Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/662 E. 2021/633 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/662 Esas
KARAR NO:2021/633

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/11/2020
KARAR TARİHİ:28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki süresince, davalı taraf müvekkili şirketten ürün satın aldığını ve müvekkili şirket teslim edimini yerine getirdiğini, davalı tarafın fatura ilişkisinden kaynaklı 6.120,58. euro borcu olduğunu, bu nedenle davalı aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak dosya borçlusu davalı tarafa ödeme emri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen icra dosyasına herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi mesnetsiz ve hukuka aykırı iddialarla takibi geciktirmek amacıyla icra dosyasındaki borca, faize ve tüm ferilerine kötüniyetle itiraz ettiğini, sonuç olarak …. İcra Dairesi …E sayılı icra dosyasına yapılan haksız itirazın kaldırılmasını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, sipariş verdiği ürünleri, imalatçı adına ihracat işlemlerini yapan şirket olduğunu ve perakende bir satışı olmadığını, bu nedenle davacının sattığı ve fatura ettiğini iddia ettiği mamul, emtia ithalatı yapan yurtdışı şirketi olduğunu, müvekkil şirketin, aracı firma olarak ithalatçı firmanın adına işlemleri yaptığını ve ihracatı gönderdiğini, kendilerine davacı tarafından ibraz edilmiş bir fatura olmadığını, davacının yaptığı ihracatın büyük kısmının defolu ve evsafa uygun olmadığı için bir kısmının ithalatçı firmadan iade edildiğini ve bir kısmı da ithalatçı firma nezdinde olduğunu ve iadeye hazır olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin, davacı şirketin yetkilisine bu durumu telefon ve mail ile bildirdiğini ve iadenin kabul edileceği bildirildiğini, ancak ihraç edilen imalatın iade masrafları ye navlun ödenmediği için, ithalatçı yabancı firmada iadeyi beklediğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … .İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden 6.120,58 euro alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi Mehmet Adil Seçğin tarafından düzenlenen 21/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
“Taraflar arasından bir ticari ilişkinin var olduğu, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu tüm faturaların döviz bazlı olduğu ve davalı e mail adresine tebliğ edildiği, bu faturaların iki tarafın ticari defterlerinde de mevcut olduğu, davalı ödemelerinin de döviz bazlı yapıldığı, ancak davalının davacı adına düzenlemiş olduğu tüm faturalar TL olarak düzenlendiği, bu faturalar düzenlendiği gün TCMB döviz satış kuru üzerinden değerlendirilerek dövize çevrildiği, davacının bu ticari ilişkide davalıya 326.536,80.-EUR ve 4.647,00.-USD bedelli fatura tanzim ettiği, davalının davacı adına yaptığı ödemeler ile düzenlemiş olduğu komisyon farkı faturalarının toplam tutarının 291.222,96.-EUR ve 4.647,00.-USD olduğu, bu durumda davacının davalıdan 326.536,80 – 291.567,61- 34.,969,19.-EUR alacağının kaldığı, davacı şirketin, 2019-2020 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği, davacı ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; davacının davalıdan ödeme emri tarihinde, 37.340,80.-EUR alacağının olduğu, bu hesaplamalar neticesinde davacı ticari defterleri ile bu raporda yapılan hesaplamalar arasındaki farkın 37.340,80-34.969,19=2.371,61.-Eur olduğu, bu farkın ise 2019 Yılı devrinin 41.539,61.- Eur olması gerekirken 2020 Hesap dönemine 39.168,00.-EUR kaydı girilmesinden kaynaklandığı (41.539,61-39,168,00-2.371,61.-EUR), davalı şirketin 2019-2020 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği, davalı şirketin davacı şirketin hesapla Satıcılar ve Alıcılar olmak üzere 2 ayrı hesapta takip ettiği, Alıcılar hesabına göre davalının davacıdan 95.603,38.-TL, satıcılar hesabına göre 11.483,64.-TL olmak üzere davalının davacıdan toplamda 107.087,02.-TL alacağının olduğu, ancak davalının ticari defterlerinin TL olarak tutulduğu, kayıtların düzenli yapılmadığı, yapılan ödemelerin total olarak gösterildiği, örneğin 03.03.2020 tarihinde 606.325,93.-TL bir ödeme kaydı girildiği, bu tutara ilişkin bir belgenin mevcut olmadığı, kısacası davalı ticari defterlerinin ihticaca salih olmadığı, davacının davalı adına düzenlediği, tüm faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması, davalı tarafından davacıya ödenen tüm ödemelerin ve komisyon faturalarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması, neticesinde yapılan hesaplamalara göre davacının davalıdan ödeme emri tarihinde 34.969,19.-EUR alacağının olduğu, ancak davacı talebinin 6.120,58.-EUR ile sınırlı olduğu, davalı vekili tarafından iddia edilen ellerinde davacıya ait iade edilecek mallar olduğu ve bu malların iadesi gerektiği sav’ının hukuki ve teknik bir mesele olduğu, bizim uzmanlık alanımıza girmediği, tüm bu nedenlerle;
Tüm dava dosyası, iddia, savunma, taraf ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde,
Bu raporun 5, Ve 6. Maddelerinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Davacının davalı adına düzenlediği, tüm faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması, davalı tarafından davacıya ödenen tüm ödemelerin ve düzenlenen komisyon faturalarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması, neticesinde yapılan hesaplamalara göre; davacının davalıdan ödeme emri tarihinde 34,969,19.-EUR alacağının olduğu, ancak davacı talebinin 6.120,58.-EUR ile sınırlı olduğu, sonucuna ulaşılmıştır. ” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Dava; faturaya – açık hesaba dayalı icra takibine davalı yanca yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince, davacı tarafın faturaya – açık hesaba dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmakla, alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile tarafların 2019 ve 2020 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettikleri, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere; davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen tüm faturaların e-arşiv faturası olduğu ve davalı yana tebliğ edildiği, davalı yanın davacı faturalarına 8 günlük süre içinde itiraz ve iade ettiğine dair savunma ve delil ibraz etmediği gibi davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı ticari defterlerine kaydedildiği, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin de ödemelerde bulunduğu ve davacı adına komisyon farkı faturalarını düzenlediği, bu ödeme ve komisyon farkı faturalarının davacı ticari defterlerine kaydedildiği, davalı tarafça ödemelerin döviz üzerinden yapılmasına rağmen ticari defterlerin TL üzerinden tutulduğu, kayıtların düzenli yapılmadığı, ödemelerin total olarak gösterildiği, total ödeme kaydına ilişkin ise herhangi bir belgenin bulunmadığı anlaşıldığından davalı ticari defterlerinin ihticaca salih olmadığı, davacı ticari defterlerine göre davalıdan 34.969,14 euro alacaklı olduğu ancak talebin 6.120,58 euro olduğu, davacı faturalarının davalı ticari defterlerine kaydedilmiş olması nedeniyle davacı yanın alacağını TBK’nun 222. maddesi uyarınca ispatladığı, aksini ispat yükünün bu defa davalı yana geçtiği, davalı vekili her ne kadar davalı müvekkilinin aracı olduğunu, malların büyük kısmının defolu olduğunu ve evsafa uygun olmadığını, malların ayıplı olması nedeniyle müvekkilinin İtalya’dan ödeme alamaması nedeniyle davacı şirkete ödeme yapılmadığını, malların ayıplı olduğu bildirildiğinde iadenin kabul edileceğinin söylendiği, yurt dışı firmanın ürünlerin bir kısmını iade ettiğini, ancak ürünlerin iade masrafları ve navlun ödenmediği için bir kısmının iade edilmediğini beyanla bu hususların araştırılmasını ve incelenmesini talep etmiş ise de; ayıplı malların incelenmesinin cevap dilekçesi ile talep edilmediği, cevap dilekçesinde delil olarak yalnızca davalı şirket nezdinde tutulan kayıtlar, konişmentolar, ihracat belgeleri ve imei kayıtlarına yer verilmekle ayıba ilişkin savunmanın ispatına elverişli delil bildirilmediği gibi mahkememizin 14/01/2021 tarihli ön inceleme davet tutanağı ile “Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği,” hususunun tarafına ihtar edilmesine rağmen 11/02/2021 tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık kesin sürenin sonu olan 25/02/2021 tarihine kadar davalı tarafça cevap dilekçesinde yer verilen delillerinin de sunulmadığı, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile birlikte ibraz edilen belge, fotoğraf, mail vs. delillerin daha önce ibraz edilmemeleri nedeniyle HMK’nun 139/1-ç maddesi uyarınca o delillere dayanmaktan vazgeçilmiş sayılması ve basit yargılama usulüne tabi olan eldeki davada HMK’nun 319. maddesi gereğince savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının cevap dilekçesinin verilmesiyle başlaması sebebiyle mahkememizce dikkate alınamayacağı anlaşıldığından, davacının davasının kabulü ile itirazın iptaline, alacağa 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereğince yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fatura – açık hesaba dayanmakla likit olan alacağa istinaden başlatılan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 6.120,58 Euro alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereğince yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranındaki 10.805,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 3.690,50 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 682,13 TL’nin mahsubu ile 3.008,37 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 682,13 TL peşin, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 736,53 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 7.823,35 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 71,00 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 771,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır