Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2020/522 Esas
KARAR NO : 2023/235
DAVA:Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:31/10/2019
KARAR TARİHİ:30/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı şirkete ait ürünlerin müşterilere dağıtım ve teslimini davalı şirketin yürüttüğünü, müvekkili şirketin müşterisi olduğu … Ticaret Merkezi A.Ş ile yapılan görüşmede bir kısım kargolara ilişkin ürünlerin ilgili şubelere teslim edilmediğinin beyan edilmesi üzerine bu ürünlere ilişkin davacı şirkete bedel ödenmesinden imtina edildiğini, işbu gönderilere ilişkin teslim makbuzlarının bir örneğinin davacı şirkete ibraz edilmesi, aksi takdirde davacı şirketin zararının tazmininin talep edileceğine ilişkin …. Noterliğinin 08/10/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile ihtar çekildiğini, davalı tarafından eksikliklerin giderilmemesi üzerine İstanbul … Noterliğinin 23.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile yapılan hatalı teslimat nedeniyle davacı şirket nezdinde oluşan zararın tazmini talep edilmiş ise de davalı tarafça herhangi bir işlem yapılmadığından bahisle davacı şirket nezdinde meydana gelen zararın tazmininin sağlanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilince süresinde sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 22/12/2017 tarihinde akdedilen sözleşme ile yetki hususu düzenlendiği ve İstanbul Mahkemesinin yetkili kılındığı bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiği, öte yandan zamanaşımı itirazında bulunduğunu, taşınmak üzere teslim alınan ürünlerin alıcılarına teslim edildiğini, müvekkilinin taşıma ilişkisinden kaynaklı edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, aksi durumun iddia edilmesi durumunda dahi davacının gerçek zararını ispat etmesi gerektiğini, gönderenin, gönderi içeriğinin ne olduğunu beyan etmek ve buna ilişkin belgeleri taşıyıcıya teslim etmekle mükellef olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
…. Noterliği’ne müzekkere yazılarak 08/10/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarının aslı istenilmiş olup, noter onaylı örneği dosyamız arasına alınmıştır.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak 23/11/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı istenilmiş olup, noter onaylı örneği dosyamız arasına alınmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli, … sayılı yetkisizlik kararı ile, mahkememizin 2022/522 Esas sayılı dava dosyasına tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir … ve lojistik uzmanı …marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin hazırlanan rapor ve ek raporlar teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir … ve lojistik uzmanı … tarafından hazırlanan 25/02/2022 tarihli kök raporlarında özetle;
” Tüm dava dosyası, iddia, savunma, taraf ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap
ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı şirketin 2017 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine göre delil teşkil ettiği, vakıanın ticari alışverişten kaynaklanmadığı, hatalı testimattan kaynakladığı bu nedenle vakıada davalı ticari defterleri ve defter hesap bakiyesinin irdelenmesine gerek olmadığı, vakıanın; davacı tarafından, davalı şirket vasıtasıyla … Ticaret Merkezi A.Ş ye gönderdiği, malların bir kısmının alıcı … Ticaret Merkezi A.Ş davalı tarafından teslim edilmemesinden kaynaklanan ve davacı tarafından davalı şirketten tazmini istenen alacaktan kaynaklandığı, bu alacağın teknik inceleme sonucu ortaya çıkacağı, toplam 49 adet kargo gönderisinin alıcılarına teslim edildiği, 70 adet gönderiye ait dokümanların silik, karartı halde olması nedeniyle dokümanlar üzerinde herhangi bir incelenme ve tespit yapılamadığı, emtia-kargo gönderileri ile ilgili dosyaya sunulu davalı taşıyıcı tarafından düzenlenen taşıma irsaliyelerinin tamamında standart kargo tanımlı olduğu görüldüğü, sevk edilen ürünlerin içeriği ile ilgili hiçbir kayıt bulunmadığı, bu durumda, davacı yanın müşterilerine gönderdiği emtia kargolardan hangilerinin davalı taşıyıcı tarafından alıcılarına teslim edildiği, hangilerinin teslim edilmediğinin tespitinin mümkün olamayacağı, ” şeklinde mütaalada bulunulmuştur.
Mahkememizce taraf vekillerinin dilekçeleri kapsamında tarafların rapora itiraz ve beyanlarına yönelik bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin ek rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişiler mali müşavir … ve lojistik uzmanı …’ın vefat etmesi sebebiyle, mahkememizin 6 nolu celse 3 nolu ara kararı ile görevlendirilen …tarafından hazırlanan 07/05/2022 tarihli kök raporlarında özetle;
” Tüm dava dosyası, iddia, savunma, taraf ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde kök rapora ilaveten, dava tarihi ile sevkiyat tarihi arasında 1 yıldan daha fazla süre olması nedeni ile TTK 855 (1) Maddesi hükmüne göre zamanaşımı olduğu tespit edilmiş olup, hukuki kanaatinin mahkemenin taktirine sunulduğu;sözleşmenin ilgili hükmü gereğince; davalı taşıyıcının sisteminde teslim gözüken ancak, ıslak imzalı belgesi dosya kapsamına sunulmadığı tespit edilen 29 adet kargonun teslim sayılacağı kanaatine ulaşılmakta olup, hukuki kanaatinin mahkemenin taktirine sunulduğu; davaya konu, ıslak imzalı belgesi dosya kapsamına sunulmayan ancak sistem kayıtlarında teslim gözüken 29 adet kargonun, sözleşmenin 11. Maddesi gereğince teslim sayılacağı kanaatine ulaşılmakla birlikte; sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde tazmin tutarının alternatifli olarak aşağıdaki gibi tespit edildiği; Mahkemenin ürün değeri üzerinden tazmin ödemesini taktir etmesi halinde;
29 Adet yukarıdaki tazmin hesaplama tablosunda da detayı verilen- sevkiyata ait toplam ürün fatura değerinin 61.143,17 TL olarak tespit edildiği; Mahkemenin TTK’nun madde 882 sorumluluk sınırı hükmüne göre tazmin ödemesini taktir etmesi halinde; 29 adet yukarıdaki tazmin hesaplama tablosunda da detayı verilen- sevkiyata ait toplam SDR/Sınırlı Sorumluluk Tutarının 56.887,31TL olduğu,” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Bilirkişiler mali müşavir … ve lojistik uzmanı …tarafından hazırlanan 10/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporlarında özetle; Tüm dava dosyası, iddia, savunma, taraf ticari defterleri ile dava konusu muhasebe hesap ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, Toplam 159 adet kargonun davalı tarafından dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerden sevkiyat ve teslim bilgilerine yönelik sonuçlar incelendiğinde; 8 adet kayıt mükerrer olarak listeye iki kez yazılmış olduğu tespit edildiği, 109 adet ıslak imzalı (teslim alanın adı soyadı ve/veya firma kaşesi imza olan) olarak teslim edildiği tespit edildiği, 29 adet teslim bilgisi var, ıslak imzalı belgenin sunulamadığı, (Davalı tarafın
sisteminde bulunan bilgi, davalı tarafından da ekran görüntüleri dava dosyasına sunulmuştur). 11 adet kargo iade olarak gelmiş olup, gönderici firmaya teslim edilmiş olduğu, 2 adet kargonun takip numarası yazılmadığı için sonuç üretilemediği, davalı taşıyıcının kargo takip sisteminde (ekran kayıtlarında) teslim gözüken ancak, ıslak imza ile teslimatı belgelerle ispatlanamayan 29 adet kargonun teslim sayılıp sayılamayacağı hususunun mahkemeye sunulduğu, mahkemenin 29 adet ıslak imzalı belgesi sunulmayan kargoları teslim olarak kabul etmemesi halinde, TTK Taşıyıcının Sınırlı Sorumluluğu Madde 882 hükmüne göre; Taşıyıcının tazmin değerinin 56.904,18 TL olarak hesaplandığı, ” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememiz açılan iş bu dava; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine dayalı ayıplı hizmet sebebiyle uğranılan zararın tazminine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli, … sayılı yetkisizlik kararı ile, mahkememizin 2022/522 Esas sayılı dava dosyasına tevzi edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 875. Maddesinde ” (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.” şeklinde düzenlenmiştir.
882. Maddesinde “- (1) Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
(2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu;
a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının,
b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
(3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır.
(4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı yan şirkete ait ürünlerin müşterilere dağıtım ve teslimini davalı şirketin yürüttüğünü, müvekkili şirketin müşterisi olduğu … Ticaret Merkezi A.Ş ile yapılan görüşmede bir kısım kargolara ilişkin ürünlerin ilgili şubelere teslim edilmediğinin beyan edilmesi üzerine bu ürünlere ilişkin davacı şirkete bedel ödenmesinden imtina edildiğinden bahisle davacı şirket nezdinde meydana gelen zararın tazmininin sağlanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı ise zamanaşımı itirazında bulunmuş, taşınmak üzere teslim alınan ürünlerin alıcılarına teslim edildiğini, müvekkilinin taşıma ilişkisinden kaynaklı edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini iddia etmiştir. Taraflar arasında 22/12/2017 tarihli sözleşmeden kaynaklanan taşıma ilişkisinin mevcut olduğu hususunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davaya kon malların dava dışı şirkete teslim edilip edilmediği, teslim edilmemiş ise davacı tarafça dava dışı müşteriye ödenen fatura bedellerini davalı kargo şirketinden talep hakkının olup olmadığı, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, meydana gelen zararın ne kadar olduğu hususlarından oluştuğu görülmektedir.
Zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmede; taşıma işlerinde zamanaşımı TTK 855.maddesinde düzenlenmiştir.855/5. fıkrada “…Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı;
a) Eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse,
b) Yolcu geç ulaşmışsa,
taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar.” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olayda dava konusu taşınan emtiaların kaybolduğu anlaşıldığından uygulanması gereken zamanaşımı süresi yasal düzenleme kapsamında üç yıldır. Taraflar arasında sözleşmenin 2017 yılında imzalandığı, dava konusu kargolara ilişkin sevkiyat tarihlerinin 2017 olduğu davacının 08/10/2018 ve 23/11/2018 tarihli ihtarnameleri davalıya gönderdiği ve davasını 31/10/2019 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı görülmekle birlikte davalı tarafın zamanaşımı definin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmış ve davanın esası değerlendirilmiştir.
Davanın esası yönünden yapılan değerlendirmede taraf vekillerinin ibraz ettiği deliller ve davacı-davalı şirket defter ve kayıtlarının bilirkişiler taarfından incelenmesi sonucunda; davacı yanın dava dışı şirkete ulaştırılmak üzere 159 adet kargonun bulunduğu, bunlardan 109 tanesinin ıslak imzalı olarak dava dışı şirket tarafından teslim alındığı, 11 adet kargonun iade döndüğü, 2 adet kargonun takip numarası olmadığı için tespit yapılamadığı, 8 adetinin mükerrer kayıt olduğu ve 29 tanesinin ise ıslak imzalı olarak teslim edilmediği görülmüştür. O halde mahkemece davalı sistemlerinde olan ancak ıslak imza ile teslimi yapılmadığı tespit edilen ve dava konusunu oluşturan kargoların bu 29 adet kargodan ibaret olduğunun kabulü gerekmiştir. Davacının 29 adet kargosunun teslim edilmediğine ilişkin kabulün ardından zarar miktarının hesaplanması gerekmektedir. Bu anlamda taraflar arasındaki sözleşmenin 7.3 maddesi gereği irdeleme yapılmış ve 29 adet ürünün ne olduğuna ilişkin karşılıklı mutabakat belgesinin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda da sözleşmenin belirtilen ilgili maddesine ve TTK 882. maddesine uygun yapılan bilirkişi hesaplaması mahkememizce esas alınmış ve 29 adet kargo bedelinin 56.904,18 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı yan davasını HMK 107. Maddesine dayalı olarak 10.000 TL bedelle açmış ve tahkikatın biteceği bildirilmesine rağmen HMK 107/2. maddesi uyarınca bedel artırım talebinde bulunmamıştır. Açıklanan bu nedenle davacının davası harçlandırdığı dava değeri üzerinden kabul edilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın KABULÜ İLE,
10.000 TL’nin 10/10/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 683,1TL karar harcından 170,78TL peşin harcın mahsubu ile 512,32TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNE’YE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 170,78TL peşin harç ve 44,40TL başvurma harcı olmak üzere toplam 215,18TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 5.262,5TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023
Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır