Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/634 E. 2021/896 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/634 Esas
KARAR NO : 2021/896
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … …’ın … Plakalı araçla 18/01/2016 tarihinde … Caddesinde 1 nolu davalının işyerinin bulunduğu mahallede yaya kaldırımında yürümekte olan davacıya çarpması sonucu davacının beyine kanaması geçirerek ve kafatası kemiği kırılarak basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaraladığını, en son alınan Adli Tıp raporunda da belirtildiği üzere olay sonucu davacının sağ kulakta organlarından birinin işlevini yitirecek nitelikte işitme kaybı, yine organlarından veya duyularından birinin kaybı niteliğinden koku alma duyusu kaybına uğradığını, organlarından birinin kognitif işlevselliğinin sürekli zayıflaması niteliğinde sakatlanarak sağlığını kaybettiğini, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucu 09/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda kusurun tamamen araç sürücüsünde (davalı … …) olmak üzere davacının kusursuz bulunduğunu, davalı … hakkında …. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2016/… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın halen devam ettiğini, diğer davalının söz konusu kazayı meydana getiren aracın sigorta edeni olması sebebiyle davalı … Sigorta A.Ş. ye poliçe şartları kapsamında 25/04/2016 tarihinde başvurulduğunu, bugüne kadar davacının zararının tazmin edilmediğini, kaza sonrası davacının kendi işini yapamadığını, sosyal hayattan koptuğunu, davacının yaşadığı cismani zararın acısı dışında günlük geçimini sağlayamamanın, sosyal çevrinin dışına düşmenin de acısını yaşadığını, tüm bu nedenlerle; davacının yaşadığı travmanın etkisini bir ömür boyu yaşayacağından dolayı doğan maddi ve manevi zararlarının belirlenmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; 1.000,00 TL maddi zararın tahsilde tekerrür olmamakla her davalıdan müşterek-müteselsilen tazminini, 100.000,00 TL manevi zararın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müşterek-müteselsilen tazminini, hükmedilecek tazminatların kaza tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilerek sorumlulukları oranında davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğini, dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın davalı şirket tarafından 01/04/2015-2016 vadeli … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlan içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, trafik kazası kaynaklı tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olduğunu, tüm bu nedenlerle; davanın görev ve usul yönünden reddini, dava konusu uyuşmazlık haksız fiil kaynaklı olduğundan ticari faiz taleplerinin her halükarda reddini, aksi halde faiz işletilecek tarih verileriyle aktüer hesabı yapılmasını, poliçe limitini aşan tazminat taleplerinin reddini, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Diğer davalılar … LTD. ŞTİ. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hangi vakıanın hangi delille ispat edileceğini ve tazminat taleplerinin hukuki sebeplerini içerir beyanın alınması gerektiğini, davacının ceza dosyasını delil göstermesinin hukuk yargılamasını bağlamayacağını, kazada davacının da kusurunun bulunduğunu, alınan raporda bunun belirtilmediğini, davacının maddi tazminat taleplerine ilişkin iş gücü kaybı sebebiyle uğramış olduğu maddi zararın ispat edilmesinin hukuki zorunluluk olduğunu, tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğunu, manevi tazminat talebi için halin özelliğinin manevi tazminatı gerektirmesinin şart olduğunu, davacının kaza sonrası davalı tarafından hastaneye götürülüp masraflarının karşılandığını, tüm bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile; “Dava şartı olarak arabuluculuk” ”MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Eldeki davada arabuluculuk yoluna başvurunun dava şartı olduğu ancak davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadığı, mahkememizce yapılan 29.06.2021 tarihli duruşmada davacı vekiline arabuluculuk son zaptını sunması için kanunda belirtildiği şekliyle 1 haftalık kesin süre verilmesine rağmen arabuluculuk son zaptının anılı kesin süre içinde mahkememize sunulmadığı anlaşıldığından davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesi ile 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin yatırılan 344,97 TL harçtan, 59,30 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 285,67 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır