Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/601 E. 2021/306 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/601 Esas
KARAR NO:2021/306

DAVA:İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/08/2017
KARAR TARİHİ:20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili birleşme ve tefrik öncesi mahkememize ait … esas sayılı dosyaya sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkiline tanzim edilen ve davalı şirkete verilen 01/05/2017 vadeli, … no.lu, 230.000-TL bedelli senetin, 17/05/2017 tarihinde, “01/05/2017 vadeli … nolu … A.Ş. … Senet” açıklaması ile EFT yapılarak ödendiğini, bedelsiz kalan bu senetin, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine konu edildiğini, takibin kesinleştiğini ve müvekkili şirketin menkul ve gayrimenkul malları üzerine haciz konulduğunu, haciz baskısı altında müvekkili şirketin 28/11/2017 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki bütün borcu ödeyerek, mevcut hacizlerin kaldırılmasının sağladığını, ancak bu halde davalı şirkete verilen 01.05.2017 vadeli … no.lu 230.000-TL bedelli senetin mükerrer olarak ödenmek zorunda kaldığını, ortaya çıkan bu mükerrer tahsilatın istirdatı için …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 27/08/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili birleşme ve tefrik öncesi mahkememize ait … esas sayılı dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; İstanbul 16 ATM’nin … esas sayılı dosyasının neticesinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, ortada mükerrer herhangi bir tahsilatın bulunmadığını, davacının borçlarını senedin vadesi geldiğinde ilgili bankaya ya da müvekkili şirket hesabına değil, aksine icra kanalı üzerinden ihtirazı kayıtla yaptığını, davacının müvekkiline senet borçları yanında cari hesap borçlarının da bulunduğunu, kambiyo senet ödemelerinin evrakın niteliğine uygun olarak bankaya senet teslim yöntemi ile yapılmasının mecburi olduğunu, diğer şekilde yapılan ödemelerin mutabık kalınan cari borçlarına mahsup olarak alındığını, bu bağlamda davacı firmanın müvekkiline olan cari borçlarına mahsuben göndermiş olduğu 17/05/2017 tarihli ödemenin gönderi açıklamasına “senet ödemesi” yazışının kötüniyetinin göstergesi olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın mükerrer tahsil edilen senet bedelinin istirdadına ilişkin olduğunu, bahsi geçen diğer 16 ATM’nin … esas sayılı dosyasının menfi tespit davası olduğunu, davalının senet bedelinin iki kere tahsil ettiğini, dosyaların birleştirilmesini talep ederek müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek istediğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyası 02/07/2019 tarihli gerekçeli karar ile yine mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş olup, mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında 15/10/2020 tarihli duruşmada birleşen dosyanın tefrikine karar verilmiş ve dosya 2020/601 esasına kaydedilerek yargılamaya bu dosya üzerinden devam olunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine “…. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında ödenen senet bedeli, vekalet ücreti ve tahsil harcı” alacağına istinaden faizler dahil toplam 277.574,39 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce celp edilerek incelenen mükerrer tahsilat iddiasına konu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında; takibin davalı tarafça davacı aleyhine 01/04/2017 vade tarihli 230.000,00 TL miktarlı bono, 01/05/2017 vade tarihli 230.000,00 TL miktarlı bono ve 01/07/2017 vade tarihli 230.000,00 TL miktarlı bono ile işlemiş faiz ve komisyon alacaklarına istinaden toplam 946.966,70 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinden ibaret olduğu, davacı yanca 08/11/2017, 17/11/2017 ve 28/11/2017 tarihlerinde harç, masraf ve vekalet ücretleri ile birlikte dosya borcunun ödendiği ve kapatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile mahkememiz dosyası ve icra dosyaları üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir bilirkişi … ve hukukçu bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 22/02/2021 tarihli bilirkişi raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“Davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası … …. Ltd. Şti. tarafından 23.08.2017 tarihinde 920.000,00 TL asıl alacak 24.206,70 TL İşlemiş faiz, 2.760,00 TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 946.966,70 TL alacak üzerinden … A.Ş.aleyhine takip başlatıldığı, borcun sebebi olarak aşağıdaki senetlerin ödenmediği gösterilmiştir.
Dosyanın, İcra Müdürlüğü dosyasına 08.11.2017 tarihinde 300.000,00 TL , 17.11.2017 tarihinde 150.000,00 TL, 27.11.2017 tarihinde 657.074,50 TL olmak üzere toplam 1.107.074,50 TL ödenerek kapatıldığı, Ödemenin davalı defter kayıtlarında Cari Hesaba kaydedilmediği görülmüştür.
Mahkemenin … Esas sayılı dosyası ile … Esas sayılı birleştirilmiş ancak birleşen … E sayılı dosyanın tefrikine karar verilerek esas defterine yeni kaydı yapılmıştır.
Sayın Mahkemenin … Esas ve … Esas sayılı dosyalarında tarafımızdan Rapor ve ek rapor düzenlendiği, defter incelemesi yapılacak dönemin aynı dönem ve aynı günde yapılan diğer senet ödemelerini kapsaması nedeniyle mükerrerlik olacağından taraflara ait defter incelemesi yapılmamıştır.
Tarafların defter tasdik bilgileri ve cari hesap dökümleri önceki raporlardan alınmıştır.
Davacı …Ş. Kanuni defterinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdikini süresinde yaptırdığından H.M.K 222 maddesine göre defter kayıtları lehine/aleyhine delil olarak kabul edilecektir.
Davacı …Ş.’nin Kanuni defter kayıtlarında 2017 yılı başı itibariyle davalı… …. Ltd. Şti.’ne 1.470.421,96 TL borçlu olduğu, Dava konusu senet ödemesini yaptığı 17.05.2017 tarihi öncesi itibariyle de davalı… …. Ltd. Şti.’ne 1.349.155,72 TL borçlu olduğu görülmektedir.
Davacı …Ş. 17.05.2017 tarihinde yaptığı 230.000,00 TL senet karşılığı ödemeyi önce Cari hesaba kaydetmiş, 01.06.2017 tarihinde düzeltme kaydı yaparak cari hesaptan çıkarmıştır.
Davalı… …. Ltd. Şti. Kanuni defterinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdikini süresinde yaptırdığından H.M.K 222 maddesine göre defter kayıtları lehine/aleyhine delil olarak kabul edilecektir.
Davalı… …. Ltd. Şti’nin Kanuni defter kayıtlarında davacı …Ş.’den 2017 yılı başı itibariyle 1.470.421,96 TL alacaklı olduğu, Dava konusu senet ödemelerinin yapıldığı 17.05.2017 tarihi öncesi itibariyle de davacı …Ş.’den 2.231.856,34 TL alacaklı olduğu görülmektedir.
Davalının, Davacı …Ş.’nin 17.05.2017 tarihinde yaptığı 230.000,00 TL senet karşılığı ödemeyi ve diğer ödemeleri toplu olarak Cari hesabına toplamda 389.788,15 TL olarak kaydettiği görülmüştür.
Davalının dava konusu ödenmemiş 230.000,00 TL’lik senedi önce Cari hesaba iade ettiği ve bu senetlerin ödemesini Cari Hesaptan düştüğü görülmektedir.
Davalı Cari Hesaba iade ettiği senetleri aynı zamanda takip konusu yapmıştır. Takdir Sayın Mahkemenindir.
Davacı ve davalının Cari hesapları 2017 yılı dönem başında birbiri ile aynı iken tarafların ödenmeyen senetleri defter kayıtlarına yansıtmaması sebebiyle birbirinden farklı hale gelmiştir.
1-Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan “Ödeme” Başlığının ikinci alt başlığı “mahsup”tur. Mahsup başlığı altında iki husus incelenmiştir. İlki kısmen ödeme halinde mahsubun nasıl yapılacağına, ikincisi ise, birden çok borcun varlığı halinde mahsubun nasıl yapılacağına ilişkindir.
Taraflar arasında aynı konuda birden fazla borç varsa, taraflar ifanın nasıl olacağını sözleşmede kararlaştırabilirler. Para borçlarında bu hususa ilişkin özel düzenleme getirilmiştir.
TBK m. 101 gereğince, “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.
Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.”
Bu düzenlemede birden çok borcun ifası düzenlenmiştir. İlk olarak belirtmek gerekir ki, taraflar birden çok borcun ifası halinde yapılan ödemenin hangisine sayılacağına ilişkin anlaşmış ise yedek hüküm olan TBK. m. 101 uygulanmayacaktır.
Taraflar sözleşmede kararlaştırmamışlarsa, birden fazla borcu olan borçlu hangi borcu için ödeme yaptığını alacaklıya bildirebilir. Eğer borçlunun yaptığı bu bildirime alacaklı itiraz etmez ise borçlunun ifası o borç için sayılır. Eğer, alacaklı borçlunun bu beyanına itiraz ederse, borçlu ödemeyi yapmaktan kaçınabilir. Bu halde, alacaklı borçlunun ifayı teklif ettiği borç açısından alacaklı temerrüde düşecektir. Ancak, alacaklının alacaklı temerrüdüne düşmesi için ifası teklif edilen ödemenin para miktarı, yer ve zaman itibariyle borca uygun olması gerekmektedir. Aksi takdirde alacaklı alacaklı temerrüdüne düşmeyecektir1.
Borçlu borcu ifa ederken hangi borca ilişkin ödemeyi yaptığı hususunda susmuşsa, alacaklının düzenlediği makbuzda gösterdiği borcu ifa etmiş olacaktır. Ancak, borçlunun makbuza itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Söz konusu itiraz derhal yapılmalıdır. Bu itirazın yapılması halinde, TBK. m. 102 hükmü uygulanacaktır.
Söz konusu hükme göre, “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.”
TBK. m. 101’deki şartlar gerçekleşmezse; borçlu hangi borcu ifa ettiğini bildirmez ve alacaklı da makbuzda hangi borca ilişkin olarak ifayı kabul ettiğini makbuzda göstermez ise ya da borçlu makbuza itiraz eder ise TBK. m. 102 hükmü gereği mahsup yapılacaktır. Söz konusu hükümde 4 hale göre farklı çözüm yolu bulunmaktadır.
• Borçlardan biri muaccel ise, ödeme muaccel olan borca mahsup edilecektir.
• Birden çok borç muaccel ise, ödeme ilk takip edilen borç için yapılmış sayılacaktır.
• Birden çok borcun hiçbiri için takip yapılmamışsa, ödeme ilk muaccel olan borca mahsup edilecektir. Bu ihtimalde birden çok borç aynı anda muaccel olmuş ise, bu borçlar için mahsup orantılı olarak yapılmalıdır.
• Borçlardan hiçbirinin vadesi gelmiş değil ise, ödeme en az teminatı olan borca mahsup edilecektir.
Bu bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde, davacının ödemeyi yaparken özel olarak senet numarası ile de belirterek ödemeyi yaptığı görülmektedir. Nitekim 17.05.2017 tarihinde davacının … …. Hesabından davalının Ziraat Bankası …. hesabına yapılan ödemede “… A.Ş. 01.05.2017 vadeli … no lu … A.Ş. … Senet” açıklaması yer almaktadır. Taraflar arasında birden fazla borç bulunmaktadır ve borçlu ödemeyi yazarken açık olarak hangi borç için ödeme yaptığını belirtmiştir. Bu durumda TBK m. 101 hükmünde öngörüldüğü üzere ödemenin belirtilen borca ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Ancak davacının bu ödemeyi önce cari hesabına yazması, daha sonra silmesi hesapların tutulmasına ilişkin bir yanlışlıktan kaynaklanmış olabilir.
Ancak burada önemle belirtilmesi gereken davacı tarafından yapılan bu işlemlerin hakkın kötüye kullanılması teşkil edip etmediğinin tespitidir. Dürüstlük kuralına aykırı şekilde, kıymetli evrakın bulunduğu banka dışında bir yere ödeme yapılması, cari hesaba kaydedilmemesi işlemlerinde davacının niyeti ve amacının takdiri Sayın Mahkemenize aittir Yine bu hususların davacının kötüniyetine işaret olduğu yönündeki iddianın değerlendirilmesi Sayın Mahkemenize aittir.
Belirtmek gerekir ki, Davacı … AŞ.ye 01.05.2017 vadeli 230.000,00 TL. bedelli senedin … …. … Şubesi nezdinde bulunduğunu ve gününde ödenmesi halinde senetlerin iade alınacağına ilişkin ihtar çekmesine rağmen söz konusu 230.000,00 TL.’yi neden söz konusu Bankaya ödemeyerek senedi teslim almadığı için senedin protesto olmasına sebep olduğu hususunun i takdiri Sayın Mahkemenize aittir. Bu durumun dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı hususunun tespiti Sayın Mahkemenize aittir.
Bu tespitler ışığında ödemenin söz konusu senet için yapıldığı sonucuna varılması halinde senet için mükerrer ödeme söz konusudur. Söz konusu tutarın iadesi gerekmektedir. Bunun yanında belirtmek gerekir ki, Davalı… …. Ltd. ŞTİ. cari hesap incelemesinde alacaklı olduğu yukarıda tespit etmiş bulunuyoruz. Söz konusu cari hesap ilişkisinin kesilmiş olması halinde, Mahkemenin mükerrer ödemeye ilişkin karar vermesi halinde takas talebinde bulunabilir. Sayın Mahkemenizin hakkın kötüye kullanıldığı sonucuna varması halinde ise ödemenin cari hesap için yapıldığı ve senet için ödeme yapılmadığı sonucuna varılmalıdır.
Ancak bu konuda nihai takdir Sayın Mahkemenize aittir.
TBK m. 102 açısından inceleme yapmak gerekir ise; belirtmek lazım ki borçlunun ödeme zamanında hangi borcu için ödeme yaptığını beyan etmediği hallerde uygulama bulur. Sayın Mahkemenin senet bedeli ödenirken yapılan beyanı kabul etmemesi halinde yapılan ödeme neye sayılacaktır hususunun tespiti gerekir. Cari hesap ilişkisi ile taraflar, sözleşme kapsamındaki alacaklarını karşılıklı olarak hesaba yazmayı kabul ederler. Hesaba geçirmenin sonucu ise, hesaba geçirilen alacakların münferiden dava ve talep edilememesidir. Ancak cari hesap alacağını cari hesap sözleşmesinin sonunda talep edileceği hususunda anlaşmışlardır. Cari hesap sözleşmesi belirli süreli ise sürenin sonunda taraflardan birinin iflası ve TTK m. 99 hükmünün koşullarına uygun olarak sona erebilir. Belirsiz süreli cari hesap sözleşmesi ise taraflarca her zaman feshi ihbar olunabilir (TTK m. 98/b.1)2. Dava konusu olayda cari hesap sözleşmesinin süreli olduğu yönünde bir belge yoktur. Cari hesap sözleşmesinin feshedildiğine ilişkin de bir belge bulunmamaktadır. Bu açıdan devam eden cari hesap bakiyesinin talebi mümkün değildir.
TBK m. 102 hükmü bu bilgiler ışığında incelendiğinde,
“Borçlardan biri muaccel ise, ödeme muaccel olan borca mahsup edilecektir.” Hükmü olayımıza uygulanabilir, çünkü cari hesap bakiyesi muaccel değildir, senet alacağı ise vadesi gelmiş ve muaccel olmuştur.
“Birden çok borç muaccel ise, ödeme ilk takip edilen borç için yapılmış sayılacaktır.” olayımıza bu hüküm de uygulanamaz çünkü alacaklardan sadece senet alacağı muacceldir.
“Birden çok borcun hiçbiri için takip yapılmamışsa, ödeme ilk muaccel olan borca mahsup edilecektir. Bu ihtimalde birden çok borç aynı anda muaccel olmuş ise, bu borçlar için mahsup orantılı olarak yapılmalıdır.” olayımıza bu hüküm de uygulanamaz çünkü alacaklardan sadece senet alacağı muacceldir.
“Borçlardan hiçbirinin vadesi gelmiş değil ise, ödeme en az teminatı olan borca mahsup edilecektir.” Olayımıza bu hüküm de uygulanamaz çünkü alacaklardan sadece senet alacağı muacceldir.
Sayın Mahkemenizin TBK m. 102 hükmünün uygulanması yönünde karar vermesi halinde, ödeme muaccel olan borca sayılacaktır. Buna göre senet alacağı muacceldir. Muaccel bir alacak var iken bunun cari hesaba kaydedilmemesi gerektiği kanaatine varmış bulunmaktayız. Bu konuda Nihai Takdir Sayın Mahkemenize aittir.
Sonuç olarak;
Davacı …Ş.’nin davalı… …. Ltd. Şti.’ne KENDİ DEFTER KAYITLARINA GÖRE senet ödemelerini yaptığı 17.05.2017 tarihi itibariyle Kanuni defter kayıtlarında 1.349.155,72 TL borçlu olduğu,
Huzurdaki ihtilafın, protesto olan senedin, protesto tarihinden sonra, davalı alacaklının banka hesabına senet bedeli açıklamasıyla transfer ettiği ödemelerin, davalı tarafından, davacının cari hesabına mahsup edilmesi, senet ödemesi sayılmaması hakkında olduğu,
Davacı … AŞ.’nin 230.000,00 TL’sı ödemeyi 17.05.2017 tarihinde … …. hesabına yaparken “… A.Ş. 01.05.2017 vadeli … no lu … A.Ş. … Senet” açıklamasına yer verdiği; TBK m. 101 gereğince taraflar arasında birden fazla borç olması halinde borçlunun ödemede hangi borcu için ödemede bulunduğunu beyan etmesi halinde ödemenin bu borca mahsup edileceği düzenlendiği; Ancak bu konuda nihai takdir yetkisinin Sayın Mahkemeye ait olduğu;
Ayrıca ödemenin senedin bulunduğu bankaya yapılmamış olması ve önce cari hesaba yazılmış daha sonra düzeltilmiş olması hususunun davacının kötüniyetli olduğuna delil olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, bu durumda ödemenin senede ilişkin olduğunun kabulü gerektiği ve iade edilemeyeceği;
Sayın Mahkemenizin TBK m. 102 hükmünün uygulanması yönünde karar vermesi halinde, ödeme muaccel olan borca sayılacağı; Buna göre senet alacağı muaccel olacağı; Muaccel bir alacak var iken bunun cari hesaba kaydedilmeyeceği, ancak dürüstlük kuralının uygulanmasının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu;
Sayın Mahkemenin tarafından 17.05.2017 tarihinde yapılan 230.000,00 TL’lik ödemenin Cari Hesap ödemesi olmadığı, Ödenmeyen 230.000,00 TL’lik senet bedeli olduğu görüşünde olması halinde; Davalı… …. Ltd. Şti.’nin ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın yersiz olduğuna ve Takibin devam edilmesi gerektiği,
Sayın Mahkemenin sözkonusu ödemelerin cari hesaba mahsup edilmek üzere gönderildiği (cari hesaba mahsup edilmesi gerektiği ) görüşünde olması halinde Davalı… …. Ltd. Şti.’nin ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın yerinde olduğu ve Takibin iptal edilmesi gerektiği ” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; 01/05/2017 vadeli, … nolu, 230.000 TL bedelli senedin davalı yana mükerrer ödendiği iddiası ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça davaya konu senedin … aracılığı ile 17/05/2017 tarihinde “… A.Ş. 01.05.2017 VADELİ … NO LU … A.Ş. … SENET ÖDEMESİ” açıklaması ile davalı yana EFT yapılarak ödendiği, davalı tarafça 23/08/2017 tarihinde başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu icra takibinde aynı senedin davacıdan tahsilinin talep edildiği ve dosya borcunun 28/11/2017 tarihinde davacı yanca yapılan son ödemeyle sona erdiği, tarafların ticari defterlerindeki farklılıkların senet ödemesinin cari hesaba kaydedilip kaydedilmemesi noktasında oluştuğu, ancak TBK’nun 101/1. maddesinin “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.” şeklinde hüküm altına alındığı nazara alındığında, davacı yanca yapılan EFT sırasında ödemenin davaya konu senet nedeniyle yapıldığının net bir şekilde belirtilmesi nedeniyle açıklamanın TBK’nun 101/1. maddesine uygun olduğunun saptandığı, davalı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının cari hesap alacakları için başlatılmayıp açıkça davaya konu senedin de içinde bulunduğu üç adet kambiyo senedine dayalı olarak başlatıldığı, ödenmiş olan senet nedeniyle davacının söz konusu takiple ikinci kez ödeme yaptığı sabit olmakla, davalı yanın cari hesap nedeniyle davacıdan halihazırda alacaklı olmasının aynı senet nedeniyle iki kez ödeme yapılmasını meşru hale getirmeyeceğinden makbuzdaki açıklamaya rağmen davalı ticari defterlerinde ödemenin cari hesaba kaydedilmesinin haksız olduğu, TBK’nun 101. ve devamı maddelerinin açık hükümleri karşısında davalı tarafça hem banka EFT’si yoluyla hem de icra takibi kanalıyla aynı senet nedeniyle iki kez tahsilat yapıldığı anlaşılmakla davacı yandan mükerrer tahsil edilen bedelin davacıya iadesinin gerektiği, davacı yanca mükerrer tahsilatın iadesi amacıyla başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 230.000,00 TL asıl alacak, 9.198,00 TL vekalet ücreti, 20.930,00 TL tahsil harcı ile bunların işlemiş faizlerinin talep edildiği, davalı yanca senet bedellerine ilişkin olarak …. İcra Müdürlüğündeki takip 2017 yılında yapılmış olmakla, 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 2.750 TL’ye kadar olan takiplere ilişkin icra vekalet ücretinin maktu alınacağı, bunu aşan bedeldeki takipler için ise tarifenin 3. kısmına göre vekalet ücretinin hesaplanacağı, bu kapsamda davacı yanca 9.198,00 TL’nin iadesinin talep edildiği, bu talebin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan meblağı aşmadığı, tahsil harcı kalemi olarak alacağın %9,10’u oranına tekabül eden 20.930,00 TL’nin iadesi talebinin de yerinde olduğu, işlemiş faizler yönünden …. İcra Müdürlüğü takip tarihi olan 27/08/2018 tarihi ila …. İcra Müdürlüğünde mükerrer ödemenin yapıldığı 28/11/2017 tarihi arasındaki 272 günlük işlemiş yasal faizin; asıl alacak 230.000,00 TL yönünden 15.425,75 TL olduğu, 9.198,00 TL vekalet ücreti için 616,90 TL şeklinde hesaplandığı ve 20.930,00 TL tahsil harcı için 1.403,74 TL olduğu anlaşılmakla işlemiş faizler yönünden talebin yerinde olduğu, neticeten mükerrer takip nedeniyle davalı yana ödenen 230.000,00 TL asıl alacak 9.198,00 TL vekalet ücreti ve 20.930,00 TL tahsil harcı toplamı olan 260.128,00 TL ile toplam 17.446,39 TL işlemiş faiz yönünden davacı yanın talebinin haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü ile davalı yanın itirazının iptaline, alacak davalı yanca da belirlenebilir yani likit olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 260.128,00 TL asıl alacak 17.446,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 277.574,39 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 260.128,00 TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
Alacağın % 20’si oranındaki 55.514,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 18.961,10 TL karar harcından 3.352,41 TL peşin harcın mahsubu ile 15.608,70 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 3.352,41 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.388,31 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 27.880,21 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyanın önceki esası … sayılı dosyada yapılan 142,20 TL ve iş bu dosyada yapılan 1.248 TL olmak üzere toplam 1.390,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/05/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza