Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/588 E. 2021/145 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/588 Esas
KARAR NO : 2021/145
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket … Site Yöneticiliğinin “… mh. … Cd. Dış kapı No: … /İstanbul Adresindeki rizikolarını “14.07.2018 tarih ve … nolu Site Sigortası Poliçesi” ile teminat altına aldığını, 24.07.2018 tarihinde … çalışanı … ‘in (TC. … ) … Blokta bulunan … numaralı dairenin su saatini takarken suyu kesmemesi sebebiyle fışkıran suların zarara sebebiyet verdiğini, bu nedenle bir kısım menkuller, 6 adet alçıpan ve 4 adet lamba hasar görerek kullanılamaz hale geldiğini, bu durumun zarara sebebiyet veren … ve site güvenlik görevi … tarafından tutanakla kayıt altına alındığını, bu hasar sebebiyle müvekkili şirket sigortalısı … Site Yöneticiliğinin hesabına 06.08.2018 tarihinde 2.470-TL., 03.09.2019 tarihinde 444,60-TL. 14.09.2018 tarih inde 580-TL. ödeme yaparak zararı giderdiğini, müvekkilinin ödediği bedel kadar sigortalısına halef olduğunu, … çalışanının verdiği zarar … Sigorta şirketince tazmin edildikten sonra davalı …’ye başvurularak zararın rücuen tazminini istediğini, davalının 11.01.2019 tarihli cevabı ile bu talebi reddettiğini, …’nin zararı tazmin etmemesi sebebiyle aleyhinde … İcra Md. 2019/ … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, davalının … İcra Md. 2019/ … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın 4,174-TL. için iptali ve kaldırılmasına karar verilerek asıl alacağa uygulanacak avans faizi üzerinden takibin devamına, davalının % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve kanuni vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda idarelerinin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, bu davada iddia konusu haksız eylemi yapanın idareleri olmadığını, yağmur suyunun uzaklaştırılmasını sağlamanın belediyeye görev olarak verildiğini, haksız fiilden mütevellit zararların tazmini için kusur-zarar-illiyet bağı şartları oluşmadığından idareleri aleyhine ikame edilen davanın reddine, mahkeme masrafı ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Bu kapsamda yapılan incelemede; huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda ise her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması kriterinin bulunması gerekmekle, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/168 E. 2012/397 K. sayılı ve 15/06/2012 tarihli ilamı ile kabul edildiği üzere davalı … tacir sayıldığından yargı yolu bakımından …’ye karşı açılan haksız fiilden kaynaklanan davalarda adli yargı görevli ise de, adli yargı yolunda görevli mahkemenin tespiti kapsamında halefiyete dayalı olarak açılan davalarda sigortalı ile sorumlu kişi/kurum arasındaki hukuki ilişkinin incelenmesi gerektiğinden (emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/5430 Esas, 2013/7105 Karar ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2020/1285 Esas, 2020/3376 Karar sayılı ilamları) davacı sigortalısı ile davalı … arasındaki hukuki ilişkiye bakıldığında, davacı sigortalısının tacir olmayan site yöneticiliği olması sebebiyle, bu kapsamda tacir olmayan davacı sigortalısı ile tacir sayılan … arasındaki hukuki ilişkinin her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ilgili olması kriterlerini taşımadığı anlaşıldığından dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı gerekçe ile;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır