Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E. 2023/418 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/477 Esas
KARAR NO : 2023/418
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen cari hesap ekstresine göre müvekkili firmanın davalı firmadan 01.01.2014 – 31.12.2014 dönem sonu itibariyle 190.702,71 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığını, cari hesap devresi sonunda ortaya çıkan müvekkili davacı firmanın işbu alacağı davalı firma tarafından ödenmediği için 190.702,71 TL bakiye alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan ilamsız icra takibe haksız ve yersiz olarak itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin kanun hükmü gereği durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasını ispatla mükellef olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını, davacının davasını ispat edemediğini, dava konusu alacağın likit ve belirli olmadığından davacı şirketin icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini,
davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ; …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyası üzerinden cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyap üzerinden tetkik edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyasında ; davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, 190.702,71 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça takibe itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamında icra dosyası celbedilerek deliller toplanmış ve bilirkişi raporları alınmıştır..
Bilirkişi tarafından hazırlanan 12/09/2021 tarihli raporda özetle;”Davacı şirket yasal defterlerinde 2014 yılı tutulması zorunlu yasal defterlerinden Yevmiye Defterinin kapanış tasdikinin ibraz edilmemiş olduğu, bunun dışında gerek davalı … gerekse davacı şirketin ibraz ettiği ve tutmak zorunda olduğu yasal defterlerin usulüne Uygun tutulmuş ve kazıntı ve silintiye rastlanmadığı,
Davacı ve davalı arasında gerçekleşen ticari iş ilişkisinin 2012-2014 tarihleri arasında olduğu, davalı tarafından davacıya verilen 2 adet çekin karşılıksız çıkması sebebi ile davalı defterlerinde karşılıksız çıkan bu çeklerin kaydının bulunmadığı ve taraf defterlerinde fark bulunduğu, görülmektedir.
Dava dosyası içeriğinde yer alan belgelere göre bu çeklerin;
31.12.2014 tarihli 24.663.-TL bedelli çek ile
31.12.2014 tarihli 73.000.-TL bedelli çek olduğu,
Karşılıksız çıkan çeklerin 31.12.2014 tarihli 639 sayılı İade Çek Bordrosu ile 73.000.-TL bedelli … nolu çekin davalı şirkete iadesi için bordro düzenlendiği, davacı tarafından karşılıksız çekin başvurusunun; çekin keşidecisi olan şirket … Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduğu bordro üzerinde “…” adı ve imzası yer aldığı ancak kaşe bulunmadığı, 24.663.-TL değerindeki çeke ilişkin İade Çek Bordrosuna rastlanmadığı,
Her tacirin, ticari bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, ticari hayatı ile ilgili olarak yaptığı işlerle ilgili mevzuatı, ne yapması gerektiğini diğer şahıslardan daha iyi bilmek zorunda olması gerektiğinden; elbette nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemenize ait olmakla birlikte kanaatime göre davalının borç ödeme yükümlülüğünde olması gerektiğinin düşünüldüğü, ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından hazırlanan 06/09/2022 tarihli raporda özetle;”Gerek davalı … gerekse davacı şirketin ibraz ettiği ve tutmak zorunda olduğu yasal defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve kazıntı ve silintiye rastlanmadığı,
Davacı ve davalı arasında gerçekleşen ticari iş ilişkisinin 2012-2014 tarihleri arasında olduğu, davalı tarafından davacıya verilen 2 adet çekin karşılıksız çıkması sebebi ile davalı defterlerinde karşılıksız çıkan bu çeklerin kaydının bulunmadığı ve taraf defterlerinde fark bulunduğu,
Dava dosyası içeriğinde yer alan belgelere göre bu çeklerin;
31.12.2014 tarihli 24.663.-TL bedelli çek ile
31.12.2014 tarihli 73.000.-TL bedelli çek olduğu,
Karşılıksız çıkan çeklerin 31.12.2014 tarihli 639 sayılı İade Çek Bordrosu ile 73.000.-TL bedelli … nolu çekin davalı şirkete iadesi için bordro düzenlendiği, 31.12.2014 tarihli 24.663.- TL bedelli çekin aidesi için 640 nolu bordro düzenlendiği,
Davacı tarafından karşılıksız çekin başvurusunun; çekin keşidecisi olan şirket … Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduğu bordro üzerinde “… ” adı ve imzası yer aldığı ancak kaşe bulunmadığı, 24.663.-TL değerindeki çeke ilişkin İade Çek Bordrosuna rastlanmadığı,
Kök raporda yer alan görüş ve kanaatimi değiştirecek bir hususa rastlanmadığı,
Davacının davalıdan olan alacak bakiyesinin 190.702,71.-TL olduğu ve taraflar arasındaki işlemlerin mutabık olduğu ve fakat iade olan 2 adet çekin davalı defterlerinde yer almadığı, bu çeklerin kayıt edilmesi halinde davalının da davacıya 190.702,71.-TL borçlu hale geleceği ” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraz üzerine eldeki davanın ikame edildiği, davacı tarafın ticari defter kayıtları uyarınca davalıdan 190.702,71 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarında ise 93.039,67 TL borçlu göründüğü, aradaki farkın davalı tarafça ödeme aracı olarak davacı tarafa verilen ve karşılıksız çıkan 73.000 TL ile 24.663 TL çek bedellerinin iadesine ilişkin işlemlerin davacı defterlerinde yer alırken, davalı kayıtlarında bulunmaması olduğu, davacının karşılıksız çıkan senetleri, müşterisi olan davalıya borç kaydedileceğini iade bordrolarında belirterek keşideciye iade ettiği, keşideci tarafından bankaya ibraz edilen senetlerin iptal edildiği, bu durumda senetlerin dava dışı keşideciye ödeme nedeniyle iade olunmadığının sabit olduğu, davacının tahsil edemediği senet bedellerini ticari ilişki içinde olduğu davalı hesabına borç kaydettiği, temel ilişkide ticari ilişki içinde olduğu davalıdan senetleri tahsil edemeyen davacının bu senet tutarlarını hala alacaklı olduğu, davalı defterlerinde çıkan borç tutarına 73.000 TL ve 24.663 TL karşılıksız senet bedellerinin eklenmesi sonucu her iki tarafın defterlerinin, davalının 190.702,67 TL borçlu olduğu noktasında birbirine uyumlu hale geldiği, bu durumda davalının takibe itirazda haksız olduğu anlaşılmakla davanın, alacak belirlenebilir olmakla icra inkar tazminatı talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ;
….İcra Müdürlüğünün 2020/… takip sayılı dosyasında davacının davalıdan 190.702,71-TL asıl alacak tutarı kadar alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara yönelen itirazın iptaline,
Takibin uygulanacak faiz avans faiz olmak sureti ile diğer kayıt ve şartlar ile aynen devamına,
Alacak likit olmakla %20 sine tekabül eden 38.140,54-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 13.026,9 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 2.303,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.723,68 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 1.193 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 29.605,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine YEROLMADIĞINA
7- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı ile 2.303,22 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.357,62 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Devletçe karşılanan 1.320 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır