Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/498 E. 2020/474 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/498 Esas
KARAR NO : 2020/474
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı … ile birlikte ticaret yapmaya karar verdiklerini ve … San.Tic.Ltd.Şti’ni kurduklarını, bu ortaklık kapsamında taraflar … Mah. Prof.Dr. … Sk. No: … Nişantaşı/Şişli/İstanbul adresinde mukim cafe açtıklarını, müvekkilinin şirket açılış tarihinde başka bir firmada mühendis olarak çalıştığından şirkete ilişkin ödemeleri yapması için davalıya toplam 65.100,00-TL ödeme yaptığını, bu ödemelere ilişkin dekontları mahkemeye ibraz ettiğini, ancak davalı …’e yapılan ödemeler davalının uhdesinde kaldığını, bu sebeple davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosya tahtında icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla davalının itirazın iptali ile takibin aynı şartlarda devamına,borca kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra takip tarihinden başlamak üzere avans faizi ile birlikte icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, görev itirazlarının olduğunu, şirketle olan ilişkide dahi şirketten alacaklı olan davalının olduğunu, davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığını, davacının davalıdan tüzel kişilik için yapılan giderler dışında bir sebeple alacak talebinde bulunmadığından ve taraflar arasında başkaca bir borç ilişkisi de iddia dahi olunmadığından davalının davacıya borcu olmadığı yönündeki takibe yönelik itirazın haklı ve yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE:
Dava;icra takibine itirazın iptaline istemine ilişkindir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; ” MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile; “Dava şartı olarak arabuluculuk” ”MADDE 18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Bu noktada emsal alınan … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 2019/… esas, 2019/… karar sayılı 31/12/2019 tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Dava konusu bir miktar para alacağı” olan tüm talepler hakkında, alacaklı ve borçlu açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Elbetteki “menfi tespit” talebi ile “alacak” talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda netice-i talepler ile kurulacak hükümler de farklıdır. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olduğudur. Sınırlayıcı bir yorum yaparak maddenin sadece “alacak” veya “tazminat” davalarıyla sınırlı olduğu kabülünün kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı muhakkaktır.”
Anılı yasal değişiklikler ve istinaf kararı ışığında dava dilekçesi ile dosyanın tetkiki neticesinde; davanın ticari alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yönelik olduğu,bu itibarla arabuluculuk yoluna başvurunun dava şartı olduğu, ancak davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM(Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-TTK’nın 5/a, 6325 sayılı Kanun’un 18/a-2, HMK’nın 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 786,25 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 731,85 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair; HMK’nın 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/10/2020

Katip …

Hakim …