Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/590 E. 2022/457 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/266 Esas
KARAR NO : 2022/440
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2012
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; arsa sahipleri … …, … San. ve Tic. A.Ş., … Tic. Ltd. Şti. ile davalı yüklenici ortak girişim arasında …. Noterliğinin … yevmiye sayılı, 05/06/2009 tarihli Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi akdedilerek tapuya tescil edildiğini, söz konusu sözleşmesinin 2. maddesine göre, mülkiyeti arsa sahiplerine ait olan İstanbul ili, … ilçesi, … mevkiinde bulunan, tapuda … pafta, … ada, … parselde kayıtlı 12.065 m²’lik taşınmaz üzerinde imar mevzuatına, sözleşme hükümlerine ve teknik şartnameye uygun bina inşaa edilmesi, inşa edilecek yapının % 48’inin yüklenicilere, %52’sinin arsa sahiplerine olacak şekilde paylaştırılması hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkili davacı ile davalı yüklenici ortak girişimin verdiği 06/10/2009 tarihli ve 12/11/2009 tarihli muvafakatnameler ile arsa sahiplerinden … A.Ş. ve … …’dan tapuda pay satın aldığını, böylelikle 05/06/2009 tarihli Arsa Karşılığında İnşaat Yapım Sözleşmesi’nin tarafı haline geldiğini, taraflar arasında kararlaştırılan paylaşıma uygun olarak tapuda kat irtifakı kurulduğunu ve bağımsız bölümlerin, arsa payına uygun olarak tapuda müvekkili davacı şirket adına kaydedildiğini, sözleşmeye konu bağımsız bölümlerin sözleşmenin imzalandığı tarih olan 05/06/2009 tarihinden itibaren 30 ay içinde teslim edilmesi, aksi takdirde her bir bağımsız bölüm için aylık 1.000 USD tutarında ceza-i şart ödeneceğinin hükme bağlandığını, aynı hükme göre, arsa sahiplerinden … …’ın hissesine düşecek bağımsız bölümlerin ise inşaat ruhsatının alındığı tarih olan 04/09/2008 tarihinden itibaren 30 ay içinde teslim edilmesi, aksi takdirde cezai şart ödeneceğinin açıkça düzenlendiğini, … … hissesine düşen bağımsız bölümler için öngörülen 04/09/2008 ruhsat tarihinden itibaren başlayacak 30 aylık teslim süresinin 04/03/2011 tarihinde, … … dışındaki hissedarlara ait bağımsız bölümler için ön görülen sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren başlayan 30 aylık teslim süresinin ise 05/12/2011 tarihinde dolduğunu, davalı yüklenicinin, 30 aylık süre içinde sözleşmede belirtildiği gibi, bir kısım bağımsız bölümlerin teslime hazır olduğunu 10/03/2012 tarihinde elektronik posta yolu ile bildirildiğini, müvekkili şirketin … Ayadın’dan satın aldığı … paya 29 tam bağımsız bölüm, … San. Ve Tic. A.Ş’den satın aldığı … paya 64 tam bağımsız bölüm isabet ettiğini, müvekkili şirketin zemin katta bulunan 1,2 ve 3 nolu dükkan vasıflı bağımsız bölümlerde de 2457/9000 oranında paydaş olduğunu, müvekkili şirketin … …’dan satın aldığı paya tekabül eden 29 tam bağımsız bölümün her biri için 04/03/2011 tarihinden itibaren geçici teslim tarihi olan 25/05/2012 tarihine kadar aylık 1.000 USD, … San. ve Tic. A.Ş’den satın aldığı paya tekabül eden 64 tam bağımsız bölüm için 05/12/2011 tarihinden itibaren geçici teslim tarihi olan 25/05/2012 tarihine kadar aylık 1.000 USD, zemin katta bulunan müvekkili şirketin paydaş olduğu bağımsız bölümler için ise müvekkili şirketin payı olan 2457/9000 oranında tazminat alacağının tahakkuk ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı ortak girişime keşide edilen … Noterliğinin … yevmiye nolu, 10/08/2012 tarihli ihtarnamesi ile tahakkuk eden gecikme tazminatı-ceza-i şartın ödenmesi ihtar edilmiş ise de, davalı tarafından söz konusu bedelin ödenmediğini, yine davalı şahıslar, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesini garantör sıfatı ile akdetmiş olup, davaya konu bedelin ödenmesinden müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, taraflar arasında yürürlükte olan 05/06/2009 tarihli Düzenleme şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi gereğince, müvekkili şirkete ait bağımsız bölümlerin geç teslimi nedeniyle şimdilik 10.000 USD gecikme cezasının, 29 bağımsız bölüm için 04/03/2011, 64 tam bağımsız bölüm ve müşterek mülkiyete tabi bağımsız bölümler için 05/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek ABD doları ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına ödenen azami faizi ile birlikte ödeme günündeki TL karşılığının davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; … Sanayi ve Tic. A.Ş, … Tic. Ltd. Şti.’nin müteahhit sıfatıyla, … …’ın arsa sahibi sıfatıyla, İstanbul, …, … Mevkiinde bulunan tapuda … pafta, … ada, 28 parselde kayıtlı 12.064 m² arsa niteliğindeki taşınmaz üzerinde mevcut imar durumuna göre müteahhit onaylı inşaat projesine ve teknik şartnameye göre uygun inşaat yapım işi ve yapılan binaların satılarak elde edilecek hasılatın taraflar arasında paylaşımına yönelik … Noterliği’nin 01/07/2007 tarih ve … yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesini imzaladıklarını, daha sonra müvekkilleri ile arsa sahipleri arasında …. Noterliğinin 05/06/2009 tarih ve … yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığında İnşaat Yapım Sözleşmesi imzalandığını, 05/06/2009 tarih ve … yevmiye sayılı sözleşmenin 3. maddesinin 2. fıkrası ile, 01/07/2007 tarih ve … yevmiye sayılı sözleşme hükümlerinin tamamen ortadan kaldırıldığını, dosyaya ibraz edilen 06/10/2009 tarihli ve tarihsiz muvafakatname başlıklı, iki adet muvafakat aslının mahkemeye ibraz edildiğini, davacının sözleşmenin tarafı haline gelmesi için böyle bir muvafakat namenin müvekkili tarafından verilmediğini, davacının teslim tarihinde maliki olmadığı taşınmaz mallar için gecikme tazminatında bulunamayacağını, davacının maliki bulunduğu ileri sürülen 93 adet bağımsız bölümün 25 âdetinin tapuda dava dışı gerçek ve tüzel kişilere satıldığını, müvekkili yüklenici ortak girişimin tüm bağımsız bölüm sahiplerine ve davacıya 10/03/2012 tarihinde bağımsız bölümlerin teslime hazır olduğunu bildirdiğini, bağımsız bölümlerin teslime hazır olduğuna ilişkin elektronik postanın gönderildiği 10/03/2012 tarihi itibariyle davacının maliki olmadığı taşınmazlar için tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, dava açma ehliyetinin dahi bulunmadığını, müvekkilinin gecikmede kusurunun bulunmadığını, davacının talep ettiği tazminata teslim tarihinden itibaren faiz talep etmesinin de mümkün olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi uyarınca yüklenici tarafından bağımsız bölümlerin geç teslim edildiği iddiası ile cezai şart talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri incelenmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış ve 22/10/2015 Tarihli, 2012/… Esas ve 2015/… Karar sayılı karar ile; “Mahkememizce beyanlarına başvurulan davalı tanıklarının anlatımları ki özellikle arsa hissesarlarından olan ve inşaatın yapım aşamasını bizzat takip eden … ‘ın anlatımı nazara alındığında; inşaatın imalatının tamamlanması aşamasında rezidanz mı? otel mi? olarak kullanılması yönünde karar aşamasının yaşandığı, bu sebeple arsa sahibi bağımsız bölüm malikleri ile bağımsız bölüm satın alanların da katılımıyla malikler kurulu toplantısının yapıldığı, bu toplantıda binanın rezidanz olarak kullanılmasına karar verildiği, inşaatın bu sebeple yavaşlatıldığı,otel ve rezidanz tercihine göre imalatların değişiklik arzedeceğinin tartışmasız olduğu, geçikmede davalı kusurunun bulunmadığı, gecikmenin arsa sahibi sıfatı nedeniyle çoğunluk bağımsız bölüm maliklerinden olan davacı ile diğer maliklerin binanın kullanım şekline ilişkin karar aşamasından kaynaklandığı, ayrıca mübrez raporda belirtildiği üzere bağımsız bölümlerin sözleşme koşullarına göre kısmen 04.03.2011 tarihinde, kısmen de 05.12.2011 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen 10.08.2012 ihtarname tarihine kadar 8 ay 5 gün kadar sessiz kaldığı, gecikme olduğuna dair herhangi bir ihtar veya ikazda bulunmadığı, tanık beyanlarıyla birlikte yorumlandığında davalı yanın karar aşaması için maliklere imkan ve süre tanıdığının anlaşıldığı, davalı yanın bu yönde iyiniyetli bir yaklaşımla “inşaatı yavaşlatma ve alınan karar sonucuna göre imalatı gerçekleştirme” şeklindeki bağımsız bölüm malikleri yararına kullandığı insiyatifin aleyhine sonuç doğuramayacağı, bu durumun davacı açısından hakkın kötüye kullanılması şeklinde sonuç doğuracağı, davacı yanın sebebiyet verdiği gecikme nedeniyle gecikme tazminatı talep etmesinin MK.2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği ve hakkın kötüye kullanılmasının engellenmesinin hukukun genel kaideleri arasında yer aldığı mahkememizin kabulünde olduğundan mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince, dosyada mübrez raporla; mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince, davacı yanın gecikme cezası talebi yerinde görülmediğinden ” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafın vaki temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/ … Esas ve 2019/ … Karar sayılı kararı ile onanmış, davacı tarafın karar düzeltme talebini inceleyen Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nce 2019/2395 Esas ve 2020/451 Karar sayılı karar ile; “Davacı vekili, arsa sahiplerinden hisse satın alarak 05.06.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı haline geldiğini, davalı yüklenicilerin inşaatı süresinde teslim etmediğini, sözleşmeye göre gecikme halinde kira tazminatı ödeneceğinin kararlaştırıldığını ileri sürerek davacı şirkete ait bağımsız bölümlerin geç teslimi nedeniyle şimdilik 10.000 $ gecikme cezasının, teslim tarihinden itibaren işleyecek ABD Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına ödenen azami faiziyle birlikte ödeme günündeki TL karşılığını davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 767.516,37 $’a artırmıştır. Davalılar vekilleri, yüklenicilerin gecikmede kusurunun bulunmadığını, gecikmenin binanın kullanım şekline ilişkin karar aşamasının uzamasından kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre sözleşme koşullarına göre teslim süresinin sona ermiş olmasına rağmen davacının 10.08.2012 ihtarname tarihine kadar 8 ay 5 gün kadar sessiz kaldığı, gecikme olduğuna dair herhangi bir ihtar veya ikazda bulunmadığı, tanık beyanlarına göre gecikmenin binanın kullanım şekline ilişkin karar aşamasının uzamasından kaynaklandığı, yüklenicinin alınan karar sonucuna göre imalâtı gerçekleştirme şeklinde bağımsız bölüm malikleri yararına inisiyatif kullandığı, davalının gecikmeye sebebiyet vermediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece tanık beyanlarına dayanılarak ve takdir hakkı kullanılmak suretiyle davacı arsa sahibinin de işin durdurulmasını benimsediği, bu nedenle cezai şart isteyemeyeceği kabul edilmiştir. Ne var ki; tüm arsa sahiplerince işin durdurulması veya yavaşlatılması konusunda yüklenici iş ortaklığına bildirimde bulunulduğu kanıtlanamamıştır. Bu nedenle tanık beyanları esas alınarak davalı yüklenici iş ortaklığının gecikmeye sebep olmadığının kabulü doğru olmamıştır. Ancak davalılar vekili cevap ve delil listesine ekli olarak toplantı tutanakları ibraz ederek inşaatın teslimindeki gecikmenin arsa sahipleriyle ve dava dışı Rixos Firması yetkilileriyle ortak geliştirilen fikirler doğrultusunda yüklenici iş ortaklığının imalât programına müdahale edilmiş ve imalât programının değişmiş olmasından kaynaklandığını ileri sürmüştür. Mahkemece dosyaya ibraz edilen toplantı tutanaklarında yüklenici iş ortaklığından talep edilen ek işler ya da imalât değişikliği olup olmadığı, davacı arsa sahibinin bu toplantılara katılıp katılmadığı, arsa sahibinin bilgisi ile işin yavaşlatılıp yavaşlatılmadığı, yavaşlatılmış ise bu durumun işin teslim süresine etkisi araştırılıp incelenmemiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı arsa sahibine kalan bağımsız bölümlerin tedavül ve satış akit tablolarıyla birlikte tapu kayıtları da bütünüyle getirtilerek, davacının sattığı bağımsız bölümlerle ilgili satış tarihinden sonraki dönem için gecikme cezası isteyemeyeceği de göz önüne alınarak bilirkişi kurulundan, toplantı tutanaklarına göre davacının katıldığı ve onun için bağlayıcı nitelikte olabilecek toplantı tutanaklarında yer alan ek işler ve proje değişikliği ile inşaatın durdurulup durdurulmadığı hususunda ve bu durumun dairelerin teslimi gereken tarihlerden sonra olup olmadığı ve inşaat durdurulmuşsa bu durdurmanın teslimi gereken süreye etkisiyle bunun sonucu olarak davacının istemekle haklı olduğu gecikme cezası konusunda gerekçeli ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınıp davanın sonuçlandırılması “gerektiğinden bahisle kararın bozulması neticesinde dosya, Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiş ve usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Davacının payına düşen bağımsız bölümlerin tedavüllü tapu kayıtları, satış senetleri celp edilmiş, dosya toplantı tutanakları ve tapu kayıtları da incelenerek bozma ilamı doğrultusunda ek rapor tanzim edilmek üzere önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyeti 25/01/2021 tarihli ek raporunda özetle; davalılar vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu delil listesinde yer alan toplantı tutanaklarından, davacı şirket ortağı olduğu anlaşılan … …’ın bulunduğu toplantı tutanaklarının, bina ortak alanlarındaki sosyal tesislerin tasarımına ve kullanımına ilişkin hususlardan ibaret olduğunu, 17/10/2011 tarihli toplantıda, binanın suit otele dönüşmesi halinde ek teşrif bedellerinin ortaya çıkacağının, 21/10/2011 tarihli toplantıda, binanın suit otele dönüşmesi için turizm belgesinin alınması gerektiğinin belirlendiğini, 18/01/2012 tarihli toplantıda, binanın suit otele dönüştürülmesinden vazgeçildiğinin görüldüğünü, toplantı tutanaklarına göre, bir kısım ortak alandaki tasarımla ilgili hususların arsa sahiplerince net olarak belirlenememesi, bunun yanında binanın suit otel olarak işletilmesi ile ilgili hususların netlik kazanmaması nedeni ile 22/06/2011 ila 19/01/2012 tarihleri arasında geçen sürede arsa sahiplerinin binanın tamamlanmasını kendi iradeleri ile askıya aldıkları kanaatine varıldığından yaklaşık 7 aylık bu süre zarfından dolayı oluşan gecikmeden davalıların sorumluluklarının olmadığını sonucuna varıldığını, 29/04/2014 havale tarihli ek raporda gecikme tazminatının, davacı şirketin … …’dan devir alınan hisselerle ilgili olarak 12 ay 6 gün, … A.Ş.’den devir alınan hisselerle ilgili de 3 ay 5 gün üzerinden yapıldığını, belirtilen 7 aylık süreden davalıların sorumlu olmaması nedeni ile … A.Ş.’den devir alınan hisselerle ilgili herhangi bir gecikmenin oluşmayacağını, … …’dan devir alınan %28,57 oranındaki hisselerle ilgili ise 5 ay 6 günlük (5,2aylık) gecikmenin söz konusu olacağını, buna göre 93 adet daire ile ilgili gecikme tazminatının 138.164 USD, ortak alanlardaki davacıya ait 2457/9000 hisseye tekabül eden 3 adet bağımsız bölüm için gecikme tazminatının 1.217 USD olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, bozma ilamını karşılamadığı ve taraf vekillerinin itirazları haklı olduğu kanaatine varılarak heyetten 2. kez ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 2. ek raporunda, önceki rapordaki tespitlerini tekrar etmiştir. Bilirkişi heyetine nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi eklenerek 3. kez ek rapor alınmış, heyet son ek raporunda; davacı tarafından teslim tarihlerinden önce devredilen bağımsız bölümlerin tespiti ile davacıya teslim edilecek 70 adet daire ile ilgili gecikme tazminatının 103.995 USD, 4 adet daire ile ilgili gecikme tazminatının 4.114 USD, ortak alanlardaki davacıya ait 2457/9000 hisseye tekabül eden 3 adet bağımsız bölüm (dükkan) için gecikme tazminatının 1.217 USD olduğunu, bağımsız bölümlerin 25/05/2012 tarihinde Geçici Kabul Tarihi itibari ile teslim edildiği dikkate alınarak Mahkemece hüküm kurulması halinde, davacıya 70 adet dairenin 7.7 ay, 4 dairenin 6.1 ay ve 3 dükkanın ise 7.7 ay geç teslim edildiği kanaatine varıldığını, buna göre 70 adet daire ile ilgili gecikme tazminatının 153.992 USD, 4 adet daire ile ilgili gecikme tazminatının 6.971 USD, ortak alanlardaki davacıya ait 2457/9000 hisseye tekabül eden 3 adet bağımsız bölüm (dükkan) için gecikme tazminatının 1,802 USD olduğunu tespit ve beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının, … …, … San. ve Tic. A.Ş., … Tic. Ltd. Şti.’ye ait İstanbul ili, … ilçesi, … mevkiinde bulunan, tapuda … pafta, … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bina inşaa edilmesi, inşa edilecek yapının % 48’inin yüklenicilere, %52’sinin arsa sahiplerine verilmesine dair malikler ile davalı ortak girişim arasında imzalanan …. Noterliği’nin 05/06/2009 tarihli Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi’ne, … … ve … A.Ş.’den pay satın almak suretiyle taraf olduğu, sözleşmenin 2. maddesinde inşaatın yapı ruhsatı alınmış projeye göre yapılacağının, 6. maddesinde inşaatın teslim süresinin 30 ay olduğunun, 22. maddesinde teslim süresinin arsa sahiplerine ait bağımsız bölümler için sözleşme tarihinden itibaren, … …’a ait bağımsız bölümler için inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren başlayacağının, gecikme olması halinde her bir bağımsız bölüm için aylık 1.000 USD ödeneceğinin kabul edildiği, ruhsat tarihinin 04/09/2008, tadilat ruhsat tarihinin 28/04/2010, ilk yapı ruhsatına göre teslim tarihinin 04/03/2011, sözleşmeye göre teslim tarihinin 05/12/2011 olduğu, davalı ortak girişimce 10/03/2012 tarihli mail ile bağımsız bölümlerin teslime hazır olduklarının bildirildiği, geçici kabulün 23/03/2012-17/05/2012 tarihleri arasında yapıldığı, geçici kabul tutanağının 25/05/2012 tarihinde imzalandığı, davalılarca sunulan toplantı tutanaklarına göre davacı şirket yetkilisi … …’ın toplantılara katıldığı, yapı ruhsatına göre teslim tarihi olan 04/03/2011 tarihinden sonra 15/08/2011, 07/09/2011, 26/09/2011, 06/10/2011 tarihinde ve sözleşme tarihine göre teslim tarihi olan 05/12/2011 tarihinden sonra 18/01/2012 tarihinde toplantı yapıldığı, 26/09/2011 tarihli toplantıda “residence işletmesi” ile “suit işletmesi” arasındaki farktan dolayı sözleşme içeriğinde bulunmayan hususlarda karar alındığı, Şubat sonu itibariyle dairelerin hazır duruma geleceğinin planlanabileceğinin, 20 Ekim itibariyle numune dairenin hazır olacağının ifade edildiği, devamında yapılan toplantılarda da binanın işletilme şekli ile ilgili görüşmeler yapıldığı, 21/10/2011 tarihli toplantıda suit sistemine geçebilmek için gerekli turizm belgesinin en kısa zamanda alınması, alınamazsa residence sistemi ile başlayıp, suit sistemine geçilmesinin karara bağlandığı, 18/01/2012 tarihli toplantıda ise otel prosesinden vazgeçildiği, numune dairenin 01/02/2012 tarihine kadar hazırlanacağının ifade edildiği, her ne kadar bilirkişi ek raporlarında davacı yetkilisinin katıldığı toplantı tutanaklarına göre, bir kısım ortak alandaki tasarımla ilgili hususların arsa sahiplerince net olarak belirlenememesi, bunun yanında binanın suit otel olarak işletilmesi ile ilgili hususların netlik kazanmaması nedeni ile 22/06/2011 ila 19/01/2012 tarihleri arasında geçen 7 aylık süreden davalıların sorumlu olmadıkları kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, toplantı tutanaklarına göre numune dairenin hazır olacağı tarihin dahi tüm teslim tarihlerinden sonra olduğu, son toplantı tarihine kadar binanın kullanım ve işletim şeklinin dahi netleşmediğini, davacının ise bu durumu bildiği, alınan kararlara katıldığı, davalı ortak girişimin ve davalı garantörlerin geç teslimde kusurlu olmadıklarını ispat ettikleri, bu nedenle davacıların cezai şart talep edemeyecekleri kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 80,70 TL’nin peşin alınan 27.163,85 TL harçtan mahsubu ile kalan TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 89.188 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır