Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/567 E. 2022/130 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/567 Esas
KARAR NO : 2022/130
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalılardan 01.11.2018 düzenleme tarihli, 30.06.2019 vade tarihli 50.000 TL meblağlı bonodan kaynaklanan 34.231,13 TL bakiye alacağı kaldığını, söz konusu alacağın, müvekkili şirketin davalı şirkete yaptığı sac işine dayalı olup davalılardan …’de şirket yetkilisi olarak bonoyu şahsi olarak imzaladığını, davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalıların süre kazanmak ve alacağı sürüncemede bırakmak için yetki ve teminat senedi itirazında bulunduklarını, mahkemece davalıların yetki itirazlarının kabul edildiğini, alacağın faturaya dayalı ticari alacak olduğunu, bonodan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için arabuluculuğa başvurulduğunu, ilk toplantıya katılmadıklarını, bu nedenle davalıların tüm yargılama giderlerine mahkum edilmeleri ve alacağın tahsili için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu belirterek, 01.11.2018 düzenleme tarihli 30.06.2019 vade tarihli 50.000 TL meblağlı bonodan kaynaklanan 34.231,13 TL bakiye alacağın temerrüt tarihi olan vade tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalıların tüm yargılama giderlerine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senedin teminat senedi olduğunu, senedin arkasında “cari alımlarımıza istinaden teminat olarak verilmiştir” ibaresi olduğunu, senet arkasındaki şerhlerden dolayı senet şarta bağlı olamayacağından kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, alacaklının meşru hamil olmadığını, ayrıca 01.11.2018 tarihli sözleşmede takip konusu senede atıf yapılarak senedin teminat senedi olarak verildiğinin belirtildiğini, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine istinaden de davacının müvekkillerinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacının, müvekkillerden alacaklı olduğunu işbu teminat senedine dayanarak ispat edemeyeceğini belirterek, davanın reddiyle, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mali müşevir bilirkişi … tarafından düzenlenen 26/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Borç Alacak Hususunda İncelemeler : Sayın Mahkemeniz dosyasında davacı tarafından davalıdan 34.231,13 TL tutarda alacaklı kalındığından bahisle açılan iş bu davada tarafların dosyaya sunulu bulunan beyan ve belgeleri incelenmiş olup, taraflar arasında yukarıda incelenen sözleşme kapsamında ticari ilişki mevcut olduğu, “Cari çalışılabilmek için … 01/11/2018 tarihinde … ‘a 30.06.2019 vadeli 50.000 TL teminat senedi” verildiği, “İlgili senet cari bakiye çek veya nakit olarak ödendiği takdirde hükmünü kaybedecek ve …’a geri iade edileceği” hususlarının kararlaştırıldığı, davacının da söz konusu senede dayanarak 34.231,13 TL alacak talebinde bulunduğu, söz konusu alacağın dayanakları olarak davalıya 41.481,13 TL tutarında yukarıda davalı adına isim yer alan teslime havi tarih tutarları belirtilen irsaliyeli faturaların sunulduğu ve yine davacının 7.250 TL toplam yine yukarıda belirtilen ödeme aldığını kabul ettiği ve bu nedenle 34.231,13 TL senetten alacaklı kaldığı, buna mukabil davalının davacının sunulanlarının aksine ödeme belgesi ,ticari defter kayıt belge sunmadığı, davacının sunulanları kapsamında 34.231,13 TL alacak hesaplanmış olup, taraflar arasındaki ticari ilişkide alacakların teminatı olarak verilen senet sebebiyle davacının alacaklı olduğu, nihai takdirin Sayın mahkemeye ait olduğu sonucuna varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Dava; davalı taraflarca davacı lehine verilen 01/11/2018 düzenleme tarihli 30/06/2019 vade tarihli 50.000 TL bedelli senetten doğan 34.231,13 TL bakiye alacağın tahsiline ilişkindir.
Davacı yan her ne kadar senedin teminat senedi olmadığını ileri sürmüş ise de, senedin üzerinde “Cari alımlara istinaden teminat olarak verilmiştir.” açıklaması ile davalı şirket kaşe ve imzasının bulunduğu, nitekim taraflar arasındaki 01/12/2018 tarihli sözleşmede de “Cari çalışılabilmek için … 01/11/2018 tarihinde … ‘a 30.06.2019 vadeli 50.000 TL teminat senedi vermiştir. İlgili senet cari bakiye çek veya nakit olarak ödendiği takdirde hükmünü kaybedecek ve …’a geri iade edilecektir.” hususları yazılmakla, senedin teminat senedi olarak düzenlendiğinin sabit olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, senedin teminat fonksiyonunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gereklidir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; her ne kadar mahkememiz ara kararı ile belirlenen inceleme gününde taraflarca ticari defter ve belgeler ibraz edilmemiş ise de, davacı tarafça dosya kapsamına toplam bedeli 41.481,13 TL olan teslim alan isim ve imzalı irsaliyeli faturaların sunulmuş olduğu, davalı yanın cevap dilekçesinde ticari ilişkinin varlığı kabul edilmekle birlikte, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında malların teslim edilmediğine dair savunmada bulunulmadığı ve cari hesap ilişkisi kapsamında davacıya olan borçların ödediğinin de ileri sürülmediği gibi ödeme belgesi sunulmadığı, yine davalı yanca cari hesap ilişkisine istinaden davacının alacaklı olmadığı savunmasını ispata elverişli delil de ibraz edilmediği, mahkememizce irsaliyeli faturalar konusu malların teslim alınıp alınmadığı ve fatura bedellerinin davacıya ödenip ödenmediği hakkında isticvap edilmek üzere davalı şirket ve asile isticvap davetiyesi çıkarıldığı ancak davalı şirketin yetkilisi ve aynı zamanda davalı asil olan …’ün isticvap edileceği duruşma gün ve saatinde mahkememiz duruşma salonunda hazırda bulunmadığı, davalı vekili tarafından sunulan dilekçe ile davalının rahatsızlığı sebebiyle mazeretli sayılması talep edilmiş ise de, dilekçenin ekinde sunulan ayaktan muayene sonucu verildiği anlaşılan ilaç reçetesinin davalının yaşı da dikkate alındığında duruşmaya iştirake engel olmadığı ve geçerli bir özür olarak değerlendirilemeyeceğinden mazeretin reddine karar verildiği, böylece HMK’nun 171/2. maddesi gereğince isticvap davetiyesine rağmen duruşma gelinmemesinin sonucu olarak isticvap konusu vakıaların davalı yanlarca ikrar edilmiş sayılmasının gerektiği, böylece dosya kapsamındaki irsaliyeli faturalara göre malların teslim alındığının ancak fatura bedellerinin davacıya ödenmediğinin ikrar edildiği nazara alınarak, davalının cari hesap borcunun ödenmemesinin teminatı olarak verilen dava konusu senedin teminat fonksiyonunun gerçekleşmiş olduğu, bu suretle davacının senetten kaynaklı alacak talebine ilişkin davasında haklı olduğu kanaati ile davanın kabulüne, senet vade tarihinden itibaren alacağa avans faizi işletilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
01/11/2018 düzenleme tarihli 30/06/2019 vade tarihli 50.000 TL bedelli teminat senedinden doğan 34.231,13 TL bakiye davacı alacağının 30/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.338,33 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 584,59 TL’nin mahsubu ile 1.753,74 TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 584,59 TL peşin, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 638,99 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.134,67 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 321,00 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 1.021,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır