Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/495 E. 2021/395 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/495 Esas
KARAR NO : 2021/395
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı firma arasında ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalı firmanın bu cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak müvekkili firmaya 39.597,98 -TL borcunun bulunduğunu, Belirterek; davalının itirazının iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalıya çıkarılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, herhangi bir beyan veya cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; cari hesap alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafından cari hesaba/ takibe dayanak alacak istemine yönelik faturalar ile tebliğ şerhli irsaliyelerin ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 22/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2019 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, davalı tarafça yasal defter ve kayıtlar incelemeye ibraz edilmediğinden, dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter ve kayıtları üzerinde herhangi bir tespitin yapılamadığını, davacı tarafça davalı adına düzenlenen alacak dayanağı faturaların davacı tarafça davalıya tebliğ teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde; davacı tarafça incelemeye sunulan faturalar üzerinde herhangi bir teslim/tebliğ bilgisinin bulunmadığını, yine davacı tarafça davalı adına düzenlenen alacak dayanağı fatura muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya verilip verilmediği hususunda yapılan incelemelerde; davacı tarafça incelemeye ibraz edilen fatura dayanağı sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarında bir takım isim ve imzaların bulunduğunu, alacak konusu fatura dayanağı sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında isim ve imzaların bulunduğu görülmekte olup, söz konusu isim ve imzaların davalıya ait olup olmadığı hususunda takdirin mahkemede olduğunu, söz konusu isim ve imzalarla fatura muhteviyatları malların davacı tarafça davalıya verildiği yönde bir kanaate varılması durumunda takip konusu asıl alacak tutarının 37.597,98 TL olarak hesaplandığı, söz konusu isim ve imzalarla fatura muhteviyatları malların davacı tarafça davalıya verildiğinin ispatlanamadığı yönde bir kanaate varılması durumunda takibin konusuz kalacağını, davalı tarafça icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun; davacının fatura/irsaliye dayalı cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, anılı alacak istemi ile başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptaline karar verilip verilemeyeceği hususunda toplandığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından ibraz edilen imzalı bir kısım irsaliyeli faturalar davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafın isticvap edileceği duruşmada hazır bulunmaması nedeni ile HMK’nın 171/2 maddesi gereğince irsaliyeli fatura ve içerikleri bu nedenle davalı tarafça kabul edilmiş sayılmıştır. Ayrıca davalı şirkete davetiye marifeti ile ihtar edilmesine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme yapılabildiği, ayrıntılı, dosya kapsamına uygun ve gerekçeli olmakla raporun itibar edilir bulunduğu, davacı yanın davalı taraf ile olan ticari ilişkisini usulüne uygun tutulan defterleri kapsamında takip ettiği, davalı adına tanzim edilen faturaların bu hesabın borcuna kaydedilmiş olduğu, davacı ticari defterleri kapsamında davalıya ait cari hesabın takip tarihi itibariyle 37.597,98-TL borç bakiyesi verdiği tespit edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği, mal teslim ilişkisine yönelik açıkça bir itirazın da yönetilmediği görülmekle davacı yanın takip tarihi itibari ile davalı şirketten 37.597,98-TL asıl alacak yönünden takibi başlatmakta haklı olduğu, davalı takip borçlusunun asıl alacak yönünden vaki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle davacı yanın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 37.597,98-TL (asıl alacak) alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusu şirketin vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile
… İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 37.597,98-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 37.597,98-TL takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 7.519,59-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.568,32-TL ilam harcından peşin alınan 478,25-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.090,07-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 478,25-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 532,65-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.639,70-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 887,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 842,2 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 1.253,33-TL’sinin davalıdan, 84,20-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır