Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/447 E. 2021/291 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/447 Esas
KARAR NO : 2021/291
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya … …’nin yapı maliki olan diğer dava dışı … Ltd. Şti. İle imzaladığı yönetim sözleşmesi çerçevesinden, …’nin günlük operasyon ve kiralama işlerini yapı maliki adına vekaleten yürüttüğünü, müvekkilinin vekil konumunda olduğunu, müvekkilinin sadece …’deki mağazaları mal sahibi adına kiraya verme, günlük operasyon işlerini yürütme yetkisine sahip olup, …’deki ortak yerlerin bakım ve güvenliğini gözetip yapı malikini bilgilendirmekle yükümlü olduğunu, davalının …’deki sigortalısı Karaca Mağazasında yapının özünden kaynaklı gider borularından sızan su nedeniyle meydana gele hasar ile ilgili sigortalısına hasar bedelini ödemesi sonrası usul ve yasaya aykırı olarak müvekkil şirkete rücu etmek üzere takip başlattığını beyanla müvekkilinin icra tehditi altında borçlu olunmamasına rağmen sehven itirazda da bulunmayarak ödediği 10.353 TL’nin davalıdan tahsili müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev ve yetki yönünden itirazlarının olduğunu, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri, yetkili mahkemenin de Antalya Mahkemeleri olduğunu, davacının yalnızca vekaleten …’nin işlerini yürüttüğü iddiasını kabul etmediklerini, mülk sahibi ile aralarındaki sözleşmeyi dosyaya ibraz etmelerinin gerektiğini, davacının haklı olduğu varsayılsa bile ödemiş olduğu bedelinin tamamının uhdelerine geçmediğine beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … Genel İcra Dairesi’nin 2020/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davalı tarafça davacı aleyhine rücu alacağına istinaden faizler dahil toplam 2.994,02 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret olduğu, 2020/325 takip sayılı icra dosyasının ise; davalı tarafça davacı aleyhine rücu alacağına istinaden faizler dahil toplam 5.408,65 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Dava; davalı şirketin sigortalısına yaptığı ödemeyi davacıdan … Genel İcra Dairesi’nin 2020/… ve 2020/… esas sayılı dosyalarında yaptığı takipler ile tahsil etmesinin, davacının …’nin maliki olmaması, yalnızca yönetim işlerini vekaleten yürütmesi nedeniyle sorumluluğun kendisinde olmaması nedeniyle yerinde olmadığından bahisle açtığı menfi tespit davası ile ödenen bedelin istirdadı istemlerinden ibarettir.
Davalı yan görev ve yetki itirazlarında bulunmuş olmakla, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1. maddesinin “kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği” şekilde hüküm alıtna alındığı ancak davaya konu … ana taşınmaz niteliğinde olup dava tarihi itibarıyla kat mülkiyetine geçilmediği, ayrıca davacının kira sözleşmelerini dava dışı … maliki … A.Ş.’ye vekaleten imzalaması nedeniyle davacı ile zarar gören arasında kira ilişkisinin bulunmadığı nazara alındığında ve davalı sigortalısının da tacir olduğu gerçeği karşısında mahkememizin görevli olduğu, sulh hukuk mahkemelerinin görevli olmadığı, yine davalının tüzel kişi merkezi ticaret sicil adresi bakımından HMK’nun 6. maddesine göre mahkememiz genel yetkili mahkeme sıfatını haiz olduğundan yerinde görülmeyen görev ve yetki itirazlarının reddine karar verilerek davanın esasına geçilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin yalnızca …’nin vekili konumunda olması ve günlük operasyon ve kiralama işlerini vekaleten yürütmesi sebebiyle davalı sigortalısının … taşınmazının özünden meydana gelen zararı nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını, yapı maliki … A.Ş.’nin zarardan sorumlu olduğunu iddia ederek davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile ödediği bedelin istirdadını istemekte ise de, davacının tarafı olduğu ve aynı …’de meydana gelen hasar nedeniyle benzer uyuşmazlığa ilişkin davada Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas, 2020/… Karar sayılı ilamında yüksek mahkemenin;
“Davacı taraf, davalı … A.Ş’ye, sigortalı işyerinin de bulunduğu alışveriş merkezinin yöneticisi olduğu ve zarardan sorumlu olduğu iddiası ile husumet yöneltmiş; mahkemece, davalı … AŞ’nin sadece … yöneticisi olduğu ve bina sahibi olmadığından zarardan sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davalı … A.Ş’ye … maliki tarafından verilen 06.04.2011 tarihli noter vekaletnamesi incelendiğinde; …’nin tüm yönetimini üstlenmesi için davalının görevlendirildiği; yönetim sözleşmesinde kararlaştırılan tüm hususlarda davalının … malikini temsile yetkili olduğu ifadelerine yer verildikten sonra, davalının yönetim sözleşmesi gereği … malikini temsil yetkisi bulunan hallerin düzenlendiği; bu kapsamda davalının, …’deki işyerleriyle ilgili olarak kiralama da dahil her tür sözleşmeleri yapma, …’nin bakımı- tamiri ve ilgili diğer yapım sözleşmelerinden doğan hakları kullanma, bu sözleşmelerden kaynaklanan görevleri ifa konusunda … maliki şirketi temsile yetkili olduğu görülmektedir.
Anılan vekaletname ve dayanağı olan yönetim sözleşmesi ile, davaya konu hasarın meydana geldiği …’nin tüm yönetimini üstlenmiş olan, … gibi çok sayıda işletmeyi bünyesinde barındıran yapıyla ilgili yönetim işlerini profesyonel olarak yerine getiren ve bu iş karşılığında ücret alan davalının, temsil yetkisinin kapsamı ve kiraya verenin sorumluluğuna ilişkin hükümler gereği zarardan sorumluluğu bulunmaktadır.
Açıklanan vakıalar karşısında; davalı … A.Ş’nin de rücu borçluları arasında yer aldığı ve zarardan sorumlu olduğu…” şeklinde hüküm verdiği, her ne kadar noter vekaletnamesi dosyamız arasında mevcut değil ise de, Yargıtay ilamında bahse konu vekaletname ile davacı … A.Ş.’nin …’nin bakımı tamiri ve ilgili diğer yapım sözleşmelerinden doğan hakları kullanma, bu sözleşmelerden kaynaklanan görevleri ifa konusunda … maliki şirketi temsile yetkili olduğunun tespit edilmiş olduğu, nitekim dosyamız arasında bulunan davacı ile dava dışı … A.Ş. arasındaki 28/09/2008 tarihli … … Yönetim Sözleşmesi’nde davacının …’deki bakım ve onarıma ilişkin yetki ve sorumluluklarına dair çeşitli hükümlerin bulunduğu, dava dışı … maliki şirket ile arasındaki Yönetim Sözleşmesi hükümleri uyarınca ve yukarıda alıntılanan Yargıtay içtihadı karşısında …’de meydana gelen zarardan davacının da sorumlu olduğu, davalı tarafça davacı aleyhine başlatılan takibin haklı olduğu ve davacının bu takip nedeniyle menfi tespit ve istirdat istemlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, açıklanan gerekçelerle davanın reddine, davalı yanın koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 176,81 TL peşin harçtan 59,30-TL’in mahsubu ile arda kalan 117,51 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/05/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza