Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/5 E. 2021/871 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/5 Esas
KARAR NO : 2021/871
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı temlik eden … A.Ş. ile dava dışı borçlu … San.ve Tic.Ltd.Şti arasında 22.11.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imza edildiğini, Genel Kredi Sözleşmesini davalı borçlu … müteselsil kefil/müşterek borçlu sıfatı ile imza ettiklerini, genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin geri ödenme-mesi neticesinde temlik eden banka tarafından ….Noterliğinin 3.12.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide dilerek hesap kat edildiğini, iş bu alacak, alacağın varlığı taahhüt eden … A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen … Noterliğinin 28.6.2016 tarih ve … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile … A.Ş.ye devir ve temlik edildiğini, temlik beyanı ve ekleri dayanak icra dosyasında mübrez olduğunu, … Mersis numaralı … A.Ş.’nin (Devrolunan) , 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 155/1-b maddesi ve 156. maddesi hükümleri gereği (Devralan) … Mersis numaralı … A.Ş. tüzel kişiliği altında birleşmesine yönelik başvurusu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 8179 numaralı kararıyla uygun görüldüğünü, (Devrolunan) … A.Ş.’nin … A.Ş. tüzel kişiliği altında birleşmesine ilişkin tescil işlemi … nezdinde yapıldığını, TTK 153/1 “Birleşmenin ticaret siciline tescili ile geçerlilik kazanır Tescil anında devrolunan şirketin bütün aktif ve pasifi kendiliğinden devralan şirkete geçeceği” hükmünü amir olmakla müvekkil … A.Ş., yapılacak tüm işlemler, resmi yazışmalar, icra takipleri ve davalarda … A.Ş. yerine kendiliğinden taraf sıfatı kazandığını, müvekkil şirket böylelikle temlik edilen alacak bakımından da alacaklı sıfatını haiz olduğunu, temlik alınan alacak ile ilgili olarak bu kez 25.3.2019 tarihinde … İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosyasından davalı borçlu … hakkında bakiye alacak tutarı olan 112.423,19TL. üzerinden ilamsız icra takibine girildiğini, davalı borçlu takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalıların itirazları haksız ve kötü niyetli olup icra takibini sürüncemede bırakmak amacını taşımakta olduğunu, zira tarafımızdan bu takibe dayanılarak davalı borçlu … tarafından alacaklılarından kaçırılan mallara el atmak için Tasarrufun İptali talepli davalar ikame edilmiş durumda olduğunu, … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin de devamını, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mahkeme dosyasına sunduğu Genel Kredi Sözleşmesindeki imza müvekkil …’a ait olmadığını, dolayısıyla müvekkilin imza atmadığı bir belgeden kaynaklanan sorumluluğunun olduğunun iddia edilmesi hukuken mümkün değildir. Genel Kredi Sözleşmesindeki imza kesinlikle müvekkile ait olmadığını, dolayısıyla mevcut davanın hukuki bir dayanağı bulunmamakta olduğunu, mahkeme tarafından imza incelemesi yapıldığında takibe konu sözleşmede yer alan imzanın müvekkile ait olmadığının görüleceğini, ödeme emrinde belirtildiği gibi alacaklı tarafa müvekkilin herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, davacı tarafından yine müvekkil aleyhine kendisine icra dosyasından ödeme emri dahi gönderilmeden haksız yere açılan … Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019-… Esas sayılı Tasarrufun İptali davası mevcut olduğunu, dosyanın 24.10.2019 tarihli duruşma zaptında görüleceği üzere müvekkile icra dosyasından ödeme emri gönderilmediği tarafımızdan beyan edildikten sonra davacı tarafından icra ödeme emri müvekkile gönderilmiş ve haksız yere açılan icra dosyasına imzaya borca ve faize itiraz edildiğini, müvekkil 1990 yılından beri yurtdışında yaşamakta olup Türkiye de herhangi bir ticareti veya işi olmadığı gibi davacının iddia ettiği gibi kaçıracak herhangi bir malı da bulunmamakta olduğunu, genel Kredi Sözleşmesinde açık bir şekilde imza sahtekarlığı yapıldığını, bu sebeple müvekkil de imza itirazında bulunduğunu, 1990 yılından beri yurtdışında yaşayan müvekkilin icra dosyasını durdurmak için haksız itiraz ettiği iddiası somut bir delile dayanmamakta olduğunu, davaların uzamasının müvekkile herhangi bir faydası bulunmamakta olduğunu, hatta müvekkil uğradığı haksızlık dolayısıyla bu davalarla karşılaşmaktan manevi olarak büyük rahatsızlık duymakta olduğunu, bu davalar dolayısıyla zaman zaman Türkiye’ye gelmekte olup maddi olarak da zarara uğramakta olduğunu, davacı vekilinin 07.10.2020 tarihli celsede derdest olan tasarrufun iptali davasında müvekkil aleyhine aciz vesikası alındığı iddiası da gerçeği yansıtmamakta olduğunu, … Asliye Hukuk Mahkemesi 2019- … Esas sayılı Tasarrufun iptali dosyasında; mahkemenize ait dosyanın bekletici mesele yapılmasına karar verildiğini, genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın müvekkil …’ a ait olmaması dolayısıyla davanın diğer hususların değerlendirilmesine gerek kalmadan reddini, davacı tarafından istenen ihtiyati haciz talebinin ve bu konudaki … İcra Müdürlüğünün yetkisinin kaldırılmasını, davacının tüm iddialarının reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin ibraz edildiği, GKS aslı, kredi işlem dosyası, takip dosyası ile imza incelemesine esas belgelerin ve imza örneklerinin dosyada mübrez olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen grafoloji uzmanı bilirkişiler … marifetiyle hazırlanan 18/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Söz konusu dosyada mevcut, farklı zaman dilimlerini kapsayan değişik belgelere atılan ve huzur alınan …’a ait, mukayese imzaların tümünün, kendi aralarında şeklen ve imza yapısı itibariyle uygunluk ve benzerlikler gösteren, baş tarafta (S) harfi olması muhtemel tersimle başlayıp, uzatılan çizgisi üzerinde yer alan gramaların tersimi ve yukarı dönen hatla tamamlanan işlek ve suratlı imzalar oldukları, söz konusu 22/11/2013 tarihli GNK’de müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’a atfen atılan imzalar ile …’a ait mukayese imzalar arasında yapılan detaylı incelemede, imzalarda mevcut gramaların tersim biçimi, ebadı, şekli, başlama ve bitirme itiyatları ile bağlantı itiyatlarının farklı olduğunu, imzaların bitiriliş itiyatlarının ve fulaj izlerinin de farklı olduğunu, imzaların bütün halinde tersim biçimi, ebadı, eğimi, yönü, doğrultusu, seyir, sürat, istif, alışkanlıklar ve baskı derecesi bakımında aralarında uygunluk ve benzerliklerinin bulunmadığını, tetkik konusu 22/11/2013 tarihli 1.000,000-TL bedelli GKS’de müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’a atfen atılan imzaların, dosyada mevcut mukayese imzalara kıyasla, …’ın eli ürünü olmadığını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Huzurdaki davada; temlik alan davacı … şirketinin, temlik eden dava dışı banka ile davalının müteselsil kefil/müşterek borçlu sıfatı ile imzasının yer aldığı ”22/11/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden” (GKS) kaynaklı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemini ileri sürdüğü, davalı kefilin imza inkarına dayalı savunması kapsamında davanın reddini savunduğu görülmüştür. Bu kapsamda somut olaydaki temel uyuşmazlığın; GKS’ye atfen atılan imzanın, davalı asilin eli ürünü olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/06/2001 tarih ve 2001/12-466 E. – 2001/483 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; ”…Herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır…”
Anılı içtihat ışığında değerlendirme yapılmış olup, davaya konu imza inkarı yöneltilen 22/11/2013 tarihli GKS aslı getirtilmiş, davalının uygulamaya elverişli imza asılları, davaya ve imza inkarına konu GKS’nin düzenleme tarihinden önceki dönemlere ait mukayeseye elverişli belge asılları (yalnızca bir belgenin fotokopi olup diğerlerinin belge asılları olduğu görülmüştür), yine GKS’nin düzenlenme tarihinden önceki dönemlere ait davalının resmi kurumlar önünde atılmış imzaları içerir belge asılları celp edilmiş ve davalının mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmış olup Adli Tıp Kurumu ve Emniyet Genel Müdürlüğü uzmanlarından oluşan 3 kişilik uzman bilirkişi heyeti marifeti ile inceleme yapılmıştır. Bu kapsamda anılı izahatlara uygun olarak yapılan inceleme neticesinde; davaya konu GKS üzerindeki imzanın davalının eli ürünü olmadığının açıkça tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile imza incelemesinin hukuki düzenlemeler ile uyumlu olduğu anlaşılmış olup usul ekonomisi ilkesi gözetilerek yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir. Tüm bu gerekçeler ışığında; davalıya ait olmadığı tespit edilen imza kapsamında anılı GKS’ye dayalı olarak sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143/5 maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 14.630,20-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır