Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/438 E. 2021/852 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/438 Esas
KARAR NO : 2021/852
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; davalı … …’ın 20/01/2020 tarihinde müvekkil şirkette yazılım geliştirici olarak çalışmaya başladığını, 13/04/2020 tarihinde de iş akdinin tüm alacakları ödenmek suretiyle sona erdiğini, iş akdinin sona erdiğinin gerek online ortamdan gerekse de yazılı olarak bildirildiğini, fakat davalının iş akdinin sona erdiğini öğrendiği tarihten itibaren müvekkil şirketle ilgili personel bilgileri, işe alım, çıkarım, çalışma organizasyonunun işleyişi ve çalıştığı bölümün faaliyet stratejileri ile ilgili birçok veriyi sosyal ağlar üzerinden 3. kişilere ve kamuya açıkladığını, müvekkil şirketin itibarını zedeleyecek şekilde yanlış ve eksik bilgiler içeren, müvekkili şirketi kötüleyen paylaşımlarda bulunduğu, bu paylaşımlardan sonra şirkete başvuru sayılarında bariz bir azalma meydana geldiğini beyanla davalının haksız rekabet kurallarını ihlal ettiğinin tespitini, ihlali oluşturan paylaşımların kaldırılmasını, şimdilik personel temini, eğitimi ve devamındaki süreçler sebebiyle uğranılan zarar nedeniyle 2.000 TL maddi tazminat ile manevi itibarın zedelenmesi nedeniyle 200.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsedilen yazışmaların tamamının müvekkilince yazılmadığını, müvekkilinin işten ayrıldıktan sonra bazı paylaşımlar yaptığını, ancak bu paylaşımların kesinlikle davacı şirketi karalamaya ya da itibar kaybetmesine yönelik olmadığını, hayal kırıklığı sonucu yaşadıklarını anlatmaktan ibaret olduğunu, müvekkilinin paylaşımlarının iletişim ve ifade özgürlüğü hakkı kapsamında deneyimini paylaşmaktan ibaret olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce haksız rekabet uzmanı Ticaret Hukukçusu bilirkişi … ve yazılım uzmanı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 07/03/2021 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alındı.
Bilirkişilerin anılı kök raporlarında özetle;
“Dava konusu olayda davacı vekili tarafından haksız rekabet hükümlerine dayanılmıştır.
Davacı vekili tarafından, davalının sosyal medyadaki paylaşımlar ile davacı şirketi kötülediği, ticari bilgiyi/ticari sırrı açıkladığı iddia edilmiştir.
Davalının asılsız ve yanıltıcı bir şekilde davacı şirketin ekonomik itibarını zedelemek suretiyle kişilik haklarını, sır saklama yükümlülüğünü ve haksız rekabet kurallarını ihlal eden davalı paylaşımlarının davalı tarafından yayınlatılan haberin kaldırılması, oluşan maddi ve manevi zararın tazmini talep edilmiştir.
Netice ve talep bölümünde,
Davalı tarafından kötüleme suretiyle gerçekleştirdiği haksız rekabet kurallarını ihlalin tespiti ve ihlali oluşturan paylaşımların kaldırılmasına,
Davacının personel temini, eğitimi ve devamındaki süreçler sebebiyle uğradığı şimdilik 2.000 TL maddi tazminat ile manevi itibarının zedelenmesi nedeniyle 200.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Haksız rekabet teşkil edebilecek davranışlar
Günümüzde internette bulunan sosyal paylaşım sitelerinde kişilerin farklı konulardaki tecrübelerini aktardıkları görülmektedir.
Prensip olarak herkes kendi başından geçen olayları anlatabilir. Örneğin bir tüketici satın aldığı ürün ve hizmetler ile ilgili olarak sosyal paylaşım sitelerinde fikirlerini söyleyebilir tecrübelerini anlatabilir.
Ancak bu paylaşımların/ fikir ve tecrübe anlatımlarının TTK m. 54 vd. uyarınca haksız rekabet teşkil etmemesi gerekmektedir.
TTK m. 55/1-a-l uyarınca başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek haksız rekabettır.
TTK m.55/1-d uyarınca üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendirmek veya başkalarına bildirmek haksız rekabettir.
Bu çerçevede sosyal medya paylaşımlarında
-Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek veya
-Üretim ve iş sırlarını hukuka aykiri olarak ifşa etmek haksız rekabet teşkil eder.
Haksız rekabet teşkil eden beyanların sonradan sosyal paylaşım sitelerinden kaldırılmış olması ise, haksız rekabetin mevcudiyetini engelleyen bir durum değildir.
Haksız rekabet fiilinin sona ermiş olmasının davalara etkisi:
Tespit davası, haksız rekabet fiili sona ermiş olsa bile, etkileri devam ettiği sürece (MK 25)açılabilir. Diğer bir ifade ile, tespit davası haksız. rekabet devam ettiği müddetçe (TK 56/1) ve sona erdikten sonra dahi etkileri devam ettiği sürece (MK 25) açılabilir.
Eski hale iade davası da, haksız rekabetin sonuçları ve etkileri devam ettiği müddetçe açılabilir.
Dava konusu olay bakımından:
Ticari sırların açıklanması iddiasına ilişkin olarak:
Davacı vekili tarafından davalının sosyal medyadaki paylaşımlar ile davacıya ait ticari bilgiyi/ticari sırrı açıkladığı iddia edilmiştir.
Ancak somut olarak hangi sırrın/ticari bilginin açıklandığı ortaya konulmamıştır.
Davacı vekili tarafından davacı şirkete ait hangi gizli ticari bilginin/ticari sırrın açıklandığı hususunun izah edilmesi gerekmektedir.
Kötüleme iddialarına ilişkin olarak:
Yukarıda teknik inceleme esnasında izah edildiği üzere:
https:// … adresinde verilen haberde işten çıkarılan kişi bilgisi açıkça yazılmamış, yazılım emekçisi olarak belirtilmiştir. Bu internet sitesinde yer alan ifadelerle kesin bir kanı ile Davalı ile ilişkilendirmek mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
https://tr. … adresinde yer alan yazıda yorumu yazan kişi bilgisi açıkça yazılmamış, eski çalışan olarak belirtilmiştir.
www.instagram.com/….adresli Instagram sosyal medya hesabında davalının davacı taraf ile ilgili hiçbir paylaşımı olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı … adına kullanılan Facebook hesabi tespit edilmemiştir.
Davacı tarafından verilen dava dilekçesinde http:// … net adresinden yapıldığı ifade edilen paylaşımları görüntülemek mümkün değildir.
www … net adresli internet sitesine 02.03.2020 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… sayılı kararı ile erişim engeli getirildiği görülmüştür.
Bununla birlikte Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde (s.2),
“kati surette müvekkilin yapmış olduğu paylaşımlarda davacı şirkete yönelik karalama veyahut itibar zedeleme olduğunu kabul etmemekle beraber yapılan paylaşımlar tamamen anayasadan gelen iletişim ve ifade özgürlüğü hakkı kapsamında deneyimini paylaşmak amaçlıdır. Müvekkilin yazmış olduğu beyanlar hiçbir şekilde davacı şirketi küçük düşürmeye ve yahut karalamaya yönelik olmayıp kendini sosyal medyadan takip eden 200-300 kişiye yönelik paylaşım amaçlıdır”
Sayfa: 3:
“Ayrıca müvekkil kendi yaptığı paylaşımların tamamını kaldırmıştır… Müvekkil kendi Linkedin, Instagram, Facebook hesaplarından yapmış olduğu paylaşımlarda davacı şirkete yönelik hiçbir olumsuz söylemi olmamasına rağmen kaldırmıştır.” beyanında bulunmuştur.
Dolayısıyla Davalı’nın sosyal medyadan belirli bir paylaşımda bulunduğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafından yapılan paylaşımın içeriği teknik incelemede tespit edilememiş olmakla birlikte, dosya içerisinde bir kısım internet/sosyal medya paylaşımlarının görüntü çıktıları bulunmaktadır.
Dosya içerisinde yer alan ve … tarafından paylaşıldığı anlaşılan görüntü çıktılarında haksız rekabet teşkil edecek bir ifadeye rastlanmamış olmakla birlikte, bu çıktıların delil niteliğinde bulunup bulunmadıkları, keza bu çıktılarda yer alan paylaşımların kötüleme niteliğinde bulunup bulunmadığı konusunda takdir yetkisi Sayın Mahkeme ‘ye aittir.
Tüzel kişilere ait manevi tazminat talebi ile ilgili olarak:
Manevi tazminat talebine ilişkin tüzel kişilerin de, özellikle ticari itibarı zedelenen ticaret şirketlerinin manevi tazminat talebinde bulunmalarının mümkün olduğunu, tüzel kişinin organlarını oluşturan gerçek kişilerin duyduğu elem, acı ve ıstırabın, tüzel kişinin elem, acı ve ıstırabı. varsayıldığını belirtelim: Yargıtay 4. HD 422010, E.2009/3618, K.2010/812 (YKD 2011,1387-1388), Haluk Nomer, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 17. Bası, İstanbul 2020, N. 136.1.
Maddi tazminat talebi ile ilgili olarak:
Prensip olarak, TBK m.50/İ uyarınca tazminat talebinde bulunan kişi hem zarara uğradığını hem de uğradığı zararın miktarını ispatlamakla yükümlüdür. Keza işbu davada da davacı tarafından zarara uğradığı ve zararın miktarı ortaya konulmak durumundadır. Ancak zarar miktarının tam olarak tespitinin ve dolayısıyla ispatının mümkün olmadığı haller bakımından TBK m.50/ haksız rekabet hukukunda da uygulanır: Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
İş akdine aykırılık iddiaları ile ilgili olarak:
Dava dilekçesinde, Davalı’nın iş akdinin eki olarak Gizlilik, Rekabet Yasağı ve Fikri Hakların Devri Sözleşmesi’nden bahsedilmiştir. Dava dosyası içeriğinde davalının işe alım anında imzalamış olduğu sözleşme olmadığı görülmüştür, keza dosya mündericatında “Gizlilik, rekabet yasağı ve fikri hakların devri sözleşmesi”nin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak;
Raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi ve internet ortamında yapılan araştırmalardan yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde şu hususlar tespit edilmiştir:
Davalı yayınladığı iddia edilen paylaşımları Instagram ve LinkedIn sayfalarından kaldırmıştır paylaşımlar tespit edilmemiştir.
Davacının davalı tarafından yapıldığını iddia ettiği:
http:// … net adresinde yayınlanan paylaşımlar www…. net internet sitesine getirilen 2020/… sayılı erişim engeli nedeni ile görüntülenememiştir. Bu paylaşımların içeriği başka internet sayfalarında da görüntülenmemiştir.
https://tr. … adresinden yapılan “Ekip arkadaşları ve lideriyle bir probleminiz olmuyor genelde hepsi çözüme kavuşuyor fakat genel bi karanlık hava var, bir işin beğenilmemesi ya da … ile olan görüşme korkusu had safhada, IK nın hızlıca yaptığı işe alımı … nun kendisi 5dk içinde işten çıkarma gibi durum söz konusu. 6 Aylık bir deneme süreci söz konusu bu süre içinde keyfi olarak işten çıkarılabilirsiniz. Fazla mesai ücreti yok onun yerine yol ve yemek karşılanıyor. Mesaiye kalacağınız genelde önceden belli olmuyor keyfi olarak o sizi bulur. Kişisel tartışmalar ya da yazılı olmadan değerlendirilen performans keyfi olarak işten çıkarılmanız için yeterli olmaktadır.” Şeklindeki paylaşımda isim belirtilmediği, PHP Geliştirici (Eski çalışan) şeklinde bir açıklama olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda bu mesaj davalı ile ilişkilendirilmemiştir.
İnternette sosyal paylaşım sitelerinde fikir ve tecrübe anlatımlarının kural olarak mümkündür; ancak bu anlatımların TTK m.54 vd uyarınca haksız rekabet teşkil etmemesi gerekmektedir.
Ticari sırların açıklanması iddiasına ilişkin olarak: Davacı vekili tarafından davacı şirkete ait hangi gizli ticari bilginin/ticari sırrın açıklandığı hususunun izah edilmesi gerekmektedir.
Kötüleme iddialarına ilişkin olarak: Davalı vekili tarafından davaya cevap dilekçesinde, davalının internette sosyal medyada belirli bir paylaşımda bulunduğu kabul edilmiştir. Davalı tarafından yapılan paylaşımın içeriği teknik incelemede tespit edilememiş olmakla birlikte, dosya içerisinde yer alan sosyal medya paylaşımlarına ait çıktılar bulunmaktadır. Dosya içerisinde yer alan ve davalı … tarafından paylaşıldığı anlaşılan görüntü çıktılarında haksız rekabet teşkil edecek bir ifadeye rastlanmamış olmakla birlikte, bu çıktıların delil niteliğinde bulunup bulunmadıkları, keza bu çıktılarda yer alan paylaşımların kötüleme niteliğinde bulunup bulunmadığı konusunda takdir yetkisi Sayın Mahkeme’ye aittir.
Manevi tazminat talebine ilişkin olarak, tüzel kişiler de, özellikle ticari itibarı zedelenen ticaret şirketlerinin manevi tazminat talebinde bulunmaları mümkündür.
Maddi tazminat talebine ilişkin olarak TBK m.50 uygulanır. Tazminat talebinde bulunan kişi hem zarara uğradığını hem de uğradığı zararın miktarını ispatlamakla yükümlüdür.
Dava dilekçesinde, ifade edilmiş olan iş akdi ve iş akdinin eki olarak Gizlilik, Rekabet Yasağı ve Fikri Hakların Devri Sözleşmesi’ne dosya içeriğinde rastlanmamıştır.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraf vekillerinin rapora itirazlarının karşılanması amacıyla ayrıntılı, hüküm kurmaya ve İstinaf ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor düzenlenmesi istenilmiş ve konuya ilişkin 17/09/2021 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişilerin anılı ek raporlarında özetle;
“Raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi ve internet ortamında yapılan araştırmalardan yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde şu hususlar tespit edilmiştir:
Davacı taraf vekilince yapılan itiraz neticesinde heyetimizce kök raporda ifade edilen tüm hususlar tekrar incelenmiştir. Kök raporda detaylı bir biçimde açıklanmış olan www.instagram.com/…/
https:// …
https:/…
adresleri tekrar kontrol edilmiştir, internet adresleri ile ilgili kök raporda ifade edilen kanaatimizin geçerliliğini koruduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf vekilince dosyaya ibraz edilmiş olan internet/sosyal medya paylaşımlarının görüntü çıktılarının gerçekliği teknik olarak tarafımızca tespit edilememiştir.
Kök Rapor’da ifade edildiği üzere, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan çıktıların delil niteliğinde bulunup bulunmadıkları, keza bu çıktılarda yer alan paylaşımların kötüleme/haksız rekabet niteliğinde bulunup bulunmadığı konusunda takdir yetkisi Sayın Mahkeme’ye aittir.
Davacı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu internet sayfalarına ait çıktıların delil olarak kabulüne ilişkin takdir yetkisi Sayın Mahkeme’ye aittir. Adı geçen çıktıların Sayın Mahkemece delil olarak kabulü durumunda, davacı vekilince paylaşıldığı iddia edilen ifadelere ilişkin olarak Takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere şu hususlar tespit edilmiştir:
“Şirkette başladığım ilk hafta başımdaki … işten çıkarıldı…3 ayda 2 takım değişikliği ve 2 farklı proje 3 farklı … demek…” ifadeleri gerçeği yansıtıyorsa, beyanın haksız rekabet teşkil etmediği kanaatine ulaşılır. Beyanların içeriği gerçek değilse, haksız rekabet teşkil eder.
“… içip içip sapıtanlar mı dersin kendini kumara vuranlar mı dersin…” ifadeleri davacı şirkette çalışanları kötü gösteren/aşağılayan ifadelerdir; haksız rekabet olarak nitelendirilir;
“… Göz boyadığınız sürece kralsınız. … ‘ın kulu olursanız değmeyin keyfinize. Bu adam yüzünden herkes saatli bombanın üstünde oturuyor.” ifadeleri çalışanları kötü gösteren/aşağılayan ifadelerdir; haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir;
“ … ego tatmininden başka bir şey yapmıyor…” İfadesi çalışanları kötü gösteren/aşağılayan ifadelerdir; haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir;
“…Gelir modeli tamamıyla mobil uygulamalardan keriz silkeleme ile oluyor.” ifadesi de haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir;
Davalının davacıya ait iş sırlarını açıkladığı iddiasına ilişkin olarak: İş sırrı teşkil eden “hangi bilginin” açıklandığı beyan ve ispat edilmelidir. Somut hangi personel bilgisinin, somut hangi organizasyonun ve somut iş sürecinin iş sırrı olmasına rağmen davalı tarafından açıklandığı hususunun ispatlanması gerekmektedir.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; davacı şirket hakkında sosyal medya ve internet platformları üzerinde davalı yanın yaptığı iddia edilen paylaşımların davacı aleyhine haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi talepleri ile açılmıştır.
Davacı vekili, davalı yanın davacı şirketin ticari sırlarını açığa çıkarmak ve kötülemek suretiyle haksız rekabette bulunduğunu iddia etmekte, davalı vekili ise dava dilekçesinde belirtilen anonim paylaşımların davalı tarafından yapılmadığını, müvekkilinin yaptığı paylaşımların kaldırıldığını ancak onların da ticari sır içermeyip, karalama da teşkil etmediğini savunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda; dava dilekçesi ekinde bulunan ekran görüntülerine göre … org, indeed.com ve sartlarnasil.net adlı internet sitelerindeki yazıların kim tarafından kaleme alındığı belli olmadığından davalı tarafça yazıldığı yahut yazdırıldığının söylenemeyeceği, söz konusu yazı içerikleri ve yazar bilgisinin davalı ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığı, böylece söz konusu internet sitelerindeki paylaşımlar sebebiyle davalı aleyhinde haksız rekabet iddiasında bulunulamayacağı, bu paylaşımlar sebebiyle davacı yanın iddialarının ispata muhtaç kaldığı tespit edilmiştir.
Davalı adına kayıtlı linkedin, facebook ve instagram gibi sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların ise, açıkça inkar edilmemesi karşısında davalıya ait olarak kabul edilebileceği, bu paylaşımların ticari sır yahut kötüleme içerip içermediğinin tespiti için başvurulan Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/ … Esas, 2019/… Karar sayılı ilamında;
“Öncelikle ”Ticari sır” kavramı üzerinde durulması gerekmektedir. Ticari sır konusu doğrudan pozitif mevzuatta düzenlenmiş ve tanımlanmış olmayıp bu konuda Bilgi Edinme Hakkındaki Kanun’un 23. maddesine ”Ticar sır” başlığı altında ”Kanunlarda ticari sır olarak nitelenen bilgi veya belgeler ile kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticari ve mali bilgiler bu kanun kapsamı dışında yer almaktadır” hükmü bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ancak henüz kanunlaşmayan Ticari Sır, Banka Sırrı ve Müşteri Sırrı hakkındaki Kanun Tasarısının 2. maddesi a) bendinde ticari sır, bir ticari işletme veya şirketin faaliyet alanıyla ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen, elde edilebilen, özellikle rakipler tarafından öğrenilmesi halinde zarar görme ihtimali bulunan ve 3. kişilere ve kamuya açıklanmaması gereken; iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, mali, iktisadi, kredi ve nakit durumu araştırma ve geliştirme çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakları, imalatının teknik özellikleri, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, pazar payları, toptancı ve parakendeci müşteri potansiyeli ve ağları, izne tabii veya tabii olmayan sözleşme bağlantılarına ilişkin veya bu gibi bilgi ve belgeleri” ifade etmek üzere tanımlanmıştır.
Bu geniş tanım yanında dar anlamda ticari sır; gerçek ya da tüzel kişi tacire, rakiplerine karşı ekonomik anlamda menfaat sağlayan, sır olarak saklanan ve gizli kalması için gerekli önlemlerin sahibi tarafından alındığı bilgi olarak tanımlanmaktadır. Yine haksız rekabet ilkeleride gözönünde bulundurularak bir başka tanım olarak ticari sır; ”Tacirin ticari faaliyetleri esnasında kullandığı, aynı olanağa sahip olmayan veya kullanamayan rakiplerine karşı kendisi için avantaj teşkil eden herhangi bir formül, düzen, model vs. toplam bilgiler şeklinde” tanımlanabilir.
Yargıtay uygulamasında ise, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 02.06.2005 tarih ve 2004/7827 Esas, 2005/5755 Karar sayılı ilamında ”Ticari sır kavramının en önemli unsurunun toplumun bilgisi dahilinde olmama veya ilgili alanda rakip firmalarca bilinmeme şartının olduğunu” belirterek verdiğimiz son tanımı desteklemiştir.” denilmekle, davacı yanın ticari sır iddiası bakımından yukarıdaki Yargıtay ilamında yapılan tanımlardan yola çıkılarak değerlendirme yapıldığında davalının sosyal medya hesaplarındaki paylaşımların ticari sır içermediği, Anayasa’nın 25. maddesinin “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.” hükmü ile 26/1. maddesinin 1. cümlesinin “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.” hükmü uyarınca davalının sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımlar davacı şirkete karşı eleştiri içermekte ise de, TTK’nun 54. ve devamı maddeleri ile örtüşen haksız rekabet fiillerinden olmadığı ve en nihayetinde ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, nitekim dava tarihi itibarıyla erişime açık bir paylaşım mevcut olmadığı gibi, davalının sosyal medyasındaki paylaşımların eleştiri boyutunu aştığı kabul edilse dahi, davalının kendi sosyal çevresine hitaben yazdığı sınırlı sayıda kişiye ulaşan yazıların haksız rekabet teşkil edecek seviye erişmesinin de mümkün olmadığı, sınırlı bir çevreye hitap eden paylaşımlar sebebiyle davalı karşısında güçlü pozisyonda bulunan davacı şirketin haksız rekabete uğradığından bahsedilemeyeceği, aksi düşüncenin hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı ve anayasal özgürlüklerin sınırlandırılması anlamına geleceği, her ne kadar bilirkişi ek raporunda haksız rekabet niteliğinde olduğu belirtilen ifadeler mevcut ise de, yukarıda da açıklandığı gibi bunların davalı elinden kaleme alınmış olduğunun dosya kapsamında ispatlanamamış olması sebebiyle, açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 3.449,66 TL peşin harçtan 59,30-TL’in mahsubu ile arda kalan 3.390,36 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.000 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/3. maddesine göre hesaplanan 5.100 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan tarafça karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza