Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/616 E. 2021/419 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/616 Esas
KARAR NO : 2021/419

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, …LTD şirketinin bulut yazılım ürünlerinin Türkiye temsilcisi olduğunu, davalı şirketin alacaklı şirketin Türkiye temsilciliğini ve bayiliğini yaptığı … yazılımları şirketine ait … – … ve … lisanslarının 24 ay süre ile kullanımı ve bahse konu yazılımların kurulumu için anlaştığını, anlaşma uyarınca bahse konu yazılımların davalı şirkete tahsis edildiğini, kurulumlarının da yapıldığını, davacı şirket tarafından davalının kullanımına açılan lisans bedelleri ve kurulum ücretleri için 31/01/2019 tarih, … sayılı toplam 104.967,48-TL fatura tanzim edildiğini ve davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin buna mukabil olarak 19/02/2019 tarih, …sayılı toplam 46.334,87-TL tutarında fiyat farkı açıklamalı iade faturası tanzim ettiğini, söz konusu takibe borçlu tarafça 16/12/2019 tarihinde haksız ve kötüniyetli bir şekilde itiraz edildiğini, işbu itirazın iptali davasını ikame etme gereğinin hasıl olduğunu, haksız ve dayanaksız itirazı nedeniyle davalı şirket …Tic. A.Ş yönünden alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafça dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 haftalık kanuni süre içerisinde cevap dilekçesinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; sözde kurulum yapıldığı söylenen yazılımın tam anlamı ile kurulmadığını ve çalıştırılamadığını, gerekli eğitimlerin davacı yanın yetkili kişilerince yine müvekkil yetkili kişilerine verilmediği ve 3 aylık periyotlar halinde kesilmesi gereken faturaların tamamının tek seferde kesilmesi nedeni ile söz konusu fatura müvekkil şirket tarafından kabul edilmeyip iade edildiğini, müvekkil şirket yetkilileri bir çok kez davacı yan ile iletişime geçtiğini ve kurulmayan yazılımın kurulması ve ilgili yazılım ile alakalı olarak eğitimlerin verilerek sistemin çalıştırılmasını talep ettiklerini, herhangi bir geri dönüş alamadıklarını, karşı taraf her ne kadar kendilerine herhangi bir yazılı ihbarda bulunulmadığını söylemiş ise de, hukuk da ayıp ihbarı herhangi bir şekle tabi olmadığını, kurulumu yapılmamış olan ve gerekli eğitimlerin verilmediği bir yazılım sisteminin mevcut olması, karşı tarafla iş bu yazılımın kurulması için birçok kez iletişime geçilmiş olmasına rağmen, faturalarını düzenleyip göndermelerine rağmen edimini yerine getirmeyen karşı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak iş bu davayı ikame etmelerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; lisans bedelleri ve kurulum ücretlerine ilişkin düzenlenen faturaya dayalı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Alacak istemine dayanak fatura ile davalı yanın düzenlediği iade faturasının ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 17/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı şirketin, …LTD şirketinin bulut yazılım ürünlerinin Türkiye temsilcisi olduğunu, davalı şirketin alacaklı şirketin Türkiye temsilciliğini ve bayiliğini yaptığı … yazılımları şirketine ait… – … ve … lisanslarının 24 ay süre ile kullanımı ve bahse konu yazılımların kurulumu için anlaştığını, anlaşma uyarınca bahse konu yazılımların davalı şirkete tahsis edildiğini ve kurumların da yapıldığını belirttiği ancak taraflar arasında mübrez dosyada dava konusu ile ilgili emtia, hizmet alım satımı ile ilgili taraflarca düzenlenen herhangi bir sözleşmenin olmadığını, icra takibinde asıl alacağın dava konusu olan tutar (104.967,48-46.334,87) kalan 58.632,61-TL bakiye olduğundan davalı taraf 104.967,49-TL’lik faturayı kısmen kabul ettiğini, davacının icra takibindeki kalan bakiye borcunun olduğunun anlaşıldığını, taraflar arasında yapılan herhangi bir sözleşmenin dosyada görülmediğini, ilgili programın kurulumunun yapılıp yapılmadığı gerekli eğitimlerin verilip verilmediği bir yazılım sisteminin mevcut olup olmadığı hususunda bilgi işlem program, bilişlim uzmanı tarafından yapılacak incelemeler neticesinde anlaşılacağını, davacı şirketin davalı şirkete kestiği fatura bakiye alacağından dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasıyla cari hesap bakiye alacağı olan 58.632,61-TL asıl alacağın düzenlenen fatura bakiyesinden oluştuğu davacının ticari defter kayıtlarının 6102 sayılı TTK’nun 64. Maddesi ve 213 sayılı VUK’un 219,224,225 maddelerindeki hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil edeceğini belirten raporu 6100 sayılı HMK 282. Maddesi hükmü gereğince hukuki takdirin mahkemede olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; yazılım kurulum/lisans hizmet ilişkinden kaynaklı 1 adet faturaya dayalı alacak isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın faturaya dayalı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin davaya süresinde cevap vermediği gibi ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği tespit edilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın mahkememizce ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtarı ile verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Takibe dayanak 31/12/2019 tarihli fatura bedelinin 104.967,48-TL bedelli olup faturanın davalı yana tebliğ edildiği, davalının ise 19/02/2019 tarihli iade faturası ile 46.334,87-TL tutara itiraz ettiği tespit edilmiştir. Böylece TTK’nın 21/2 maddesi bağlamında bakiye fatura bedeli olan 58.632,61-TL yönünden fatura içeriğinin kesinleştiği, takibin itiraz edilmeyen fatura bedeli ile işlemiş faiz bedeli üzerinden başlatıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca TBK’nın 117. maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı geçerli olmakla birlikte somut olayda; davalının, takipten önce temerrüte düşürüldüğü ispat edilememekle işlemiş faiz isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 58.632,61-TL (asıl alacak) alacaklı olduğu, bu noktadan sonra hizmet bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise hizmet bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmıştır. Anılı gerekçeler ışığında davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 58.632,61-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu tespit edilmiştir. Son olarak alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 58.632,61-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 58.632,61-TL takip tarihinden itibaren yıllık %21,25 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 11.726,52-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.005,19-TL ilam harcından peşin alınan 1.148,21-TL ‘ nin mahsubu ile bakiye 2.856,98-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.148,21- TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.202,61-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.422,24-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 802,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 699,39-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 1.151,12-TL’sinin davalıdan, 168,88-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır