Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/412 E. 2021/421 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/412 Esas
KARAR NO : 2021/421

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, 3996 sayılı bazı yatırım ve hizmetlerin yap işlet devlet modeli çerçevesinde yaptırılması hakkında kanun hükümlerine göre … köprüsü ve … otoyolunun işletme hakkı sahibi; davalı ise, işletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullananın gerçek kişi tacir olduğunu, belirlenen cezanın yasayla konduğunu, ne mahkemenin ne davalının takdir hakkının olmadığını, 6001 s.k’nun m.30/5 hükmü uyarınca, geçiş ücretiyle beraber 4 katı tutarında cezaya hükmedileceğini, cezanın hukuka ve Anayasaya uygun olduğunu, belirlenebilir ve belirlilik ilkesine de uygun olduğunu, davanın konusuz kalması durumunda dahi davacının açılmasına sebebiyet vermesinde ve icra dosyasından haksız bir şekilde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebep olmasından davacı yararın İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca %20’den az olmamak kaidesiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yasanın açık ifadesi karşısında cezanın idari para cezası olmadığını, davalı tarafın ödeme olgusunu ispat etmesi gerektiğini, ihlalli geçişlere binaen işletmeci şirketlere yüklenen bir bildirim yükümlülüğünün olmadığını, araç sahiplerine ayrıca bir bildirim – ihtar – uyarı yükümlülüğünün bulunmadığını, geçiş ücretleri ve cezalardan araç maliklerinin sorumlu olduğunu, davacı işletmeci şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ceza miktarının kanun düzenlemesi olduğundan davalı tarafından bilinmesi gerektiğini, kanunu bilmemek mazeret sayılamaz kuralı gereği tebligata gerek olmadığını, geçiş ücretini ödediğini iddia eden tarafın bu iddiasını kanıtlaması gerektiğini, otomatik ödeme talimatı vermenin borcu ödemek anlamında gelmediğini, bankanın görevini yerine getirdiğini, borcu ödeyip ödemediğini kontrol yükümlüğünün yine, herkesin hesaplarındaki gelir giderleri kontrol yükümlülüğü kapsamında borçlunun da vurguladığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını, peşin olarak ödenen yargılama gideri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık ücretinin davalının borçludan tahsili ile müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; geçiş ihlali sebebine dayalı geçiş bedeli ile yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından ihlalli geçiş tablosu, geçiş bildirim sureti, geçiş görüntülerini içerir belgelerin ibraz edildiği, araç tescil kayıtlarının celp edildiği görülmüştür.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası
Mahkememizce görevlendirilen elektrik mühendisi bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 01/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davalı şirkete ait dava konusu ihlalli geçişlere esas plakalı araçların geçişlerine esas döküm liste halinde dosya kapsamına sunulan genel itibariyle; iptal ürün – OGS’de tanımlı olmayan plaka kaynaklı nedenlerle ihlalli geçişlere sebebiyet verildiğini, HGS – OGS bakiye bilgilerinin hesabın açıldığı … A.Ş veya ilgili bankanın internet sitesinden görülebildiği, araç sürücüsü veya davalı tarafça internet ortamı ve mobil uygulamalar ile ihlalli geçiş sorgulamalarının yapılabilmekte olduğunu, ihlal tarihinden 15 gün içerisinde ödeme yapılabilmekte olduğunu, davacı kayıtlarında yer alan ödemeler haricinde ihlalli geçişi takip eden 15 gün içerisinde davalı tarafça sunulan ödeme yapıldığına dair belgenin görülmediğini, geçişler esnasında HGS – OGS hesaplarına yeter bakiye bulunması halinde Paşaköy – Reşadiye gişelerindeki bariyerin açılacağını geçişlerde cezalı duruma düşülmeyeceğini, davalının icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçe içeriğinde ihlal yapıldığı iddia edilen tarihlerde araçlarının ihlalli geçiş bildirimde yer alan gişelerde olmadıklarına ilişkin bir itirazın bulunmadığını, davacı tarafça sunulan fotoğraflar ile geçişlerin belgelendiğini, davalı tarafça takibin 551,00-TL tutarındaki kısmı kabul edilmekte olduğunu, davalı…’ın takip tarihi itibariyle 499,65-TL + 1.963,00-TL = 2.452,65-TL + 184,53-TL + 33,22-TL = 2.680,30-TL tutardan sorumlu tutulabileceğini, davalı tarafça icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde takibin 551,00-TL tutarındaki bölümü kabul edildiğinden, 2.680,30-TL – 551,00-TL = 2.129,30-TL tutar üzerinden takibin davalı …adına devam edebileceğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada itirazın iptali istemine konu olan icra takibine dayanak alacağın, davacı tarafından işletilen köprü/otoyoldan davalıya ait araçların ücret ödemeden geçiş yapması iddiasına dayalı olduğu saptanmış olup davacı tarafından kesilen cezanın 15 gün içinde cezasız ödeneceği, 15 günlük yasal süre sonunda geçiş ücreti ile birlikte geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki ceza tutarı ile tahsilinin davaya konu edildiği, davalı takip borçlusunun ise ana para alacak istemine itiraz etmediği, yalnızca ceza ve ferilerine itiraz etmekle ihlalli geçiş olgusunu kabul ettiği görülmüştür. Diğer yandan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 30. maddesinin 5. fıkrasına göre; “4046, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Ücretin dört katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar, işletici şirket tarafından Hazine payı olarak, yıllık kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirimle ödenir. İşletici şirket tarafından Hazine payının eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde, Hazine payının ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.” düzenlemesi cari olup araç maliklerinden geçiş ücreti ve ceza tutarının tahsil edileceği öngörülmüştür. Dosyada mübrez kamera/fotoğraf kayıtları, bildirim evrakları, provizyon ve geçiş tablosu kapsamında huzurdaki davada, işletmesi davacıya ait köprü/otoyoldan davalının maliki olduğu araçların geçiş ihlali yaptığının sabit olduğu görülmüştür. Bu hali ile kaçak geçiş olgusunun aksinin tüm dosya kapsamında ispatlanamadığı, yukarıda anılan 6001 sayılı yasanın 30/5. fıkrasına göre araç maliklerinin geçiş ücretleri ve cezalardan sorumlu olduğu gibi anılan hükme göre tebliğ edilmesi dahi öngörülmediğinden kanuni 15 günlük sürenin geçmesine müteakip mütemerrit olunmakla davacı alacağının sübut bulduğu anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle ayrıntılı, dosya kapsamına uygun olmakla itibar edilir bulunan ancak rapordaki hesaplamaya ilişkin maddi hatanın mahkememizce resen düzeltilmesi sureti ile hesaplandığı üzere davacı yanın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 2.462,65-TL asıl alacak, 184,53-TL işlemiş faiz, 33,22-TL işlemiş faizin KDV’si (3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 24. maddesi uyarınca) olmak üzere toplam 2.680,40-TL alacaklı olduğu tespit edilmekle birlikte, davalının 551,00-TL’lik takip borcunu kabul beyanı kapsamında takibin 2.129,40-TL üzerinden, asıl alacağa yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine dair karar verilmesi gerekmiştir.
Son olarak icra inkar tazminatı yönünden yapılan inceleme yapılmış olup somut olayda takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirmediğinden, bir başka ifade ile alacak, dava tarihi itibariyle likit ve muayyen olduğundan, davacının icra inkar tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği (Emsal karar: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2020/1586 esas, 2020/80 karar sayılı kararı.) anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı takip dosyası kapsamında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 2.462,65-TL asıl alacak, 184,53-TL işlemiş faiz, 33,22-TL faizin KDV’si olmak üzere 2.680,40-TL alacaklı olduğu tespit edilmekle birlikte, davalının 551,00-TL’lik takip borcunu kabul beyanı kapsamında takibin 2.129,40-TL üzerinden, asıl alacağa yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak likit olmakla %20 oranında 425,88-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 145,45-TL ilam harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 91,05-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.129,40-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafça yapılan 739,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 738,25-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır