Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/448 E. 2022/79 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/448 Esas
KARAR NO : 2022/79
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından yapılan denetimlerde, müvekkili davalı bankanın … Şb. Bulunan … numaralı mevduat hesabından bilgisi dışında azalmalar olduğu tespit edildiğini, bunun üzerine yapılan işlemlerin dökümü ve evraklarının davalı bankadan talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan söz konusu incelemede, sahte ve geçersiz talimatname tanzimi ile, bankaya teslim edilmiş olan mevduatın azaltıldığının tespit edildiğini, söz konusu incelemede 13.07.2018 tarihinde 1.000, USD meblağlı talimatnamenin sahte ve geçersiz olarak tanzim edildiğinin tespit edildiğini, 09.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda belge üzerindeki imzaların … ‘nin eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığını, talimatların yetkisiz kişiler tarafından imzalandığının tespit edildiğini, alınmış olan bu bilirkişi raporu ile, müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olan …’nin imzasının taklit edilmesi suretiyle, tanzim edilen sahte evrak ile, müvekkilin davalı banka nezdinde bulunan mevduatının azaltıldığını, bankalar kural olarak, müşterilerinin mevduatları ile ilgili uğradığı zararlardan sorumlu olduğunu, üstelik bankalar T.C. Hükümeti tarafından verilen özel izinle kurulup, faaliyet gösterdiklerinden ve bankalar haricindeki kişilerin mevduat kabul etmesi yasak olduğundan, bankanın sorumsuzluk anlaşması yapmaları da kesin şekilde yasak edildiğini, banka, hesapta bulunan parayı, hesap üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişi dışında ve onun tarafından kendisine temsil yetkisi verilmeyen birisine ödeme yapmışsa, müşteriye karşı sorumluğun bankaya ait olunacağını, o halde banka, yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemekle, müvekkilinin bundan kaynaklanan zararını tazminle yükümlü olduğunu, zira yerleşik uygulama kazanmış Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bankalar müşterileriyle aralarındaki hukuki ilişkide, bir borcun ifa edilmesi ve bir hakkın kullanılması için görevlendirdikleri yardımcı kişilerin verdiği zararlardan dolayı 6098 sayılı TBK 116. Md. kapsamında müşterilere karşı sorumlu olduklarını, Hiçbir banka personeli müvekkil şirket yetkililerinden bir kez dahi onay alınmadığını, bildirim veyahut uyarı ihtimalini dahi göz önünde bulundurulmadığını, basiretli bir tacir gibi sahteciliği önleyici tedbirlere başvurmadığını, eğer ki banka çalışanları, basiretli bir tacir gibi sahteciliği önleyecek adımlar atmış olsaydı, müvekkil şirketin mevduatında 30’u aşkın şekilde sahte evrak tanzimi ile, para çekilmesinin önüne geçilmiş olacağını, bankanın sorumluluğunun doğması için objektif yükümlülüğünün ihlali ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmasının yeterli olduğunu, banka; yardımcı kişilerin işlerini yaparken verdikleri zararlardan dolayı kusur aranmaksızın sorumlu olacağını, bu halde, davalı bankanın aldığı mevduatı tam ve eksiksiz olarak iade ile yükümlü olduğunu, zira usulsüz şekilde çekilen para doğrudan doğruya bankanın sorumluluğunda olup, mevduat sahibi müvekkili bankaya sözleşmesel alacağının aynen devam ettiğini, bankanın yararlandığı mevduatı iadeden kaçınamayacağını, müvekkili şirketin faiz talebinin haksız fiile dayandığını, haksız fiilde faiz olayın meydana geldiği tarihten itibaren talep edilebileceğini, her bir haksız fiilin meydana gelmiş olduğu tarihten başlanılarak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile alacaklarının tespit edilmesini ve taraflarına verilmesine hükmedilmesini talep ettiklerini beyanla, davalarının kabulüne, ıslaha tabi olarak bu aşamada 1.000,- USD’nin haksız fiil tarihinden (haksız mevduat hareketleri) itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek ticari temerrüt faizi ile hesaplanarak tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın B.K. 72/1 md. gereğince zamanaşımına uğradığını,
davacı tarafın bilgisi dışında olduğunu iddia ettiği 13.07.2018 tarihli 1.000,- USD’lik EFT işlemi,
davacı şirketin faks numarası üzerinden gönderilen şirket kaşeli ve imzalı talimata istinaden … isimli şahsa gönderildiğini, davacının aynı gün içinde müvekkil bankaya 6 adet talimat
işlemi gönderdiğini, ancak bunlardan sadece birine itiraz ettiğini, davacının zarara uğradığını iddia
ettiği tutarları öncelikle şirketi temsil ve imza yetkisi olduğunu iddia ettiği … ve
EFT yapılan hesap sahibi … ’dan talep etmesi gerektiğini, bu yönüyle husumet
itirazında bulunduklarını, itiraz konusu … nolu hesaptan yapılan eft işleminin faks yoluyla gönderilen ve üzerinde yetkili
imzası bulunan işlem talimatına istinaden gerçekleştirildiğini, dava konusu hesabın davacı şirketçe
aktif olarak kullanıldığı ve yapılan işlemden davacının haberdar olduğunun açık olduğunu, 13.07.2018
tarihinde 6 adet faks talimatıyla işlem yaptığı halde, sadece … ’ın hesabına gönderilen
paraya itiraz ettiğini, davacının kötü niyetli olarak davaya konu işlemden haberdar olmadığını iddia
ettiğini,
davaya konu işlemin davacı şirketin imza sirkülerinde yer alan imzalar ile uyumlu olduğu ve çıplak gözle bakıldığında da imza sirkülerinde yer alan imzalar ile uyumlu olduğu, iğfal kabiliyeti olan talimatlara istinaden gerçekleştirildiğini, müşteri ile banka arasındaki çalışmalarda
faks talimatı ile çalışıldığını, kaldı ki davacı tarafından yetkisiz olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerle ilgili davacının uzun
süre sessiz kalmasının davacı ve müvekkil arasında bir teamül oluşmasına sebebiyet verdiğini, zira
davacının yapılan işlemelere hiçbir itirazı olmayıp yapılan işlemleri benimsediğini, talimatlalardaki imzaların yetkili imzalar ile birebir örtüştüğünü,
davacının zararının davalı bankanın hukuka aykırı fiili nedeniyle doğduğunu ispat etmesi
gerektiğini, davacının zararı olmadığını, zararı varsa zararın doğumuna kendisini ağır kusurunun sebebiyet
verdiğini, davacı taraf işlerinde özenli davranmayarak, istediği her an denetim yapabileceği
hesabını denetlemeyerek, yasanın kendisinden beklediği özeni göstermemiş ve böylelikle (bir zararı varsa) zararın doğmasına sebep olduğunu, müvekkili banka ile imzalanmış oldukları Ticari Hizmet Sözleşmesinin 291. Md. c bendinde; Banka, faks talimatlarındaki imzaları, bankadaki
örnek imzalarla karşılaştıracak, ilk bakışta fark edilmeyecek sahte imzalardan sorumlu
olmayacaktır.” hükmünün yer aldığını, davacının dava konusu döneme ait yetkisiz kişi tarafından yapıldığını iddia ettiği işlemlere hem açık hem de zımni rıza göstermek suretiyle onayladığını, davacının hesabından usulsüz talimatla işlem
yapılması söz konusu olmayıp davacının bilgisi ve açık talimatları doğrultusunda işlemler
yapıldığından işbu davanın reddini talep ettiklerini beyanla, davanın reddine,
yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davacı şirket yetkililerinin imza örnekleri ile karşılaştırma yapılmak üzere 13/07/2018 tarihli … adına tanzim edilmiş 1.000 USD bedelli dava konusu EFT talimatı üzerinde imza incelemesi yaptırılmış olmakla, bilirkişiler … , … ve … tarafından düzenlenen 19/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“EFT talimatı fotokopisindeki imzanın …’ye ait örnek imzalarla yapılan mukayeseli incelemesinde, şeklen ilk bakışta kısmi benzerlik görülmüş ise de, başlangıçtaki şeklin tersimi ebadı, meyili, bilhassa müşterek gramaların tersimi, ebadı, meyili, son kısmının tersimi ve bitiriliş özelliği ve diğer grafolojik özellikler bakımından aralarında uygunluklar ve benzerlikler BULUNMADIĞINI tespit ettik.
Tetkik konusu … ŞUBESİ MÜDÜRLÜĞÜ hitaplı.13/07/2018 tarihli, … adına tanzim edilmiş.1000 dolar değerli EFT talimat fotokopisinin sol alt tarafında bulunan davacı şirket kaşesi üzerine atılmış imzanın, …’nin eli mahsulü OLMADIĞI, inceleme konusu imzanın serbest taklit suretiyle tersim edildiğini,bu tür imzalar atan şahsın grafolojik özelliklerini yansıtmadığı cihetle, söz konusu imzanın, … ve …’nin eli mahsulü olup, olmadığı hususunun tespitinin. mümkün bulunmadığı kanaatine müştereken vardık.” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 15/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
” Taraflar arasında imzalanan her iki Ticari Hizmetler Sözleşmesi’nde Faks sözleşmesi ile ilgili hükümler mevcut bulunmaktadır.
Davacı tarafından imzalanan (en son düzenlenen sözleşme olduğu dikkate alınarak) Bila tarihli … numaralı Ticari Hizmetler Sözleşmesinin “15.10 Faks Talimatları” başlıklı;
-Md. 15.10.1. ; Müşteri yetkililerince imzalanmış talimatların bankaya faks yoluyla iletilmesi halinde,
banka kendi ihtiyatında olmak üzere, kendi faks cihazı tarafından üretilen belgeyi yazı aslı gibi kabul
ederek, faks teyidi aranmaksızın veya beklenmeksizin ilgili talimatı yerine getirmeye yetkilidir.
– Md. 15.10.2. ; Müşteri, bankanın şüpheye düştüğü ve kendisine faks ile gelmiş olan talimatın işlem
güvenliği amacıyla, şüpheyi giderecek teyitleri almadıkça yerine getirmeyeceğini, bankaya faks ile
ulaşan talimat ile işlem gerçekleştikten sonra ulaşan yazı aslı arasında fark olduğunda, bankaya ilk
ulaşan faks talimatının esas alınacağını kabul eder.
– Md. 15.10.4. ; Müşteri, yalnız yetkililer tarafından bankaya faksla talimat iletilmesi için, gerekli
tedbirleri alacaktır. Faksla iletilen talimatın bütün sayfaları, müşteri yetkilileri tarafından
imzalanacaktır.
– Md.15.10.5. ; Banka, müşterinin faks talimatını aldığında, üzerindeki imzaları makul bir dikkat
çerçevesinde karşılaştıracak ve uygunluğunun belirlenmesi halinde de, yazılı teyit beklenmeksizin
yerine getirecektir.
– Md. 15.10.6. ; Banka, ilk bakışta ayrıt edilmeyecek imza benzerliklerinin sonuçlarından, hile ve
sahtecilik eylemlerinin sonuçlarından, bankanın ve müşterinin bağlı olduğu genel veya özel iletişim
vasıtalarının işlememesinden veya arızalanmasından, faks sistemiyle gelen bilgi ve talimatın yetersiz
olmasından, yanlış, okunaksız veya eksik iletilmiş olmasından ve banka muhabirlerinin ve 3. Kişilerin
herhangi bir kusurundan sorumlu değildir.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının davalı bankanın … Şubesindeki hesabından, davalı bankanın
… Şubesi nezdinde … adına (IBAN no: … ) yapılan
13.07.2018 tarihli 1.000,- USD miktarlı yurt içi havale ile ilgili bulunmaktadır.
… olay tarihinde davacı şirketin internet görüntüleme yetkilisi (davacı çalışanı)
bulunmaktadır.
Yukarıdaki tabloda gösterilen faks talimatları üzerinde atılı imzalara, dava konusu uyuşmazlığı oluşturan faks talimatındaki imzayla çıplak gözle bakıldığında benzer oldukları görülmektedir.
19.08.2021 tarama tarihli Bilirkişi imza Raporunda; imza yetkili …’ye ait örnek imzalarla yapılan mukayeseli incelemede uyuşmazlık konusu faks talimatı fotokopisindeki imza ile
“Şeklen ilk bakışta kısmi benzerlik görüldüğü” tespiti mevcuttur.
Gerek, 27.05.2010 tarihli … numaralı Ticari Hizmetler Sözleşmesi 291/c maddesinde;
“Banka, faks talimatlarındaki imzaları, bankadaki örnek imzalarla karşılaştıracak, ilk bakışta fark
edilmeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacaktır.
Davacı şirketin, 13.07.2018 tarihinde faks talimatının gönderildiği … nolu mevduat hesabının olay
tarihi olan 13.07.2018 tarihinden sonraki hesap hareketleri (hesap ekstresi) dosyada sunulu
olmadığından tetkik edilememiştir.
Bila tarihli … numaralı Ticari Hizmetler Sözleşmesinin 15.10.4. Maddesinde; Müşteri yalnız yetkililer tarafından bankaya faksla talimat iletmesi için, gerekli tedbirleri alacaktır.
Davacı vekili 12.11.2020 tarihli dilekçesinde; Gizlice sahte imza ve talimatlarla, kendi hesaplarına para aktararak müvekkil şirketi zarara uğratan … ve …
hakkında İst. C.Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu açıklamıştır.
Davacı yan personeli olan, … ‘a adına yapılan ve davacı zararına olan işlemde adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğu bulunmaktadır.
13.07.2018 tarihli faks talimatı üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığının çıplak gözle bakışta
anlaşılamaması halinde ise bu seçenekte bankanın kusuru aranmayacaktır. Örneğin, Yargıtay’a intikal
eden bir olayda, bankadan sahte imza ile para çekilmiş, yapılan incelemede imzanın sahte olduğunun
çıplak gözle tespit edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Yüksek Mahkeme, “…davalı bankanın
BK 96/TBK 112.maddesinde öngörülen kusursuzluğu kanıtlanmış olmasına rağmen, davalı banka
hakkında davanın kabul edilmesine karar verilmesi uygun görülmediğine” karar vermiştir. (Bkz. REİSOĞLU,S. Bankacılık Kanunu Şerhi, 2015, sh.1237;, Atamer, sh:189, dn.8)
Ancak, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili 13.07.2018 tarihli faks talimatı üzerindeki imza ile davacı şirketin imza sirkülerindeki imza kontrolü yapıldığına ilişkin talimat üzerinde banka yetkililerinin
parafı/veya imzasının olmaması nedeniyle, davalı bankanın sorumluluğu gündeme gelmektedir.
Bila tarihli … numaralı Ticari Hizmetler Sözleşmesinin 15.10.2. Maddesi, 13.07.2018
tarihli faks talimat aslının bankaya ulaştırıldığı yönünde dosyada bir delil yoktur. Söz konusu md. hükmüne göre, faks talimat asılarının bankaya iade edilmesi gerektiği halde, bu lazımenin bankaca
yerine getirilmediği görülmektedir.
Bankalar birer güven kurumu olup, en hafif kusurlarından dahi sorumlu bulunmaktadırlar.
Yapılan incelemeler sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:
Davacı vekili, davalı banka nezdindeki müvekkili hesabından bilgisi ve talimatı olmadan sahte
talimatlarla paralar çekildiğini iddia ederek, ıslaha tabi olarak bu aşamada 1.000,- USD’nin haksız fiil
tarihinden itibaren işleyecek, bankalarca uygulanan en yüksek ticari temerrüt faizi ile hesaplanarak
tazminini dava etmiştir.
Yapılan incelemede, rapor içeriğinde açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlıkta tarafların %50
oranında müterafik kusurlu bulunduğu değerlendirilmiştir.
Davanın kabulü halinde davacı yan 500,- USD için 13.07.2018 tarihinden itibaren, Kanuni Faiz ve
Temerrüt Faizine ilişkin 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesinde; Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı halde, yabancı para borcunun faizinde Devlet bankalarının o yabancı
para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile tahsilini talep
edebilecektir.” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Dava, davacıya ait hesaptan davacı şirket yetkilisinin imzası taklit edilmek suretiyle işlem yapıldığından bahisle, davacı mevduatından çekilen bedelin davalı bankadan tahsili isteminden ibarettir.
Davalı yan zamanaşımı definde bulunmuş ise de, dava konusu uyuşmazlık taraflar arasındaki akdi ilişkiye dayandığından 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının gerektiği ve davanın iddia edilen işlem tarihinden itibaren bu süre geçmeden açıldığı anlaşılmakla, zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine taraflar arasındaki uyuşmazlık akdi ilişkiye dayandığından davalı bankanın husumet itirazı yerinde değildir.
Mahkememizce dava konusu faks talimatında bulunan imza hakkında yaptırılan grafoloji bilirkişi incelemesi sonucunda; talimattaki imzanın ilk bakışta davacı şirketin yetkililerinden …’nin imzasına benzer şekilde atıldığı ancak detaylı grafolojik inceleme sonucunda imzanın …’nin eli ürünü olmadığı tespit edilmekle, şirketin diğer yetkililerinin imzalarının çıplak gözle bakıldığında talimattaki imzadan tamamen farklı olduğu nazara alındığında, talimattaki imzanın şirketin diğer yetkilileri tarafından atıldığının tespitinin mümkün olmadığı belirlenmekle, raporun ayrıntılı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; eldeki davanın davacı şirket çalışanı … Salar lehine düzenlenmiş 13.07.2018 tarihli 1.000 USD bedelli faks talimatındaki imzanın sahteliğine dayandığı, dava konusu faks talimatı ile aynı tarihte davacı şirket tarafından itiraz edilmeyen 5 farklı faks talimatının daha gönderilmiş olduğu, bu talimatlar üzerindeki imzalarla dava konusu faks talimatı üzerindeki imzanın çıplak gözle bakıldığında benzer oldukları, nitekim imza incelemesi raporunda dava konusu faks talimatı ile …’ye ait imzalar arasında şeklen ilk bakışta kısmi benzerlik görüldüğünün belirtildiği, taraflar arasındaki Ticari Hizmetler Sözleşmeleri ile davacı ile banka arasında faks talimatıyla işlem yapılmasının kararlaştırıldığı, davalı bankanın teyit almaksızın ve beklemeksizin faks talimatlarının gereğini yerine getireceği hususunda taraflar arasındaki sözleşmede hüküm bulunduğu ve taraflar arasında ticari teamül oluştuğu, her faks talimatında davacı şirketten teyit alınması gerektiğine dair düşüncenin faks talimatının tercihi amacına aykırı olacağı, dava konusu faks talimatında bulunan imzanın çıplak gözle ilk bakışta davacı şirket yetkilisinin imzasına benzer olması nedeniyle ve talimata esas meblağ yüksek olmadığından davalı bankaya makul bir karşılaştırmadan daha detaylı bir inceleme yapma yükümlüğünün yüklenemeyeceği, aksi düşüncenin hayatın olağan akışına aykırı olacağı, taraflar arasındaki … nolu Ticari Hizmetler Sözleşmesi’nin (Banka, müşterinin faks talimatını aldığında, üzerindeki imzaları makul bir dikkat çerçevesinde karşılaştıracak ve uygunluğunun belirlenmesi halinde de yazılı teyit beklemeksizin yerine getirecektir.) şeklindeki 15.10.5 ve (Banka, ilk bakışta ayırt edilmeyecek imza benzerliklerinin sonuçlarından, hile ve sahtecilik eylemlerinin sonuçlarından, bankanın ve müşterinin bağlı olduğu genel veya özel iletişim vasıtalarının işlememesinden veya arızalanmasından, faks sistemiyle gelen bilgi ve talimatın yetersiz olmasından, yanlış, okunaksız veya eksik iletilmiş olmasından ve banka muhabirlerinin ve 3. kişilerin herhangi bir kusurundan sorumlu değildir.) şeklindeki 15.10.6 maddesi ile … nolu Ticari Hizmetler Sözleşmesi’nin (Banka, faks talimatındaki imzaları, bankadaki örnek imzalarla karşılaştıracak, ilk bakışta fark edilmeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacaktır. Banka bu durumda sadece ağır kusurundan sorumlu olur ve sorumluluğu doğrudan doğruya olan maddi zararla sınırlıdır.) şeklindeki 291/c maddesi hükümleri uyarınca davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığı, her ne kadar bankacı bilirkişinin raporunda faks talimatı üzerinde imza sirküleri ile karşılaştırılarak imza kontrolü yapıldığına dair banka yetkililerinin imzası bulunmadığından bankanın sorumlu olduğu ifade edilmiş ise de, söz konusu kontrolün yapıldığına dair imza atılmış olsa da faks talimatı üzerindeki imza çıplak gözle bakıldığında davacı şirket yetkilisine ait göründüğünden ve yukarıda söylendiği üzere bankaya daha detaylı bir inceleme yapma ödevi yüklenemeyeceğinden mahkememizce bu görüşe itibar edilmediği, yine raporda talimat asıllarının bankaya iade edilmemiş olmasının da bankanın sorumluluğunda olduğu belirtilmiş edilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede bankaya bu yönde bir yükümlülük yüklenmediği gibi … nolu Ticari Hizmetler Sözleşmesi’nin (Müşteri, bankanın şüpheye düştüğü ve kendisine faks ile gelmiş olan talimatın işlem güvenliği amacıyla, şüpheyi giderecek teyitleri almadıkça yerine getirmeyeceğini, bankaya faks ile ulaşan talimat ile işlem gerçekleştikten sonra ulaşan yazı aslı arasında fark olduğunda, bankaya ilk ulaşan faks talimatının esas alınacağını kabul eder.) şeklindeki 15.10.2. maddesinden talimat asıllarının davacı şirket tarafından sunulması gerektiğinin anlaşıldığı, ki buna rağmen faks talimatı ile talimat aslı arasında fark bulunması halinde bankaya ilk ulaşan faks talimatının esas alınacağının ilgili maddede kabul edilmiş olması sebebiyle talimat asıllarının bankaya sunulmamış olmasının da bankanın kusuru olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu faks talimatı lehtarının davacı şirketin çalışanı … olduğu, sahte imzanın kim tarafından atıldığı tespit edilememiş ise de, …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/… esas sayılı dosyasında … ‘ın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık olduğu, sanığın soruşturmadaki ifadesinde …’nin şirkette bulunmadığı ve acil imza gerektiği zamanlarda … ve … … tarafından …’nin bilgisi dahilinde imzası taklit edilerek imza atıldığını beyan ettiği, söz konusu ceza davasında banka çalışanları hakkında yargılama yapılmadığından mahkememizce sonucunun beklenilmesinin gerekli görülmediği, davacı şirketin adam çalıştıran sıfatıyla ve basiretli bir tacir olarak çalışanlarını seçerken ve denetlerken, ayrıca banka hesap ekstrelerinin kontrolü noktasında dikkatli davranmasının gerektiği, şirketin kendi hesabından çalışanı adına para gönderilmiş olması ve aynı tarihte yapılan çıplak gözle bakıldığında birbirine benzeyen imzaların atıldığı diğer faks talimatlarına itiraz edilmemiş olması sebebiyle davacı şirketin basiretli bir tacir olarak davrandığından bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, davalı bankanın sözleşme ile kararlaştırılan yükümlülüklerine uygun davrandığı ve dava konusu faks talimatındaki bilirkişi incelemesi sonucu sahte olduğu anlaşılan fakat ilk bakışta fark edilemeyecek imza sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığı, bankacı bilirkişi raporunun kusurun yarı yarıya olduğuna ilişkin görüşünden ayrı olarak davalı bankanın olayda kusurunun olmadığı kanaati ile, davanın reddine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 124,84 TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 44,14 TL’ nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2022

Katip … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır