Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/60 E. 2020/553 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/60 Esas
KARAR NO : 2020/553

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili görevsizlik ile mahkememize tevzi olunan İstanbul … Asliye Hukuk mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalıların sahip oldukları… plakalı araç ile yolcu taşıma işi yaptıklarını, diğer davalı … Sigorta’nın da bu aracın sigortalayanı olduğunu, müvekkilinin amcasının 05.09.2010 tarihinde Kastamonu/Cide ilçesinde vefat ettiğini, İstanbul’da yaşayan müvekkilinin ve akrabalarının cenaze merasimine katılıp geri dönmek üzere davalılarla anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca davalıların … plakalı araçları ile müvekkili ve diğer akrabalarını İstanbul’dan alıp Cide’ye götürme ve oradan tekrar alıp İstanbul’a getirme işini üstlendiklerini, ancak cenaze merasimine katılıp İstanbul’a dönerlerken 06.09.2010 tarihinde aracı kullanan davalı …’un uyuması sonucu trafik kazası geçirdiklerini, kazanın tamamen davalı …’nin uyuması sonucu ve onun kusuru ile gerçekleştiğini, kaza neticesi müvekkilinin uzunca bir süre işinden gücünden mahrum kaldığını ve sakat kalması halinde talep edilecek tazminatlar saklı kalmak kaydıyla iş güçten yoksun kalma ve tedavi giderlerine yönelik olarak İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını ve mahkemenin çalışılamayan dönem için tazminata hükmettiğini, ancak müvekkilinin sol kolunda meydana gelen yaralanmanın ceza dosyasında alınan ATK raporu ile uzuv kaybı olarak değerlendirildiğini beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sol kolunun kullanılamaması nedeni ile 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının trafik poliçesinden olan talebinin zorunlu Karayolları Taşımacılık Mali Sorumluluk poliçesi limitlerinde kaldığını, müvekkil şirket nezdinde düzenlenen trafik poliçesinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla uygulanması gereken faizin yasa faiz olduğunu ve müvekkilinin dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı asil … davaya yazılı beyanda bulunmamış ancak, 01/04/2014 tarihli ön inceleme duruşmasında; “ben davayı kabul etmiyorum, davacı yanın aleyhimize yapmış olduğu icra takibi neticesinde kendileriyle 10.000 TL üzerinde anlaşma sağlanmış, 9.000 TL’si nakit, 1.000 TL’si içinde bono verilmiştir, başkaca borcum yoktur, ekonomik durumum da iyi değildir, biz davacı ile uzak akrabayız, ölen de yakınımızdır, biz kendi arabamızla cenazeye giderken davacı da arabamıza binmiştir, kendisinden taşıma ücreti almadık, rica ettikleri için arabaya aldık, hakkımızdaki davanın reddini istiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş.15/09/2015 havale tarihli dilekçesi ile davayı …’na ihbar etmiştir.
HSYK’nın 26/8/2014 tarih ve 1876 sayılı kararı gereğince, Kapatılan İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyası mahkememize devredilmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip, celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına girmiştir.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… esas…karar sayılı dosyasının yapılan tetkikinde; davanın daimi maluliyetin gerçekleşmesi halinde daimi sakatlık tazminatına ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tedavi giderleri ile geçici işten geri kalma tazminatına yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemlerine ilişkin olduğu, davalı … şirketine yönelik tedavi giderleri ve geçici çalışamamaktan kaynaklı maddi tazminat talebinin reddine, 2.717,63TL olarak belirlenen geçici çalışmama zararının ve takdiren 5.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken müteselsilen tahsiline karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının delillerini, hasar işlem dosya örneği, takyidatlı trafik tescil kayıtları, trafik kaza raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan rapor, poliçe, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan, İ.T.Ü. Karayolu ve Trafik Mühendisliği Em. Öğr. Üyesi Prof. Dr. Müh. … ve aktüerya uzmanı … marifetiyle alınan bilirkişi raporu ile tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3 Adli Tıp İhtisas Kurulunun 20/04/2015 tarihli ve…sayılı raporunda; 1968 doğumlu …’ın 06/09/2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesi meydana geldiği bildirilen arızası 11/10/2008 tarh ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle grup kabul olunarak; E cetveline göre % 35,2oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 06/09/2010 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda ile trafikçi bilirkişi Nadir Yayla ve aktüerya uzmanı bilirkişisi Ayhan Tokat marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 17/08/2015 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Kaza, davalı sürücü …’un…plakalı minübüsü ile İstanbul’dan Cide ilçesi Beştepe köyüne cenaze merasimine getirdiği yolcularla İstanbul’a dönüşü sırasında Doğanyurt ile Cide arasındaki köşeli mevkiinde sağa virajda yolun sağıda dışarıya çıkıp aşağıya düşmesi şeklinde meydana gelmiştir.
Davalı sürücü … savunmalarında, aracını yol kenarındaki mıcıra kaptırığını ileri sürmüş ise de olaya ait Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve tutanak krokisine göre kaza yerinde yolun sağında aracın kontrolden çıkmasını sebep olarak mıcır birikintisi bulunmamaktadır. Bu hususta tanık beyanı da yoktur
Dosyadaki belgelere göre, kazada etkili her hangi bir harici etken olmayıp kaza, araçta bulunan yolcuların neredeyse tamamı gibi davalı sürücünün de uyuklaması, ya da 50 km/sa’lık azami hız sınırlaması olan kaza yerindeki viraja hızlı girmesi sonucu meydana gelmiş olmalıdır.
Buna göre, yol şartlarının gerektirdiği dikkat, tedbir ve hız ile araç sevk etmeyerek Trafik Kanunun 52/b maddesini ihlal eden davalı sürücü gündüz vakti, asfalt yolda aracın sevk ve idare hakimiyetini kaybederek sağından yol dışına çıktığı için kazada tam kusurlu görülmektedir.
Kazada malul kalacak derecede yaralanan davacı …, araçta yolcu olarak bulunduğu ve kazanın meydana gelmesinde her hangi bir rolü ve etkisi olmadığından kusursuz görülmektedir.
İş bu dosyaya ekli İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davacının … -… tarihleri arası geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı 2.717,63 TL olarak belirlenmiş ve belirlenen tutar hüküm altına alınmıştır. Bu durumda;
Davacının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı İstanbul … Asliye Hukuk mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile belirlenerek hüküm altına alındığından iş bu raporda davacının geçici iş görmezlik döneminin sona erdiği 21/01/2011 tarihinden itibaren maluliyetiyle orantılı olarak maddi zararı hesaplanacaktır. Her ne kadar SGK tarafından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği bildirilmiş ise de, iş bu raporda geçici iş göremezlik dönemi zarar hesabı yapılmayacağından bildirilen bu geçici iş göremezlik ödeneğinin dikkate alınması mümkün olmamıştır.
ATK’nun 04/03/2015 tarihli raporu ile davacının maluliyet oranı % 35,2 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş görmezlik dönemi maddi zararı yapılacaktır.
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda davacının asgari ücretler çalıştığı belirlenmiş olduğundan zorunlu olarak iş bu raporda dava yasal asgari ücretlere göre hesaplama yapılacaktır.
06/09/2010 kaza tarihinde yürürlükte olan yürürlükte olan tarifeye göre davalı … şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumlu limiti 175.000 TL dir.
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararı poliçe limitini aşmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99. Md. Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar… demektedir.
Dava dosyasında başvuru belgesi bulunmadığından sigorta şirketinin 11/06/2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiştir.
Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından ise temerrüt, her hangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın haksız fiilin meydana geldiği 06/09/2010 tarihinde gerçekleşmiştir.
06.09.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında Davalı …’un üzerine kayıtlı, davalı …Sigorta AŞ’ne ZMSS (trafik) poliçesi ile sigortalı… plakalı minibüsün sürücüsü diğer davalı …’un tam %100 kusurlu, minibüste yolcu olup, kazada malul kalacak şekilde yaralanan davacı …’ın kusursuz sayılmalarının görüşüne varıldığı, davalıların %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın sürekli iş göremezlik dönemine ait %35,2 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 110.371,13TL olduğu, davacının maddi zararının trafik sigorta poliçe limiti içinde kaldığı, davalı … şirketinin 11.06.2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüt tarihinin haksız fiilin gerçekleştiği 06.09.2010 tarihi olacağı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce davalı… Sigorta vekilinin rapora karşı itirazlarının karşılanması babında bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 01/02/2017 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere 06/09/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
Davalı …’un üzerine kayıtlı, davalı …Sigorta A.Ş.’ne ZMSS (Trafik) Poliçesi ile sigortalı … plakalı minibüsün sürücüsü diğer davalı …’un tam kusurlu, minibüste yolcu olup kazada malul kalacak şekilde yaralanan davacı …’ın kusursuz sayılmalarının uygun olacağı görüşüne varıldığı, davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın sürekli iş göremezlik dönemine ait % 35,2 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının 110.371,13 TL olduğu, davacının maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçe limiti içinde kaldığı, davalı … şirketinin 11/06/2013 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüt tarihinin haksız fiilin gerçekleştiği 06/09/2010 olay tarihi olacağı, dava konusu olayın, … plakalı aracın yasanın aradığı şartlarda şehirler arası yolcu taşıma işi yaparken meydana gelmemiş olması nedeniyle söz konusu aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçesi yaptırma zorunluluğunun bulunmayacağı ve buna göre de dava konusu alacaklardan aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı…Sigortanın da sorumlu alacağı kaaanatine varıldığı, sayın mahkemece aksi kanaate varılması ve dava konusu olayın … plakalı aracın şehirler arası yolcu taşıma işini yaparken meydana geldiğinin kabulü halinde ise … plakalı araç zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi yaptırmak zorunda olacağından, davalı … Sigortanın işbu dava kapsamında sorumluluğunun bulunmayacağı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili 18/09/2015 tarihli dilekçesi ile 1.000 TL’lik maddi tazminat talebini 100.371,13 TL arttırarak 110.371,13TL’ye çıkardıklarını ve 110.371,13TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Dava; trafik kazası sonucu meydana gelen daimi maluliyet tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davalı … ile davalı … davanın reddini savunmuştur.
Yanlar arasındaki ihtilaf; davacı yanın daimi maluliyet nedeniyle davalılardan maddi tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı hususlarına ilişkindir.
Vücut bütünlüğünün ihlali neticesi oluşan zararlar 818 Sayılı Borçlar Kanunun 46. Maddesinde “Cismani zarar halinde lazım gelen zarar ve ziyan” olarak düzenlenmişken, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesinde “Bedensel zarar” olarak düzenlenmiştir. Bedensel zararın yasada bir tanımı yapılmamıştır. Sadece bedensel zararların neler olduğu sayılmakla yetinilmiştir. Ancak “özellikle şunlardır” demekle bedensel zararların 54. maddede sayılanlarla sınırlı olmadığı vurgulanmıştır. Bedensel zarar, zarar görenin malvarlığının trafik kazasından sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki fark olarak tanımlayabiliriz. Beden bütünlüğünün ihlâli sonucunda ortaya çıkan maddî zararlar TBK 54. Maddesi gereğince özellikle; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayılmıştır.
Bu genel açıklama doğrultusunda somut olay incelendiğinde mübrez ATK raporuyla davalıda %35,32 oranında daimi maluliyetin meydana geldiği anlaşılmakla; aktüer raporu ile tespit edilen daimi maluliyete ilişkin zarardan davalılar birlikte sorumludur. Her ne kadar davalı … dava konusu kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Taşımacılık Sigortası yaptırması gerektiğinden bahisle müvekkilin sorumlu olmadığını savunmuş ise de; dava konusu kazaya karışan aracın şehirler arası güzergah taşıma belgesi bulunan daimi ve sürekli yolcu taşıma işine tahsis edilmiş araç mahiyetinde olmayıp somut olayda olduğu gibi geçici olarak müşahas işler kapsamında yolcu taşıdığı, dolayısıyla Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Zorunluluk Sigortası yaptırmasının bulunmadığı, ayrıca aksi düşünülse dahi Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Zorunluluk Sigortası ile ZMM Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası arasındaki zorunluluğun müşterek müteselsil sorumluluk olmayıp sıralı sorumluluk olduğu ve somut olayda aracın zorunlu taşımacılık mali mesuliyet sigortası bulunmadığından yaptırmak zorunda olması hususunun zorunlu trafik sigortacısının zorunluluğunu kaldırmayacağı, dolayısıyla sigorta şirketinin bu anlamdaki savunmasının yerinde olmadığı görülmüştür.
Davacı yan her ne kadar ıslah dilekçesinde netice olarak 110.301,13TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunmuş ise de ıslah ile arttırılan miktarı 100.371,13TL olduğu ve bu miktarın esas alınmasının gerektiği, ikinci kez ıslahın da mümkün olmadığı, bu miktarın düzeltilmesine imkan sağlamanın ikinci bir ıslah mahiyetinin olacağı buna da yasal imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacının toplam talebi 1.000,00TL dava dilekçesinde ileri sürülen miktar ve 100.371,13TL ıslah ile arttırılan miktar olmak üzere 101.371,13TL olarak benimsenmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile, 101.371,13 TL’nin 11/06/2013 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine dair hüküm davacı vekilinin İstinaf talebi üzerine BAM 9. Hukuk Dairesi’nin 2017/2834 esas, 2019/4000 karar sayılı ilamı ile;
“Davalı … vekilinin kazaya sebebiyet veren aracın yolcu taşımacılığı yapan bir araç olması sebebiyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Taşımacılık Sigorta Poliçesi bulunup bulunmadığı araştırılarak eğer varsa sorumluluğun … kapsamında kaldığı kabul edilerek müvekkili yönünden davanın reddi gerektiği yönündeki istinaf itirazı bakımından değerlendirme yapıldığında:
Kazaya karışan… plakalı minibüsün kaza tarihi kapsar şekilde (17.02.2010/2011) dava dışı …Sigorta A.Ş.’ye okul/personel servis araçları ferdi kaza sigorta poliçesi bulunmaktadır. Bu poliçenin tahsilat klozu başlıklı kısmında sondan 2.paragrafta ” Bu sigorta poliçede kayıtlı servis aracında taşınan öğrencilerin/personelin taşımada görevli sürücünün, yardımcıların ve rehber öğretmenlerin taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar, mola ve duraklamalar dahil. Geçen yolculuk süresi içerisinde maruz kalacakları her türlü kazaların sonuçlarına karşı teminat verir. ” denilerek sigortadan yararlanacaklar servis aracında taşınan öğrencileri/personeli taşımada görevli sürücünün, yardımcıların ve rehber öğretmenleri olarak sınırlanmıştır.
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/05/2019 tarih, 2016/15359 E. ve 2019/6854 K. sayılı kararı).
Somut uyuşmazlıkta, davacı ve yakınları Kastamonu/Cide de bulunan cenazeye … plakalı minibüs ile gitmek üzere davalı … ile anlaşmış ve kaza, okul servis taşımacılığı için amacı ile sigortalanan aracın özel bir amaç ile şehirlere arası seyahati sırasında meydana gelmiştir. Başka bir ifadeyle kaza, okul servis taşımacılık faaliyeti esnasında meydana gelmediği gibi davacıda poliçede teminattan yararlanacaklar olarak sayılan servis aracında taşınan öğrenci/personel, taşımada görevli sürücü, yardımcı ve rehber öğretmen değildir. Bu durumda meydana gelen kaza okul/personel servis araçları ferdi kaza sigorta poliçesi kapsamında bir riziko olmadığından davacının talebi bu sigorta poliçesi kapsamına girmez.
Bu nedenle Mahkemece; dosyada zaten ferdi kaza sigorta poliçe örneği bulunduğundan ayrıca bir araştırma yapılmamış olmasında ve “…dava konusu olayın, … plakalı aracın yasanın aradığı şartlarda şehirler arası yolcu taşıma işi yaparken meydana gelmemiş olması nedeniyle söz konusu aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçesi yaptırma zorunluluğunun bulunmayacağı ve buna göre de dava konusu alacaklardan aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı Güneş Sigortanın da sorumlu olacağı” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur.
Davalı vekilinin hatır taşımasına ilişkin istinaf itirazı bakımından değerlendirme yapıldığında ise; Davalı … vekili, davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürülmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir.
Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığından, davalı vekilinin hatır indirimi yapılması gerektiğine dair talebi yerinde değildir.
Davacı vekilinin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; ıslah dilekçesinde başlık kısmında harca esas değer 100.371,13 TL olarak gösterilmiş, açıklamalar kısmında dava değerinin 100.371,13 TL arttırılarak bilirkişi raporunda belirtilen 110.371,13 TL’ye çıkartıldığı belirtilmiş ve netice ve talep kısmında 110.371,13 TL maddi tazminat talep edildiği belirtilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince gerekçede “Davacı yan her ne kadar ıslah dilekçesinde netice olarak 110.301,13 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunmuş ise de ıslah ile arttırılan miktarı 100.371,13 TL olduğu ve bu miktarın esas alınmasının gerektiği, ikinci kez ıslahın da mümkün olmadığı, bu miktarın düzeltilmesine imkan sağlamanın ikinci bir ıslah mahiyetinin olacağı buna da yasal imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacının toplam talebi 1.000,00 TL dava dilekçesinde ileri sürülen miktar ve 100.371,13TL ıslah ile arttırılan miktar olmak üzere 101.371,13 TL olarak benimsenmiştir. ” açıklamasına yer verilerek ıslah edilen tutar 101.371,13 TL olarak kabul edilmiştir. Oysa ıslah dilekçesi kendi içerisinde çelişkilidir. Islah harcı da eksik yatırılmıştır. Bu durumda davacı vekiline ıslah dilekçesindeki talebi açıklatmak ve talep edilen miktara göre eksik harcı yatırmak üzere kesin mehil verilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.”gerekçesi ile kaldırılarak mahkememize tevzi olmuş 2020/60 esasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin önceki kararının kaldırılmasına ilişkin istinaf ilamı gereğince, davacının 18/09/2015 tarihli ıslah dilekçesindeki çelişkinin giderilmesi için 15/09/2020 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile davacı vekiline süre verilmekle, davacı vekilince dava değerinin 109.371,13 TL artırılmak suretiyle 110.371,13 TL olarak talepte bulunulduğu hususunda ıslah dilekçesinin açıklandığı, her ne kadar 18/09/2015 tarihli ıslah ile birlikte 377 TL ıslah harcı yatırılmış olmakla 2015 yılı harç tarifesi gereğince 110.371,13 TL’nin %68,31’inin Harçlar Kanunu’nun 28/1-a maddesine göre peşin alınması gereken yirmide birinin 376,97 TL olması nedeniyle eksik harç bulunmuyor ise de; davacı yanca 9.371,13 TL üzerinden 161 TL harç ikmali yapılmakla neticeten harç sorunu ve ıslaha ilişkin çelişki ortadan kalkmış olduğundan hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesap edildiği üzere 110.371,13 TL yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle,
1-Davanın KABULÜ İLE,
110.371,13 TL tazminatın 11/06/2013 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 7.539,45 TL harçtan 562,30 TL (ıslah harcı da dahil) peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.977,15 TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 586,60 TL (ıslah harcı da dahil) harçlar toplamının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan maddi tazminat yönünden 14.435,25 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından İstinaf öncesi yapılan 1.659,10 TL ve İstinaf sonrası yapılan 181 TL olmak üzere toplam 1.840,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza