Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/535 E. 2023/121 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/535 Esas
KARAR NO : 2023/121
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/06/2012
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Tic. Ve Sarı. Ltd. Şti ile Müvekkil Şirket arasında ” … Mahallesi … Karayolu … Dolum Tesisi Girişi …” adresinde bulunan akaryakıt satış ve servis istasyonunda, ticari faaliyette bulunmak üzere” Bayilik anlaşması” ve ek protokoller imzalanmıştır. Anılan sözleşme ek protokollerden doğan ticari ilişki, davalı/borçlu tarafından keşide edilen … Noterliği’nin 19.10.2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fesih edilmiştir. Anılan fesih bildirimine karşın davalı şirketin müvekkil şirket tarafından gerek sözlü gerekse yazılı ihtarlara karşın söz konusu taşınmazı tahliye etmeyerek taşınmaz üzerinde işgalci durumuna devam ettiğini Davalı şirketin yukarıda bahsedilen taşınmaz üzerinde işgalci duruma düşmesinin yanı sıra müvekkil şirkete olan vadesi gelmiş ancak ödenmemiş 34.342,00 TL tutarındaki cari hesap borcumu ödememiş olması karşısında, keşide edilen … Noterliği’nin 19.12.2011 tarih ye … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile akaryakıt istasyonunu derhal tahliye ederek maliklere teslim etmesi ve ayrıca müvekkil şirkete olan vadesi geçmiş ancak ödenmemiş 34.342,00.-TL tutarındaki borcunu ödemesi hususu davalı borçluya ihtaren bildirilmiştir. Davalı/borçlunun anılan ihtara karşın ihtarda bahsi geçen vadesi geçmiş borcunu ödeme girişiminde bulunmaması üzerine alacağın tahsili zımnında davalı/borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… E sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmıştır. Davalı şirketin, icra takibine konu borca haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına sebep olmuştur. İşbu nedenle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi talebimizle sayın mahkemenizde işbu dava ikame edilmek zorunda kalındığı davalı şirket itirazında, müvekkil şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürdüğü borçlunun bu yöndeki itirazlarının haksız olduğu zira, müvekkil şirket alacağı, Sayın Mahkemeniz nezdinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ticari defter ve kayıtlarımız sabit olacağından sonuç olarak; dava dilekçemiz ekinde mevcut belgeler ve delillerimiz açıkça alacağımızın varlığını ve miktarını ortaya koyduğundan davalı şirket , müvekkil şirkete olan borcunu bildiği halde haksız olarak itiraz etmiş ve takibin durmasına sebebiyet verdiğinden Borçlu tarafından yapılan itirazda, itirazların dayanağı da açıklanmamıştır. Bu nedenle yersiz ve haksız olarak takibin durmasına sebebiyet veren davalı şirket aleyhine %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istenmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacak talebi ile başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nın 67. maddesine dayalı iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… İcra Dairesinin 2012/… esas sayılı takip sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 34.342-TL asıl alacak ve 1.510,11-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.852,11-TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek avans faizi ile ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafın borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2012/… esas ve 2015/… karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… esas ve 2016/… karar sayılı bozma ilamı ile; “…Anayasanın 141, III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HMK m.297. maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden, bilirkişi raporuna kısa bir atıfla karar verilmiş olması doğru değildir. Ayrıca kabule göre de, hüküm altına alınan alacak miktarı belirtilmeden, infazda tereddüt yaratacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Taraflar arasındaki dava, cari hesap alacağına dayalı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı defterlerinde görünen cari hesap alacağının dayanağı olan faturalar ve teslim belgeleri araştırılmaksızın düzenlenen rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece, davacıdan cari hesabın dayanağı olan fatura ve teslim belgelerini sunması istenerek, her iki taraf defterlerinde yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” gerekçeleri ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bozma üzerine yürütülen yargılama kapsamında mahkememizin 30/11/2016 tarihli celsesinde bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi, davalı yanın fesih ihtarnamesine karşı keşide edilen ihtarname sureti, cari hesap ekstresinin ibraz edildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından cari hesabın dayanağını teşkil eden yazılı olan fatura ve teslim belgelerine ilişkin deliller ibraz edilmiştir.
Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde mali müşavir marifetiyle inceleme icrası için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı ancak ticari defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle talimat dosyasının bila ikmal iadesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereğince davacı vekiline vade farkı alacağı talebinin sözleşme hükmüne yahut teamüle dayalı olup olmadığı hususunda beyanda bulunması için süre verilmiş davacı vekili sunmuş olduğu beyanı dilekçesinde vade farkı alacağının bayilik sözleşmesinin 2. maddesine dayalı olarak talep edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesinde yazılı bir kısım bankalara yazı yazılarak kısa vadeli kredilere uygulanan faiz oranları ile ilgili evraklar celp edilmiştir.
Mahkememizin 04/07/2018 tarihli, 2016/… esas ve 2018/… karar sayılı kararı ile; “…Davanın kısmen kabulü ile, … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… esas sayılı takip dosyasında takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 24.481,26 TL asıl alacak, 1.076,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.557,76 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla ayne devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın % 40’ı oranındaki 10.223,10TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş olup Yargıtay … Hukuk Dairesinin 27/01/2020 tarihli, 2018/… esas ve 2020/… karar sayılı ilamı ile; “..Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Her ne kadar bozma ilamı öncesinde davalı tarafından 2009, 2011 ve 2012 yıllarına ait bir kısım ticari defter ve belgeleri sunulmuş, bunların bir kısmının usulüne uygun tutulmadığı kanaatine varılmış ve mahkemece verilen kesin süreye rağmen davalı tarafından eksik olan 2010 yılına ait ticari defterler sunulmamışsa da, Dairemizin bozma ilamında; “davacıdan cari hesabın dayanağı olan fatura ve teslim belgelerini sunması istenerek, her iki taraf defterlerinde yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiğinin belirtilmesi karşısında mahkemece, bilirkişi tarafından davalıya ulaşılmaya çalışılması ve defter ve belgelerin sunumunun istenmesinin usule uygun olmadığı hususu da göz önüne alınarak, davalıya yeniden eksik olan defter ve belgelerini sunması için süre verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair daha önce vade farkı faturalarının ödendiğine ilişkin bir belge olmadığına göre, bu konuda taraflar arasında teamül oluştuğunun kabulü doğru değildir; ancak sözleşmenin 2. maddesinde açıkça vade farkı ödeneceğinin düzenlenmiş olmasına göre, şartları oluşmuşsa davacının bu hükme göre vade farkı talep edebileceği aşikardır; fakat bilirkişi raporunda söz konusu vade farkı faturalarının nasıl hesaplandığı yönünde herhangi bir açıklama bulunmamakta olup, bu husus denetime elverişli değildir.
Mahkemece, 01/12/2009 tarihli ve 5.008,57 TL bedelli bir adet irsaliyeli faturadaki malın teslim alındığı kabul edilmişse de, davalı tarafından teslim alan kişinin imzası kabul edilmemiş olup, mahkemece irsaliyede imzası bulunan kişinin davalının çalışanı olup olmadığı konusunda hiçbir araştırma yapılmaksızın teslim alındığının kabulü doğru değildir. Yine bilirkişi raporuna karşı taraf vekilleri itiraz etmiş olup, mahkemece itiraz nedenleri karşılanmadığı gibi, itiraz konusunda da bilirkişiden ek rapor alınmamıştır. Yine bilirkişi tarafından işlemiş faiz alacağının nasıl hesaplandığı belirtilmemiş olup, bu husus da denetime elverişli değildir.
Mahkemece yukarıdaki hususlar konusunda inceleme yapılarak ve eksik incelemenin tamamlanarak bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir…” gerekçeleri kapsamında bozulması üzerine bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma sonrası yargılama sırasında 01/12/2009 tarihli ve 5.008,57-TL bedelli bir adet irsaliyeli faturada üzerinde yazılı teslim alan kişinin davalı çalışanı olup olmadığı hususunda SGK belgeleri celp ve tetkik edilmiştir. Akabinde dava, cevap, itiraz dilekçeleri, dava dosyasına dayanak sözleşme, faturalar ile tüm dosya kapsamının tetkiki ve bozma ilamı doğrultusunda davacı ve davalı taraf ticari defterleri üzerinde inceleme icrası ile davacının takip tarihi itibari ile talep edebileceği alacak miktarının tetkiki, sözleşmenin 2. maddesi kapsamında vade farkı faturalarının dökümü, işlemiş faiz hesabının irdelenmesi, yanların itirazları mahkememiz ve Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli karşılanmak sureti ile mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamına alınan mali müşavir bilirkişi … … tarafından hazırlanan 05/09/2021 tarihli raporda özetle; “… Değerlendirmeler : Taraflar arasında 06.09.2006 tarihinde akdedilen “… Petrolleri Anonim Şirketi Bayilik Anlaşması” her iki tarafında kabulündedir.
Davacı taraf, davalı aleyhine 04.04.2012 tarihinde … İcra Müdürlüğünün 2012/… E. sayılı dosyası ile; 34.342 TL asıl alacak, 1.510,11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 35.852,11 TL üzerinden icra takibi başlatmıştır.
Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının 04.04.2012 icra takip tarihi itibariyle davalıdan 34.342,00 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça incelemeye yasal defter ve kayıtları ibraz edilmediğinden dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılamamıştır.
Davacı tarafça icra takibine konu edilen alacak dayanağı faturalar aşağıya çıkartılmıştır.
Yukarıdaki tablo incelendiğinde davacı tarafça talep edilen alacak dayanağı faturaların;
-5.008,57 TLsının Motorin muhteviyatlı
-11.448,81 TL sının “Vade Farkı” muhteviyatlı
-4.304,88 TL sının “Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli”
-8.023,88 TL sının “Emlak Vergisi 2010 1. Ve 2. Taksiti”
-4.624,30 TL sının “… Futbol Topu Pos Dışı”
-25,52 TL sının “Sadakat Programa Katılım Bedeli”
-920,40 TL sının “Periyodik Bakım Bedeli”
Muhteviyatlı faturalar olduğu görülmüştür.
Söz konusu fatura ve muhteviyatlarından davalının sorumlu olup olmayacağı hususu başlıklar halinde aşağıdaki şekilde değerlendirilmiştir.
-5.008,57 TL Tutarındaki Motorin muhteviyatlı Faturalar
Davacı tarafça dosyaya sunulan söz konusu fatura ve eki “Akaryakıt Teslim Formu” incelendiğinde; hem faturada hem de teslim formlarında … PLAKALI aracın ve … İsminin yer aldığı ve malın bu plakalı araca/şahsa teslim edildiği anlaşılmıştır.
SGK İzmit Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından dosyaya gönderilen 23.01.2021 tarihli yazı ekindeki davalı şirkete ait sigorta bildirgeleri incelendiğinde davalının “… …” isimli sigortalı çalışanının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Ancak 01.12.2009 teslim tarihli, davalının kaşe imzasının yer aldığı sipariş formu incelendiğinde; sürücü adının … … aracın … Plakalı araç olduğunun belirtildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; her ne kadar … … davalının sigortalı personeli değilse de davalının kaşe imzasının bulunduğu sipariş formunda hep araç plakasının hem de sürücü isminin yer alması ve dava konusu fatura ve muhteviyatlarının da aynı araç ve kişiye teslim edilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde teslim edilen sürücü ve araçtan davalının haberdar olduğu anlaşılmış olup, söz konusu fatura ve muhteviyatının davalının sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.
-11.448,81 TL tutarındaki “Vade Farkı” muhteviyatlı Faturalar ile ilgili incelemeler
Yargıtay Kararı çerçevesinde davacının taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde vade farkı talep edebileceği belirtildiğinden bu hususta tekrar bir değerlendirme yapılmamış olup davacı tarafça davalı adına düzenlenen vade farkı faturalarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususu aşağıdaki değerlendirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 2.maddesinin d maddesinde; “ IŞLETICI’ye peşin bedelle satış yapılması esastır. İŞLETİCİ, … ’ nin kredili satış şartlarını kabul ettiği takdirde, geri ödeme, teminat ve vade konularında taraflar arasında mutabakat sağlanması halinde IŞLETICI’ye kredili ve / veya iskontolu olarak satış yapılabilir. İşletici firma tarafından BP den alacağı mal ve bedelleri şartlarına uygun olarak ödeyecek.
Temerrüde düşmesi halinde … , … Bankası ve … tarafından kısa vadeli kredilere uygulanan faiz oranı ortalamasında vade farkı uygulanacaktır.” Belirtilmiştir.
Söz konusu madde kapsamında davalının davacı tarafça düzenlenen faturaları peşin olarak ödeme yapması gerekmektedir.
Dava dosyası incelendiğinde söz konusu bankalarca dosyaya faiz oranlarının gönderildiği görülmüştür.
-… tarafından gönderilen faiz oranları incelendiğinde;
… tarafından dosyaya kısa vadeli kredilere uygulanan faiz oranları gönderilmemiş olup mevduata uygulanan faiz oranları gönderildiğinden hesaplamaya … dahil edilmemiştir.
-… Bankası tarafından gönderilen faiz oranları incelendiğinde;
2009 yılında ortalama %31,9
2010 yılında ortalama %28,50
2011 yılında ortalama %29,5
2012 yılında ortalama %23 olduğu görülmüştür.
-… Bankası tarafından gönderilen faiz oranları incelendiğinde;
… bankası tarafından dosyaya gönderilen faiz oranları incelendiğinde tüm yıllar için uygulanan en yüksek faiz oranı %36 olarak belirtilmiştir.
Bu durumda … bankası ve … Bankası tarafından bildirilen faiz oranlarının yıllar itibariyle ortalaması aşağıya çıkartılmıştır.
2009 yılında ortalama %33,95
2010 yılında ortalama %32,25
2011 yılında ortalama %32,75
2012 yılında ortalama %29,50
Yukarıdaki oranlar uygulandığından davacı tarafça talep edilebilecek vade farkı adat faiz yöntemi kullanılmak suretiyle hesaplanarak aşağıya icmal tablo şekline hesaplanmıştır. (HESAPLAMA TABLOSU EKTEDİR)

Yukarıdaki tablo incelendiğinde davacı tarafça talep edilebilecek vade farkı tutarı 10.290,50 TL olarak hesaplanmıştır.
-4.304,88 TL tutarındaki “Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli” Faturaları ile ilgili incelemeler
Davacı tarafça davalı adına düzenlenen 10 adet toplam 4.304,88 TL tutarlı ve “Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli” muhteviyatlı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup bu hususta incelemeye de herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Belirtilen nedenlerle davacının söz konusu talepleri bu aşamada ispata muhtaç kalmıştır.
-8.023,88 TL “Emlak Vergisi 2010 1. Ve 2. Taksiti” muhteviyatlı Faturalar ile ilgili incelemeler
Davacı tarafça davalı adına düzenlenen 2 adet toplam 8.023,88 TL tutarındaki “Emlak Vergisi 2010 1. Ve 2.taksit” muhteviyatlı faturalarla ilgili olarak yapılan incelemelerde; davacı tarafça incelemeye PTT ödeme belgeleri sunulmuş olup söz konusu emlak vergilerinin davalı adına davacı tarafça ödendiği ve davalıya fatura edildiği anlaşılmaktadır. Açıklamalar neticesinde söz konusu bedelin davacı tarafça iş bu dava ile talep edilebileceği kanaatine varılmıştır
-4.624,30 TL “… Futbol Topu Pos Dışı” muhteviyatlı Faturalar ile ilgili incelemeler
Davacı tarafça davalı adına düzenlenen toplam 4.304,88 TL tutarlı ve “… Futbol Topu Pos Dışı” muhteviyatlı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup bu hususta incelemeye de herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Belirtilen nedenlerle davacının söz konusu talepleri bu aşamada ispata muhtaç kalmıştır.
-25,52 TL “Sadakat Programa Katılım Bedeli” muhteviyatlı faturan ile ilgili incelemeler
Davacı tarafça davalı adına düzenlenen toplam 25,52 TL tutarlı ve “Sadakat Programa Katılım Bedeli” muhteviyatlı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup bu hususta incelemeye de herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Belirtilen nedenlerle davacının söz konusu talepleri bu aşamada ispata muhtaç kalmıştır.
-920,40 TL “Periyodik Bakım Bedeli” muhteviyatlı Fatura ile ilgili incelemeler
Davacı tarafça davalı adına düzenlenen toplam 920,40 TL tutarlı ve “Periyodik Bakım Bedeli” muhteviyatlı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup bu hususta incelemeye de herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Belirtilen nedenlerle davacının söz konusu talepleri bu aşamada ispata muhtaç kalmıştır.
Yukarıda yapılan tespitler neticesinde davacı tarafça talep edilebilecek alacak tutarları;
-5.008,57 TL “Motorin”
-10.290,50 TL “Vade Farkı”
-8.023,88 TL “Emlak Vergisi 2010 1. Ve 2. Taksiti”olmak üzere toplamda 23.322,95 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı tarafça icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmektedir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 2.maddesinde peşin ödeme esası belirtilmekte olup bu çerçevede fatura tarihleri dikkate alınmak suretiyle davacı tarafça icra takip tarihine kadar talep edilebilecek işlemiş faiz aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.
İlgili dönemdeki TCMB Avans Faiz oranları aşağıya çıkartılmıştır.
Yürürlük Tarihi (*) Avans İşlemlerinde Uygulanan Faiz Oranı (%)
12.06.2009 19
22.12.2009 16
30.12.2010 15
29.12.2011 17,75
19.06.2012 16,5
İcra takip tarihi ise 04.04.2012 olup işlemiş faiz hesabı (ana para * gün sayısı * faiz oranı)/36.000 formülüne göre aşağıdaki şekilde yapılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde davacı tarafça talep edilebilecek işlemiş faiz tutarı 6.640,11 TL hesaplanmıştır.
Ancak davacı tarafça icra takibinde 1.076,50 TL talep edildiğinde taleple bağlılık ilkesi gereği işlemiş faiz yönünden 1.076,50 TL talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
5.SONUÇ
Rapor içerisinde de belirtildiği üzere;
Yargıtay Kararı ve Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde; raporumuzun “4.6-Değerlendirmeler” bölümünde detaylı açıklandığı üzere davacı tarafça talep edilebilecek alacak tutarları, asıl alacak olarak 23.322,95 TL, işlemiş faiz olarak 1.076,50 TL olmak üzere toplamda 24.399,45 TL olarak hesaplandığı…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mali müşavir bilirkişi … … tarafından hazırlanan 11/01/2022 tarihli ek raporda özetle; “…Değerlendirmeler: Davalı vekili emlak vergilerinin kimin tarafından yatırıldığı belli olmadığı dolayısı ile söz konusu vergilerin davacı tarafça yatırıldığı sonucuna varılamayacağını belirtmektedir. Ancak davalı tarafça dosyaya söz konusu vergilerin kendisi tarafından yatırıldığı hususunda da dosyaya ispat edici herhangi bir belge de sunulmadığından bu hususta bilirkişi kök raporumuzda herhangi bir değişiklik meydana gelmemiştir.
Netice İtibariyle Bilirkişi kök raporumuzda herhangi bir değişiklik meydana gelmemiş olup; Yargıtay Kararı ve Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde; raporumuzun “4.6-Değerlendirmeler” bölümünde detaylı açıklandığı üzere davacı tarafça talep edilebilecek alacak tutarları, asıl alacak olarak 23.322,95 TL, işlemiş faiz olarak 1.076,50 TL olmak üzere toplamda 24.399,45 TL olarak hesaplandığı…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekiline 4.304,88 TL bedelli, Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli faturası; 4.624,30 TL bedelli, … Futbol Topu Pos Dışı faturası; 25,52 TL bedelli, Sadakat Program Katılım Bedeli faturası ve 920,40 TL bedelli, Periyodik Bakım Bedeli faturasına yönelik hizmet ilişkisine dayanak yazılı delillerini ibraz etmek üzere 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi halde mevcut dosya ve delil durumuna göre değerlendirme yapılacağının ihtarına karar verilmiş olup herhangi bir yazılı delilin ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Önceki ara karar gereğince belge ibraz edilmesi halinde dayanak belgeler ve davalı ticari defterlerinde kayıtlı hususlarının irdelenmesi sureti ile iddia, savunma, itirazlar ve bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve ek inceleme günü verilmiş ise de davalı ticari defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi … … tarafından hazırlanan 17/11/2022 tarihli 2. ek raporda özetle; “..05/09/2011 tarihli bilirkişi kök raporunun sonuç kısmında aynen;“Yargıtay Kararı ve sayın mahkemece verilen görev çerçevesinde; raporumuzun “4.6-Değerlendirmeler” bölümünde detaylı açıklandığı üzere davacı tarafça talep edilebilecek alacak tutarları, asıl alacak olarak 23.322,95 TL, işlemiş faiz olarak 1.076,50 TL olmak üzere toplamda 24.399,45 TL olarak hesaplandığı,” Hususları yer almaktadır.
11/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun netice kısmında aynen; Yargıtay Kararı ve sayın mahkemece verilen görev çerçevesinde; raporumuzun “4.6-Değerlendirmeler” bölümünde detaylı açıklandığı üzere davacı tarafça talep edilebilecek alacak tutarları, asıl alacak olarak 23.322,95TL, işlemiş faiz olarak 1.076,50 TL olmak üzere toplamda 24.399,45 TL olarak hesaplandığı,” Hususları yer almaktadır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan 25.01.2022 tarihli bilirkişi ek raporuna karşı verilen itiraz dilekçesinde yine Kök rapora karşı verilen dilekçesini tekrar etmiş ve müvekkil tarafından davalıya verilen hizmetlere ilişkin 4.304,88 TL bedelli, Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli faturası; 4.624,30 TL bedelli, … Futbol Topu Pos Dışı faturası; 25,52 TL bedelli, Sadakat Program Katılım Bedeli faturası; 920,40 TL bedelli, Periyodik Bakım Bedeli olmak üzere toplamda 4 adet toplam 9.875,10 TL bedelli hizmet faturalarının dahil edilerek hesaplama yapılmasını beyan etmiştir.
Sayın mahkemenizin 30.03.2022 tarihli celsesinde; “ Davacı vekiline; 4.304,88 TL bedelli, Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli faturası; 4.624,30 TL bedelli, … Futbol Topu Pos Dışı faturası; 25,52 TL bedelli, Sadakat Program Katılım Bedeli faturası ve 920,40 TL bedelli, Periyodik Bakım Bedeli faturasına yönelik hizmet ilişkisine dayanak yazılı delillerini ibraz etmek üzere 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi halde mevcut dosya ve delil durumuna göre değerlendirme yapılacağının ihtarına” karar verildiği görülmektedir.
Dava dosyası incelendiğinde davacı tarafça söz konusu faturalarla ilgili olarak dayanak belgelerin dosyaya sunulduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup bilirkişi ek ve kök raporumuzda herhangi bir değişiklik meydan gelmemiştir…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yanlar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşme ilişkisi kapsamında düzenlenen 7 adet faturadan kaynaklı (5.008,57-TL Motorin muhteviyatlı, 11.448,81-TL “Vade Farkı” muhteviyatlı, 4.304,88-TL “Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli” , 8.023,88-TL “Emlak Vergisi 2010 1. ve 2. Taksiti” , 4.624,30-TL “… Futbol Topu Pos Dışı”, 25,52-TL “Sadakat Programa Katılım Bedeli”, 920,40-TL “Periyodik Bakım Bedeli” muhteviyatlı fatura olmak üzere) alacak isteminin icra takibine ve huzurdaki itirazın iptali davasına konu olduğu sabit olup bozma ilamı gereğince yürütülen yargılama kapsamında; davalıya yeniden eksik olan ticari defter ve belgelerini sunması için mahkememizce HMK’nın 222. maddesi ihtaratı ile iki kez süre verilmiş ise de herhangi bir ticari defter ibraz edilmemiştir. Bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde inceleme icrası mümkün olabilmiştir. Taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin 2. maddesinde açıkça vade farkı ödeneceği düzenlenmiş olmakla davacının anılı hükme göre vade farkı talep edebileceği saptanmış olup mali müşavir bilirkişi marifeti ile takibe dayanak vade farkı faturasının dosya kapsamına uygun şekilde denetime elverişli şekilde hesaplandığı, böylece esas alınmaya elverişli olup denetlenen vade farkı faturalarının celp edilen banka faiz oranları ortalaması ile hesaplanması sureti ile 10.290,50TL vade farkı istemine cevaz verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Mahkememizce icra takibe dayanak faturalardan olan 01/12/2009 tarihli, 5.008,57-TL bedelli irsaliyeli faturada yazılı teslim alan kişinin davalı şirket çalışanı olup olmadığı konusunda SGK marifeti ile inceleme yapılmış olup davacı tarafça dosyaya sunulan söz konusu fatura ve eki “Akaryakıt Teslim Formu” incelendiğinde; hem faturada hem de teslim formlarında … plakalı aracın ve … … isminin yer aldığı ve malın bu plakalı araca/şahsa teslim edildiği görülmüştür. … Merkezi tarafından dosyaya gönderilen yazı ekindeki davalı şirkete ait sigorta bildirgeleri incelendiğinde davalının “… …” isimli sigortalı çalışanının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte 01/12/2009 teslim tarihli, davalının kaşe imzasının yer aldığı sipariş formu incelendiğinde; sürücü adının … …, aracın … plakalı araç olduğunun belirtildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla SGK kayıtlarında … … isimli çalışana rastlanılmamış ise de davalının kaşe ve imzasının bulunduğu sipariş formunda hem araç plakasının hem de sürücü isminin yer alması ve dava konusu fatura ve muhteviyatlarının da aynı araç ve kişiye teslim edilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde ve kayıt dışılık olgusu da göz önünde bulundurulduğunda söz konusu fatura ve muhteviyatından davalının sorumlu olması gerektiği kanaatine varılmıştır. 4.304,88-TL tutarındaki “Otomasyon ve Taşıtmatik Servis ve İletişim Bedeli” faturaya konu hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olmakla ispata muhtaç kaldığı anlaşıldığından işbu faturaya konu alacağa cevaz verilmeyeceği anlaşılmıştır. 8.023,88-TL bedelli “Emlak Vergisi 2010 1. ve 2. Taksiti” muhteviyatlı fatura ile ilgili davacı tarafça incelemeye … ödeme belgeleri sunulmuş olup söz konusu emlak vergilerinin davalı adına davacı tarafça ödendiği ve davalıya fatura edildiği anlaşılmaktadır. Açıklamalar neticesinde söz konusu bedelin tahsili talebine cevaz verilmesi gerekmiştir. 4.624,30-TL bedelli “… Futbol Topu Pos Dışı” muhteviyatlı faturaya konu hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup ispata muhtaç kaldığı anlaşıldığından işbu faturaya konu alacağa cevaz verilmeyeceği anlaşılmıştır. 25,52-TL bedelli “Sadakat Programa Katılım Bedeli” muhteviyatlı faturaya konu hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup ispata muhtaç kaldığı anlaşıldığından işbu faturaya konu alacağa cevaz verilmeyeceği anlaşılmıştır. 920,40- TL bedelli “Periyodik Bakım Bedeli” muhteviyatlı faturaya konu hizmetlerin davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış olup ispata muhtaç kaldığı anlaşıldığından işbu faturaya konu alacağa cevaz verilmeyeceği anlaşılmıştır. Son olarak icra takip tarihi itibari ile talep edilmesi mümkün işlemiş faiz alacağının dosya kapsamına uygun şekilde denetime elverişli şekilde hesaplandığı, böylece esas alınmaya elverişli olup 1.076,50-TL işlemiş faiz alacağına cevaz verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Anılı tespitler ışığında; icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 23.322,95-TL asıl alacak, 1.076,50-TL işlemiş faiz olmak üzere neticeten 24.399,45-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu noktadan sonra mal/hizmet alım bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı takip borçlusunun mal/hizmet bedelini ödediğini HMK’nın 200. maddesi uyarınca yazılı herhangi bir delille ispat edemediği, alacağın fatura, cari hesap alacağına dayalı olmakla likit olduğu, icra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle 6352 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce olup davacı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğünün 2012/9663 esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 23.322,95-TL asıl alacak, 1.076,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.399,45-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 23.322,95-TL takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Alacağın % 40’ı oranındaki 9.759,78-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.666,73 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 353,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.313,48 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan 4.054,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.759,12 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafça yapılan 370 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 118,19 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
7- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
9- Davacı tarafça peşin yatırılan 353,25 TL harç ile 21,15 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 374,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır