Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/555 E. 2022/409 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/555 Esas – 2022/409

ESAS NO : 2020/555 Esas
KARAR NO : 2022/409

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … arasında aktedilen 25.05.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini ve davalı …’ın da 275.000,- TL üzerinden
müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, söz konusu sözleşme ile bağlantılı olarak 26.01.2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi aktedildiğini, Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca borçluya kredi kullandırıldığını, kredinin ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, buna rağmen borçlarını ödemeyen davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının haksız ve dayanaksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla borçlular tarafından yapılan tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalıların % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet
ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının , dava dışı asıl borçlu … Gayrimenku…’a 25.05.2017 tarihinde imzalan genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandırdığını, davalının ise ,bu sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını ayrıca , kendi gayrimenkulünü ipotek verdiğini, bu kredi sözleşmesine istinaden asıl borçluya kullandırılan kredinin tamamının asıl borçlu tarafından ödenerek davalı gayrimenkulü üzerindeki ipotekin de kaldırıldığını, davacının 25.05.2017 tarihindeki kredinin kapatılmasından sonra , asıl borçluya önceki sözleşmede kefil olarak imzası bulunan, Davalı …ın haberi dahi olmadan, 2017 yılında kredi verdiğini , o kredinin de ödendiğini,2018 yılında ise ;Asıl Borçlu ile yeniden kredi sözleşmesi yapıldığını,bu kredi sözleşmesinde Davalı …’ın imzası hatta haberi dahi olmadığını, yeni kullandırılan kredinin dayanağı olan 26.01.2018 tarihli kredi sözleşmesinde de …’ın imzasının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; GKS ye dayalı olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyası arasına alınan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasında;…AŞ tarafından Mustafa Bayram aleyhine icra takibi başlatıldığını, 197.123,39 TL asıl alacak, 17.679,09 TL işlemiş faiz, 1.289,60 TL BSMV ve 906,80 TL iht. Haciz masrafı ve vekalet ücreti masrafı olmak üzere toplam 216.998,88 TL’nin tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri ve icra dosyası celbedilerek dayanak GKS uyarınca davalının sorumlu olup olmadığı sorumlu ise miktarı hususlarında bilirkişi raporu alınmıştır.

Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle;


1. Davacı Banka ile Dava dışı asıl borçlu … arasında 25.05.2017 Tarihinde 250.000,- TL tutarında çerçeve niteliğinde 10 yıl süreli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, Davalının da sözleşmede 350.000,- TL üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu, kefalet türünün müteselsil kefalet, kefalet tarihinin 25.05.2017, kefil olunan tutarın yazı ve rakamla 275.000,- TL olarak düzenlendiği, daha sonra ise 25.01.2018 tarihinde yeni bir Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği bu sözleşmede Davalının kefalet imzası bulunmadığı, Sözleşmenin “ Son Hükümler, Önceki Sözleşmelerle Bağlantı Limit Artışı “ Kısmında yer alan İşbu Genel Kedi Sözleşmesi, daha önce Türkiye Cumhuriyeti …Bankası A.Ş. adına ….. Şubesi şubeleri ile ………………… arasında aktedilmiş bulunan ……….. tutarlı kredi sözleşmelerinin eki ve ayrılmaz bir parçasıdır. Kısmının boş bırakıldığı doldurulmadığı görülmüştür.
2. Genel Kredi Sözleşmeleri Çerçeve niteliğinde olmakla birlikte sonraki sözleşmede önceki Sözleşme limitinin belirtilip yeni limitin ilavesiyle oluşan yeni limitin belirtilmediği bu nedenler sözleşmelerin birbirinin devamı niteliğinde olmadığı, bağımsız sözleşmeler olduğu kanaatine varılmıştır. Aksi halde, yani GKS’lerin birbirinin devamı niteliğinde olması halinde sözleşmelerde bu hususun belirtilmesi gerektiği,
3. Davacı Bankanın Dava dışı borçludan 28.07.2020 İcra takip tarihi İtibariyle 197.123,39 TL asıl alacak, 16.521,13 TL İşlemiş faiz ve 1.243,89 TL işlemiş faiz üzerinden % 5 BSMV , 906,80 TL ihtiyati, haciz vek.ücreti olmak üzere toplam 215.795,21 TL alacaklı olduğu hesaplanmış olup, Davacı Bankaca ise 197.123,39 TL asıl alacak, 17.679,09 TL işlemiş faiz, 1.289,- TL asıl işlemiş faiz üzerinden % 5 BSMV , 906,80 TL ihtiyati haciz vek.ücreti ve olmak üzere toplam 216.998,88 TL tutarında alacak talep edilmiş olup talebin tespitlerimi aşan kısmının yerinde olmadığı, 4.Davalı Müteselsil kefil yönünden; Hukuki takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla; önceki bölümde açıklandığı üzere Genel Kredi Sözleşmesinde açıkça ve münhasıran Taksitli Ticari Krediyle ilgili hüküm bulunmadığı, davaya konu taksitli Ticari kredinin Davalının imzasının bulunmadığı 25.01.2018 tarihli GKS kapsamında kullandırıldığı kanaatinde olunması halinde 25.05.2017 tarihli GKS kapsamında sorumlu tutulamayacağının düşünülebileceği,
5. Sn. Mahkemenin; kefaletin sonraki tarihli kredileri de kapsadığı, İcra takibine konu kredinin 25.05.2017 tarihli GKS kapsamında kullanıldığı ve Davalının önceki tarihli GKS kapsamında sorumluluğunun devam ettiği kanaatine varması halinde Davalının; 197.123,39 TL asıl alacak, 16.521,13 TL İşlemiş faiz ve 1.243,89 TL işlemiş faiz üzerinden % 5 BSMV , 906,80 TL ihtiyati, haciz vek.ücreti olmak üzere toplam 215.795,21 TL‘den sorumlu tutulabileceği,
6. Davacı Bankanın, 28.07.2017 İcra takip tarihinden itibaren 197.123,39 TL asıl alacak üzerinden tamamen ödeninceye kadar yıllık % 14,95 oranında temerrüt faizi talep edebileceği ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi ek raporunda özetle;

..
1.Davacı Banka ile Dava dışı asıl borçlu… arasında 25.05.2017 Tarihinde 250.000,- TL tutarında çerçeve niteliğinde 10 yıl süreli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, Davalının da sözleşmede 350.000,- TL üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu, kefalet türünün müteselsil kefalet, kefalet tarihinin 25.05.2017, kefil olunan tutarın yazı ve rakamla 275.000,- TL olarak düzenlendiği, daha sonra ise 25.01.2018
tarihinde yeni bir Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği bu sözleşmede Davalının kefalet imzasının bulunmadığı, Sözleşmenin “ Son Hükümler, Önceki Sözleşmelerle Bağlantı
Limit Artışı “ Kısmında yer alan İşbu Genel Kedi Sözleşmesi, daha önce Türkiye
Cumhuriyeti…Bankası A.Ş. adına ….. Şubesi şubeleri ile ………………… arasında aktedilmiş bulunan ……….. tutarlı kredi sözleşmelerinin eki ve ayrılmaz bir parçasıdır. Kısmının boş bırakıldığı, doldurulmadığı görülmüştür.
2. Genel Kredi Sözleşmeleri Çerçeve niteliğinde olmakla birlikte sonraki sözleşmede önceki Sözleşme limitinin belirtilip yeni limitin ilavesiyle oluşan yeni limitin belirtilmediği bu nedenler sözleşmelerin birbirinin devamı niteliğinde olmadığı, bağımsız sözleşmeler olduğu kanaatine varılmıştır. Aksi halde, yani GKS’lerin birbirinin devamı niteliğinde olması halinde sözleşmelerde bu hususun belirtilmesi gerekmekte olduğu,
3. Davalı Müteselsil kefil yönünden; Hukuki takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla; önceki bölümde açıklandığı üzere Genel Kredi Sözleşmesinde açıkça ve münhasıran Taksitli Ticari Krediyle ilgili hüküm bulunmadığı, davaya konu taksitli Ticari kredinin, Davalının imzasının bulunmadığı 25.01.2018 tarihli GKS kapsamında kullandırıldığı kanaatinde olunması halinde 25.05.2017 tarihli GKS kapsamında sorumlu tutulamayacağı kanaatimden ayrılmayı gerektirecek bir hususa rastlanılmadığı, Yargıtayın benzer konuda borçlunun imzasının bulunmadığı GKS kapsamında kullandırılan krediden sorumlu
tutulamayacağı yönünde emsal nitelikte kararlarının olmakla birlikte hukuki nitelikte olan bu meselenin takdirinin Sn. Mahkemenin uhdesinde olduğu ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacı banka ile dava dışı… arasında 25.05.2017 ve 25.01.2018 tarihlerinde olmak üzere 2 farklı GKS imzalandığı, davalının sadece 25.05.2017 tarihli GKS de müşterek ve müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, davaya konu kredinin dava dışı asıl borçluya 25.09.2019 tarihinde kredi kullandırıldığı, işbu kredi kullandırım tarihinin 2018 tarihli ve davalının kefil olarak imzası bulunmayan GKS’den sonraki bir tarihe tekabül ettiği, davacı vekili her ne kadar her iki GKS’nin bağlantılı ve birbirinin devamı niteliğinde olduğunu beyan etmiş ise de bu hususun GKS lerde yer almadığı ve 25.01.2018 Tarihindeki GKS de “ Son Hükümler, Önceki Sözleşmelerle Bağlantı Limit Artışı “ Kısmında yer alan İşbu Genel Kedi Sözleşmesi, daha önce Türkiye Cumhuriyeti … Bankası A.Ş. adına ….. Şubesi şubeleri ile ………………… arasında aktedilmiş bulunan ……….. tutarlı kredi sözleşmelerinin eki ve ayrılmaz bir parçasıdır. Kısmının boş bırakıldığı ve böylece 2018 tarihli sözleşme ile 2017 tarihli sözleşme arasında bir bağlantı kurulmamış olduğu, bu nedenle GKS lerin birbirinin devamı olduğundan bahsedilemeyeceği, kredi kullandırım tarihi itibari ile davalının kefaletinin bulunmadığı GKS uyarınca asıl borçluya kredi kullandırıldığı anlaşılmakla davalı kefile yöneltilen davanın ve şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 2.620,81 TL harçtan, 80,70 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 2.540,11 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 23.639,92 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
7-Devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır