Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/554 E. 2021/878 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/554
KARAR NO : 2021/878
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nin 2019 mali yılına ait olağan genel kurul toplantısının 05/05/2020 tarihinde yapıldığını, ancak toplantı başkanlığının oluşturulmasından sonra başta müvekkili olmak üzere hissedarlar tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 420. maddesi kapsamında söz konusu genel kurul gündem maddelerinin müzakeresinin ertelenmesi talebinde bulunulduğunu ve TTK’nın 420. maddesi gereğince, davalı şirketin 2019 mali yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço ve kar/zarar hesapları ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 3 ve 4 no.lu gündemin maddelerinin görüşülmesinin ertelendiğini, bu kapsamda, ertelenen 2019 mali yılına ait olağan genel kurul toplantısının 03/07/2020 tarihinde yapılmasına karar verildiğini, ancak davalı şirketin 2019 mali yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço ve kar/zarar hesapları incelendiğinde, hakim ve bağlı şirketin finansal tabloları ile yönetim kurulu yıllık faaliyet raporlarının, şirketlerin finansal durumunu ve faaliyetlerinin sonuçlarını TTK’nın 515. maddesi anlamında dürüst resim ilkesine uygun olarak gerçeği, dürüst, aynen ve aslına sadık surette göstermediğinin ortaya çıktığını, bu durumun müvekkili davacı tarafından 05/05/2020 tarihli genel kurul toplantısının ertelenmesi talebi ile toplantı başkanlığına sunulan ve toplantı tutanağına eklenen dilekçede de belirtildiğini, bu kapsamda müvekkilinin 23/06/2020 tarihinde … Noterliği aracılığı ile keşide etmiş olduğu ihtarname ile genel kurul toplantısından evvel bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında davalı şirket adına yönetim kurulu başkanına 05/05/2020 tarihli genel kurul toplantısının ertelenmesine neden olan hususlara ilişkin sorularını da ilettiğini, ancak müvekkilinin TTK m. 437 kapsamında pay sahiplerine tanınan bilgi alma ve inceleme hakkına dayanarak ilettiği bu sorulara 03/07/2020 tarihinde gerçekleşen 2019 mali yılına ait olağan genel kurul toplantısından sadece 1 gün evvel 02/07/2020 günü saat 14.29’ta cevabi ihtar gönderildiğini, buna rağmen, söz konusu cevabi ihtarname içeriğinde de davalı şirket hakkında dürüst hesap verme ölçüleri içinde bilgi verilmediği gibi davalının yüzde yüz iştiraki olan … hakkında hukuka aykırı ve çelişkili bir dizi yorum ile sorulan soruların hiçbirinin yanıtlanmadığını, böylelikle müvekkili davacının en temel pay sahipliği haklarından biri olan bilgi alma ve inceleme hakkının karşılanmadığını, davalının 03/07/2020 tarihinde gerçekleştirilen 2019 mali yılına ait olağan genel kurul toplantısına müvekkilinin temsilcisi aracılığıyla katılım gösterdiğini ve öncelikle gündemin 1 no.lu maddesi altında toplantı başkanlığının oluşturulmasının ardından bir kısım diğer pay sahipleri ile birlikte genel kurulda müzakere edilecek hususlar ile ilgili toplantı öncesi davalı şirket yönetimine yönelttiği soru ve taleplerinin karşılanmadığını, bu sebeple genel kurul toplantısının TTK madde 420/2 hükmü gereği yeniden ertelenmesini talep ettiğini, talebinin oy çokluğu ile reddedildiğini, bu kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu, zira TTK madde 420/2 hükmü gereği, finansal tablolar ile buna bağlı konuların müzakeresinin azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması halinde finansal tablolar ile buna bağlı konuların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesinin mümkün olduğunu, müvekkilinin 03/07/2020 tarihli genel kurul toplantısında da bilgi alma hakkı kapsamında her bir gündem maddesinin görüşülmesi esnasında daha evvel keşide etmiş olduğu ihtarname çerçevesinde aydınlatıcı ve açıklayıcı herhangi bir bilgi alamadığını ve yönetim kurulu faaliyet raporu ile 2019 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarına ilişkin sorularını yineledeğini ancak genel kurul toplantı tutanağından da açıkça görüleceği üzere bir kez daha müvekkilinin bu sorularının yönetim kurulu üyesi … tarafından geçiştirilmek suretiyle, davalı şirketin yönetim, denetim, iş ve işleyişine dair pek çok bilgiden, haksız yere yoksun bırakıldığını, böylelikle, gerek genel kuruldan önce gerekse de genel kurulda bilgi alma hakkının kullanıldığını ve fakat bu hakkın verilen cevaplar ile karşılanmadığı ve pay sahibinin oyunu kullanabilmesi için gerekli bilgiyi alamadığını, müvekkilinin, genel kurul toplantı gündemi doğrultusunda yapılan müzakereler kapsamında 2., 3. ve 4. gündem maddelerine ilişkin bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında karşılanmayan soru ve taleplerini de toplantı tutanağına geçirttiğini ve 3 ve 4 no.lu gündem maddeleri altında yapılan oylamada olumsuz oy kullanarak muhalefetini tutanağa geçirdiğini, yine müvekkili tarafından 02/10/2020 tarihinde genel kurul toplantısında alınan kararların “hükümsüz” olduklarının tespiti, aksi halde iptaline karar verilmesi talebi ile dava da açıldığını, anılan davanın … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2020/… esas numarası altında derdest olduğunu, müvekkilinin bilgi alma hakkını kullandıktan sonra genel kurul toplantısının “2019 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunması, müzakere edilmesi ve onaylanmasının görüşülmesi” başlıklı 3 nolu gündem maddesinin görüşülmesi esnasında yönetim kurulu faaliyet raporu ile 2019 yılına ait bilanço ve kar/zarar hesaplarına ilişkin soruları çerçevesinde özel denetçi tayinini talep ettiğini ancak bu talebinin de haksız şekilde genel kurul tarafından reddedildiğini, dolayısıyla, TTK’nın 439. maddesinde yer alan düzenleye istinaden ve kapsamlı şekilde açıklanan gerekçelerle genel kurul özel denetim istemini reddetmiş olduğundan, Mahkememizde süresinde açılmış huzurdaki dava ile davalıya özel denetçi atanmasını talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, nitekim müvekkilinin, davalı şirkette pay sahibi olduğunu ve 03/07/2020 tarihli genel kurul toplantı tarihi itibari ile davalı şirket pay defterine göre, davalı şirketin toplam “8.959.490.647” adet payından, 1.443.913.742” adet paya sahip olduğunu, davalı şirket pay defterine göre, müvekkilinin sahip olduğu payların toplamının davalı şirketin paylarının %16,11’ine tekabül ettiğini, dolayısıyla, kanunda aranan sermayenin en az onda birini oluşturma şartının sağlandığını beyanla davalı şirkete bağımsız uzman bir özel denetçi atanmasına ve atanacak bağımsız uzman özel denetçiden, bunlarla sınırlı kalmamak kaydıyla, işbu dava dilekçe ekinde yer alan ve davalı şirketin mali yapısındaki kötüye gidiş ve 2019 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu ile bilanço ve kar/zarar hesaplarına ilişkin finansal konulara yönelik 03/07/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında toplantı başkanlığına sunulan sorular kapsamında davalı şirket ticari defter ve kayıtlarının da incelemesi suretiyle ayrıntılı rapor düzenlemesine, yargılama giderleri ile yasal vekâlet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı açısından özel denetim hakkının kullanılmasının koşullarının oluşmadığını, müvekkili şirket kurucuları veya organlarının kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal etmediklerini, davacının sözde ihlal iddiasında şirketin veya şirket pay sahiplerinin zarara uğradığını ikna edici şekilde ortaya koyamadığını, davacının istemiş olduğu özel denetim, pay sahipliği haklarını kullanmak istemesinin gerekli olmadığını, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiği iddiasına dayalı olarak özel denetim davası açması imkanının bulunmadığını, davacının sorularına cevap verilmediği ve bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacının müvekkili şirketin 2019 mali yılına ilişkin faaliyet raporunun birtakım eksiklikler içerdiği iddialarının da gerçeği yansıtmadığını, davacının dayandığı gerekçelerin hepsinin dava dışı …’ya yönelik olduğunu, bu nedenle husumetin müvekkiline değil, …’ya yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile … arasında şirketler topluluğunun bulunmadığını, TTK’nın 437. maddesinin ikinci fıkrasında, bilgi verme yükümünün bağlı şirketi kapsadığını, davacının bütün sorularına cevap verildiğini, davacının dava dilekçesinde mesnetsiz ve gerçeğe aykırı iddialarda bulunana kadar, ne şirkete sorduğ sorularda, ne 2019 yılı olağan GK toplantısına ait tutanağa eklettirdiği muhalefet şerhlerinde, ne de dava dilekçesinin diğer herhangi bir yerinde müvekkili şirket yönetim kurulu üyelerinin ortaklık menfaatine aykırı işlem yaptıklarını, görevlerini kötüye kullanıp şirketi zarara soktuklarını, bunları gizlediklerini ve faaliyet raporlarında göstermedikleri gibi somut bir iddiasının olduğunu, dava dilekçesinde bu iddiaların altının da doldurulmadığını, müvekkili şirket menfaatlerine aykırı ne gibi işlemler yapıldığını, yönetim kurulu üyelerinin hangi görevlerini kötüye kullandıklarını ve şirketi zarara soktuklarını, üstüne üstlük bunları gizleyip faaliyet raporlarında göstermediklerinin anlaşılmadığını, kısacası davacının iddiasını somut delillere dayandıramadığını, davacının bu dayanaksız ve gerekçesiz iddialarından, yalnızca ya tutarsa diyerek yönetim kurulu ibra kararını iptal ettirebilmek veya dava dışı …’nun bilgi ve belgelerini ele geçirmek için çeşitli bahaneler yaratmaya çalışmakta olduğunun anlaşıldığını, kaldı ki davacının bu iddialarının muhatabı da müvekkili şirket olmadığı gibi bu iddiaların ileri sürülmesi gereken ortamın da huzurdaki dava olmadığını beyanla davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun 439. maddesi uyarınca anonim şirkete özel denetçi tayin edilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicil kaydı, genel kurul toplantı tutanakları, hazirun cetvelleri ve muhalefet şerhleri incelenmiş, dosya celp edilen kayıtlar ile davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak iddia ve savunma kapsamında rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyeti 12/10/2021 tarihli raporunda özetle; davacının, davalı şirkette %16,12 oranında pay sahibi olduğunu ve davalı şirkete TTK’nın 438. maddesi çerçevesinde özel denetçi atanması talebiyle dava açtığını, davalı şirketçe incelemeye ibraz edilen 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırıldığını, davalı şirketin sermayesinin 89.594.906,47 TL olduğunu, malvarlığının %99,76’sının bağlı ortağı … Şirketi’nin paylarının oluşturduğunu, şirketin kaydi değerlere göre özvarlığının 31/12/2019 tarihi itibariyle 115.689.651,06 TL olduğunu ve borca batık olmadığını, 2017 yılında 18.753.574,77 TL, 2018 yılında 17.447.493,09 TL kar elde ettiğini, 2019 yılında ise zararının meydana geldiğini, 2017 ve 2018 yıllarında kar elde etmesinin nedeninin bağlı ortağı olduğu … Şirketi’nden iştiraklerden temettü geliri elde etmesinden kaynaklandığını, buna karşın 2019 yılında iştiraklerden temettü geliri elde etmemesi ve önceki yıllara nazaran daha fazla gidere katlanması nedeniyle zarar ettiğini, davalının 2017 yılında … paylarını kısmi bölünme ile devraldığını, davalı şirketin 70.585.059,53 TL kredi kullanmak suretiyle bu payları satın aldığını, söz konusu kısmi bölünme sözleşmesinde davacının da imzasının bulunduğunu, davalı nezdindeki … Şirketi hesaplarının incelenmesi ile, … Şirketi’nin 31/12/2019 tarihi itibariyle davalı şirketten toplamda 44.822.573,22 TL alacaklı olduğunu, söz konusu borcun kaynağı incelendiğinde davalı şirketin … Şirketi’nden iktisap ettiği payları karşılığı kullanmış olduğu USD kredilerin ödenmesi için … Şirketi tarafından davalı şirkete gönderilen banka havaleleri ve yapılan faiz tahakkukları olduğunun anlaşıldığını, yapılan faiz tahakkuklarının kredilere karşı ödenecek faizler nedeniyle olduğunu, davalı şirket tarafından kullanılan döviz kredileri için 2017 yılında 3.305.145,57 TL, 2018 yılında 4.364.218,11 TL faiz giderine katlanıldığını, kredilerin … Şirketi tarafından kapatılmasının ardından toplam kredi maliyetinin 8.139.293,86 TL’ye çıktığını, davalının diğer çeşitli hesabında yer alan tutarın vergi dairesinden alacak olduğunu ve tespitin davalı şirket tarafından verilen cevap ile örtüştüğünü, … Şirketi’nin ticari defterleri incelenemediğinden davacının bu şirketle ilgili iddiaları bakımından bir değerlendirme yapılmadığını, davalı şirket ile … Şirketi’nin şirketler topluluğu olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun Mahkememizin takdirinde olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Türk Ticaret Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca, anonim şirketlerde her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. Genel kurulun söz konusu istemi reddetmesi halinde 439. madde uyarınca sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir. Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.
Davacı tarafından davalı şirkete gönderilen 23/06/2020 tarihli Noter ihtarnamesi ile, davalı şirket ile dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin faaliyet raporları ve finansal tabloları hakkında bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında sorular yöneltildiği, 03/07/2020 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında da aynı sorular ile başkaca soruların yöneltildiği ve özel denetçi atanmasının talep edildiği, genel kurul tarafından özel denetçi atanması isteminin reddedildiği, bundan sonra iş bu davanın 02/10/2020 tarihinde açıldığı ve süresinde olduğu, davalı şirketin merkezinin “… /İstanbul” adresinde bulunması sebebiyle Mahkememizin yetkili olduğu, davacının, davalı şirkette %16,12 oranında pay sahibi olduğu ve bu şekilde sermayenin en az onda birini oluşturma şartının da gerçekleştiği, her ne kadar davalı taraf, davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olması için öncelikle TTK’nın 437/5. maddesi uyarınca dava açması gerektiğini iddia etmiş ise de, mezkur maddede yer alan davanın, özel denetçi tayini talepli davada, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması şartı için açılması gerekli bir dava olmadığı, davacının Noter ihtarnamesi ile davalı şirkete yönelttiği sorular yönünden bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığının kabul edilmesi gerektiği ve TTK’nın 438. maddesinde öngörülen daha önce bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması şartının da yerine getirildiği, ancak ilk kez 03/07/2020 tarihli genel kurul toplantısında yöneltilen sorular yönünden bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığının kabul edilemeyeceği anlaşılmakla Mahkememizce esas yönünden inceleme yapılmıştır. Davacının 23/06/2020 tarihli Noter ihtarnamesi ile yönelttiği soruların, “şirket yönetim kurulunun faaliyetleri, şirket kayıtlarında 2018 ve 2019 yıllarında görünen zararın sebebi, … Şirketi’nden alınan borcun sebebi, diğer alacak tutarı kalemi içerisinde görülen alacağın sebebi, şirketin taraf olduğu davalar ile ilgili yapılan giderlerin ne olduğu” başlıklarında toplandığı, ayrıca … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili de sorular yöneltildiği, davalı şirket tarafından 02/07/2020 tarihli Noter ihtarnamesi ile sorulan soruların tamamına cevap verildiği, dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili ise, “şirketler topluluğu bulunsa bile, bağlı şirkete ilişkin bir belge verilmesini zorunlu kılan bir düzenleme olmadığı, buna rağmen bu şirkete ait bir takımı belgelerin de davacının incelemesine sunulduğu”nun beyan edildiği, Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafça yöneltilen sorular kapsamında inceleme yapıldığı ve sunulan raporda tespit edildiği üzere, davalı şirketin 2017 ve 2018 yıllarında zarar etmediği, 2019 yılında oluşan zararın ise davalının, dava dışı … Şirketi’nin paylarını devralmak için kullanmış olduğu yabancı para cinsinden kredinin dava dışı şirket tarafından kapatılması nedeniyle bu şirkete borçlanılması olduğunun tespit edildiği, diğer tespitlerin de davalı tarafından verilen cevaplarla örtüştüğü, davacı dava dilekçesi ile, davalı şirketin 2019 mali yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço ve kar/zarar hesaplarının, hakim ve bağlı şirketin finansal tabloları ile yönetim kurulu yıllık faaliyet raporlarının, şirketlerin finansal durumunu ve faaliyetlerinin sonuçlarının TTK’nın 515. maddesi anlamında dürüst resim ilkesine uygun olarak gerçeği, dürüst, aynen ve aslına sadık surette göstermediği iddiasında bulunmakla birlikte, davalı şirket ile şirketler topluluğu oluşturduğunu iddia ettiği dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili taleplerde de bulunduğu, şirketler topluluğunda bağlı ve hakim şirket kavramları TTK’nın 195. maddesi ile Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 105. maddesinde açıklanmış olup, TTK’nın 195/4. maddesinde topluluğun; “hakim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler topluluğunu oluşturur” şeklinde tanımlandığı, Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 105. maddesi ile de topluluğun; “Kanunun 195. maddesinin dördüncü fıkrası anlamında, bir şirketler topluluğu, bir ticaret şirketi ile buna doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan en az iki ticaret şirketinden meydana gelir.” şeklinde tanımlandığı, buna göre davalı şirket ile … Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında TTK’nın 195. maddesi uyarınca şirketler topluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla davacının, davalıdan dava dışı şirket ile ilgili bilgi ve bu şirkete özel denetçi tayin edilmesini talep edemeyeceği, davalı şirket yönünden özel denetçi atanması talebinin kabul edilebilmesi için ise, davacının, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya koyması gerektiği, bununla birlikte davacının gerek Noter ihtarnamesi ile davalı şirkete yönelttiği sorularda, gerekse dava dilekçesinde bu yönde somut bir vakıa veya iddiada bulunmadığı ve bu yönde bir ispatın olmadığı anlaşılmakla şartları oluşmayan talep ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 59,30 TL’den peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır