Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/459 E. 2021/675 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/459
KARAR NO : 2021/675

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil, davalı yandan 27.09.2019 tarihinde,… şasi No’lu… motor No’lu … 1.5 TSI ACT… model aracı sıfır km olarak satın alındığını, aracın satın alınmasından bu yana, herhangi bir parça ve aksamında müdahalede bulunulmadığı gibi tramer kaydı da olmadığını, araçta değişen, sökülen ve boyanan parça olmaması beklentisi içinde sıfır km araç satın alan davacı müvekkil, bağımsız ekspertizde 05.06.2020 tarihli inceleme yaptırıldığını, otomobil ekspertizi muayenesinde aracın değerini düşürür nitelikte boya ve değişen parça olduğu bilgisi taraflarına verildiğini, yapılan inceleme neticesinde; ön kaput, sağ ön çamurluk ve sağ ön kapı boya mikron değerlerinin düşük olduğunu, sağ ön çamurluğun sökülüp takıldığını, ön kaputun sökülüp takıldığını, sağ ön kapı cıvatalarında paslanma olduğunu ve sökülüp takıldığı kayıt altına alındığını, aldığı aracın ayıplı olduğunu kayıt altına almış olan davacı müvekkil, 08.06.2020 tarihinde … numaralı müşteri istek formu ile bu durumu davalı … Tic. A.Ş.’ye bildirdiğini, bu bildirime istinaden davacı müvekkile verilen cevapta “Aracın motor kaputunda kaplama olduğu için kontrol işlemi tamamlanamamıştır. Yapılan kontrolde aracın boyalı ve sökülen parçası görülmemektedir” ifadesi kayıt altına alındığını, işbu uyuşmazlıkta netice alınamaması üzerine taraflarınca Bakırköy … Noterliğinin 10 Temmuz 2020 tarih, …Yevmiye No’lu ihtarnamesi ile davalı yana durumun ehemmiyeti bildirildiğini, yaptırılan bağımsız oto ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere, aracın ön kaput, sağ ön çamurluk ve sağ ön kapı boya mikron değerlerinin düşük olduğunu, sağ ön çamurluğun sökülüp takıldığını, ön kaputun sökülüp takıldığını, sağ ön kapı cıvatalarında paslanma olduğunu ve sökülüp takıldığını, en nihayetinde bu durumun aracın satış fiyatını düşürdüğünü ve satışını zorlaştırdığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortada olduğunu, hal böyleyken davacı müvekkilin dürüstlük kuralı gereğince beklediği vasıfların satılanda bulunmaması ve satılanın kullanım amacı bakımından taşıması gereken vasıfları taşımadığı gerçeğini malum olduğunu, önemle belirtilmelidir ki bu durum satıcının ağır kusurundan kaynaklandığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 219 vd. maddelerinde; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” denilmek suretiyle satıcının ayıptan sorumlu olacağının hükmedildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13.10.2015 tarih, 2015/ 8094 E., 2015/12630 K. Sayılı ilamı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 16.6.2010 tarih, 2009/11760 E., 2010/7618 K. Sayılı ilamı da açıklamalarını destekler nitelikte olduğunu, işbu olayda araçta bulunan gizli ayıp olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak olduğunu, bir diğer deyişle olağan bir muayene ile meydana çıkmayacak nitelikte bir ayıp olduğu aşikar olduğunu, bu ahvalde, TTK’da “gizli ayıp”ın düzenlenmemesi sebebiyle TBK’nın 223. hükmü uygulanması gerektiğini, TBK’ın 223/f.2 uyarınca, alıcı bu durumu “hemen” satıcıya bildirmekle yükümlü olduğunu, müvekkil ayıbın ortaya çıkmasına müteakip 3 gün sonra davalı yana bildirimde bulunduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/12630 Tarih, E. 2015/8094 K. 13.10.2015 sayılı ilamı da bu hususu destekler nitelikte olduğunu, açıklanan nedenlerle; TBK Madde 227/3 gereğince, işbu davaya konu aracın ayıpsız bir misliyle değiştirilmesini Mahkememizden talep etme zorunluluğu taraflarına hasıl olduğunu, her ne kadar işbu uyuşmazlık Arabuluculuk sürecine konu edilmişse de, netice alınamadığını, sonuç olarak; davalı yandan satın alınan sıfır km …şasi No’lu… motor No’lu… 1.5 TSI ACT … model aracın, gizli ayıplı olması nedeniyle; ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini, mümkün olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı olmak üzere; araçtaki değer kaybının hesaplanarak, şimdilik 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderinin ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada davalı müvekkilin sorumluluğu bulunmadığını, davacı taleplerinin kabulü için gerekli teknik ve yasal koşullar oluşmadığını, belirsiz alacak davası usul ve yasaya aykırı olduğundan, ek olarak davacı taraf, sözleşmeden dönme talep etmekte olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000-TL talebinde bulunduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, zira, fatura bedeli belirli olduğundan dava eksik harçla açıldığını, dava dilekçesi ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL talep edilmişse de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. Maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açılamayacağının açık olduğunu, nitekim davacının davanın açıldığı tarihte tüm alacak kalemlerinin miktarını net olarak bilmekte veya bilmesi gerektiğini, dava konusu araçta ayıp / gizli ayıp / üretim hatası söz konusu olmamakla birlikte, kesinlikle bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aracın teknik durumu itibariyle onarım veya bedel iadesini gerektirir bir husus mevcut olmadığından, huzurdaki talepler Medeni Kanununun 2.maddesine göre aykırılık teşkil etmediğini, davaya konu araç 30.09.2019 tarihinde trafiğe çıktığını, 08.06.2020 tarihinde yapılan servis kaydına göre 7.155 km yol yaptığını, davacı tarafından “Ekspertiz raporu alma sırasında motor kaputunun, sağ ön çamurluğun, sağ ön kapının boya kalınlık değerlerinin düşük olduğunun; sağ ön çamurluğun, motor kaputunun ve sağ ön kapının sökülüp takıldığının; sağ ön kapı cıvatalarında paslanma olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla aracın ayıplı olduğunun ortaya çıktığı”şeklinde iddialar sunulduğunu, bahsedilen şikayete yönelik olarak davaya konu araç 08.06.2020 tarihinde ve 7.155 km’de,“Aracın boyalı ve sökülüp takılan parçaları var, boya ölçüm ve kontrol işlemi yapılacak”şeklinde belirtilen “boya” konulu servis girişi yaptığını ve konuya özgü bir ölçme-inceleme gerçekleştirildiğini, elde edilen ölçüm değerleri, veriler, bulgular sonucunda davaya konu aracın boya kalınlıklarının Üreticinin verdiği ve Alman Otomobil Üreticileri için belirlenen sınır değerler içinde (yatay ve dikey yüzeyler 350 mikron’a kadar) olduğu net olarak belirlendiğini, ancak motor kaputuna “film kaplama” işlemi uygulanmış olduğundan motor kaputu boya kalınlık değerleri ölçülemediğini, davacıya motor kaputundaki film kaplamasınının çıkarılması sonrasında boya kalınlık ölçümümün yapılabileceğinin iletildiğini ancak davacı film kaplamasının sökülmesini istemediğini, boya kalınlık değerlerinin ölçümü sonucunda teknik müdahale gerektirecek ürün kaynaklı ve boya konulu bir bulguya rastlanmadığını, boya kalınlıklarının aracın her yerinde aynı olması mümkün olmadığı gibi farklı boya kalınlıklarının ölçülmesi ürün kaynaklı bir boya sorunu olduğunu göstermediğini, otomotiv ve benzeri ürünlerde, gövde boyası ölçüm birimi “mikron” (µ) olduğunu, boya kalınlık ölçüsü olarak kullanılan birimi değerlendirdiğinde 1 mikron, milimetrenin 1/1000 ’i kadar olduğunu, yani 1milimetre=1000 mikron olduğunu, bu nedenle, aracın her yerinde sabit bir değer üzerinden ölçüm yapılabilmesi teknik olarak mümkün olmadığını, dolayısıyla boya kalınlıklarının aracın her yerinde aynı olması mümkün olmadığı gibi farklı boya kalınlıklarının ölçülmesi de araçta boya sorunu olduğunu göstermediğini, düzenlenen Mahkeme başvurusunun içeriğine bakıldığında; boya kalınlıklarının aracın her noktasında aynı olması gerektiği şeklinde bir değerlendirmede bulunulduğunu, boya kalınlıklarının metal kalınlığı gibi değerlendirildiğini, boya kalınlıklarının ölçümünün milimetrenin binde biri olarak ölçülebildiğinin dikkate alınmadığının görüldüğünü, fabrika ortamında, kalite standartları ve kalite kontrol değerlendirmeleri/işlemleri gereği araçlar çeşitli ayar, boya vb. gibi işlemlere tabi tutulabildiğini, Mahkeme başvurusunda bahsedilen “ekspertiz raporu” konuya özgü bilimsel ve teknik inceleme içermediğini, davaya konu aracın bu konudaki üretici standardına dahi başvurulmadığının anlaşıldığını, dava konusu araçta tekrarlayan/giderilemeyen ve araçtan faydalanmayı ortadan kaldıran bir kusur/ayıp/gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın reddi ile ilgili hakem heyeti kararının kabulü karar verilmesini, sonuç olarak; davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili 30/09/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporu ile aracın ön kaput, sağ ön çamurluk ve sağ ön kapı boya mikron değerlerinin düşük olduğunu, sağ ön çamurluğun sökülüp takıldığını, ön kaputun sökülüp takıldığını, sağ ön kapı cıvatalarında paslanma olduğunu ve sökülüp takıldığı sübut bulmuş olduğunu, malın ayıplı olduğu satış esnasında müvekkile bildirilmeden “0” km araç bedeli tahsil olunduğunu, dolayısı ile satılan malın ayıbı, satıcı/davalı tarafından gizlendiğini, bu nedenle araçta oluşan değer kaybının satıcıdan tahsili ile davacının bu duruma katlanması beklemek hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde belirtildiği şekilde aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesi talebinin tercih edildiğini önemle belirttiklerini, ayıplı, defolu ya da kusurlu bir ürünün indirimli bir fiyata alıp almama hususu tüketicinin tercihine ve onun iradesine bağlı olduğunu, nitekim Hukuk Genel Kurulu da kararında işbu davaya konu olaydan bile daha az boyalı olan araca ilişkin hakkaniyet gereği bedel indirimi seçimlik hakkına ilişkin hüküm kurulmasına değil, aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesine ilişkin hüküm kurulmasının hukuka uygun olacağı sonucuna varıldığını, sonuç olarak; seçimlik haklarından malın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesi talebinin seçtiğini belirttiklerini, davanın bu yönde kabul edilmesini talep etiklerini, işbu talepleri doğrultusunda karar verilmez ise dava dilekçesinde ikincil talepte araçtaki değer kaybı için istenmiş bulunan şimdilik 10.000,00 TL’nin bilirkişi raporunda hesaplanan 30.000,00 TL’ye arttırarak ıslahı ile dava tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalılardan alınıp davacı müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizin 08/12/2020 tarihli celsesinin 4 nolu ara kararı ile; “Dava dilekçesinde terditli olarak istenen malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkin talebin belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmayıp kısmi dava olarak görülmesi de söz konusu olamayacağından Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2016/22-1166 esas, 2019/576 karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere davacıya alacak miktarını netleştirmesi ve bildireceği dava değerine göre eksik harcı tamamlaması için süre verilmesi gerektiğinden davacı vekiline malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ilişkin talebi bakımından dava değerini netleştirmesi ve bildireceği değere göre eksik harcı ikmal etmek üzere bir aylık kesin süre verilmesine, aksi halde Harçlar Kanunu’nun 28. ve 30. maddeleri ile HMK’nun 150. maddesi gereğince bu talep yönünden dosyanın işlemden kaldırılacağı hususunun ihtarına.” hususunda davacı vekilinin ara kararı yerine getirilmesi hususunda ihtar edildiği, davacı vekilince ara karar gereği Mahkememize ibraz etmiş olduğu beyan dilekçesi ile; Mahkememizin 08/12/2020 tarihli ara kararı gereği, dava değerini araç değeri olan 285.318,90 TL’ye yükselttiklerini, eksik harç miktarı olan 4.706,26 TL tutarı da ikmal ettiklerine ilişkin beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiler Hukukçu …, İTÜ Makine Fakültesi Otomotiv Biriminden Prof. Dr…., Prof. Dr…. ve Dr. Öğretim Üyesi … tarafından davaya konu araç üzerinde fiziki inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporundaki; “Dosyada mevcut ifade, yazışma ve diğer belgeler ile inceleme sırasındaki tespitler dikkate alınarak
yapılan değerlendirmede: araçtaki sağ ön kapı, sağ ön çamurluk ve motor kaputunda satıştan önce işlem yapıldığının ve bu sorunun kullanımdan kaynaklanmadığını, bu nedenle araçta satış sırasında üretimden kaynaklı bir problem veya ikinci kat fabrikasyon
boyama işleminin yapılmış olmasından kaynaklı imalat veya distribütör/bayi kaynaklı ayıplı bir
durum olduğunu, satış esnasında satın alanın (davacının) kaporta/boya uzmanı olmayan ortalama bir kişi olarak bu
durumu fark etmesinin mümkün olmadığını, dava konusu aracın boya kalınlık durumunu çıplak gözle
tespit etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle araçta satış sırasında gizli ayıbın mevcut olduğunu,
gizli ayıbın garanti kapsamında olduğunu, satılanın ayıplı olması durumunda alıcının seçimlik haklarını düzenleyen TBK m.227 hükmüne göre,
alıcının, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönebileceğini, satılanı
alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteyebileceğini, aşırı bir masrafı gerektirmediği
takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteyebileceği
veya imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebileceğini, gizli ayıp nedeni ile meydana gelen değer kaybının Yargıtay içtihatlarına göre yaptığımız
değerlendirmede rayiç değerin %8,15’i, dava tarihinde 30.000 TL olduğunu, ayıplı hali ile 0 km satış bedelinde %8,15 kadar bedel indiriminin uygun olacağını, gizli ayıbın teknik açıdan araçtan faydalanmayı azaltan veya engelleyen, kullanımı imkansız kılan
ayıp niteliğinde olmadığını, bedel iadesi veya aracın değişimi hususlarının Mahkememizin takdirinde hukuki bir karar olduğunu, aracın dava tarihinde toplam ömrünün 0.023 oranında kullanılmış olduğunu (dava tarihindeki rayiç
değeri 364.000,00 TL x 0.023 = 8.493 TL), Mahkememiz tarafından gerekli görülmesi halinde dava konusu…şasi
numaralı araçta fabrika tarafından imalat sırasında 2 kat boyama ve dava konusu 3 parça ile ilgili
hangi işlemlerin yapılmış olduğunun davalı distribütör tarafından imalatçı…Almanya
şirketine sordurularak öğrenilebileceğini mütalaa etmiştir.” ilişkin tespitler mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Dava, davacının davalıdan satın aldığı… şasi No’lu DAD … motor No’lu…1.5 TSI ACT … model aracın ayıplı olması nedeni ile aracın misliyle değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde değer kaybı tazminatı talepleri ile terditli dava şeklinde açılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ayrıntılı ve gerekçeli olmakla mahkememizce hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, davaya konu aracın genel boya kalınlık değerlerinin fabrikasyon tek kat boya için beklenen 100-150 mikron değerinden fazla olmasına göre aracın 2/3 kez boyanmış olabileceği, sağ ön kapı, sağ ön çamurluk ve motor kaputundaki boya kalınlık değerlerinin ise tek kat boya kalınlığına uyduğu, aracın sağ ön kapı menteşelerinin altı köşe başlı torx cıvatalarının sökülüp takılma izleri taşıdığı, bu nedenle boya katmanlarının hasar gördüğü ve cıvata başlarının da kısmen paslanarak korozyona uğramış olduğu, yine aracın sağ ön çamurluk torx bağlantı cıvatalarının ve motor kaputu flanşlı altıköşe bağlantı somunlarının da aynı şekilde sökülüp takılma izleri taşıdığı, aracın motor kaputu yalıtım kaplamasının 13.07.2016 imal tarihli olması sebebiyle üretim tarihi 03/2018 olan araç ile uyumlu olmadığı, motor kaputunun iç boya kalınlığının 40-50 mikron aralığında olduğu, motor kaputunda boya kalkması ve plastik parçalarda boya farklılıklarının olduğu, böylece sağ ön kapı, sağ ön çamurluk ve motor kaputu parçalarının fabrikasyon montajlı olmadığı, muhtemelen görmüş olduğu kısmi hasar nedeniyle onarılmış/değiştirilmiş olduğu, sonuç olarak davacının satış sırasında kaporta/boya uzmanı olmayan bir kişi olarak durumu fark etmesinin mümkün olmadığı, aracın boya kalınlık durumunun çıplak gözle tespit edilemeyeceği, bu nedenle aracın gizli ayıplı olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olduğundan ticari satış ve mal değişimi başlığı altında düzenlenen Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesinin somut olayda ele alınması gereklidir. Ayıba ilişkin hüküm ihtiva eden TTK’nun 23/1-c madesine göre:
“Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. “
Anılı hüküm gereğince davacı yana malı inceleme ödevi yüklenmiştir. Davacı yan eğer maldaki ayıp açıkça belli ise iki gün içinde satıcıya bildirmeli, belli değil ise malı teslim aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmek ve inceleme sonucunda ayıp ortaya çıkarsa yine bu süre içinde durumu satıcıya bildirmekle yükümlüdür ki haklarını kullanabilsin. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2. maddesine atıf yapıldığından, gizli ayıp halinde alıcının bildirim yükümlülüğü ve bu yükümlülüğe uyulmaması halinde sonuçları Türk Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilecektir.
Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda aracın gizli ayıplı olduğu tespit edildiğinden, yukarıda açıklandığı üzere davacının TBK’nun 223/2. maddesine göre hareket etmesi halinde davalıya karşı haklarını kullanabileceği, TBK’nun 223/2. maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde hüküm altına alındığı, anılı hükme göre davacı yanın gizli ayıbı öğrendiği tarihten itibaren hemen satıcıya bildirmediği takdirde satılanı ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağı, dosya kapsamından tespit edildiği üzere, davacı yanın araçtaki gizli ayıpları tespit ettirdiği 05.06.2020 tarihli bağımsız eksper raporunu öğrenmesi akabinde davalı tarafa gecikmeksizin 08.06.2020 tarihinde durumu bildirdiği, böylece davacı tarafça TBK’nun 223/2. maddesine uygun şekilde ayıp ihbarı yapılmış olduğundan satılanın kabul edilmiş sayılamayacağı, satılanın gizli ayıplı olması ve davalı tarafa uygun sürede ihbar edilmesi nedenleriyle davacı yanın TBK’nun 227. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendindeki aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi seçimlik hakkını kullanabileceği, aynı maddenin 4. fıkrasındaki hakkaniyet koşulunun yalnızca sözleşmeden dönmeye ilişkin seçimlik hak için getirildiği, davacı yanın misli ile değişim seçimlik hakkının kullanılmasına engel araç üzerinde takyidat olması vb. gibi bir durumun somut olayda bulunmadığı anlaşıldığından, davacının terditli davasındaki ilk asli talebi yönünden davanın kabulüne dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davaya konu … şasi No’lu…motor No’lu… model aracın davalıya teslimi ile aracın davalı tarafça misli ile değiştirilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 19.490,13-TL ilam harcından peşin alınan 170,78-TL harç ile 4.706,26-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.877,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.613,09-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 170,78-TL peşin harç ile 4.706,26-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.877,04-TL harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 4.931,44-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 28.422,32-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.591,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır