Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/593 E. 2021/387 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/593 Esas
KARAR NO : 2021/387
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Ltd. Şti’nin …. İcra Müdürlüğü 2020/… E. Nolu ödeme emrine itiraz ettiğini, takibe konu alacağın 2020 yılı 03/03/2020 tarih, … nolu 38.896,52-TL 06/03/2020 tarih, … nolu 33.446,58-TL nolu faturalarda yer alan tutara ilişkin olduğunu, davalı şirketin ürün satış bedelleri nedeniyle düzenlenen faturalarda dolayı borcu olduğunu, davalının borcunu ödememesinden dolayı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatılmış olduğunu, söz konusu takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğinden alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya çıkarılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; mal satım ilişkisine konu 2 adet faturadan kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Alacak istemine dayanak faturaların ibraz edildiği, davalı tarafın BA , davacı tarafın BS kayıtlarının celp edildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı takip dosyası
Mahkememiz ara kararı gereğince görevlendirilen yeminli mali müşavir bilirkişi … marifetiyle 08/03/2021 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı şirketin dava konusu döneme ait ticari defterlerinin usulüne uygun olarak bilgisayar ortamında işlemiş olduğunu, defterler üzerinde herhangi bir silinti, kazıntı ve karalamanın bulunmadığını, defter tasdiklerinin yapılmış olduğunu, bu sebeple davacı taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, … San. Ve. Tic. Ltd. Şti yasal defterlerinde … Ltd. Şti’nin’nin 120.02.T01 cari hesap koduyla işlem görmekte olup 31/12/2020 tarihi itibariyle bakiyesi … hesap kodu ile şüpheli alacaklar hesabında yer almakta olduğunu, faturaların davacıya ait yasal defterlerinde kayıtlı olduğunu, … bildiriminde 72.343,00-TL davalı firmaya olan satış olarak bildirildiğini, davacı ile davalı firma arasında düzenlenen 2020 yılı 03/03/2020 tarih, … nolu 38.896,52-TL, 06/03/2020 tarih, … nolu 33.446,58-TL toplam 72.343,10-TL tutarında faturaların davacının resmi defter kayıtlarında yer aldığını, davacı firmanın Mart BS bildiriminde 72.343,00-TL davalı firmaya olan satış olarak, davalı firmaya ait Mart BA bildiriminde 72.343,00-TL tutarında alış olarak tespit edildiğini, dava konusu olan alacakla ilgili faturalara ait 72.343,10-TL davacıya ait yasal defterlerde kayıtlı olduğu 31/12/2020 tarihi itibariyle şüpheli alacaklar hesabında takip edildiğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi raporunun tebliğinden sonraki aşamada vekaletname ibraz ettiği ve dava dilekçesinin tebliği dahil olmak üzere tüm tebligatların icra dosyasına itiraz eden vekile çıkarılması gerekirken davalı şirkete çıkarılmasının hukuka aykırı olduğunu savunduğu görülmüş ise de 6100 sayılı HMK ‘nın 76. maddesinde yer alan “…Avukat açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekaletname aslını veya Avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır…” şeklindeki düzenleme karşısında her dava dosyası ve takip dosyası için usulüne uygun şekilde vekâletnamenin ya da onaylı suretinin sunulmasının yasa gereği olduğu açıktır. Dava dilekçesi ve duruşma günü yasa uyarınca taraflara tebliğ edilir. İlgili taraf dilerse davasını bizzat kendisi takip eder, isterse vekil tayin ederek vekili aracılığıyla takip edebilir. Vekil, vekaletname aslını veya onaylı suretini sunmadan davayı takip edemez. Bu nedenle icra takibine borçlu vekili sıfatıyla itiraz eden vekilin, borçlu aleyhine açılan bir davada vekaletname ibraz etmeden borçlu vekili olduğunun kabulüne hukuken olanak yoktur. Hakkında icra takibi yapılan borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz etmiş olsa dâhi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından, borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin, bu davada da yetkili bulunup bulunmadığı davanın açılması sırasında belirli olmadığından, dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliği gerekmektedir. (Emsal kararlar: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi’nin 2019/622 esas, 2021/688 karar sayılı kararı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2011/21679 esas, 2012/2707 karar sayılı ilamı.) Tüm bu nedenlerle davalı yana yapılan tebligatların kanuni düzenlemelere uygun olmakla usulüne uygun olduğu tespit edilmiştir.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; mal satım ilişkisine konu 2 adet fatura bedelinden kaynaklı alacak isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın faturaya dayalı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin davaya cevap vermediği gibi ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği anlaşılmıştır. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın mahkememizce ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtarı ile verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde davalı tarafça aksi yönde herhangi bir delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu kapsamda yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturalarının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının takip tarihi itibari ile 72.343,10-TL alacaklı göründüğü, davalı tarafın mükellefi olduğu vergi dairesinin mahkememize göndermiş olduğu BA formu bildiriminde de davacı şirket faturalarının kayıtlı olduğu görülmekle faturalara konu mal teslim olgusunun sübut bulduğu anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 72.343,10-TL (asıl alacak) alacaklı olduğu, bu noktadan sonra fatura bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise fatura bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmıştır. Anılı gerekçeler ışığında davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 72.343,10-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğünün 2020/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 72.343,10-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 72.343,10-TL takip tarihinden itibaren yıllık %10,00 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 14.468,62-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.941,76-TL ilam harcından peşin alınan 873,72-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.068,04-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 873,72-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 928,12-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.204,60 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 768,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır