Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/613 E. 2023/610 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/613 Esas
KARAR NO : 2023/610
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe; icra müdürlüğünün yetkili olmadığı belirtilerek itiraz edildiğini, HMK’nın 17. maddesine göre, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle – yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırımadıkça dava sadece sözleşmeyle – belirlenen bu mahkemelerde açılır. taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 7. maddesinde “sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili” olduğunun belirtildiğini, taraflar arasında, genel yetkili diğer mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağına ilişkin herhangi bir anlaşmanın bulunmadığını, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin, 2007/… E. ve 2008/… K. sayılı kararında, *İtirazın iptali davasında mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek suretiyle yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunup bulunmadığını saptaması ve daha sonra da kendisinin yetkili olup olmadığını belirlemesi gerekir.” şeklinde hüküm tesis ettiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 2017/13-… Esas ve 2018/… Karar sayılı kararında, “Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir… Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik mercünin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır.” şeklinde hüküm tesis ettiğini, Yargıtay Kararları dikkate alındığında, icra takibinin yetkili olan İstanbul İcra dairesi’nde açıldığı ve davalı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığının açık olduğunu, taraflar arasında 09.12.2019 tarihinde davalının üstlenmiş olduğu taşımacılık hizmetini, müvekkilinin yerine getirmesi hususunda, (biri …-… diğeri …-… olmak üzere) 2 farklı güzergâh için 2 adet “Taşımacı ile Sözleşmeli Taşımacı Arasında Yapılan Servis Taşımacılığı Tip Sözleşmesi’nin imzalandığını, işbu sözleşmeler gereğince, müvekkilinin her bir sözleşme için ayrı ayrı günlük taşıma bedeli, sonradan tarafların mutabakatıyla uygulanan zam ile birlikte, 420,00 TL * KDV olduğunu, Sözleşmelerin 5. maddesine göre, “İşbu sözleşme 18.12.2019 ile 18.12.2020 tarihleri arasında geçerlidir. Taraflar 30 (otuz) gün önceden haber vermek suretiyle sözleşmeyi sonlandırabilirler…” madde metninin devamında ihbar süresi beklenmeden sözleşmenin sonlandırılması halinde ise sonlandıran tarafa ihbar süresinin ücretini diğer tarafa ödeme yükümlülüğünün getirildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih usulünün, sözleşmede açıkça öngörülmüş olmasına rağmen davalının, bu usule aykırı olarak, 09.12.2020 tarihli her iki güzergâh için imzalanan sözleşmeyi de önceden herhangi bir bildirim yapmaksızın ve süre vermeksizin feshettiğini, müvekkilinin, sözleşmeye uygun şekilde hazır bulunmasına rağmen davalı tarafça bu araçların çalıştırılmadığını ve geri gönderildiğini, bu nedenle müvekkilinin, davalı taraftan sözleşmeye göre ödemesi gereken 30 günlük ücretini talep ettiğini; ancak davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle, … Noterliği’nin 17.07.2020 tarih, … yev. Numaralı ihtarnamesiyle ihbar süresine denk gelen bedelin ödenmesinin istendiğini, tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir ödemenin yapılmadığını, 23.06.2020 Tarihinde meydana gelen sel nedeniyle müvekkiline ait ve sözleşmeler uyarınca davalı tarafa tahsis edilen … plakalı aracın, kullanılamaz hale geldiğini, aracın sel nedeniyle mahsur kaldığına ve … tarafından çekildiğini gösterir “yangın raporu”nun dilekçe ekinde sunulduğunu, aracın, tamirat için yaklaşık 2 ay serviste kaldığını, olay sonrasında müvekkilinin, taşıma işini üstlendiği diğer firmalar açısından bazı düzenlemeler yaparak hem ikame araç hem şoför gönderebilmişse de sonrasında bu şekilde bir ayarlamanın mümkün olmadığını, ancak sonraki süreçte kusuru olmaksızın davalı tarafa araç tahsis edememiş olsa da sözleşmeye uygun şekilde şoför gönderdiğini ve davalı tarafın ikame ettiği araçta bu şoförün çalıştığını; işe gittiğinde davalı taraf nezdinde tutulan deftere imza attığını, TBK’nun 17. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı — sebeplerle kısmen – imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur.” Aynı maddenin 2. fıkrasına göre, “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” sözleşmeler gereğince müvekkilinin, taşıma işini araç ve şoför olmak üzere topyekün üstlendiğini, aracın kullanılamaz hale gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen müvekkilinin, dürüstlük kuralları çerçevesinde ve davalı tarafın kabulüyle hem ikame araç gönderdiği süre hem de sadece şoför tahsisinde bulunduğu süre için, bu hizmet karşılığı olarak 31.07.2020 tarih, … numaralı faturayı düzenleyerek davalı tarafa gönderdiğini, davalı tarafça süresi içerisinde bu faturaya itiraz edilmediğini ve müvekkiline ödeme de vapılmadığını, 23.06.2020 Tarihinde meydana gelen sel nedeniyle müvekkiline ait ve sözleşmeler uyarınca davalı tarafa tahsis edilen … plakalı aracın, kullanılamaz hale geldi aracın sel nedeniyle mahsur kaldığına ve … tarafından çekildiğini gösterir “yangın raporu”nun dilekçe ekinde sunulduğunu, aracın, tamirat için yaklaşık 2 ay serviste kaldığını, olay sonrasında müvekkilinin, taşıma işini üstlendiği diğer firmalar açısından bazı düzenlemeler yaparak hem ikame araç hem şoför gönderebilmişse de sonrasında bu şekilde bir ayarlamanın mümkün olmadığını, ancak sonraki süreçte kusuru olmaksızın davalı tarafa araç tahsis edememiş olsa da sözleşmeye uygun şekilde şoför gönderdiğini ve davalı tarafın ikame ettiği araçta bu şoförün çalıştığını; işe gittiğinde davalı taraf nezdinde tutulan deftere imza attığını, TBK’nun 17. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı — sebeplerle kısmen – imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur.” Aynı maddenin 2. fıkrasına göre, “Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” sözleşmeler gereğince müvekkilinin, taşıma işini araç ve şoför olmak üzere topyekün üstlendiğini, aracın kullanılamaz hale gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen müvekkilinin, dürüstlük kuralları çerçevesinde ve davalı tarafın kabulüyle hem ikame araç gönder. re hem de sadece şoför tahsisinde bulunduğu süre için, bu hizmet karşılığı olarak 31.07.2020 tarih, … numaralı faturayı düzenleyerek davalı tarafa gönderdiğini, davalı tarafça süresi içerisinde bu faturaya itiraz edilmediğini ve müvekkiline ödeme de yapılmadığını, davalının, müvekkilinin sözleşmelere uygun şekilde yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen hak ettiği Haziran 2020 ayına ait hakedişini de, müvekkili tarafından gönderilen 30.06.2020 – tarih, … numaralı faturaya da – itiraz etmemesine rağmen, hiçbir açıklama yapmaksızın ve bildirimde bulunmaksızın ödemediğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesi “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itbaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itrazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” şeklinde düzenlendiğini, müvekkili tarafından düzenlenen faturalara itiraz edilmemiş olup, faturaların davalı tarafça kabul edilmiş sayılacağının açık olduğunu, Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin, 2015/… Esas ve 2016/… Karar sayılı kararında, “Dava, satış faturasından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir. Faturada gösterilen malın teslim edildiği tarafların kabulünde olup uyuşmazlık mal bedeli hakkındadır. Davaya konu Faturada mal bedeli…olarak belirtimiş ve fatura davalıya gönderilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi uyarınca, bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura içeriği hakkında itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Buna göre mahkemece davalı defterlerinin de ibrazının sağlanıp, bu konuda tarafların delilleri toplanarak ve bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, davacı tarafından davalıya gönderilen faturanın hangi tarihte davalıya tebliğ edildiğinin tespitiyle, söz konusu madde uyarınca 8 gün içinde faturaya itiraz edilmediği takdirde Fatura İçeriğinden Sayılan Bedelin de Kesinleşmiş Sayılacağı dikkate alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde hüküm tesis ettiğini, davalı tarafın, süresi içerisinde itiraz etmediği ve bu nedenle kesinleşen fatura bedellerini müvekkiline ödemek zorunda olduğunu, fatura bedellerinin tahsili için, …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça hem borca hem de yetkiye itiraz edildiğini, bu nedenle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi hükmü gereğince arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davalı tarafın, kötü niyetli itirazı ile alacağın tahsilini geciktirmek ve müvekkilini zarara uğratmak gayesiyle hareket ettiğini, takibe dayanak faturalara süresi içerisinde herhangi bir itrazda bulunulmadığı göz önünde bulundurulduğunda sadece bu durumun dahi davalı şirketin söz konusu itirazı kötü niyetli olarak yaptığını gösterdiğini iddia edierek; itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında personel servis taşıma sözleşmesinin bulunduğunu, davacı tarafın kendisine ait servis araçları ile personel servis hizmeti verdiğini, davacı tarafın üstlendiği işi sözleşmeye göre ifa etmemesi ve işi aksatması sebebiyle ilgili fabrikanın talebi ile araçlarının bu projeden geri çekildiğini, yapılan işlemin sözleşmeye uygun haklı bir işlem olduğunu, servis araçlarının ilgili fabrikadan çekilmesi üzerine sinirlenen davacının şirkette ahlak ve dürüstlük kuralına aykırı olarak kavga çıkardığını, takip eden günlerde ise müvekkilinin taleplerine rağmen hiçbir surette iletişime geçmeyerek huzurdaki işbu haksız ve hukuka aykırı davayı ikame ettiği, davacının araçlarını geri çekmesi sebebiyle müvekkil firmaya zarar verdiği, davacının kötü niyetli olduğunu, haksız menfaat temin etmek için işbu davayı ikame ettiğini, müvekkili firmanın, İstanbul’da birçok kurumsal ve büyük ölçekli işletme ve okulların servis taşıma hizmetini sağlayan köklü ve saygın bir firma olduğunu, bu sebeple hizmet verdiği işletmelerin işlerinin aksamaması, personel ve öğrencilerin gideceği yerlere zamanında ulaştırılmasının son derece hayati öneme sahip olduğunu, Müvekkilinin taşıma işi üstlendiği Hadımköy-İst. bölgesindeki … A.Ş. ile … A.Ş. isimli şirketlerin personel servis taşıma projesinden, davacı tarafın araçlarına iş verildiğini, davacının sözleşme imzalanmasına müteakip çalışmaya başladığını, davacının araçlarına gerekli yol belgelerinin çıkartıldığını, her türlü alt yapı desteği verildiğini, tüm hakedişlerinin zamanında ödendiğini, her türlü ihtiyacının giderildiğini, sözleşmenin imzalanmasına müteakip 1-2 ay geçtikten sonra davacının zaman- zaman işini aksatmaya, müvekkili firmayı zor durumda bırakmaya başladığını, yapılan ihlallerin giderilmesi için davacıya ve çalışanlarına birçok sözlü Uyarılarda bulunulduğunu, ancak ilerleyen zamanlarda, özellikle Mayıs-Haziran 2020 tarihlerinde artık yaptığı ihlallerin (servis aksatma, geç gelme.. vs) katlanılamaz boyuta geldiğini, bu sebeple servis hizmeti verilen … A.Ş. isimli firmanın 01.06.2020 tarihli *ihtamame…” ile davacıya ait olan servis araçlarının fabrikadan geri çekilmesini ve araçların değiştirilmesini talep ettiğini, aksi halde sözleşmeyi fesih edeceğini müvekkili firmaya ihtar ettiğini, Fabrikanın yazılı ihtarı üzerine davacı tarafın firmaya davet edildiğini ve araçlarının projeden zorunlu olarak çekileceğinin bildirildiğini, hem projeye yeni araç temini, hem de davacının yeni iş bulması amacıyla kendisine süre verildiğini ve karşılıklı konuşma ile bu hususun çözüme kavuştuğunu, davacının bu konuşmadan 2-3 hafta sonra, araçlarından birinin sel yüzünden diğerinin de artık çalıştırılmayacağı gerekçesi ile geri çektiğini, davacının diğer aracını aniden geri çekmesi sebebiyle Müvekkili firmanın taşımacılığını yaptığı diğer firma olan … A.Ş. nezdinde zor duruma düştüğünü, davacının araçlarını geri çektikten sonra, müvekkili frmaya gelmesi ve karşılıklı hesap mutabakatı yapması beklenirken, hukuki yollara başvuru yolunu tercih ettiğini, taraflar arasında imzalanan “Taşıma Sözleşmesinin..” 5. Maddesinde taşımacılık hizmeti verilen firmanın yazılı talebi ile… süre beklenmeden sözleşme sonlandırılabilir..” – maddesinin bulunduğunu, taşımacılık hizmeti verilen … A.Ş isimli firmanın talebi ile davacının araçlarının (… , … ve … plakalı ) servis taşıma işine son verildiğini, yapılan fesih işleminin haklı ve sözleşmeye uygun olduğunu, davacının da bu hususu bilmesine rağmen, kendisinin haksız menfaat elde etmeye odaklandığını, yalan ve kötü niyetli beyanlar ile gelir kapısı yaratmaya çalıştığını, davacının vaki söylemleri ve talepleri dikkatli olarak incelendiğinde tamamen tutarsız, birbiri ile çelişkili, soyut ve belirsiz olduğunun görüldüğünü, şöyle ki; davacının dava dilekçesinde toplam 61.616,21 TL talep ettiğini, ancak bu alacak bedelini neye dayanarak talep ettiğinin tamamen belirsiz olduğunu, davacının ne kadar cari alacak bedeli talep ettiği, ne kadar ihbar süresine istinaden talep ettiğinin anlaşılamadığını, ayrıca, hangi araç için hangi tarihler arasında ne kadar para istediğinin de tamamen belirsiz olduğunu, taraflar arasında Genel Yetkili Mahkeme olarak “İstanbul Mahkemeleri…kılındığını, ancak İstanbul ilinde birden çok Bölge ve İlçe Mahkemesinin bulunduğunu, müvekkili şirket adresinin … adresinde olduğunu, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın da dilekçesinde ikrar ettiği üzere, müvekkili firmada çalışan araçlarından birinin sele maruz kaldığı için 2 aylık bir süre hiçbir surette çalışmadığını, yani davacı aracının 23.06.2020 tarihinde sele maruz kaldığı kabul edilecek olunursa, bu tarihten itbaren 2 aylık süre (23.08.2020 tarihine kadar) çalışamayacak durumda olduğunu, davacının ise, çalışamayacak durumda olan, tamirde bekleyen işbu araç için ihbar tazminatı talep ettiğini, kendi kusuru ile sözleşmeyi yerine getiremeyen, müvekkili firmaya hizmet veremeyen, işbu aracın tamirde yatan günlerinin parasını müvekkilinden talep ettiğini, davacının kendi içinde büyük çelişkiler içinde olduğunu, Sözleşmeyi ifa edemeyen tarafın bizzat davacı olduğunu, davacının diğer aracının ise, hizmet verdiği fabrikanın yazılı talebi ile müvekkili firma tarafından haklı olarak projeden geri çekildiğini, bu durumu içine sindiremeyen davacının, hizmet verdiği diğer fabrikayı ihbar süresi beklemeden bizzat kendisinin fesih ettiğini ve derhal başka bir firmada çalışmaya başladığını, bu aracının da derhal çalışmaya başlaması sebebiyle hiçbir maddi kaybının bulunmadığını, aksi hiçbir surette kabul anlamına gelmemekle birlikte, varsa davacı araçlarının müspet zararını ispat etmek zorunda olduğunu, dava dilekçesinde bu yönde hiçbir açıklama ya da delil bulunmadığını, davacının 2 adet aracının müvekkili frmada hizmet verdiğini, çalıştığı fabrikada işlerini aksatan, bu sebeple fabrikanın talebi ile sözleşmenin sonlandırılmasına sebebiyet verenin kendisi olduğunu, araçlarından biri zorunlu olarak sel felaketi sebebiyle çalışamadığını ve bu sebeple ihbar süresi içinde işini bırakmak durumunda kaldığını, kendilerinin bu araçla ilgili olarak hiçbir taleplerinin bulunmadığını, ancak diğer aracı çalışmasına devam ederken, haber vermeksizin, sabah personel servisi yapması beklenirken, ihbar süresi bile dolmadan, bir anda işini bıraktığını, müvekkilinin bu sebeple çalıştığı firmaya karşı zor durumda kaldığını, davacının bu eyleminin haksız olup, bildirim süresine uymaması sebebiyle 30 günlük süre üzerinden, beher günü 420 TL den olmak üzere toplam 12.600,00 TL cezai bedel ödemek zorunda olduğunu, davacının müvekkili firmadan olan faturalı alacağından işbu cezai şart bedeli mahsup edildiğinden kendisinin firmadan hiçbir hak ve alacağı kalmadığı gibi, kendisinden alacaklı durumda olduğunu, davacının alacak talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğu kadar, hiçbir netliği içermemesi sebebiyle belirsiz olduğunu, net ve likid bir alacak bulunmadığını, alacak talebinin bile anlaşılamadığını, davacının tazminat taleplerinde ileri sürdüğü iddia ve hangi talep için ne alacak talep ettiğinin anlaşılamadığını, bu şartlar altında yasal unsurlar taşımayan inkâr tazminatı talebinin reddinin gerektiğini ileri sürerek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLER:
…. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı dosyası Uyap üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Esenyurt vergi dairesi, Sompo Sigortadan istenilen hasar dosyası, … Noterliğinin 13/04/2022 tarihli müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
… A.ş.’ne müzekkere yazılmış, dava konusu şoförlerin imza föylerinin (firma girişlerindeki güvenlik tarafından tutulan listelerin) ve kamera kayıtları istenilmiş olup, 26/05/2022 tarihli müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir … ve nitelikli hesaplamalar uzmanı … tarafından hazırlanan 27/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafça gönderilmiş herhangi bir fesih beyanına ya da borcun gereği gibi ifa edilmemesinden hareketle borçlu temerrüdü hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli olan şartların gerçekleştiğine ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanılmadığı, dava Dışı … San. ve Tic. A.Ş. tarafından gönderilen 16.04.2021 tarihli yazı ile Haziran döneminde; 28 gün ise tüm vardiya saatlerinde taşıma hizmetinin verildiği, Temmuz döneminde; 11 gün ise tüm vardiya saatlerinde taşıma hizmetinin verildiği, listede 14 Temmuz tarihinde aynı güzergahta başka araçların yer aldığının görüldüğü, davalı tarafça sunulan “ihtarname” ve “tutanaktır” başlıklı belgelerin tarihleri esas alınarak davacı tarafa fesih beyanında bulunulduğu kabul edilse dahi davacı tarafın taşıma işi üstlendiği Hadımköy-İst. bölgesindeki … A.Ş.’nin gönderdiği belgeler dikkate alındığında 14 Temmuz tarihine kadar taşıma hizmetinin verilmeye devam edildiği, davacı tarafça sunulan faturaların davalı tarafından kabulü de dikkate alındığından hayatın olağan akışına göre 30 günlük ihbar süresine uyulduğu veya haklı bir fesih olduğu sonucuna varılması kanaatimizce mümkün olmayacağı, davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre; takip tarihindeki davalı şirket borç bakiyesinin 50.707,82 TL olduğu, anılan tutara takip ve dava konusu edilen Haziran/2020 dönemi hakediş fatura bedeli 26.187,02 TL ve Temmuz/2020 dönemi hakediş fatura bedeli 7.444,70 TL’nin de dâhil olduğu, 20.08.2020 Tarihinde “Alış Ft. …” açıklaması ile davalı cari hesabına 7.444,70 TL alacak kaydedildiğinden, dava tarihi itibariyle davalı şirket borç bakiyesinin 43.263,12 TL’ye gerilediği, dosya içeriğinde; 20.08.2020 tarih, 7.444,70 TL tutarlı davalı şirket fatura sureti bulunmadığından, faturanın takip ve dava konusu 7.444,70 TL tutarındaki davacı faturasının “ladesi” nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği hususuna yönelik herhangi bir tespitin yapılamadığı, Yukarıda belirtilen sebepler ile davacının cezai şart talebinin kabulü halinde; günlük taşıma bedeli KDV hariç 420,- TL olarak alındığında; 30 günlük ihbar süresi için talep edilebilecek cezai şart miktarının KDV dâhil 29.736.- TL olarak hesaplandığı ancak, davacı tarafından talep edilen tutar 27.468,77 TL olduğu, işlemiş faiz talebinin dayanağı belge ve bilgiye rastlanmadığı,” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiler mali müşavir … ve nitelikli hesaplamalar uzmanı Nihal Ural tarafından hazırlanan 10/10/2022 tarihli ek raporunda özetle; Nitelikli Hesaplamalar Yönünden: Davalı taraf, sözleşmenin 5.maddesinin ilk fıkrası (…taşımacılık yapılan firmanın yazılı talebi üzerine… bildirimsiz fesih yapılabilir….” ) maddesi gereğince hiçbir cezai şart talebinde bulunulamayacağı iddiasındadır. Mevcut dosya kapsamında davalı taraf bu hususa ilişkin … A.Ş. İsimli firmanın 01.06.2020 tarihli “ihtarname…” ile davacıya ait olan servis araçlarının fabrikadan geri çekilmesini ve araçların değiştirilmesini talep ettiğini belirtmiş ve 24.06.2020, 25.06.2020 ve 26.06.2020 düzenleme tarihli ve “Tutanaktır” başlıklı 3 adet belge sunmuştur. Davalı tarafça gönderilmiş herhangi bir fesih beyanına ilişkin herhangi bir bilgi ya da belgeye rastlanmamıştır. İşbu sebeple kök rapordaki kanaatimizde bir değişiklik olmamıştır. Davalı tarafça, … Plakalı aracın … AŞ firmasının personelini taşımak üzere davalı ile sözleşme yaparak işbaşı yaptığı, daha sonra bu araç Haziran 2020 tarihinde sel hasarlı olarak kendisi işi bıraktığı, bu aracın sözleşmesi hasar sebebiyle daha evvel sona ermiş olduğu, davacı taraf bu araç için fesih tazminatı talep edemeyeceği iddiasındadır. Mevcut dosya kapsamında Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinden 30.06.2020 tarih, … sayılı faturanın; Haziran 2020 ayına ait hakediş nedeniyle, 31.07.2020 Tarih, … sayılı faturanın; 23.06.2020 tarihinde sel nedeniyle kullanılamaz hale gelen … plakalı araç yerine gönderilen ikame araç ve şoför tahsisi nedeniyle, İhtilaflı bu faturaların, davalının … San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı üstlenmiş olduğu taşımacılık hizmetini, davacının yerine getirmesi hususunda (biri …- … diğeri …-… olmak üzere) 2 farklı güzergah için imzalanan 2 adet “Taşımacı ile Sözleşmeli Taşımacı Arasında Yapılan Servis Taşımacılığı Tip Sözleşmesi” kapsamında verilen taşıma hizmetleri nedeniyle, düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça TTK m. 21 uyarınca İlgili faturaya yapılmış herhangi bir itiraza da rastlanmamıştır. İşbu sebeple her ne kadar … plakalı araç sel nedeniyle kullanılamaz hale gelse de ilgili faturalardan anlaşıldığı kadarıyla ikame araç ve şoför tahsisi yapıldığı anlaşılmakta olup işbu sebeple kök rapordaki kanaatimizde bir değişiklik olmamıştır.” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiler taşıma uzmanları … ve … tarafından hazırlanan 18/04/2023 tarihli raporunda özetle; dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre, davacının 14.07.2020 tarihine kadar hak ediş bakiyesi alacağının 50.707,82 TL hesaplandığı ve bundan 20.08.2020 tarihinde 7.444,70TL mahsup ile davacının 43.263,12 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, davacının davalının müşterileri için, davacı tarafından düzenlenen faturalara göre 14.07.2020 tarihine kadar üç (3) araçla servis hizmeti verdiğinin kabul edilebileceği, davacının Haziran ayı tam, Temmuz 14 günlük hak edişinin dosya kapsamına uygun olduğu, davacının 14.07.2020 itibarı ile taşımasının durdurularak, fiilen sözleşmenin feshedildiği, bunun davacı noter ihtarı ile de teyit edildiği, davacının iş görmesinin durdurulmasında, davalının sözleşmeye göre haklı olduğunun değerlendirildiği, somut olayda, cezai şart alacağı bakımından davacının iddia ve talebinin somut olaya uymadığı, davalının sözleşme feshinin taraflar arası sözleşme hükümlerine göre haklı olduğunun değerlendirildiği, dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre 29.736,00 TL cezai şart alacağı hesaplanabileceği, somut olay bakımından bu miktarın davalı lehine hesaplanması gerektiği, hesaplamaya göre, davalının takas edilebilir cezai şart talebi 12.600 TL olmakla ve dosya kapsamı mali bilirkişi inceleme ve tespitlerine göre daha uygun olduğu gözetilerek (43.263,12-12.600-) 30.663,12 TL bakiye davacı alacağı hesaplanabileceği, esas itibarı ile dosyaya sunulan bilirkişi kök ve ek raporu ile hesaplamalar bakımından bir çelişki oluşmadığı, nihai takdir ve değerlendirmesinin yüce mahkemeye ait olduğu” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiler taşıma uzmanları … ve … tarafından hazırlanan 17/08/2023 tarihli ek raporunda özetle;Sayın mahkemenin 24.01.2023 tarihli KÖK rapor görevlendirmesi ve ek rapor için görevlendirmesi gözetilerek yapılan ek inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Davacının dava ve takip konusu edilen Haziran ve Temmuz 2020 dönemlerine ait faturalardan dolayı 33.631,72 TL iş görme bedeli alacağı olduğu, davacının bu alacağından, davalı yanın talebi ile sınırlı olmak üzere takas ileri sürülen 8.006,43 TL akaryakıt ödemesi tutarına yönelik talepler bakımından itirazı olmadığı, bu durumda davacının bakiye 25.625.29 TL alacaklı olduğunun değerlendirildiği, davalının sözleşmeyi derhal feshinde haklı olduğu, bu nedenle derhal fesih kaynaklı cezai şart ödemesi yükümlülüğünden söz edilemeyeceği, öte yandan, yüce mahkeme değerlendirme ve takdirine göre, davalı yanca yapılan derhal feshin haklı olmadığı yönünde yüce mahkeme değerlendirmesi halinde, davacının 27.468,77 TL miktarında cezai şart bedeli alacağına hak kazanabileceği, bu ihtimalden davacının 53.094,06 TL alacaklı olabileceği, davanın itirazın iptali davası olarak ikame edildiği gözetilerek, davacının takip öncesinde temerrüt ihtarı ile davalı yanı temerrüde düşürdüğü sabit olmadığı, bu nedenle işlemiş faiz taleplerinin yerinde olmadığı; itirazın iptali davasına bağlı talepler bakımından her türlü değerlendirme ve takdirin yüce mahkemeye ait olduğu,” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizde görülmekte olan dava; itirazın iptali siteminden ibarettir.
Huzurdaki davada uyuşmazlık; servis taşımacılığı tip sözleşmesinin davalı yanca haksız olarak feshedilip edilmediği, davacı yanın fesih nedeniyle cezai şart bedeli ve verdiği hizmet karşılığı Haziran ayı hakedişine ilişkin fatura ile ikame araç ve şoför hizmetine ilişkin Temmuz tarihli fatura alacağı talep edip edemeyeceği, işlemiş faiz miktarının belirlenmesi hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizce …. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı …-… tarafından davalı … Anonim Şirketi … Şubesi aleyhine 18/08/20220 tarihinde 61.616,21TL alacak yönünden ilamsız takip başlatıldığı, davalının 31/08/2020 tarihli dilekçesi ile yasal süresi içerisinde takibe ve borca itirazı ile takibin durduğu akabinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 09/12/2019 tarihli Servis Taşımacılığı Tip Sözleşmesinin varlığı ve sözleşmenin 09/12/2019- 0912/2020 tarihleri arasında geçerli olacağı hususu ihtilafsızdır. Bu sözleşmenin 3. Maddesine göre davacı … sözleşmeci taşımacı sıfatı ile davalı adına …-… güzergahında taşıma hizmeti verecektir. 5. Maddesine göre de taraflar 30 gün önceden haber vermek suretiyle sözleşmeyi feshedebilecektir ancak taşımacılık hizmeti verilenen yazılı talebi ile ve belirtilen diğer şartlarda bu süre beklenmeden sözleşme sonlandırılabilir.
Hak edişlere dayalı talep edilen Haziran-Temmuz fatura alacaklarına ilişkin yapılan değerlendirmede; davacı, sözleşme gereği üstlendiği edimi yerine getirdiğini ancak davalının hak edişini ödemeyip haksız olarak da sözleşmeyi feshettiğini iddia etmiştir. Davalı ise hizmetin gereği gibi verilmediğini, taşımacılık hizmeti verilen dava dışı şirketlerin yazılı talebi sonrası davacıya ihtarname gönderdiğini ve bu araçların değiştirilmesini talep ettiğini aksi halde sözleşmenin feshedileceğini bildirdiklerini bundan 2-3 hafta sonra da araçların davacı tarafından geri çekildiğini, davacının sözleşmeyi ifa edemediğini ileri sürmüştür. Mahkememizce ilgili yerlere müzekkere yazılarak evraklar celp edilmiş ve akabinde bilirkişi raporları alınmıştır. Mahkememizce son heyetten alınan hukuki denetime elverişli 18/04/2023 tarihli kök rapor ve 17/08/2023 tarihli raporlarda ve önceki heyet tarafından hazırlanan raporlarda da tespit edildiği üzere davacının Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin hizmet verdiği bunun incelenen davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalara davalı yanca itiraz edilmediği ve davalı yanın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı görülmüştür. Ayrıca davalı yanın BA formlarında dava konusu 2020 yılına ait tüm faturaları beyan ettiği görülmüştür. Davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını sunmaması nedeniyle HMK 222. uyarınca davacı yanın usulüne uygun tutulmuş defter ve kayıtları esas alınmış ve davalının faturalara itiraz etmemiş olması, B/A formları ve bilirkişi raporlarında hizmetin verildiğinin tespit edilmesi de gözetildiğinde davacı yanın takip talepnamesinde belirttiği Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin hak edişleri için açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Cezai şarta bedeli yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasında imzalanan sözleşmede ceza-i şarta ilişkin ayrı bir düzenlememe yapılmamış olup sözleşmenin 5. maddesinde tarafların sözleşmeyi feshi için 30 günlük ihbar süresi kararlaştırılmış ve ihbar süresine uyulmaması halinde ücretinin ödemekle yükümlü olduğuna dair düzenleme yapılmıştır. Davacı yanca cezai şart bedeli adı altında talep edilen alacak kalemi aslında ihbar tazminatıdır. Mahkememizce alınan son bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacının verdiği hizmetlerden taşıma işlemi yapılanın memnun olmadığı bu hususu Grıef firmasının açıkça davalı yana bildirdiği buna göre davalının, sözleşmenin 5. maddesinde belirlenen “taşımacılık hizmeti verilenin yazılı talebi ” sonucu derhal feshe hak kazandığı görülmektedir. Ancak derhal fesih hakkı doğuran durumlar da sözleşmede ayrıca sayılmış olup taşımacılık hizmeti verenin yazılı talebi sonrası izah edildiği üzere davalı ihbar süresine uymadan sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olmuştur. TTK 18/3.maddesinde tacirler arasındaki sözleşmenin feshine ilişkin bir şekil şartı belirlenmiş olsa da bu düzenleme bir geçerlilik şartı değil ispat şartıdır. Yani fesih iradesinin yazılı şekilde ortaya konmaması feshi geçersiz kılmayacaktır. Somut olayda da dosyada mevcut 17/07/2020 tarihli davacı ihtarnamesi incelendiğinde davalının fesih iradesinin davacı yana en geç 16/07/2020 tarihinde ulaştığının kabulü mümkündür. Ayrıca davalı yan cezai şartın mahsubunu talep etse de sözleşmede belirtilen koşullar için davalı lehine bir cezai şart koşulu düzenlenmemiş olduğu sabit olduğundan mahkememizce bu savunmaya itibar edilmemiştir. Yine davalı yanın rapora itirazlarında akaryakıt bedellerinin mahsup edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de davalı yanca takas def’i olarak cevap dilekçesinde açıkça ileri sürülmediği gibi davacı tarafın da açıkça takas def’ine muvafakat etmediği anlaşıldığından davalının bu talebi mahkememizce kabul görmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davalının feshinde haklı, davacının ihbar tazminatı talebinde haksız olduğu gözetilerek bu talep bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede; davacının hak edişlere ilişkin talebinin faturaya dayalı alacak olduğu ve davalı yanca da belirlenebilir olduğu anlaşıldığından kabul edilen dava değerinin % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
İşlemiş faiz yönünden yapılan değerlendirmede; kabul edilen dava değerinin fatura alacağına dayalı olduğu gözetilerek TTK 1530. maddesinin tedarik sözleşmelerinde uygulama alanı bulduğu … Mahkemesi 2020/… Esas , 2022/… Karar belirtildiği üzere) somut olayda ise taraflar arasında böyle bir ilişkinin var olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle temerrüt hali TBK 117. maddesine göre değerlendirilmiş ve davacının davalıyı ihtar yoluyla temerrüde düşürmediği, aralarında buna ilişkin başkaca bir sözleşme de olmadığı anlaşıldığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda izah edilen nedenlerle ; davanın kısmen kabulü ile, … İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 33.631,72 TL asıl alacak tutarı kadar alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazının iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit olduğu anlaşıldığından kabul edilen dava değerinin %20 sine tekabül eden 6.726,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
…. İcra Dairesi’nin 2020/… Esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 33.631,72 TL asıl alacak tutarı kadar alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki İTİRAZININ İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması suretiyle takibin devamına, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE,
Alacağın likit olduğu anlaşıldığından kabul edilen dava değerinin %20 sine tekabül eden 6.726,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.297,38 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 744,18TL peşin harcın mahsubu ile 1.553,20 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 744,18TL peşin, 54,40TL başvurma harcı olmak üzere toplam 798,58TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 17.900TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 17.900TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 3.455TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 1.885,82TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmen davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafından yapılan 5.029,85TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 2.284,42TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmen davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320TL arabuluculuk ücretinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 720,5TL’nin davalıdan, bakiye 599,5TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır