadaki dilekçeler, ihtarnameler ve alınan bilirkişi raporları ile sabit hale gelmiştir. Doğrudan tahsilat sözleşmesinin 1. ve 2.maddesi irdelendiğinde mahkememizce son alınan bilirkişi raporunda da bahsedildiği üzere davalı banka, dava dışı şirketin kredi limiti doğrultusunda dava konusu faturaları ödeme garantisi vermiş bulunmaktadır. Dolayısıyla davalı bankanın garantör konumunda bulunmadığı savunması dikkate alınamayacaktır. Garanti sözleşmesine göre de garanti veren banka garanti alan davacıyla üçüncü kişi konumundaki dava dışı şirket arasında temel borç ilişkisinden kaynaklanan def’i ve itirazları ileri süremeyecektir.
Sözleşmenin 4. maddesinde ise mücbir sebepler belirlenmiş olup bunlar içerisinde doğal afetler, hükümet kararları, ambargolar gibi durumlar sıralanmıştır. Bu maddede dava konusu uyuşmazlığın nedeni olan konkordato süreci ya da hukuki süreçler belirtilmemiş olup basiretli tacir olan bankanın, bir tacirin konkordato sürecine gireceğini bilemeyecek olduğunu iddia etmesi de mücbir sebep olarak kabul edilemez. Nitekim her iki taraf da tacir olup basiretli davranmakla yükümlüdür ayrıca davalı bankanın icra ettiği bankacılık faaliyetleri kapsamında normal bir tacirden beklenenden daha öngörülü ve özenli olması gerektiği de kuşkusuzdur.
Banka tarafından dava dışı şirketin konkordato sürecinde olduğu bu nedenle davacıya ödeme yapılmadığı ve dava dışı şirkete atanan konkordato komiserinin de ödeme yapılmasına onay verilmediği iddiası tetkik edildiğinde ise öncelikle dosyada konkordato komiserinin ödeme yapılmasına onay verilmediğine ilişkin yazılı bir belge olmadığı görülmektedir. Yine yukarıda açıklandığı üzere imzalanan sözleşmenin bir garanti sözleşmesi olması nedeniyle garanti veren banka konkordato nedeniyle ödememe def’isini garanti alana karşı ileri süremeyeceği de açıktır. Zaten İİK 296. maddesinde de sözleşmede bu yönde bir hüküm olmasa dahi sözleşmenin borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemeyeceğini, sözleşmeler nedeniyle borçlanılan edimlerin karşılıklı olarak ifa edileceğini de hüküm altına almıştır. Dolayısıyla banka belirttiği nedenlerle davacıya karşı edimini ifa etmekten kaçınamayacaktır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle hükme elverişli bilirkişi raporları da dikkate alınarak davalı tarafından davacıya ödenmediği tespit edilen yirmi bir adet faturanın toplamı olan ve ıslah edilen 457.087,55 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Temerrüt başlangıcı ve faiz yönünden yapılan değerlendirmede ise davacı tarafından davalıya ilk çekilen ihtarnamede 2018 yılında vadesi gelen alacaklar için ihtarname çekildiği belirtilmiş ancak miktar yazılmamıştır. Bu hali ile ilk ihtarname tarihinde tüm alacaklar için davalının temerrüde düştüğü kabul edilemeyecektir. Davacının gönderdiği 05/08/2020 tarihli ihtarnamede ise vadesi gelmiş tüm alacakların talep edildiği, akabinde ise işbu davanın açıldığı anlaşılmakla dava konusu tüm alacaklar için temerrütün 05/08/2020 tarihli ihtarnamede belirtilen süre sonunda oluşacağı kabul edilmiştir. Faizin türünün belirlenmesinde ise sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamış olup buna ilişkin bir teamülün varlığı da dosyaya yansımamıştır. Bu nedenle tarafların tacir olduğu gözetilerek avans faizine hükmetmek gerekmiştir.
Davacı tarafından açılan ve ıslah edilen davanın kısmen kabulü ile, 457.087,55 TL alacağın 07/08/2020 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak davacıdan tahsil ile davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair, aşağıdaki şeklide karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan ve ıslah edilen DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
457.087,55 TL alacağın 07/08/2020 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak davacıdan tahsil ile davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 31.223,65TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin 1.707,75TL harç ve 6.099TL ıslah harcı toplam 7.806,75TL’nin mahsubu ile 23.416,9TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan peşin 1.707,75TL harç ve 6.099TL ıslah harç ile başvurma harcı 54,40TL olmak üzere toplam 7.861,15TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 69.992,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 11.708,50TL ve yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Devletçe karşılanan 1.320TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … Bankası vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır