Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/560 E. 2020/484 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/560 Esas
KARAR NO : 2020/484
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … Sigorta’nın sigortalısı dava dışı … ‘nun bulunduğu adresteki sigortalı konutta …’ye ait olan ve binanın girişindeki kaldırıma bulunan temiz su tesisat borusunun patlaması nedeniyle akan suların hasara neden olduğunu, hasarın, 09/08/2019 tarihinde ortaya çıktığını, hasar nedeniyle …’ye haber verildiğini, …’nin gelip sadece kazı yapıp suyu kestiğini, bu durum nedeniyle bina olarak tesisatçı çağırıldığını ve boru onarımının tesisatçı tarafından yapıldığını, bu nedenle müvekkilin 3.420,00-TL’lik tutarı dava dışı sigortalı … ‘ya ödediğini ve haklı nedenlerle dayanarak …’ye rücu talebinde bulunulduğunu, buna dayalı olarak … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Dava; davacı … şirketinin, dava dışı sigortalısına aralarındaki konut sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca davalı …’den rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçmektedir. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olmaktadır. 22/03/1944 tarih 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, buradaki ilişkinin “Halefiyet” ilişkisi olduğu ve bu noktada davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır.
Anılı kanuni düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; halefiyete dayanan talepleri ve bu taleplere yönelik itirazın iptali istemlerini ticari dava olarak nitelendirmek mümkün değildir. Ayrıca somut olayda, davacı … şirketi konut sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın sorumlusu olarak davalıya rücu etmekte olup davaya konu haksız eylem vakasının her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmediği, hasar gören ve sigorta teminatı altında bulunan yerin de konut olduğu gibi dava dışı sigortalı ile davalı arasında tüketici ilişkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla; (Emsal Karar: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2018/1295 esas, 2018/1127 karar sayılı kararı.) HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; HMK’nın 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır