Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/410 Esas
KARAR NO : 2023/329
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 20/06/2023
Mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasının mahkememizde yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan 75.000 TL, 45.000 TL kredi ve başkaca krediler kullandığını, kredi taksitlerinin geri ödemeleri ile tüm fatura ve otomatik ödemelerin karışığı olan parayı zamanında bankaya ödediğini, ancak bankanın parayı aynı gün hesaba aktarmayıp bir sonraki gün aktardığını, bu nedenle hesapta yeterli para olmaması halinde kullanılabilecek kredili mevduat hesabından ödeme yapıldığını ya da eksik bakiye tamamlanmamış gibi gösterilerek müvekkilinden haksız kazanç sağladığını, müvekkilinin bankaya bu konu ile ilgili başvuruda bulunduğu ancak başvuruların sonuçsuz kaldığını, haksızlığın düzeltilmediğini, bankanın aldığı fazla ödemeleri düzeltmediğini, davalının haksız kazancını tahsili için … 4. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilinin … hesap ve kredi kartlarına bloke konulduğunu, müvekkilinin işini devam ettirebilmek için evi karşılığında kredi almak istediğini, ancak davalı bankanın tüm bankalara bildirim yapması sebebiyle kredi çekemediğini, bu nedenle 1 yıl boyunca kredi alamayan müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, müvekkilinin icra tehdidi altında ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin … Bankası’ndan kredi çekerek davalı banka kredisini kapattığını, ilave bir yükün daha altına girdiğini, bankanın haksız taleplerini ödemek zorunda kaldığını beyanla müvekkilinin maddi ve manevi zararları için şimdilik 15.000 TL’nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacının başvurusu üzerine 18/02/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme akabinde davacının talebi üzerine 20.000,00 TL tutarlı 36 ay vadeli Ticari Kredi, 75.000,00 TL tutarlı 36 ay vadeli Ticari Kredi kullandırıldığını, yine davacının talebi üzerine 45.000,00 TL bedelli 36 ay vadeli Ticari Kredi kullandırıldığını, davacı tarafından müvekkil bankaya sunulan talep dilekçeleriyle kredi kullandırılması talebinin yanı sıra kredi ile ilgili tüm sigortaların (hayat/ferdi kaza/dask yangın) ve ticari limit tahsis ücretinin hesabından tahsil edilmesini talep ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacıya müvekkil bankadan aldığı kredi borçlarını sözleşme şartlarına uygun olarak ödenmemesi ve sözleşme gereğince kullandırılan kredilerin taksitlerinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde hesabından tahsil edilmesine güvenilerek kredi kullandırıldığını, nitekim davacının hesabından tahsil edilmesini talep etmesi, kullandırılan kredilerin taksit tutarının zamanında ödenmemesi durumunda teminat olduğunu ve bu hususun haksız şart olarak kabulünün mümkün olmadığını, davacının kredi borcunu zamanında ödemediği için temerrüde düştüğünü beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
Dosyanın delillerini, …’a, … Bankası’na,… Bankası’na, … Bankası’na, … Bankası’na, …, …, … Bankası’na, … Bankası’na, … Bankası’na. … Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkere cevapları, bilirkişi raporları ve tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
Mahkememizce celp edilen … 4. İcra Dairesi’nin … takip sayılı icra dosyası aslının yapılan tetkikinde; takibin davalı tarafça davacı aleyhine cari hesap alacağına istinaden toplam 3.105,18 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile dosya üzerinde bankacı bilirkişiler …, … ve….marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 21/09/2021 tarihli kök rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacı vekili, kredi bedellerini hesabına zamanına yatırdığı halde, yatırılan paraların bir gün sonra işleme alındığını, davalının müvekkil hesabından çeşitli adlar altında haksız olarak tahsilat yatığını iddia ederek; şimdilik 15.000.- TL maddi-manevi zararları için, her bir kesinti ve ödemenin davacıdan tahsilinden itibaren, işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava etmiştir.
Yapılan incelemede, davacının…nolu kredili mevduat hesabından yapılan kesintiler toplamı 4.867,74 TL olarak hesaplanmasına karşın, davacıya ait … ve … nolu mevduat hesap ekstreleri dosyada sunulu olmadığından, davacı hesaplarından başkaca kesinti yapılıp, yapılmadığı, davacı hesabında para varken, ödemelerin KMH hesabından yapılıp, yapılmadığı tespit edilememiştir.
Bu nedenle nihai raporumuzun hazırlanması için;
– Davacıya ait … ve …nolu mevduat hesap ekstrelerinin,
-08.06.2021 Ön Raporla istenen bilgi ve belgelerin,
-Davalı bankaca davacı KMH hesabından “komisyon/masraf tahsilatı” adı altında aylık bazda yapılan tahsilatla ilgili komisyon veya ücret isminin (hesap işletim ücreti olabilir) açıklanması,
Davalı vekilince, verilecek kesin süre içinde dosyaya sunulması gerekir.
Sayın mahkemece;
-… Bankası ve … Bankası ve … Bankası’ndan 2017 ve 2018 yıllarında 36 ay vadeli olarak kullandırılan taksitli kredilerin erken kapatılması halinde alınan erken kapatma komisyon oranlarının ile mevduat hesaplarından alınan hesap işletim ücretinin ve kredilerden alınan komisyon/masraf miktar ve oranlarının sorulması gerekir.
Davalı bankaca dosyaya sunulmaması halinde; davalı bankanın 2015-2018 yılları arasında TCMB’ye faiz dışında alınacak ücret, komisyon ve masraf miktarlarının sayın mahkemece TCMB’den celbi gerekir.” şeklinde mütaladaa bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce önceki rapor doğrultusunda eksikliklerin giderilmesini müteakip dosyanın raporu sunan bilirkişi heyetine tevdii ile raporun tamamlanması istenilmiş ve konuya ilişkin 15/04/2022 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Davacı vekili; kredi bedellerini hesabına zamanına yatırdığı halde yatırılan paraların bir gün sonra işleme alındığını, hesabında para varken, kredi taksitlerinin ve otomatik ödemeler KMH hesabından alındığını, yatırılan paraların | gün sonra hesaba aktarıldığını iddia etmiştir.
Ancak, davacı hesbaıma yatırılan paralardan kredi taksitleri ve otomotik ödemelerin (3 adet telefon, …, …, …) yapıldığı, hesapta yeterli para olmaması halinde kalan kısmın KMH hesabından kredi kullandırılmak suretiyle karşılandığı, hesapta artık para kalması halinde, hesap alacak bakiyesinin otomotikman KMH borcuna mashup edildiği görülmüştür. Dolayısıyla davacı vekilinin bu yöndeki iddialarının gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştır.
Örneğin; Davacının 351 ek nolu mevduat hesabının alacak abiyesi 261,24 TL iken … tarafından 11.06.2015 tarihinde 3.500,- TL çekildiği (kredi kullanılarak), bu işlemle hesap 3.238,76 TL borç bakiyeye dönüşmüştür. 29.09.2015 tarihinde 11.300,- TL kredi kartı borcunun 6.457,66 TL’si KMH’dan kredi kullanılarak ödenmiştir.
Hesapta yeterli bakiye yokken, bir kısım kredi taksitleri, otomatik ödemelerin KMH hesabından (kredi kullandrılarak) karşılanarak ödenmiştir :
Diğer yandan, davacı tarafından 30.03.2017 tarihinde erken kapatılan kredi borçlarından davalı banka tarafından erken kapatma komisyon alma hakkı varken, almadığı görülmüştür. Kaldı ki davacı yan kredilerini kapattıktan sonra 26.05.2017 tarihinde 12 ay vadeli 34.000,- TL tutarında taksitli ticari kredi almıştır.
Sonuç olarak davacıdan; Davacıdan 390,- TL hesap işletim ücreti tahsil edilmesi gerekirken, 1.420, TL tahsil edildiği, 1.030,- TL fazla tahsilat yapıldığı hesaplanmıştır.
Ancak, davacı yan hesap işletim ücreti için 1.000,- TL talepte bulunduğundan, iade edilecek miktarın 1.000,- TL olarak kabulü gerekir.
Davacı yan gerçek kişi olduğundan, kredi kullandırımları sırasında hayat sigortası yaptırılmış olup, bunun da iadesinin talep edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Davacının, maddi ve manevi tazminat talebinin mahkemece değerlendirilmesi gerekir.” şeklinde mütaladaa bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce davacı vekilinin itirazında belirttiği banka hesapları, hareketleri, ekstreleri, kullandığı krediler ve GKS’lerin celbi sonrası dosya bilirkişilere tevdi edilerek ek rapor hazırlanması istenilmiş ve konuya ilişkin 13/02/2023 ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Davacı yan, davalı banka nezdindeki kredi borçlarını 30.03.2017 kapattıktan sonra, 26.05.2017 tarihinde Ek-28 nolu 34.000,- TL miktarlı 12 ay vadeli taksitli krediyi kullanmıştır. (kredi geri ödeme tablosu davalı bankadan temin edilerek dosya arasına konmuştur)
-1 nolu taksit, 28.06.2017 vade tarihinde 351 ek nolu hesapta para- olmadığından (hesap bakiyesi sıfırdır), taksit bedeli KMH’dan karşılanarak (kredi kullandırılarak) ödenmiştir.
Davacı yan ise, 28.06.2017 tarihli 3.101,12 TL’lık taksite karşılık, 29.06.2017 tarihinde (taksit vadesinden 1 gün sonra yatırılmıştır) 3.102,- TL yatırmış, yatırılan tutar (3.102,- TL) aynı gün “otomatik KMH tahsilatı” açıklamasıyla 351 ek nolu hesaba borç verilerek, KMH kredi borcuna mahsup edilmiştir.
-2 nolu kredi taksiti de aynı şekilde 26.07.2017’de KMH”tan karşılanarak ödenmiş, davacı yan ise 351- ek nolu hesaba 02.10.2017’de 3.105,00 TL yatırmış, yatırılan tutarın 3.070,23 TL’si 02.10.2017’de KMH borcuna mahsup edilmiştir.
-3 nolu 28.08.2017 tarihli taksit vadesinde 351 ek nolu hesaba 3.102,- TL yatırılmış ve taksit bedeli aynı gün söz konusu hesaptan tahsil edilmiştir.
-EK-28 nolu kredinin diğer taksitleri de, eğer 351 ek nolu hesapta para varsa, taksit bedelleri otomatik olarak tahsil edilmiş, hesapta taksit karşılığı yoksa diğer taksitler gibi KMH hesabından karşılanarak ödenmiş, daha sonra 351 ek nolu hesaba davacı tarafından yatırılan paralar ise otomatik olarak KMH hesabına virman edilmiştir.
Davacı yan, kredi geri ödeme planına göre, taksitlerini gününde bankaya ödemek durumundadır.
Gününde ödenmemesi halinde, taksit vadesinden itibaren gecikme faizi ödemekle yükümlüdür.
(BKZ. GKS md. 9) Davalı banka, davacı hesabında para olmaması halinde, davacıya KMH hesabından taksit bedeli kadar kredi kullandırarak taksit bedellerini ödemiş, davacının gecikmeye girmesini ve gecikme faizi ödemesini önlemiştir. Başka bir deyişle, hesapta para yokken, taksit bedelinin KMH hesabından karşılanması davacının gecikme faiz ödemesini önlediği gibi, üst üste 2 taksitin ödenmemesi halinde kredi hesabının kat’ını da önlemektedir.
Yukarıdaki açıklamalardan, davacı vekilinin hesapta para varken taksit bedelinin KMH hesabından alındığı itirazının gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu nedenle, davacı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde bulunmamaktadır.
Ek raporla, kök rapor ve ön rapor çelişkili değildir. Ek rapor, 08.04.2022 tarihinde banka şubesinde keşfen inceleme yapılarak düzenlenmiş; Ek-4-7-10-13-16-19-22-25 ek nolu kredi ödeme tabloları dosya arasına konmuş olup, davacı vekili tarafından dosya tetkik edilmeden itirazda bulunduğu görülmektedir.
Keşfen incelemede, davacı tarafından davalı bankadan kullanılan 9 adet taksitli kredi ve KMH hesapları tetkik edilerek, 15.04.2022 tarihli Ek Bilirkişi Raporu hazırlanmıştır.
Davacı hesapları kapatılırken, davacıdan erken ödeme komisyonu tahsil edilmediği görülmüştür.
Davacının elinde, erken kapatmaya ilişkin ödeme yaptığına ilişkin belge varsa dosyaya ibraz etmesi gerekir.
Her kredi kullandırımında GKS imzalanması şart olmayıp, kredi kullandırımlarına ilişkin 18.02.2015 tarihli GKS ve 08.12.2014 tarihli Temel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi dosyada sunulu bulunmaktadır. (Bkz. Siyah Klasör)
21.09.20221 tarihli kök raporda, … nolu hesap ekstresinin dosyaya sunulması istenmiştir. Söz konusu rapor tarihinden sonra, 15.04.2022 tarihli ek rapor keşfen inceleme sonucu düzenlenmiş olup, banka kayıtlarında yapılan incelemede 49 ek nolu bir hesap olmadığı görülmüştür.
15.04.2022 tarihli Ek Rapor 2. Sayfasında yer alan 351 ek nolu hesaba yatan ve tasarrufunu gösteren “tabloda” tarih sütunu sehven yer almamıştır.
Sonuç olarak;
15/04/2022 tarihli ek rapordaki görüş ve tespitlerimizi değiştirecek bir husus bulunmamaktadır.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan dava, davalı banka müşterisi olan davacının davalıya olan borçlarına istinaden bankaya para yatırmasına rağmen davacının bilerek bir gün sonra tahsilat yaptığı bu nedenle davacının KMH hesabından haksız aldığı alacağın ve mevduat hesabından hesap işletim ücreti, maddi tazminat, manevi tazminat, erken kapatma cezası alacağı ve sigorta alacağı gibi adlar altında davalı banka tarafından yapılan tahsilatların iadesi talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 20. maddesinde, tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir uygun bir ücret isteyebilir, hükmü düzenlenmiştir. Bankaların bu anlamda tacir oldukları ve temel iştigal konuları olan kredi işlemleri dolayısıyla şartlarının mevcut olması halinde ücret isteyebilecekleri kuşkusuzdur. Ayrıca, 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemleri Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ’in 4. maddesinde bankaların reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların niteliklerini ve sınırlarını serbestçe belirleyeceği ve aynı tebliğin 6. maddesinde de bankaca serbestçe belirlenen miktar ve oranların TCMB’ye bildirileceği ve kredi kullananların öğrenebileceği şekilde ilan edilmesi gerektiği hususu kaleme alınmıştır. ( Bkz. Yargıtay 11 HD. 2021/4388 Esas, 2022/73 Karar sayılı kararı)
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri’nin “Komisyon ve Masraf Karşılıkları” başlıklı 2.6 maddesinin “mevzuata uygun şekilde hesaplanacak her türlü komisyon ve verginin bankaca düzenleneceğini ve kredi kullanın bunu nakden veye hesaben ödeyeceğini .” şeklinde düzenlendiği,2.07 maddesinde geri ödemenin ” ödeme günü mesai saatlerinde yapılacağı şeklinde düzenlendiği, 2.09. Maddesinde davacı tarafından yapılan ödemelerin hangi sıraya mahsuben kabul edileceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacının davalı bankanın Şubesi ile 2014 ve sonrısanda genel kredi sözleşmeleri ve temel bankacılık hizmet sözleşmesi yaptıkları, bu sözleşmeler gereği kredilerin kullandırıldığı, kullanılan krediler nedeniyle farklı kalemlerden davalı banka tarafından tahakkuklar yapıldığı ve bunlara bağlı olarak tahsilatlar yapıldığı, yapılan tahsilatların iadesinin davacı tarafından davalıdan talep edildiği, iade edilmemesi üzerine işbu davanın açıldığı, taraflar arasındaki kredi ilişkisine ilişkin tüm sözleşme, eki kayıtlar, hesap ekstreleri, ödeme bilgileri, talebe konu kalemler yönünden davalı dışındaki bankaların uygulamalarına ilişkin kayıtlar getirtilmiş ve mahkememizce alanında uzman bilirkişilerden bir kök ve iki ek rapor (ilgili banka şubesinde yerinde inceleme yapılarak) alınmıştır. Bilirkişi kök raporunda davacıdan tahsil edilen ücretler tarih ve miktar itibariyle tespit edilmiş, alınan sigorta ücretlerinin dayandığı sigorta sözleşmeleri ve poliçeler belirlenmiş, dosya içerisinde bulunmayan belgelerin sunulması ile ek rapor düzenlenmek suretiyle davalı banka tarafından davacıdan tahsil edilen tahsilatların 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden sonra olduğu anlaşılmış, mahkemece davalı tarafından tahsil edilen bedeller hakkında emsal uygulama tespiti amacıyla celp edilen banka yazı cevapları incelenmiş, davacının ödediği 1000 TL hesap işletim ücretinin haksız olduğu ancak diğer talep ettiği kalemlerin bankacılık mevzuatına uygun olduğu, davalı tarafından erken kapatma cezasının uygulanmadığı, davacının yatırdığı ücretlerin banka nezdindeki diğer borçlarına mahsup edildiği bu nedenle KMH hesabının kullanıldığına bunda da davalının bir kusuru olmadığı şeklinde tespitlerde bulunmuşlardır.
Bankaların tacir oldukları ve temel iştigal konuları olan kredi işlemleri dolayısıyla şartlarının mevcut olması halinde ücret isteyebilecekleri kuşkusuzdur. Taraflar arasında yapılan sözleşmelerde tahsil edilen tüm ücretler açıkça yer almadığı, alınacak ücretlerin oransal olarak da belirlenmedikleri ancak sözleşme maddesine göre o dönem tabi olunan mevzuata uygun olarak hesaplanan bedellerin davacıdan tahsil edildiği anlaşılmıştır. Hesap işletim ücretinin ise sözleşmeye ve mevzuata aykırı olarak yüksek belirlendiği bunun hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir. KMH içinse taraflarca sözleşmede kararlaştırılan hükme istinaden öncelikle ödenen bedellerin bankada mevcut diğer davacı borçlarına tahsil edildiği davcının iddia ettiği gibi yatırılan bedelin kasıtlı olarak bir gün sonra hesaba geçirilmediği, bunun incelenen banka verileri ile sabit olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davalının işlemlerinin mevzuata uygun olduğu kanaatine varıldığından şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle denetime elverişli, ayrıntılı bilirkişi raporları esas alınarak davanın hesap işletim ücreti yönünden kısmen kabulüne diğer alacak kalemleri içinse reddine karar vermek gerekmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı tarafından açılan davada hesap işletim ücretine ilişkin alacağın KABULÜ ile,
1.000 TL’nin davacı tarafından yapılan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsil edilerek davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı tarafından açılan maddi tazminat, manevi tazminat, kredili mevduat alacağı, erken kapatma cezası alacağı ve sigorta alacağına ilişkin taleplerin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 256,17 TL harcından mahsubu ile arta kalan 76,27 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 256,17 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 310,57 TL’den, davacıya iade edilen tutar olan 179,90 TL düşüldüğünde geriye kalan 234,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 4.670,80 TL (bilirkişi ücreti, tebligat masrafı v.s) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 311,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 88 TL’sinin davalıdan, 1.232 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulüne anlatıldı. 20/06/2023
Katip Hakim
e-imza e-imza