Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/504 E. 2021/435 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/504 Esas
KARAR NO : 2021/435
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 14/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş. ile karşı taraf … arasında yapılan arabuluculuk görüşmelerinde herhangi bir sonuç alınamadığını, bu nedenle arabuluculuktan sonuç alınamadığından işbu davanın açılma zorunluluğunun doğduğu, Elektronik Cihaz Sigortası ile müvekkil şirket nezdinde … No’lu Poliçe ile 01.06.2016 – 01.06.2017 tarihleri arasında … ve Tic. A.Ş. adına makineleri Makine Kırılması Sigorta Genel Şartları ve poliçede yazılı özel şartlar çerçevesinde sigortalı olduğunu, sigortalı makinelerde 27.06.2016 tarihinde yapılan ekspertiz raporu incelenmesinde makinenin elektriksel/voltaj dalgalanması neticesinde maddi hasarın oluştuğu tespit edilen hasar sebebi ile beyan edilen hasar sebebi ile fabrika teknik tespitlerinin uyumlu olduğunu, poliçedeki riziko adresinde elektrik akımında meydana gelen arıza sebebiyle ani voltaj dalgalanmalarına bağlı olarak elektronik cihaz hasarı meydana geldiğini, bu durumun ekspertiz incelemesinde de tespit edildiği, bu nedenle davalı tarafın meydana gelen olayda kusurlu ve sorumlu olduğu, işbu hasar neticesinde müvekkil şirkete başvuru yapıldığını, ekspertiz incelemesinde tespit edilen hasar bedelinin toplam 2.932,40 TL. hesaplandığını, hasar bedelinin … ve Tic. A.Ş. ‘ye müvekkil şirket tarafından 17.03.2017 tarihinde ödendiğini, TTK.’nun 1301. maddesine göre müvekkil şirketin haklarına halef olduğunu, hasar bedeli davalı taraftan talep edilmiş ise de, davalının ödemeye yanaşmadığı ve başlatılan icra takibinede haksız bir şekilde itiraz ederek takibin durdurulması üzerine işbu davanın açılma zorunluluğunun doğduğunu, sonuç olarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 3.278,35 TL. tazminatın fiili ödeme günü olan 17.03.2017 tarihinden itibaren ve o günkü kur üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının Merkez Bankasının dövize uyguladığı en yüksek oranlı faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, ayrıca davanın görevli mahkemede açılmadığını, davacının regülatör ve sayacının yanmasında müvekkil şirketin herhangi bir kusurunun olmadığını, müvekkili tarafından herhangi bir voltaj dalgalanması ve ani elektrik verilmesi gibi bir durumun yapılmasının mümkün olmadığını, hasarın meydana geldiği bildirilen 08.05.2017 tarihinde müvekkil şirket tarafından sigortalı işyerinin enerji aldığı hatlar üzerinde herhangi bir çalışma yapılmadığını, söz konusu hasarın sigortalı işyerinin elektrik tesisatından kaynaklanabilecek sorunlar nedeniyle olabileceği, bozulduğu belirtilen cihazların malzeme, işçilik ve benzeri nedenlerden dolayı da bozulabileceğini, müvekkili şirket kayıtlarında hızlı bir şekilde yapılan incelemede arıza tarihinde herhangi bir arıza kaydı olmadığını, davacı tarafın sigortalısı tarafından da müvekkil ihbar hattına herhangi bir dalgalanma müracatının da olmadığı, bu durumun söz konusu hasarın dava dışı sigortalının kendi iç tesisatından kaynaklanan bir hatadan dolayı meydana gelmesi anlamına geleceği, bu tür hasarlarda müvekkil şirketin sorumluluğu dışındaki elektrik iç tesisatlarında olabilecek hatanın ve kısa devre akımını korumadaki eksikliklerin hasarlara sebebiyet verebileceğini, sonuç olarak, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle müvekkil hakkında haksız sebeplerle açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen ….İcra Müdürlüğü’nün 2017/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine rücu alacağına istinaden faizler dahil toplam 3.278,35 TL alacağın ticari faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalı şirketin vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… Makine Mühendisliği Fakültesinden öğretim üyeleri bilirkişiler Prof. Dr. … , Prof. Dr. … ile … Elektrik Mühendisliği Fakültesinden öğretim üyesi Dr. …tarafından düzenlenen 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda;
“Rapor içinde bulunan otel içinde asansörün beslendiği alçak gerilim şebeke parçasına ait tek kutuplu elektrik devresinin üzerinde işaretlenen elektriksel bozucu etkiler meydana geldiğinde, eş zamanlı birçok makine ve elektronik cihaz bu bozucu etkiler ile besleneceğinden, bu cihazlarda da değişen niteliklerde hasarlar meydana gelmesi beklenebilir. Şemada görülen bozuk dalga şekli karşılaştığı empedans ile orantılı akımı asansörün panosu içersine doğru akıtacak olup, oluşması muhtemel dv/dt ve di/dt aşırı büyük darbe değerleri ve yönetmelikte belirtilen limit değerleri üzerindeki dalgalanmalar sadece bir panoda değil, birçok panoda farklı etkiler yapması gerektiği halde, dosyadaki bilgilerde böyle etkilerin olmadığı, sadece bir adet asansör panosu içinde lokal bir arıza meydana geldiği görülmüştür. Kısaca, tek hat şemadan görüleceği üzere gerilim dalgalanmasının otel içindeki tüm panolara ulaşacağı, bu panolarda o andaki işletme durumu ve eşdeğer empedansa göre farklı etkiler göstereceğinden, diğer panolarda da benzer etkilerin görülmesi gerekir. Ancak, böyle bir etki olmadığı görülmüştür.
Dosyadaki bilgilerde arızaların şebeke gerilimin dalgalanması olduğu söylenmektedir. Oysa, motorun klemens kutusuyla doğrudan irtibatlı IGBT modüllerinin girişlerine gelen DC gerilimi elde etmek için, öncelikle Alternatif gerilim dalgaları doğrultucudan geçirilerek doğrultulmakta ve kondansatörler vasıtasıyla dalgalılık düzeltilmektedir. DC bara dediğimiz bu devrede herhangi bir şekilde gerilim yükselmesi olduğunda dc kıyıcı dediğimiz devre gerilim değerini anında ayarlayarak (regüle ederek] IGBT’lerden oluşan Evirici katına vermektedir. Bu nedenle şebeke ile evirici arasında doğrultucu katı olup, bu kısmın arızalandığına yönelik bir tespit yapılmamıştır. Kısaca, şebekeden gelecek bir elektriksel bozucu etkinin öncelikle doğrultucu kısmı hasarlaması gerekir. Ancak, bu gerçekleşmemiştir.
Neticede, açıklanan teknik gerekçelerle, söz konusu arızanın elektrik şebekesi ile doğrudan irtibatlandırılabilmesinin dosyadaki bilgi ve bulgularla mümkün olmadığı, ayrıca gerilim dalgalanmasını işaret edecek bir bulgunun da dosyada bulunmadığı, teknik olarak asansör sistemleri işletme durumu gereği sürekli elektriksel frenleme yaparlar. Bu frenleme durumunda güç kısa süreliğine DC baraya yönlenerek gerilimi yükseltir. Eviricide bir bozulma olmadığı dikkate alındığında, hasarın 375 elektronik kartında ve DC kontaktörde (muhtemelen kontrol bobininde] ani ve beklenmedik gelişmiş bir elektriksel hata nedeniyle olduğu, bu hata ile davalı arasında uygun illiyet bağı kurmanın mümkün olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; davacı şirket nezdinde Elektronik Cihaz Sigortası kapsamında sigortalı cihazın elektrik dalgalanması sonucu arızalandığı iddiası ile sigortalısına ödeme yapan davacı yanın sigortalısının halefi sıfatıyla davalı … aleyhinde TTK’nun 1472. madde kapsamında açtığı rücuen tazminat davasıdır.
Halefiyetten kaynaklanan rücu davası esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onunu halefi olarak sigortacı tarafından açılması olduğundan, sigortacının tabi olduğu zamanaşımı süresi sigortalının aynı zarar sorumlusu aleyhine açacağı davanın zamanaşımına tabidir. Bu kapsamda dava dışı sigortalının davalı …’a açacağı davada TBK’nun 72/1. maddesi uyarınca haksız fiillerde uygulanan 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, 08/05/2017 tarihi itibarıyla zarar meydana gelmekle davacı yanca takibin başlatıldığı 09/08/2017 tarihi itibarıyla TBK’nun 154/1-2. maddesi gereğince zamanaşımının kesilerek 2 yıllık sürenin yeniden işlemeye başladığı, ayrıca TBK’nun 157/2. maddesinin alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağı hükmünü haiz olduğu, buna göre takipte alacaklı vekilinin en son 25/07/2019 tarihi itibarıyla işlem yaptığı görülmekle, takip tarihinden itibaren 2 yıl geçmeden yapılan bu işlemin zamanaşımının kesilmesini sağladığı, eldeki dava 14/09/2020 tarihinde açılmakla son işlem tarihinden dava tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden davanın zamanaşımına uğramadığı görülmüş olup, davalı yanın zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; dosya İTÜ’den seçilen bilirkişilerden oluşan heyete tevdii edilmekle, ayrıntılı ve gerekçeli yazılmakla mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda; elektrik şebekesinden kaynaklanan dalgalanmanın yalnızca bir panoda değil birçok panoda farklı etkiler yapması gerektiği halde yalnızca bir asansör panosu içinde lokal arızanın meydana geldiği, şebekeden gelecek elektriksel bozucu etkinin öncelikle doğrultucu kısmı hasarlaması gerekirken somut olayda bunun gerçekleşmediği, söz konusu arızanın elektrik şebekesi ile doğrudan irtibatlandırılmasının dosya kapsamında mümkün olmadığı, gerilim dalgalanmasını işaret edecek bir bulgunun da dosyada bulunmadığı, hasarın 375 elektronik kartında ve DC kontraktörde ani ve beklenmedik gelişmiş elektriksel bir hata nedeniyle oluştuğu, bu hata ile davalı arasında illiyet bağı kurulmasının mümkün olmadığı hususlarının belirlendiği görülmekle, dava dilekçesindeki iddialar kapsamında sigortalısının cihazının arızalanmasında davalı şirketin kusurunun bulunduğu ve söz konusu arızanın davalı sorumluluğundaki elektrik şebekesindeki dalgalanmadan kaynaklandığı davacı yanca kanıtlanamadığından davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.278,35 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillürenen yüzüne karşı, miktar itibarıyla kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır