Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/645 E. 2021/851 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/645 Esas
KARAR NO : 2021/851
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete sigortalı davalı şirket adına tescilli ve dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken şerit ihlali nedeniyle sigortalı aracın sol ön tekerlek kısmı ile karşı yönden gelen ve sürücülüğünü dava dışı …’nın yaptığı …plakalı otomobilin sol ön kısmına çarpması sonucu araçların savrulması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkil şirket tarafından hasar dosyası açıldığını, dava dışı araç sürücüsü …’in kaza anında alkollü olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin 20/03/2019 tarihinde hasara ilişkin miktarı hasara uğrayana ödediğini, kazada kusuru tespit tutanakları ve … Asliye Ceza Mahkemesi ilamı ile sabit olan borçlu adına icra takibi başlattıklarını, dava tarafından icra takibine itiraz edildiğini beyanla müvekkilin alacağının tahsili, için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazlarının olduğunu, yetkili icra dairelerinin Adana İcra Daireleri olduğunu, zamanaşımı ve hak dürüşücü süre itirazlarının da bulunduğunu, davaya konu olayda müvekkil şirketin işleten sıfatı bulunmadığını, kazaya karışan aracın dava dışı bir başka şirkete uzun süreli kiralandığını, kazanın salt alkol sebebiyle meydana gelmediğini, davacının ödemiş olduğu tazminattan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, maluliyet oranlarını ve icra inkar tazminatı talebini kabul etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı vekili 08/01/2021 tarihli dilekçesi ile … A.Ş. Ve …’in davaya ihbarını talep etmiştir.
İhbar olunan … A.Ş. vekili ihbara cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 1 ay süreli araç kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin uzun süreli kabul edilmesinin mümkün olmadığını, … Asliye Hukuk Mahkemesinde “aracın malikinin … A.Ş. Olduğu, araçların uzun süreli kira sözleşmesi ile kiraya verilmesi durumunda araç malikinin işleten sıfatının kalmayacağı” şeklinde karar verildiği, somut olayda kiralama süresinin 1 ay olduğu ve uzun süreli sayılmayacağı dikkate alınarak davalı … A.Ş.’nin işleten sıfatıyla sorumlu bulunduğunu beyanla müvekkil hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı şirket ile dava dışı … aleyhine faizler dahil toplam 82.812,07 TL alacağın ticari faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; icra dairesinin yetkisine, ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile fiziki dosya ve UYAP kayıtları üzerinde kusur bilirkişisi … , sigortacı … ile nörolog bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 08/06/2021 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişilerin anılı raporlarında özetle;
“Dava konusu somut olayda; 05.02.2015 günü saat 02.00 sıralarında davacı sigorta şirketine ZMS/Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı davalı … A.Ş.nin maliki olduğu, dava dışı sürücü … in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, karşı yönden gelen ve sürücülüğünü … ‘nın yapmış olduğu …plakalı araca çarpması sonucu araçların savrulması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir.
… Devlet Hastanesi tarafından 05.02.2015 tarihinde saat 03.04 sıralarında yapılan Alkol Muayenesinde, … plakalı araç sürücüsü … in 1,80 Promil ALKOLLÜ olduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyasında bulunan Trafik Kazası Tespit Tutanağında açıklandığı şekli ile 05.02.2015 günü saat 02:00 sıralarında sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile … numaralı devlet yolu yönünden … yönüne … numaralı il yolunu izleyerek seyri sırasında km 15+300de şerit ihlali yaptığı sırada aracının sol ön teker kısmı ile karşı yönden gelen … yönetimindeki …plakalı otomobilin sol ön kısmına çarpması sonucu araçlar savrulmaya başlamış, sol ön tekeri kopan … plakalı otomobil ters vaziyette, diğer otomobil ise düz vaziyette durabilmişler, kaza yaralanma ve maddi hasarla sonuçlanmıştır.
Kaza mahalli, yerleşim yeri dışında olup, hız limiti 90 km/saattir. Yol, iki yönlü, 7 m genişlikte, asfalt kaplamalı ve kuru zeminli olup, vakit gece, mahal aydınlatılmamıştır.
Trafik Kazası Tespit Tutanağında kaza olay paragrafında açıklandığı şekilde anlatılmış ve kazanın oluşumunda sürücü …in 2918 sayılı KTKnın 84/g maddesinde belirtilen asli kusurlardan “şeride tecavüz etme” nedeniyle kusurlu olduğu ve …in kaza sırasında 1,80 promil alkollü olduğu ifade edilmiştir.
Sürücü … ifadesinde kaza mahallinde karşı tarafın birden önüne çıktığını, kendisinin üç defa selektör yaptığını, o anda kendi şeridinde üzerine geldiklerini, manevra yaparak ancak sol tarafından vurarak kendini kurtarabildiğini, kaza sırasında alkollü olduğunu belirtmiştir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde sürücü … kaza mahallinde karşıdan gelen aracın doğrudan kendi kullandığı araca çarptığını, ne kadar kaçmaya çalıştıysa da aracın çarpışmasına engel olamadığı belirtmiştir.
12.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda kaza incelenmiş, çarpışmanın …plakalı aracın şeridi içinde olduğu ve çarpma anındaki seyir hızı ile ilgili değerlendirmede, sürücü …in seyir sırasında karşıdan gelen araçların şeridine girerek şerit ihlalinde bulunması ve alkollü araç kullanması nedeniyle kazanın meydana geldiği, kazada çarpma noktasından 93 metre ilerde sol lastik kırık olarak seyrettiğinden, aracın mahal limiti olan 90 km/saati üzerinde seyrettiğinin değerlendirildiği, diğer aracın ise 15 metre mesafede kendi şeridinde bulunduğundan mahal limitlerinin üzerinde seyretmediği, sürücü …in KTK madde 84/g ile tanımlı şerit izleme kurallarına uymama ve şeride tecavüz etme nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğu, kaza sırasında …in 1.80 promil alkollü olması ayrıca değerlendirildiğinde kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmiş olduğu, sürücü …nın kusurunun bulunmadığı kanaati ifade edilmiştir.
Dava dosyası içindeki tüm belge, bilgi ve ifadelerin incelenerek olayın cereyan tarzı ışığında değerlendirilmesi sonucunda, kaza tarzı ve şiddetinden de açık olduğu üzere, alkollü (1,80 promil) sürücü …in, anılan yolda, olay yeri şartlarına göre yüksek olduğu anlaşılan seviyede bir hızla, kontrolsuz bir şekilde seyredip, seyri sırasında, gerektiği ölçüde dikkatli ve tedbirli davranmaması nedeniyle, yol içindeki normal şeridini terk ederek karşı şeride tecavüz etmiş olduğu açıklık kazanmaktadır. Heyetimiz dava dışı sürücü …in gece aydınlatılmamış yolda seyri sırasında karşı yönden gelen araçların şeridine tecavüz ederek, karşı yönden gelen diğer araçla çarpışmış olduğu ve 2918 sayılı KTKnın asli kusurları düzenleyen 84. Maddesinde yer alan “şeride tecavüz etme” nedeniyle asli kusurlu olduğu, mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna ve güvenli sürüş kurallarına aykırı şekilde hareket ettiği, bu hatalı sevk ve idaresi sebebiyle, kazanın meydana gelmesinde, tam kusurlu bulunduğu, kazaya karışan diğer sürücü … nın kendi şeridinde seyri ve mahal limitlerine uygun hızda seyrediyor olması nedenleriyle kusursuz olduğu mütalaa olunmaktadır.
Dava konusu somut olayda uyuşmazlık konusu; davacı şirket nezdinde trafik sigortası ile sigortalı davalı şirkete ait aracın karıştığı kazada sürücüsünün alkollü olduğundan, dava dışı zarar görene yapılan ödemenin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının haklı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
… İl Emniyet Müdürlüğünü 18.11.2020tarihli cevabi yazıları ile eklerinin tetkikinden; 05.02.2015 kaza tarihinde davalı … A.Ş.nin maliki olduğuanlaşılan… plakalı 2010 model … marka … tipi hususi araç, davacı … Sigorta A.Ş. tarafından, dava konusu kazayı da kapsayan ve 07.07.201407.07.2015tarihleri arasında geçerli olan … no.lu ZMS/Trafik Sigorta Poliçesi ile sigorta edilmiş olup, poliçenin kaza tarihi itibariyle kişi başına Ölüm/Sakatlık (bedeni) tazminat limiti 290.000,00 TL ile sınırlıdır.
Sanık sürücü … aleyhine açılan davada,… Asliye Ceza Mahkemesinin 23.12.2015 tarihli 2015/… Esas 2015/… Karar sayılı ilamı sonuç olarak özetle şu şekildedir;
“Soruşturma dosyası içerisinde mevcut trafik kazası tespit tutanağı içeriğine göre şüphelinin meydana gelen olay sebebi ile kusurlu olduğunun ve şüphelinin alınan adli muayene raporu ile olay esnasında 1,80 promil alkollü olduğunun ve araç kullanımının uygun olmadığının tespit edildiği, müşteki ve mağdurun içerisinde bulunduğu …plakalı araca çarparak, müşteki ve mağdurun yaralanmasına, bilinçli taksir haliyle sebebiyet vermek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği yönünde hakkında kamu davası açılabilmesi için gerekli yeterli şüphenin oluştuğu ve kamu adına dava açılmış olduğu, iddia, savunma, katılan anlatımları, 12.10.2015 tarihli bilirkişi raporu olaya ilişkin düzenlenen tutanaklar ile dosyada mevcut bütün bilgi ve belgelere göre, sanığın mahal hız sınırlarının üzerinde aşırı alkollü olarak şerit ihlalinde bulunduğu ve karşıdan gelen araçlara ait şeride geçerek katılan çarptığı ve yaralanmasına sebebiyet verdiği,sanığın üzerine atılı suçu işlediğiMahkemece sabit görülmüş olduğu, her ne kadar sanık suçlamayı inkar etmiş ise bilirkişi raporu doğrultusunda sanığın cezadan kurtulmak amacıyla bu şekilde savunma yaptığı kanaatine varılmış olduğu, söz konusu olayda tedavisinin devlet hastanesinde yapılması ve çalışma gücü kaybı gibi basit bir araştırma tespit ile edilemeyecek ve araçtaki zarar gibi vücutta olmayan dolaylı zarar talebi olduğundan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmiştir.
Dava konusu 05.02.2015 tarihli trafik kazası sonucunda; kazaya karışan …plakalı araç sürücüsü … ‘nın yaralanması ile ilgili olarak; … tarafından, … plakalı araç maliki … A.Ş. ile araç sürücüsü … in ve … Sigorta A.Ş. aleyhine, 15.04.2015 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2015/ … Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli 2015/ … Esas 2018/ … Karar sayılı ilamı sonuç olarak özetle şu şekildedir;
“24.07.2018 Tarihli ATK kusur raporunda; davalı … in % 100 kusurlu ve davacı … ‘nın kusursuz olduğunun tespit edilmiş olduğu, … Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/… Esas sayılı ceza dosyasında hükme esas alınan 12.10.2015 tarihli Kusur Raporunda da, davalı … in asli ve tam kusurlu olduğu, davacı … ‘nın ise kusursuz olduğu tespit edildiğinden, davalı vekillerinin kusur raporlarına itirazlarının reddine karar verilmiş olduğu, … Tıp Fakültesi Adi Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan 22.03.2017 havale tarihli Maluliyet Raporunda; davacının genel beden gücünden kayıp oranının % 8 ve kalıcı olduğunun, geçici iş göremezlik için öngörülen sürenin de 180 gün olarak belirlenmişolduğu, 27.12.2017 havale tarihli Hesap Raporunda; davacının iş gücü kaybı nedeniyle uğramış olduğu zararının 62.427,43 TL olduğu, SGK tarafından ödenen 8.026,60 TLnin mahsup edilmesi sonucunda davacının zararının 54.400,83 TL olarak hesaplanmış olduğu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü olan … in% 100 oranında kusurluolduğu,davalının kusurlu hareketi sonucunda davacının maluliyetinin meydana geldiği, davacının haksız fiil olan trafik kazası sonucunda maluliyetten kaynaklı 54.400,83 TLmaddi zararının oluştuğu, davalı … ile davalı … A.Ş. arasındaki Kira Sözleşmesinin kiralama süresinin 1 ay olduğu ve uzun süreli sayılamayacağı dikkate alınarak, davalı … A.Ş.nin İŞLETEN sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğunun kabulü ile 54.400,83 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi için dava tarihi olan 05.04.2015, diğer davalılar için kaza tarihi olan 05.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve kazanın ağırlığı, tarafların kusuru, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, mesleği ve sıfatı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü de dikkate alınarak, takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve davalı … A.Ş.nden tahsiline karar verilmiştir.”
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli 2015/ … Esas 2018/… Karar sayılı ilamı üzerinden; davalı (davacı) … Sigorta A.Ş. ve diğer davalılar aleyhine, 11.03.2019 tarihinde Osmaniye 1. İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmıştır. Davalı (davacı) … Sigorta A.Ş. tarafından; 54.400,83 TL maddi tazminatın üzerine yargılama masrafları, avukatlık ücreti, faiz ve icra takibine ilişkin tüm ferileri ile birlikte 79.687,87 TLolarak 20.03.2019 tarihinde banka havalesi ile İcra Dairesinin banka hesabına ödenmiştir.
Bu nedenle, davacı … Sigorta A.Ş.nin talep edebileceği gerçek zarar miktarının 79.687,87 TL olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacı … Sigorta A.Ş. tarafından; dava konusu somut olayda, … plakalı araç sürücüsü … in % 100 oranında kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza sırasında 1,80 promil alkollü olarak araç kullanması nedeniyle kazanın ve zararın oluşumuna sebebiyet vermesi nedeniyle, sürücü … ve araç maliki/sigortalısı … A.Ş. aleyhine 26.08.2019tarihinde …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile 79.687,87 TL Asıl Alacak üzerinden icra takibi başlatmışsa da, davalı şirketin ödeme emrine itiraz etmesi neticesinde icra takibinin durduğu, yapılan arabuluculuk görüşmeleri sonucunda da davalı şirketle anlaşma sağlanamamış olduğundan,12.11.2020 tarihinde Sayın Mahkemeniz nezdinde iş bu dava açılmıştır.
2918 Sayılı KTK.’nun 95. ve ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddelerine göre; “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.”
ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4.c. maddesi; “Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş ise” ödemede bulunan sigortacının sigortalıya rücu edeceği hükmündedir.
Bu nedenle; davalı araç maliki ve sigortalı … A.Ş.ne ait … plakalı araç sürücüsü … in, %100 tamamen kusurlu olduğu dava konusu kaza sırasında,1,80 promil alkollü olarak araç kullanması nedeniyle kazanın ve zararın oluşumuna sebebiyet vermesi nedeniyle,ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4.c. maddesi gereğince, davalı malik ve sigortalı … A.Ş.ninmeydana gelen kazadan ve zarardan sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
2918 Sayılı KTK.nun 109. maddesine ve ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.8 maddesinin son bendine istinaden; “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.”
Dava konusu 05.02.2015 tarihli kazası sonucunda, yapılan yargılama süreci sonunda ancak 20.03.2019 tarihinde ödeme yapmış olması ve yükümlülüğünü tam olarak ödeme tarihinde yerine getirmiş olması nedeniyle, ödediği tazminat miktarınca hukuken hak sahibi yerine geçen davacı … Sigorta A.Ş.nin rücuen talep hakkına ilişkin zamanaşımı süresinin,20.03.2019ödeme tarihinden itibaren başlamış ve 26.08.2019 tarihinde yapılan icra takibi ile zamanaşımı süresi kesilmiştir.
Ayrıca; tetkikinden de açıkça görüleceği üzere dava dosyasına ibraz edilmiş olan Araç Kiralama Sözleşmesinin, davalı malik … A.Ş. ile ihbar olunan … A.Ş. arasında, 30.01.2015 tarihinde 1 AYLIK süre için ve … plakalı araç ile birlikteplakaları yazılmamış “Yeni … marka … Itipi” toplam 5 araç için düzenlenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Ancak; davalı vekilinin,itirazın iptali davalarının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğuna ilişkin itirazı ile araç kiralama sözleşmesinin uzun süreli bir sözleşme sayılıp sayılmayacağı ve İşleten sıfatının kime ait olduğu husususun değerlendirilmesi, hukuki ve nihai kararı tamamen Sayın Mahkemenize aittir.
… plakalı araç sürücüsü dava dışı … te 05.02.2015 tarihinde saat 02:00 de yaptığı kazadan 64 dakika sonra saat 03:04 te 1,80 promil alkol tespit edilmiştir. Alkol vücutta saatte ortalama 0,15 promil azaldığından sürücü … kaza anında 1,80+(0,15×64/60)=1,96 promil alkollüdür.
Somut olayda … plakalı araç sürücüsü … 05.02.2015 tarihinde yaptığı kaza anında 1,96 promil alkollü olup Tablo:2 den görüleceği üzere 1,00 promil üzerinde alkollü olduğundan alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiştir. Oluş şekli itibarıyla kazanın meydana gelmesinde heyetimiz kusur bilirkişisince kusur yönünden yapılan değerlendirmeye göre alkol dışında herhangi bir faktör ( yol, iklim, araç, karşı araç vb.) rol oynamadığından kaza münhasıran(sadece, tek başına, salt ) alkole bağlı olarak meydana gelmiştir.
Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı üzerindeyapmış olduğumuzinceleme sonucunda, dava konusu olayda heyetimiz,
Davacı … Sigorta A.Ş.nin talep edebileceği gerçek zarar miktarının 79.687,87 TL olduğu,
Kazada, davalı aracının sürücüsü …in, tam ve %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
Sürücü … nın kusurunun bulunmadığı,
Davalı araç maliki ve sigortalı … A.Ş.ne ait … plakalı araç sürücüsü … in, %100 tamamen kusurlu olduğu dava konusu kaza sırasında, 1,80 promil alkollü olarak araç kullanması nedeniyle kazanın ve zararın oluşumuna sebebiyet vermesi nedeniyle, ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4.c. maddesi gereğince, davalı malik ve sigortalı … A.Ş.nin meydana gelen kazadan ve zarardan sorumlu olduğu,
… plakalı araç sürücüsü … in kaza anında 1,96 promil alkollü olduğu, alkol etkisiyle güvenli araç sürüş yeteneğini kaybettiği, kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; davacı şirket nezdinde trafik sigortası ile sigortalı davalı şirkete ait aracın karıştığı kazada araç sürücüsünün alkollü olduğundan bahisle, dava dışı zarar görene yapılan ödemenin Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir.
Davalı yan icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş ise de, Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesinin “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir. ” şeklindeki hükmü uyarınca davacı sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu İstanbul icra müdürlüğü yetkili olduğundan yetki itirazı yerinde değildir.
Davalı yan davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını savunmuş ise de, İİK’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmasının gerektiği ancak somut olayda itiraz dilekçesi alacaklı vekiline tebliğ ettirilmediğinden bu sürenin işlemeye başlamadığı, dolayısı ile davanın hak düşürücü süreye uğramadığı anlaşılmıştır.
Davalı yanın husumet itirazının incelenmesinde, dava konusu sigortalı … plakalı aracın tescil kaydına göre kaza tarihi itibarıyla malikinin davalı şirket olduğu, davalı ile ihbar olunan … A.Ş. arasındaki kira sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı ve davalı tarafça kiralamanın 1 aylığına yapıldığı, kira sözleşmesinin niteliği ve kiralama süresi nazara alındığında üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte uzun süreli bir kira sözleşmesinin varlığından, dolayısıyla araç üzerinde fiili ve ekonomik anlamda yararlanması olanın ihbar olunan … A.Ş. olduğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle davalı yanın işleten sıfatı devam ettiğinden davalı şirketin, kazada malul kalan şahsın zararını tazmin eden davacı sigorta şirketine karşı sorumlu olduğu, davalı şirketin üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyecek mahiyetteki kira sözleşmesine dayanarak davacı sigortaya karşı olan sorumluluğundan kurtulamayacağı, kira ilişkisinden kaynaklı savunmalarının ancak ihbar olunan ile arasındaki ayrı bir rücu davasının konusunu oluşturabileceği anlaşıldığından, iş bu davada davalı aleyhine yöneltilen husumetin yerinde olduğu saptanmıştır.
Davalı yanın zamanaşımı definin incelenmesinde, Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/4. maddesinin “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” şeklinde olduğu, somut olayda davacı sigorta şirketinin … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/232 esas sayılı dosyasında aleyhine verilen karar üzerine zarar görene 20/03/2019 tarihinde ödeme yaptığından zamanaşımı süresinin bu tarih itibarıyla işlemeye başlayacağı, ancak dava konusu icra takibinin 26/08/2019 da başlatılması ile iki yıllık zamanaşımı süresi dolmadan TBK’nun 154/1-2. maddesi uyarınca kesilerek yeniden işlemeye başladığı ve 12/11/2020 dava tarihi itibarıyla da yeniden başlayan zamanaşımı süresinin henüz dolmamış olduğu görüldüğünden yerinde olmayan zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davanın Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesinin “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez…. Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” hükmüne istinaden açıldığı, zarar gören tarafından davacı ve davalının da aralarında bulunduğu davalılar aleyhine açılan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/… esas sayılı dosyasında yürütülen yargılama ve … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/… esas sayılı dosyasında yürütülen kovuşturma ile mahkememiz dosyası nezdinde alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere, davaya konu kazanın davalı şirkete ait araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle münhasıran alkole bağlı olarak gerçekleştiği, davalı şirkete ait aracın sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu ve sürücünün alkollü olması dışında kazaya sebebiyet verecek başkaca bir unsurun bulunmadığı, zira zarar gören tarafından açılan hukuk davasında davacı sigorta şirketi ile davalı malik aleyhine karar verilmekle, kararın istinaf incelemesi sonucunda kesinleştiği, zarar gören tarafından söz konusu ilama dayalı olarak … İcra Dairesi’nin 2019/… esas sayılı dosyasında başlatılan takip üzerine davacı sigorta şirketi tarafından 20/03/2019 tarihinde tazminat ödemesi yapılmakla, Genel Şartlar’ın yukarıdaki B.4.c maddesi uyarınca bu ödeme ile birlikte davacı sigortanın sigortalısına rücu koşullarının oluştuğu tespit edildiğinden, davalı yanın bu meblağın tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin itirazının haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, takipte istenilen işlemiş yasal faizin yerinde olduğu, somut olayda TTK’nun 1530. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı ancak taraflar tacir olduğundan davacı yanca ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği, rücu amacıyla takibe konu edilen meblağ davacı tarafça ilama dayalı olarak ödendiğinden ve aynı ilam ile bu ilama dayalı takipte davalı taraf da davalı ve borçlu sıfatlarıyla bulunduğundan alacağın davalı tarafça da bilinebilir yani likit olduğu anlaşıldığından takibe haksız itiraz nedeniyle alacağın geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi suretiyle açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 79.687,87 TL asıl alacak 3.124,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 82.812,07 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 79.687,87 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranındaki 16.562,41 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 5.656,89 TL karar harcından 1.000,17 TL peşin harcın mahsubu ile 4.656,72 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.000,17 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.054,57 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 11.565,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.228,50 TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve ihbar olunan … (e-duruşma) vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza